KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Bir dakika... Kusura bakmayın Sayın Bakan, burada birtakım teknik sorunları da aşmak gerektiğini şimdi fark ediyorum. Neyse, ben bunun kaydını sonra alırım.

Sayın Bakan, Komisyon Başkanımız ve de Komisyonun değerli üyeleri; ben Sayın Bakanı üzülerek dinledim yani başlangıçta bir cümle söyleyeceğini umdum, söylemedi, başını kötü başlattı, sonunu daha da kötü bitirdi.

Şimdi, ben eminim ki söylediklerimden sonra bunu akşamleyin telafi edecek. Niye bunu söylüyorum? Bu Bakanlık -biraz evvel rakamlar söylendi- fakir fukara bir Bakanlıktır yani genel bütçe içindeki payı yüzde 0,5'e dahi gelememiş bir Bakanlıktır. Ama bu Bakanlığın en kıymetli hazinesi arkanızda oturan bu arkadaşlar; teşekkür etmediniz. Siz, onların sırtında ayakta duruyorsunuz, siz meslek memuru olamadınız ama onlar sizi diplomat yaptılar. Dolayısıyla siz bunu unutmayın, bu akşam buradan çıkarken bunu telafi edin.

İkicisi: Ben Bakanlığa girdiğimde bize bir şey öğrettiler; insan, tekemmül eden bir hayvandır. Bu hayvan iki türlü tekemmül eder; bir tanesi kendi hatalarından, bir tanesi başkalarının hatalarından. Biz size müteşekkiriz çünkü sizin sayenizde dış politikada neler yapılmaması gerektiğini öğrendik. Dolayısıyla en azından, bu açıdan size bir teşekkürü borçlu olduğumu düşürüyorum ama şu anda dış politika itibarıyla tükendiğinizi de söylemek durumundayım çünkü biraz evvel normalleşmeden bahsettiniz; nedir normalleşme diye andığınız şeyler? Mısır'la normalleşme, Suudi Arabistan'la normalleşme, İsrail'le normalleşme, Birleşik Arap Emirlikleri'yle normalleşme, hatta Suriye'yle normalleşme. O zaman ben soruyorum: Anormalleşmeyi kim yaptı, hangi iktidardan o anormalleşmeyi devraldınız ki? Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz; siz kendiniz bulsanız dahi bu beni hiç ilgilendirmiyor, ülke ve millet bundan ne zarar gördü, ben bunun hesabını sorarım sizden. Şimdi, bu, seçime gidildiği için; seçime giderken nasıl ki bir seçim ekonomisi uygulanırsa siz maalesef bir seçim diplomasisi uygulamakla meşgulsünüz bugün. Burada "U dönüşleri" mi derseniz ismine, "zikzaklar" mı dersiniz, ne olduğunu bilmiyorum ama buradan maalesef ülkeye bir bedel çıkmıştır. Bütün bu sistemin bozulmasının gerisinde tabii ki bu ucube sistemin de büyük bir payı var ama onun ötesinde, siz, iktidara geldikten sonra teşkilat yasasını değiştirdiniz ve bu kadroları da hükûmetin sözcüsü hâline getirdiniz, bunlar eskiden devletin memurlarıydılar. Bunun başka örneklerini gördük; Yavuz Selim Bey burada değil, burada daha genç bir arkadaşımız var. Onlar hiçbir zaman büyükelçi olmadılar, bir büyükelçinin hayatı nedir bilmediler ama siz onlara verdiğiniz yetkilerle burada büyükelçi olmak için sırada bekleyen arkadaşlarının kariyerlerine yön vermek tercihini yaptınız -çekinmeden söylüyorum- parti komiseri yaptınız bu arkadaşları; hangi sistemleri hatırlattığını da bana söyletmeyin.

Şimdi, buradan ileriye doğru bir şey söylememe gerek yok bugün beş dakika içinde ama ben Genel Kurulda yirmi dakikalık konuşmamda olması gereken dış politikayı anlatacağım size. Sizden artık bir şey beklemiyorum ben, günlerin sayılı olduğunu siz de biliyorsunuz. Bunun ötesinde, ileriye doğru baktığımızda yaptığınız hataların ötesinde yaptığınız... Biraz evvel bütün sorulara cevap vermek konusundaki bir performanstan söz ettiniz. Ben geçen seneki Komisyonda 40'tan fazla soru sordum; bir bakın bakalım, kaç tanesine cevap vermişsiniz? Burada sordum, burada, başka yerde değil, yazılı sorulardan bahsetmiyorum. Burada 40'tan fazla soru sordum, bana yazılı olarak kaç tanesine cevap verdiğinizi siz kontrol edin.

Biraz evvel bütçenizi sunarken bu bütçe 488 sayfa -hepsi bir arada- bunlardan bir tanesi 2023 yılına ait performans programı, sayfa 18 ve performans göstergeleri var orada, o performans göstergelerinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kaç tane davayla mücadele ettiğinizi yazıyorsunuz, ileriye doğru da bir projeksiyon yapıyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Dava sayısı hiç azalmıyor, geçen sene de 70, bu sene de 70; 2023'te de 70; 2024'te de 70; 2025'te de 70. Bu, sizin insan hakları uygulamalarınız açısından performansınızı gösteriyor, "Hiçbir değişiklik olmayacak." diyorsunuz raporunuzda.

Son söyleyeceğim... On sekiz saniyem var. Şunu da unutmayın: "530 bin Suriyeli döndü." dediniz, doğanlarla Suriyelilerin sayısı azalmadı, arttı.

Beni takip etmeye devam ediniz. Genel Kurulda görüşürüz.

Teşekkürler.