KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Evet, Sayın Başkan, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar, değerli milletvekili arkadaşlarımız, sayın basın mensupları; ben de öncelikle sizleri selamlıyorum.

Şimdi, iktidara mensup arkadaşlarımız bizlerin muhalefet olarak yapmış olduğu eleştirileri ve ayrıca, önerileri bugüne kadar anlamak istemediler ve anlayamadılar. Şimdi, öncelikle, bizim görevimiz, iktidarın yanlışlarını ortaya koymaktır ve sonra da kendimize göre doğruları anlatmaktır. Bunun içerisinde bizim çok kez söylediğimiz doğruları bu iktidar da zaman zaman yerine getirdi; bizim seçim vaatlerimizi, önerilerimizi süreç içerisinde yerine getirdiğine dair örnekleri de var. Demek ki bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğru bir muhalefet tarzı izlediğimizi ve seçim vaatlerimiz arasında da gerçekçi vaatler olduğunu sizler de görerek bizim vaatlerimizi uygular durumda oldunuz.

Şimdi, derler ki "Siz ne yapacaksınız?" Öncelikle, bugün biz görüşülmekte olan Bakanlığın...

Eğer, orada iktidar partisi mensubu milletvekili, Bakanı rahatsız etmez de Sayın Bakan da beni dinlerse... Sayın Bakanım, kusura bakmayın, arkadaş herhâlde sizi başka yerde göremiyor ki burada gördü, geldi derdini anlatıyor.

Şimdi, öncelikle ne yapmak lazım? Öncelikle bu iktidarın, düzeltiyorum, bu ülkenin ekonomisinin, ticaretinin büyüyebilmesinin belli koşulları var. Bugün belirli rakamlar sayıyorsunuz, bu rakamların gerçekçi olmadığı, daha doğrusu Ticaret Bakanlığı gibi bir bakanlık yönüyle baktığımızda bütçenin yeterli olmadığı uzun gerekçelerle anlatıldı. Ancak ülkemizde ticaretin, refahın artmasının başka koşulları var. Şimdi, yurt dışında da zaman zaman konuşulduğuna dair biraz önce ifadelerde bulunuldu. Evet, bu ülkenin daha çözemediği çok şey var. Bakın, bir pandemi süreci yaşandı, iktidar olarak siz bu süreçlerde yani -biz milletvekili olduğumuz günden beri aşağı yukarı- hep belli bahanelere yüklenen, belli bahaneler arayan bir iktidarsınız. İşte, yakın tarihte de ticaretle ilgili, esnafla ilgili bahaneler, işte, bu pandemi süreci başta olmak üzere, efendim, yok dış güçler... En son daha üç ay önce çıkmış bir Ukrayna-Rusya savaşına bağlayacak kadar her şeyi belli bahanelere atan bir anlayışı bugüne kadar sürdürdünüz. Ancak esas sorun şu Sayın Bakanım: Bakın, bu ülkeye dışarıdan baktığınızda, dışarıdan bakıldığında ve içerideki vatandaşımız, hukukla ilgili hukuk güvenliğiyle ilgili ne düşünüyor? Buna bakıyor muyuz? Yani eğer ticaretimizi artıracaksak, ülke güvenilirliğini artıracaksak hukuk güvenliğinin bu ülkede olması lazım, evet, temiz paranın bu ülkeye giriş yapıyor olması lazım. Kara para konusu, evet, gündemimizde yer işgâl etmekte, gelen paranın nasıl geldiği, ne tarzda bir para geldiği, kayıtlarda ne şekilde yer aldığı konusu tartışma konusu; kara paranın bu ülkede olmaması lazım.

Yine, "başta yargı" dedik çünkü yargı, her şeyin başıdır Sayın Bakan. Yurt dışından buraya yatırım yapacak olan bir yatırımcı, Türkiye'nin yargısına nasıl güvenecek? Güveniyor mu güvenmiyor mu, yaptığı yatırımın yarınla ilgili geleceği ne olacak; bu konular çok daha önemli.

Yine, bakın, bizim en önemli sorunumuz, katma değeri yüksek olan ürünlerin ihracatını hâlâ gerçekleştirememiş olmamız.

Yine, bakın, ülke kaynaklarının korunması, iktidara geldiğiniz dönemden... Yani son yirmi yıllık süreçte sayın iktidar mensubu milletvekili arkadaşlar, Sayın Bakanlar, buraya gelenler, 2002'den 2022'ye kadarki rakamları hep 2002'den başlayarak sayan sizler; 2002 ve cumhuriyetin kurulduğu günden bu tarafa yapılan, açılan fabrikaları ve satılan fabrikaları da burada sayın. İşte, ülkenin kaynaklarını da bugüne kadar hoyratça kullanırsak, elimizdeki fabrikaları satar, daha sonra ithalata mecbur kalırsak ülke ticareti büyümez.

Demokrasiyi ne kadar özümsediğimizle alakalıdır, özgürlükleri ne kadar özümsediğimizle de alakalıdır birçok şey.

Bakın, esnaf odalarının seçimleri oldu. Gidiyoruz, kendi ilimizde veya başka illerde denk geliyoruz. Esnaf oda temsilcileri, sizi iktidar olarak eleştirmekten korkuyor Sayın Bakan; eleştiremiyor, esnafın derdini konuşamıyor. Genel kurullarında esnaf derdini konuşabilen bir esnaf oda seçimi görmedim ben çünkü ertesi gün hemen ona telefonlar geliyor, hemen "Evet, eleştirmişsin..." Bırak Genel Kurulu, başka bir basın açıklamasıyla dahi eleştirilse, esnafın derdini dile getirse, ertesi gün telefon açılan esnaf oda başkanları bu ülkede olduğu müddetçe huzur olmaz, esnaf rahat içerisinde çalışamaz. Siz bunlara da bir bakın bence Sayın Bakanım.

Şimdi, bakın, bakkallar, marketler gibi küçük esnafların sorunlarını siz hâlâ çözemediniz. Yani sanki bu ülkede her şey güllük gülistanlıkmış gibi... Hâlâ bakkal, market ve diğer küçük esnafımız can çekişir vaziyette. Neymiş efendim? Üye kayıtlarında sayılar artan vaziyetteymiş. Ben size söyleyeyim, bizim de dolaştığımız, oda ziyaretlerinde gördüğümüz şu: Birçok esnaf, kredi müracaatları yönüyle birtakım kredilere müracaat edebilmek için, yeni kayıtlar yaptırmak zorunda kaldığı için yeni kayıtlar sanki artıyormuş gibi gözükse de krediye müracaat eden esnaf sayısı, krediye ihtiyacı olan... Bakın, ulaşılabilirlik başka bir şeydir, krediye muhtaç olmak başka bir şeydir. Bugün Türkiye'de kaç esnaf var? Kaç esnaf krediden yararlanmak zorunda? Kaç esnaf geri dönüşümle ilgili sıkıntı yaşıyor? Kaç esnaf bugüne kadar borcunu ödeyememiş, icralık duruma düşmüş? Bunlardır işin esası olan.

Şimdi, ülkede ekonomiyle ilgili gerçekten sorunlar var Sayın Bakan. Bakın fabrikasını satıp da otelini satıp da kur korumalı mevduat sistemine giren işletmeci var. Neden? Çünkü orada kazanamamış ama kur korumalı mevduatta temiz parasını bugüne kadar almış.

Şimdi, piyasaya şöyle baktığınızda, son dönemlerde inşaat sektöründe bir gayrimenkul hareketliliğini görebilirsiniz. Ben size söyleyeyim, Antalya'da örneğin en çok hareketlilik inşaat sektöründe, bunun da sebebi yurt dışından gelen yabancılar. Yurt dışından önce kontrolsüz gelenler, sonra yerleşmek amacıyla gelenler, son dönemde Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle gelen yabancılar, bugün inşaat sektörünü patlatmış durumda. Rakamlar zaten, enflasyonla vatandaşın ulaşamayacağı gayrimenkul fiyatlarına yükselmiş durumda, kiralar da yine aynı şekilde yükselmiş vaziyette.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizin dolmak üzere.

Son cümlelerinizi alayım.

CAVİT ARI (Antalya) - Bakın oteller dolu diyoruz, bundan da çok memnunuz, otellerde müşteri olsun -özellikle bir Antalya Milletvekili olarak bundan da büyük mutluluk duyarım; onu da ayrıca söyleyeyim- ama özellikle bu mevsimde gelenler bilhassa Avrupa ülkelerindeki emekliler. Avrupa ülkesindeki emekliler gelip bizim otellerimizde on gün on beş gün, belki de ifade edildiği şekliyle bir ay iki ay kalacak ama Türk vatandaşı olan emeklilere de veya vatandaşımıza da ücretlerinin en düşük olduğu kış aylarında tatil yapması önerilen bir ülkede yaşıyoruz Sayın Başkan.