| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem ile Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .11.2022 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; Komisyona hoş geldiniz.
Amasra maden faciasında hayatını kaybeden madencilerimizin sayısı 42'ye yükseldi; onlara Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine ve tüm milletimize baş sağlığı diliyorum.
Yine, Zonguldak Kilimli'de bir özel maden ocağında bir facia gerçekleşti, 2'si ağır olmak üzere 4 madencimiz yaralı; onlara da acil şifalar diliyorum.
Evet, biz doğrudan patlama anına gidelim; öncesine, sonrasına da birlikte bakalım ve bu konuyla ilgili de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının sorumluluğu nerede, ne kadar, sorumluluğunu ne kadar yerine getirmiş bakalım.
Şimdi, Emniyet fezlekesi diyor ki: "14 Ekim saat 18.09'da gerçekleşen ve ölüme sebebiyet veren patlamaya ait gaz sensörleri kayıtlarına bakıldığında, sensörlerin 6 kez ikaz verdiği yani metan seviyesinin yüzde 1'i aştığı, 5 kez alarm verdiği yani yüzde 1,5 seviyesini aştığı tespit edilmiştir." Yani nedir? Ne demek; bu kadar alarm vermesi, ikaz vermesi ne demek? Şu demek: Demek ki mevcut yer altı havalandırma sisteminde elektrik akımı da kesilmişse burada havalandırmanın sicili bozulmuş demektir yani artık havalandırmada büyük bir sorun var demektir.
Şimdi, biz ifadelere baktığımız zaman şunu görüyoruz: İzleme operatörü Mehmet Özdemir ifadesinde, olay günü, 2 kişi çalışması gerekirken personel eksikliği nedeniyle tek kişi çalıştığını açıkladı. "Ara ara tek kişi çalıştığımız oluyordu. Ben, işe başladığım ilk günde de tek kişi çalışıyordum. Personel yetersizliğinden dolayı tek kişi kalıyorduk, bunu amirlerimiz de biliyordu." diye söylüyor ve gerekli uyarıları yaptığını ama bunun gereğinin yapılmadığını söylüyor. Peki, Türkiye Taşkömürü Kurumunun Merkezî İzleme Sistemi Yönergesi ne diyor? İzleme operatörünün görevli olduğu merkezi gaz izleme sisteminin başında kaç kişinin çalışması gerekiyor? Bakın, bu yönergeye göre "İstasyonda her vardiya en az 2 kişi görevlendirilecektir." diyor. "Her vardiyada en az 2 kişi." Pratikte, kaza anında kaç kişi varmış? Saat 18.09 patlamasında 1 kişi var. Şimdi size soruyorum: O diğer kişi nerede? Nerede? Bu 1 kişi gaz izleme sisteminin başında, monitörün başında bayıldı, bir nedenden dolayı bayıldı, bir nedenden dolayı lavabo ihtiyacı çıktı, bir nedenden dolayı acil bir telefon geldi; e, ne olacak? Yani bir sistem kurulsa bile bu yönergenin gereğinin uygulanmadığı görülüyor.
Peki, gaz izleme servisinin başındaki kişi hangi niteliklerde olmalı? Yine yönerge söylüyor, diyor ki: "İstasyonda mevcut izleme personeli haricinde yeni görevlendirilecek izleme personeli konuyla ilgili eğitim almak koşuluyla tekniker veya mühendis olacaktır." Var mı? Yok. Peki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 11 Ekim 2022 tarihinde yani patlamadan sadece üç gün önce yaptığı denetim esnasında vardiyalarda, gaz izleme servisinin başında 2 kişi var mı, acaba bakıldı mı? Büyük bir soru işareti.
Şimdi, gelelim, bakın, bilirkişi ön raporu ne diyor? Raporda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetimiyle ilgili diyor ki: "Teftiş süresince gerek merkezî gaz izleme sensörlerindeki anomalilerden, ocakta, özellikle hava dönüş yollarındaki düşük hava hızlarından ve ocağın metan gelirinden hiç bahsedilmemiştir. Yapılan araştırma sonucunda, grizu patlamasına yol açan sebepleri de kapsayacak şekilde herhangi bir kusur, öneri ya da yaptırım bulunmamıştır." Yani, ben soruyorum: O zaman neyi denetlediniz? Yani, denetlenen nedir? Âdeta, gördüğümüz kadarıyla, Amasra'ya ne yapılmış? Turistik ziyaret yapılmış. Kim gibi? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı gibi; o da gitti patlamanın hemen öncesinde, o da turistik ziyaret yaptı. Sayıştay ilgili grup başkanı gitti, enerji grup başkanı; o da ziyaret yaptı, o da turistik ziyaret yaptı. İnanılmaz!
Bakın, neticede, bilirkişi raporunun sonucunda "Merkezî gaz izleme sisteminden alınan veriler incelendiğinde metan seviyelerinin müteaddit defalar, uzun süre boyunca yüzde 1,5 ve 2'nin üstünde kaldığı tespit edilmiştir. Neredeyse rutin olarak yüzde 1,5'u, düzenli olarak da yüzde 2'yi aştığı için potansiyel patlayıcı metan seviyeleri oluşmuştur." diyor ve devam ediyor: "Teknik olarak metan gazının alt patlama limiti olan yüzde 5'i geçtiği durumlar da yaşanmıştır. Tertip defterleri incelendiğinde ikaz ve alarm seviyelerinde maden ocağının kısmen dahi olsa boşaltılması yönünde bir önlem alındığı ve üretim miktarlarında bir azalma olduğu görülmemiştir." Kim tespit ediyor bunu? Bilirkişi ön raporu. Neye dayanarak? Merkezî gaz izleme sistemi verilerine dayanarak. Neye dayanarak? Yevmiye defterlerine dayanarak. Peki, buraya giden müfettişler yevmiye defterlerini incelemediler mi, merkezî gaz izleme sisteminin verilerine bakmadılar mı? Müfettişler "Burada metan seviyesi bu kadar yükseliyor, bu kadar ikaz veriliyor; acaba bu metan gazı dedektörü nerede, nereye konulmuş?" diye sormadılar mı?
Bakın, burada TTK'nin verdiği, bize Araştırma Komisyonunda yaptığı sunum var; burada metan dedektörü var, patlamanın olduğu yerle arasındaki mesafe yaklaşık 60-70 metre, burada, 60-70 metre. Üç gün önce müfettiş gitmiş, eğer bunu görseydi "Siz çalışmayı daha ileride yapıyorsunuz; bu metan gazı dedektörünü daha ileri, arına yakın bir yere, metan gazı seviyesini algılayacak bir yere koyun." demeyecek miydi? Demesi gerekirdi. İndi mi maden ocağına, baktı mı metan gazı dedektörünün nerede olduğuna?
Yine, bakın, bilirkişi raporuna yansıyan ifadelere göre... İş sağlığı, güvenliği ve eğitim şube müdürü Volkan Soylu Amasra İlçe Emniyet Müdürlüğüne verdiği ifadesinde eksi 320 kalın damar taban yolu galerisinde metan sensörü ile arın arasında 60-70 metre mesafe olduğunu belirtiyor, doğruluyor bu vahim durumu ve siz üç gün önce denetim yapmışsınız. Verilere göre, merkezî gaz izleme sisteminin verilerine göre de buradaki sensör sinyal veriyor, sürekli metan gazının yükseldiğinin sinyalini veriyor, ikaz veriyor; böyle acı bir durum var, bunu açıklamanız gerekiyor.
Bir konu da -yine bir gariplik, ona da dikkat çekelim- bakın, burada Türkiye Taşkömürü Kurumunun bu maden ocağıyla ilgili verdiği kot haritası var. 2 nezaretçi var, 2'si de yan yana ve eksi 320 kotta 2'si de yan yana. Bakın, koskoca maden ocağında 2 nezaretçi var, 2'si de burada yan yana yani muhtemelen nezaretçiler bile burada bir problem olduğunu aslında biliyor, analiz etmiş, belki de o nedenle oraya gitmiş durumdalar. Görünen o ki yine bu TTK'nin raporuna göre, bakın, eksi 320 kalın damar galerisinde tali havalandırma var burada, burada havalandırma var. Şimdi, havalandırmaya bir mühendis olarak bakıyorum; temiz havanın girişini görüyorum, havalandırmayla ona yön verildiğini de görüyorum, çok güzel ama kirli havanın çıkışını göremiyorum. Kirli hava, temiz havayı yönlendiren tali havalandırmanın içinden geçiyor. Başka bir yol yok zaten, kirli havanın başka bir dönüş yolu yok. Bunu da açıklamanızı istiyorum; nereden dönüyor kirli hava, bunun buradaki açıklamasını yapmanızı istiyorum.
Şimdi, diğer taraftan, bunca hayat nasıl kayboldu, nasıl canlar yitirildi? Bakın, size bir noktada onu hızlıca anlatmak istiyorum. Şimdi, üç gün önce, bir hafta süreyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının müfettişleri orada ve maalesef bu faciaya engel olamıyorlar. Herhâlde Bakanlık yetkililerinin kazadan tam bir dakika önce orada olması lazım ki bu kazayı engelleyebilsinler. Yani üç gün önce oradasınız, yine bu kazayı engelleyemiyorsunuz, pes!
Bakın, grizu patlamalarındaki alev hızı ilk 120 metrede 850 metre/saniye yani patlama olduğu anda, 120 metrelik hat üzerinde bulunan bütün madencilere o patlamanın alevinin ulaşması bir saniye sürüyor; bir saniyede alev 850 metre yol katediyor ve bir anda... Yani bu kadar hassas davranılması gereken bir yer. Peki, patlama oldu. Patlamanın sesini duyup kaçabilirler mi? Kaçamazlar. Niye? Ses hızı ne kadar? Ses hızı da 343 metre/saniye yani ses saniyede 343 metre ilerliyor ama grizu patlamasındaki alev saniyede 850 metre yol katediyor. Bu kadar incelikli, âdeta bir beyin cerrah gibi çalışılması gereken, müfettişlerin çalışması gereken yerde, Sayıştay raporları okunarak gidilmemiş, denetim raporları okunarak gidilmemiş, merkezî gaz izleme sistemindeki veriler istenmemiş, incelenmemiş, yevmiye defterleri incelenmemiş, metan gazı dedektörleri yerinde bakılmamış, çalışmanın nerede yapıldığına, bu metan gazı dedektörünün ne kadar uzağında kaldığına bakılmamış. Nereden biliyorum? Eğer bunlardan sadece bir iki tanesi bile yapılmış olsaydı bu patlama yaşanmayacaktı. Anlık, kritik tedbir alınması gereken, bu kadar çok tehlikeli iş sınıfına giren bir madende âdeta "Denetim yaptık." denemez. Bakın, grizu ortamında alevin oluşma hızı bile... Belirli bir seviyede metan gazı bir araya geldi ve bir ateşleyici devreye girdi yani bir madencinin birikmiş bir metan gazının -onu göremiyor ama- ona doğru bir kıvılcımın olduğunu gördüğü an ile patlama arasında geçen süre ne kadar biliyor musunuz? 0,1 saniye yani bunu olmadan önce engellemek gerekiyor ve bunun için denetimler var ama denetim hedefine ulaşmamış. Dolayısıyla da bu konuyla ilgili -maalesef- eğer görevinizi yeterince yapmış olsaydınız zaten bugün burada olmayacaktık. Bu konularla ilgili açıklama yapmanızı; hangi vantilatörün arızalandığı konusunda da yani benim "Temiz havayı yönlendiren vantilatörün üzerinden ve onun yolundan, temiz hava yolundan mı kirli hava dönüyor?" dediğim noktadaki vantilatör mü olduğunun açıklamasını yapmanızı istiyorum? Yani neyi kastediyorum, bir kez daha ifade edeyim: Bakın, eksi 320 kalın damar galerisinin hemen girişinde, burada 3 tane vantilatör var temiz havayı yönlendiren ama kirli hava çıkışı... Yani soruyorum da müfettişler olarak siz yanıtlayın; kirli hava burada nereden gidiyor?
Evet, teşekkür ediyorum.