KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Ticaret Bakanımız, değerli bürokratlarımız ve bağlı kuruluşların değerli başkan ve yöneticileri; hepinizi saygıyla selamlamak istiyorum.

"İktidar partisi" demeyelim de Meclisimizin 1'inci partisi olan arkadaşlarımıza ben de şunu söylemek isterim: Bizler muhalefet partilerinin milletvekilleri olarak, sizin duymak, sizin görmek istediğiniz şeyleri söylemekle mükellef değiliz ama sizin duymanız, görmeniz, göremediklerinizi bilmeniz, bilemediklerinizi bilmeniz için gerekenleri söylemeye, göstermeye çalışıyoruz. Dikkatle dinlerseniz, not alırsanız, eksiklerinizi de bu şekilde tamamlama ihtiyacı duyarsınız; bunu belirtmek istiyorum öncelikle.

Sayın Bakanım, tabii, çok söylendi ama birkaç cümle de ben söyleyeyim. Bütçenizi ben de inceledim; 2019'dan 2023'e kadar bütçedeki artış oranlarınız hep merkezî yönetim bütçesinin artış oranlarının altında kalmış, sürekli. Siz de yüzde 1 artmış 2019'dan 2020'ye, merkezî yönetim bütçesi 14 artmış; siz de 14,5 artmış, bir sonraki yıla merkezî yönetim bütçesi 22,9 artmış yani hep altta kalmışsınız; hep gittikçe küçülen, küçülen, küçülen bir bütçe olmuşsunuz. En son 2023 yılında da bir önceki yıla göre yüzde 102,6'lık bir artışınız var, merkezî yönetim bütçesindeki artış oranı yüzde 155. Merkezî yönetim bütçesinde ki oranınız da 2019'da yüzde 0,59'dan şu anda yüzde 0,38'e kadar gerilemiş.

Dış ticaretle ilgili çok şey söylendi; ihracat geçen yıla göre yüzde 15,4 artmış ve ilk on ayda 209,5 milyar dolara ulaşmış ancak ithalat geçen yıla göre yüzde 39,5 bir artış göstermiş, 300,5 milyar dolara... Tabii ki dış ticaret açığı da on ayda 91,1 milyar dolar düzeyine ulaşmış.

Bir şey daha dikkatimi çekti, dış ticaret hadleri üzerinden baktım, 2015 yılını 100 alırsak, 100'e endekslersek Ağustos 2022 itibarıyla ihracat birim değer endeksi 110,7, ithalat birim değer endeksi 151,7. Değer üzerinden ithalattaki birim değer endekslendiğinde ihracatın çok daha üzerinde bir endeks değeriyle karşılaşıyoruz. İhracat miktarı endeks üzerinden 153, miktar olarak ithalat 120,4'te kalmış ancak değer üzerinden böyle olumsuz bir durum var.

Teknoloji yoğunluğu itibarıyla da Cumhurbaşkanlığı yıllık programında da TÜİK'ten alınan rakamlara göre, yüksek yoğunluktaki imalat sanayi ihracatının toplam içindeki payının büyümesi beklenirken 2017'de 3,9'dan 2021'de 3'e kadar düşmüş durumda. Yine, imalat sanayinin ihracat artışı 2020'den 2021'e yüzde 33 artış gösterirken 2021'den 2022'ye yüzde 18,3 artış göstermesi, ithalatta ise 2020'den 2021'e yüzde 14,6 iken 2021'den 2022'ye yüzde 26,7 artış göstermesi ithalata dayalı bir üretim anlayışının ne kadar gittikçe köklendiğinin bir göstergesi.

İdari bütçe teklifinizin gerekçeler bölümünü de dikkatle inceledim. Dikkatimi çeken bazı hususlara da dikkatinizi çekmek istiyorum. Örneğin, ihracatın dünya ticaretinden aldığı payı standart hep 1 almışsınız. Önümüzdeki yıllar hiçbir artış öngörmüyorsunuz dünya ticaretinden aldığınız pay üzerinde. Orta yüksek ve yüksek teknoloji ürün ihracatının toplam imalat sanayi ihracatı içindeki payını da yüzde 38 düzeyinde sabitlemişsiniz.

Diğer bir dikkatimi çeken konu, esnaf ve sanatkârların kullandığı hazine destekli kredi miktarı 2022'de 39 milyar 977 milyon iken 2023'de 30 milyar TL olarak öngörülmüş. 2023, 2024 ve 2025'de hep aynı değer, hiçbir artış öngörmemişsiniz, öngörülen hedefler, enflasyon vesaire hedefler bir kenara. Örneğin, lisanslı depo sayısı yılda 1 ya da 5, en fazla 5 lisanslı depo artışı öngörmüşsünüz. Bu da bence çok kabul edilebilir bir artış oranı değil.

Tüketicinin sağlık ve güvenliğiyle ekonomik çıkarlarını koruyucu tedbirler alma konusunda da yine hedefleriniz sınıfta kalmış. 2021'de 4.275 ürün parti denetlemesi yapılmış, 2023'e bunun neredeyse yarısı 2.800'ü hedefliyorsunuz bu denetleme konusunda.

Sayıştay raporuna şöyle bir baktım. "Diğer bulgular" başlığı altında -bana göre hani gerçi her ne kadar mali rapor ve tablolara verilen görüşle ilgili olmayan bulgular olsa da bu diğer bulgular- 3, 4, 5 ve 6 no.lu bulgular dâhilde işleme rejimi kapsamında belirtilen bulgular ve bana göre, kanımca da birçok bulgudan da çok daha önemli ve ciddi bir kaçak alanı olarak değerlendirilecek konular var bu dâhilde işleme rejimi kapsamında. Malumunuz, ithal edilen ürün -örneğin buğday- miktarı kadar ihracat yapılması şartı aranıyor dâhilde işleme rejimi kapsamında. Örneğin, buğday unu, buğday irmiği, makarna, şehriye, bulgur, aşurelik buğday ve hazır veya anında noodle ihracatı öngörülen Dâhilde İşleme İzin Belgesi kapsamında yapılması gerekiyor. Bunun gibi, mısır, mısırdan nişasta vesaire, kümes hayvanları eti, mercimek, yağlı tohumlar, bitkisel yağlar, balıklar yani aklınıza gelebilecek birçok tarım ürününde dâhilde işleme rejimi kapsamında alımlar yapılıyor. Peki, bakıyoruz bulgulara, ne diyor bakınız: "Örneğin bir süt firmasının peynirlerde kullandığı tereyağı oranına ilişkin ekspertiz raporunun, herhangi bir laboratuvar analizi yapılmadan verilmiş olup aynı zamanda söz konusu raporun gıda mühendisi yerine makine ve inşaat mühendisi tarafından hazırlandığı görülmüştür." Dâhilde işleme rejiminin ekspertizi inşaat mühendisi mi bir gıda sektöründe? Gine diyor ki rapor: "Ayrıca, çoğu ekspertiz raporunda -tırnak içinde- her ne kadar mamul ürünü incelemesek de firma tarafından verilen kullanım oranlarının uygun olduğu düşünülmektedir." Ve siz bunlara göre dâhilde işleme rejimini yürütüyorsunuz, dâhilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen ürünün aynen ihraç edildiğini var sayıyorsunuz ama işte öyle olmuyor maalesef. "Rusya'dan, Ukrayna'dan un ithal ediyoruz, bunun tamamını ihraç ediyoruz." söylemleri havada kalıyor. Gine mısırla ilgili "GDO'lu mısırlar hayvan yemi olarak getiriliyor." diye söyleniyor ancak ne hayvan yemi; onlar doğrudan gidip nişasta bazlı şeker üretiminde, gıda üretiminde değerlendiriliyor şüphesini de ortaya çıkarıyor.

Sayın Bakan, esnafımızla ilgili birkaç konuya da değinmek istiyorum. Esnafla ilgili verilen bir soru önergesine sizin Bakanlık olarak verdiğiniz cevap, 2019 ile 2022 Ağustos arasında 381.218 esnafın kepenk kapattığı yönünde ve 2022 yılının ilk dokuz ayında 85.181 gibi bir başka rekor var. KOBİ'lerin bankalara borcu Eylül 2022 itibarıyla 1 trilyon 770 milyar 854 milyon lirayı bulmuş durumda, takipteki borçları da neredeyse 60 milyar lira, yani 353.785 KOBİ takipte, sorunlar yaşıyor.

Esnafın bu sorunları içerisinde, örneğin yüksek oranda enflasyonun artan üretim maliyetleri karşısındaki etkileri mal ve hizmet fiyatlarını yükseltiyor, tüketici de zorunlu olarak tabii, ihtiyaçları dışında daha az harcama yapmaya çalıştığı için esnaf arada sıkışıyor, maliyetinin çok üzerinde veya kimi zaman da altında mamul satmak zorunda kalıyor.

Kira artışlarına kalıcı ve kapsayıcı bir düzenleme getirilmesini istiyorlar esnafımız. TÜFE gerçekleşmesi ne olursa olsun meskenler için yıllık 25'le sınırlandırılan kira artışını esnaf da talep ediyor.

Akaryakıt zamlarının karşısında özellikle şehir içi taşımacılık faaliyetlerinde bulunan esnaflarımızın komisyonlarca belirlenen fiyat tarifelerine göre hizmet vermek zorunda oldukları için kazançları maliyetlerini karşılayamaz durumda.

Çok yüksek elektrik faturalarından, yüksek diğer girdi maliyetlerinden şikâyetçi esnafımız. Birçok sektörde faaliyet gösteren esnafların girdi kalemlerinde yüzde 100 ve üzerinde artış gerçekleştiği için döviz kurunun artması ve buna bağlı olarak doğal gaz, elektrikli ithal girdilere gelen zamlar fiyatların âdeta her tarafta zamlanmasına neden oluyor.

AVM ve zincir marketlerin haksız rekabetinden şikâyetçi esnafımız.

Finansman ihtiyacı var. EYT'yle ilgili sorunun kendileri açısından da çözülmesini istiyorlar ve kısmi ihya talepleri var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Zaman zaman çıkarılan yasalarla esnaflarımızın ödenmemiş BAĞ-KUR prim borçları silinmekte. Bu kapsamda durdurulan sigortalılık sürelerinin emeklilikte talep edilmesi hâlinde mecburen tamamına borçlanma zorunluluğu getiriliyor; gibi gibi, bunları daha sayabilirim ticari araçlarla ilgili de.

Bir iki kelime Helal Akreditasyon Kurumuna ve Rekabet Kurumuna ilişkin de söylemek istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süremiz doldu, çok kısa olursa.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Çok kısa, Sayın Başkanım, fazla zamanınızı almayacağım.

Sayın Helal Akreditasyon Kurumumuzun Değerli Başkanı, GDO'lu ürünle ilgili bir soru önergesine bunun helal olmadığını belirtmiştiniz ama bu ülkeye GDO'lu ürün hayvan yemi olarak geliyor, hayvan yemi olarak hayvanlara tükettiriliyor ve o hayvanları bizler tüketiyoruz. Bunun helal olup olmadığını bana lütfen söyler misiniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Rekabet Kurumunun da çalışmaları içerisinde... Sayın Başkanım, bu konuyu da önemle, özellikle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümle lütfen, sadece bir cümle.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bir cümle.

Rekabet Kurumunun görev, yetki ve sorumlulukları itibarıyla kurulun resen de müdahil olma hakkı var kanun gereği ama birçok tarım ürününde, tarımsal ürünlerde oluşan fındıkta...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler, sağ olun.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - ...kirazda bunu göremiyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun Sayın Sındır.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bu anlamda Bakanlığınızın bütçesi...

(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bir hayırlı olsun...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Sındır, zorluyorsunuz her zaman.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bakanlığınızın bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bir son cümlemizi istemiyorsunuz.