KOMİSYON KONUŞMASI

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli üyeler; Bakanlığın uygulamalarındaki bazı yanlışlıklara değinmek istiyorum.

Birincisi, resen yapılan imar değişiklikleridir. Bunun en önemlisi İstanbul'un 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının değiştirilmiş olmasıdır, bu değişiklikten sonra 1/5.000 ve 1/1.000'lik imar ve uygulama planları da değişmiştir. Bu değişikliklerin yapılmasının esas sebebi "Kanal İstanbul" denilen bölgenin yapılaşmaya açılmasıydı. "Çılgın proje" diye diye bu yapılaşmaya açılma meselesi önceleri gizlendi, sonra Arap ülkelerinde televizyon reklamlarında kanal manzaralı arazi satışları başladıktan sonra da kamuoyu tarafından ne yapılmak istendiği biraz anlaşıldı ve nihayet, o bölgede yerleşik halkın yerlerinden edilmesinden sonra, onların tepkileriyle daha da ortaya çıktı. Bu yanlışlıkların tamamına, bizzat ben dâhil İYİ Partili pek çok arkadaşımız -1/100.000'e- Genel Başkanımız Sayın Akşener ve on binlerce halk itiraz etti ama itirazlara rağmen bugün o bölgede yapılaşma başlamak üzeredir.

İkinci yanlışlık, rezerv yapı alanı ilan edilmesidir. Bu yanlışlığın boyutlarını anlamak için Beykoz Tokatköy'de en son yapılanları görmek kâfidir. Benzerlerini Pendik'te, Güngören'de, Beyoğlu'nda, İstanbul'un daha birçok yerinde gördük. Bu rezerv yapı alanları ilan edilirken oraların kim tarafından, hangi firma tarafından yapılacağı belki resmen bilinmiyor ama halk biliyor ve o yanlışlıklardan sonra halk ağlıyorsa niye ağlıyor, bunun üzerinde duran olmadı. Biz, bütün bölgelerde olan bu tepkilerin ortasında yer aldık ve hiç kimsenin bu kentsel dönüşüme, rezerv yapı alanı ilan edilmesine karşı olmadığını, yapılan haksızlığa karşı olduğunu gördük ve dile getirdik ama bu yanlışlıklara devam ediliyor. Fakat en büyüğü de Eyüpsultan'daki Kemerköy'de yapılan yanlışlıktır çünkü orada büyük bir soygun ve yolsuzluk kapatılmak isteniyor. Bilindiği gibi, Doğan medya grubunun Demirören'e satışında oradaki bir arazi -10 milyon dolar değerindeki arazi- 675 milyon dolar gösterilerek kredi verilmiştir bir devlet bankası tarafından ve bu satış gerçekleşmiştir yandaş medyanın oluşması için. Şimdi, oradaki halk yine ağlıyor, tepki gösteriyor. Büyük bir yanlışlık yapılıyor, mahkeme kararına rağmen yıkım yapılıyor. Efendim, orada oturan insanlar, hak sahipleri zengindir falan diye bakamayız. Hak, hukuk, adalet, mahkeme kararı, bunların hepsi bu devletin temel ilkeleridir, sarsılamaz.

Şimdi, rezerv yapı alanı konusunda yapılan yanlışlıklardan bir tanesi de İstanbul'da özellikle -"millet bahçesi" dedi konuşmacı ama şimdi gitti galiba- millet bahçesi yapılacak diye söz verilen Ataşehir'deki gümrük sahası millet bahçesi yapılmadı. Küçücük bir park, bir okul ve bir cami onun arkasında gizlenen alışveriş merkezleri ve konutlardır, sosyal konut değil.

Deprem konusunda atılan hiçbir adım yoktur. Sayın Bakan kendi kendine çocuk oyunu gibi oynuyor, küçücük göstergeler, Elazığ'da, İzmir'de, şurada, burada küçücük örnekler var.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - 5 bin konut çok küçük mü?

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Bu örnekler kötüdür demiyorum ama o kadar küçüktür ki bu örnekler, deprem tehdidi karşısında yapılanlar sıfır mertebesindedir.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - 5 bin konut, haberiniz yok. 5 bin konut küçük mü?

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sosyal konut müjdesiyle ilgili çok inanılmaz gerçekler var, tamamen bir algı yaratılıyor. Sayın Bakan dünkü konuşmasında Almanya örneği vermiş -keşke vakit olsa- Almanya'da yeni hükûmet protokolünde her yıl 400 bin yeni konut yapılması var.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Almanya'yı takip edeceğinize bizi takip edin.

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Deprem kuşağında değildir. Bizde senede 56 bin konut yapılmış, bununla övünülüyor ama sürekli bir algı var "Başarılı işler yaptık." algısı. Bu algıya harcanan para, gösterilen çaba, verilen emek eğer milletimizin beklentileri için harcansaydı birçok şey başarılı olabilirdi.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yaptık, yaptık. Algı değil, yaptık, hepsini yaptık.

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Ben Çevre ve Şehircilik Bakanlığını son derece yetersiz ve başarısız buluyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizi aşmış durumdasınız.

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Saygılarımla sözlerime son veriyorum.