| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem ile Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .11.2022 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Komisyonumuzun değerli milletvekilleri, Çalışma Bakanlığının değerli iş müfettişleri, değerli kadroları, değerli basın mensupları ve değerli hazırun; sözlerime başlarken ben de sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Tabii, maden kazaları durmadı, devam ediyor. Öncelikle, Amasra'daki yaralı işçimizi kaybettik -42'nci işçimiz- ona Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Yine Kilimli'de özel bir maden ocağında redevanslı bir sahada 4 işçimiz bir kaza geçirdi; 2'sinin ağır yaralı olduğu ifade edildi, Ankara'da tedavi altındalar. Bu işçilerimize de Allah'tan acil şifalar diliyorum.
Tabii, çok değerli bir sunum yapıldı. Genel anlamda baktığımızda, gerçekten Çalışma Bakanlığının iş müfettişlerinin Türkiye'de donanımlı bir kadro olduğunu düşünüyorum. Yani ben uzun yıllar iş kazalarına bakan bir avukatlık da yürüttüm, maden kazalarına da baktım ama iş müfettişliği kadrosunun Türkiye'de gerçekten donanımlı ve birikimli olduğunu düşünüyorum. Dışarıdan baktığımda, nispeten siyasetin de çok fazla nüfuz edemediği alanlardan birisi çünkü iş müfettişleri sanırım 81 no.lu ILO Sözleşmesi'ne göre yetkilendirilmişler ve o anlamda, diğer kurumlara göre biraz daha bağımsız ve daha doğru işler yaptığını düşünüyorum; öncelikli olarak, bunu geçmişte yaşadığım deneyimlere göre ifade etmek istiyorum. Yani Çalışma Bakanlığının birikimli ve donanımlı bir kadro olduğunu da biliyorum. Maden kazaları konusunda da öyle ama burada benim gördüğüm en önemli eksiklik, iş müfettişleri sayısının yetersiz olması diye düşünüyorum çünkü özellikle ağır ve tehlikeli iş kollarında denetim yapan iş müfettişi sayımız son derece yetersiz; özellikle Avrupa'yla kıyasladığımız zaman biraz düşük kalıyoruz. Son aldığımız verilere göre, Almanya'da bir iş müfettişine düşen ücretli çalışan sayısı, sanırım 10 binmiş ama Türkiye'de 31 bin olduğu ifade ediliyor, bilemiyorum, yanılıyorsam düzeltirsiniz yani 1'e 3 gibi bir oran var. Dolayısıyla, iş müfettişlerimiz yoğun bir çalışma temposuna girmelerine rağmen, iş yerlerinin tamamı denetlenemiyor veya yeterli sürede denetlenemiyor; sayının azlığından kaynaklanan böyle bir denetim zafiyeti var. Çünkü 905 iş müfettişi var ama bunlardan 539'u teknik müfettiş ve bu anlamda denetleme yapabiliyor, iş sağlığı ve iş güvenliği anlamında denetleme yapabiliyor. Bu da bence bizdeki iş kazalarının temel sebeplerinden birisi oluyor. Bütün iş yerleri mevzuatta öngörülen şekilde denetlenebilse belki bu kadar çok iş kazası yaşamayacağız diye düşünüyorum. Özellikle, az önceki sunumda da ifade ettiniz, sanırım maden alanında da iş müfettişi sayısı yetersizmiş. Dolayısıyla, denetimler de sıklıkla ve istenilen düzeyde olmuyor anladığım kadarıyla. Bu anlamda ben buradan sizlerin huzurunuzda iktidara bir kez daha çağrı yapayım: Değerli arkadaşlar, iş müfettişlerinin sayısını artıralım, kadro yoksa kadroyu açalım, sayıyı artırırsak sorunun ilk adımını belki bu şekilde çözmüş oluruz diye düşünüyorum.
Kazaya geldiğimizde yani olaya geldiğimizde, sunumunuzda "Amasra maden ocağında 4 temel havalandırma sistemi var. Bunlardan birisi temel havalandırma, diğer üçü ise tali havalandırma." şeklinde bir ifade kullandınız. Ve kazanın meydana geldiği gün de 1 tali havalandırmanın bozulduğunu, kelepçenin -sanırım- eksik olduğunu ve kazanın da bu tamirat yapılmadan o esnada meydana geldiğini -basına da yansımıştı zaten- ve size göre de kazanın sebeplerinden birisi olarak bunu gösterdiğinizi ifade ettiniz. Evet, yani basına yansıdığı kadarıyla ve yine bilirkişi ön raporuna göre de havalandırma sistemindeki yetersizlik ve etkisizlik kazanın oluşumunda temel sebeplerin başında gösterilmiş. Dolayısıyla, ben havalandırma konusunun sizler tarafından da biraz daha açılmasını rica edeceğim çünkü havalandırma konusunun üzerinde duruyoruz, ön rapor da bu konu üzerinde durdu. Çünkü metan gazının patlamayacak bir seviyede tutulması gerekiyor, patlama seviyesine çıkmadan havalandırma yöntemiyle tehlikeli noktadan uzaklaşması gerekiyor ama bunu burada başaramamışız, etkisiz ve yetersiz kalmış; işin açıkçası havalandırma sistemi metan gazına yenilmiş ve ateşle buluştuktan sonra da bu patlama meydana gelmiş. Bu anlamda, tabii, Amasra'daki havalandırma ana sistemi de 1978 yılından kalma bir sistem ve geçen haftaki Genel Müdür Vekilinin yapmış olduğu sunumda da gördüğümüz üzere 2015'teki Soma kazasından sonra meydana gelen mevzuat değişikliğinden sonra havalandırma sistemi mevzuata uygun hâle getirilememiş; 2 ihale yapılmış, iptal edilmiş, 3'üncü ihale gerçekleşmiş ve 3'üncü ihaleden sonra da yaklaşık bir yıl geçmiş olmasına rağmen ihaleyi alan şirket o sistemi kuramamış ve kuramadığı için de bu patlama meydana gelmiş. Belki kurulmuş olsaydı bu havalandırma zafiyeti ortaya çıkmazdı diye düşünüyorum. Yani bu noktada sizin düşünceniz nedir; bunun bir etkisi olmuş mudur; aynı zamanda, az önce ifade ettiğiniz durumun dışında ilave olarak kazanın meydana gelme sebeplerinden birisi olabilir mi bu?
Yine, sanırım şurada "Yer altında kullanılan bazı elektrikli ekipmanlar ATEX belgeli değildir." diye bir tespitte bulunmuşsunuz. Bu son teftişte tespit edilmiş. Bu tespit daha önceki tespitlerde de var mı acaba yani yıllara sari bir şekilde var mı?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKANLIĞI İŞ BAŞMÜFETTİŞİ ALPASLAN KILIÇARSLAN - Var.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Siz bununla ilgili uyarıları da yapmışsınız, özellikle hangi ekipmanlar olup olmadığı belli değil ama yapmışsınız, bütün ekipmanları... Eminim, sizde dokümanı vardır, isim isim bellidir bu ürünler. Yani peki bununla ilgili sizin müfettişlik olarak işletmeye bir idari para cezası gibi veya -ne bileyim- başka bir yaptırım uygulanma gibi bir durum söz konusudur mudur? Yani uyguladınız mı, uyguladıysanız bugüne kadar ne kadar uygulandı?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKANLIĞI İŞ BAŞMÜFETTİŞİ ALPASLAN KILIÇARSLAN - Uyguladık.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Mesela, bununla ilgili dava açıldı mı?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKANLIĞI İŞ BAŞMÜFETTİŞİ ALPASLAN KILIÇARSLAN - Açıldı.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - İşletme bazılarına dava açtı. Hâlbuki son derece önemli bu ATEX olayı. Bunları açıklarsanız memnun olurum.
Yine, tabii, sizin görev kapsamınızda değil midir bilemiyorum ama Amasra Müessesesinde şöyle bir olay da gerçekleşmiş; bir yönetim zafiyeti olduğunu düşünüyoruz biz: İşletme Müdürü Cihat Özdemir'in teknik işlerden sorumlu Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca'nın görev ve yetkilerini elinden aldığı ifade ediliyor. Salih Atmaca da bunu zaten kendi ifadesinde açıkça söylemiş, diyor ki: "Benim hiçbir şekilde imza atma yetkim yoktu, Cihat Özdemir bunu benden aldı." Dolayısıyla Cihat Özdemir bunu idari işlerden sorumlu bir başka kişiye vermiş; bu üretim ve teknik işlerle ilgili sorumluluğu, imzayı bir başka kişiye, Süleyman Bayraktar'dı sanırım, ona vermiş. Yani burada, bu kadar çok tehlikeli iş sınıfında olan bir iş yerinde ve mevzuat gereğince de mühendis olması gereken, teknik ve üretimden sorumlu müdür yardımcısının böyle bir bilgisi olmayan, donanımı olmayan bir kişiye bağlanması doğru mudur? Yani bu konuda Çalışma Bakanlığının, hani, bir yönetim zafiyetiyle ilgili bir denetleme yetkisi var mı, varsa bununla ilgili bir işlem yapıldı mı yapılmadı mı; bunları merak ediyorum.
Çok teşekkür ediyorum sabırlarınız için. Bundan sonraki sunumlardan sonra da yine sorularımızı sormaya devam edeceğiz.