| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü ç)İklim Değişikliği Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .11.2022 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın bütçesini görüşüyoruz. Sayın Bakanım, Bakanlığımızın çok değerli bürokratları hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Peşinen, bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum çünkü sizin bütçeniz bizim geleceğimiz, hepimizin geleceği adına çok önemli.
Şimdi, Sayın Bakanım, bütçenize baktığımda, tabii, geçmiş yıllarda da genelde merkezî yönetim bütçesiyle kafa kafaya giden, kimi zaman önde, kimi zaman oransal olarak biraz daha fazla olan; örneğin 2022'de 1,5 misli fazla bir oranda artış olan bir bütçeniz var ama 2023 yılı bütçesi, merkezi yönetim bütçesinin çok üzerinde. Burada dikkatimi çeken cari transferler ve sermaye transferlerinde yaklaşık 15 milyarın üzerinde artı bir bütçe ödeneği var. Bunların ne olduğunu ben bulamadım ama açıklarsanız memnun olurum çünkü gerçekten önemli bir bütçe. Program bütçesine de baktığımda, programlar itibarıyla bunların yoksullukla mücadelede sosyal yardımlaşma için 10 milyar olduğunu görüyorum. Şehircilik ve risk odaklı bütünleşik afet yönetimi için 5,6 milyar görüyorum. Tahminen bunlardan kaynaklanıyor. Bir açıklama gelirse sevinirim.
Sayın Bakanım, tabii, su kaynaklarımız, yer altı sularımız, toprağımız, havamız sürekli kirleniyor. Bu bizde değil dünyanın her yerinde. Yapılan bilimsel araştırmalar, ülkemizde de ilgili kamu kuruluşları değerlendirmeleri, işte TÜİK ve buna bağlı istatistikler bu gerçekleri önümüze koyuyor. Ve bu gerçekler içerisinde baktığınızda, gerçekten yüzey sularımızın neredeyse yüzde 80'e varan oranda kirlendiğini görebiliyoruz, hatta sağlıklı içme suyu bile arar olduğumuzu söyleyebilirim. Tabii ki bunların yanında orman alanlarımızın, tarım alanlarımızın, meralarımızın, doğal karakteri korunması gereken alanların çeşitli yasal düzenlemelerle özellikle son iktidar döneminizde madencilik, sanayi, enerji, turizm tesisleri, konut ve çeşitli faaliyetlere açılarak gittikçe yok olmaya yüz tuttuğunu da görüyoruz, bunu da özellikle altını çizerek vurgulamak istedim.
Sayın Bakan, tabii ben yine bütçenizin öncesinde performansla ilgili birtakım hedefler ortaya koymuşsunuz, bunları da şöyle bir incelediğimde bir iki konuda dikkatinizi çekmek istiyorum. Ki, mesela siz bize bir kitap verdiniz, bir kitapçık millet bahçeleriyle ilgili ve bayağı da kapsamlı, bayağı da masraf etmişsiniz; millet bahçelerini tanıtan. Tabii, bunun tanıtılmaya da ihtiyacı yok, millet bahçesine gidersiniz oranın doğal ortamını yaşarsınız ama olsun, hadi bunun tanıtımına da bir ihtiyaç duydunuz. Ama bakıyorum, 2023 yılında 81 milyon metrekare millet bahçesi öngörünüz var, 2024 ve 2025 sıfır yani 2023'te son buluyor herhâlde millet bahçesi projeniz çünkü alt program performans göstergelerinde, alt program hedefinizde 2024, 2025 için sıfır metrekare millet bahçesi öngörmüşsünüz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Hükûmet değiller 2024'te.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Efendim?
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Hükûmet değiller 2024'te.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Herhâlde hükûmet olmadıklarını, olamayacaklarını düşünüyorlar, o da bir espri olsun.
Hazırlanan kırsal konut projeleri sayısı yine aynı şekilde, hani kırsal konut projeleri az önce ekrana da geldi, işte köy konutları falan 2023'te 490 proje öngörünüz var ama 2024, 2025'te sıfır yani bu yıllara yönelik bu konuda herhangi bir gelecek öngörünüz, hedefiniz yok anlaşılan. O da seçim bitiyor, seçimden sonra da gerek yok bunlara mı diye düşünüyorsunuz, o da sorulması gereken bir soru olarak önümüzde.
Çölleşme ve erozyonla mücadele bağlamında ne yapıldı, ne yapılacak, bunu sormak istiyorum. 59 milyon 320 bin lira bütçeniz var, bunun da 31,6 milyon lirası personel gideri.
Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi Programı'nda ne yapıyorsunuz? 366,8 milyon lira bütçeniz var, bunun yaklaşık 213 milyon lirasının personel gideri olduğunu söyleyebilirim.
Sayın Bakanım, bakın ÇED'le ilgili, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği'nin uygulanmasına dair...
Eğer dinlerseniz memnun olurum çünkü önemli bir konuya... Sayın Başkan, yani siz de farkında değilsiniz, Sayın Bakanın dikkatini çekmek istiyorum hani...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Efendim?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Bakan, dinleyebilirlerse memnun olurum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Dinliyor Sayın Bakan gördüğüm kadarıyla.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Peki, teşekkür ederim.
Bakın, 2002'den bugüne verilen ÇED olumlu karar sayısı Türkiye'de 3.117, İzmir'de 145. Hadi ben Türkiye'yi sayayım, "ÇED Gerekli Değildir." karar sayısı 28.944 tane "ÇED Gerekli Değildir." demişsiniz, 3.117 tane ÇED olumlu kararı vermişsiniz. Kaç tane olumsuz karar vermişsiniz biliyor musunuz? 1/1/2002'den yani sizin iktidar döneminizde toplam 24 ÇED olumsuz kararı. Yani 30 binin üzerinde başvurudan bahsedebiliriz. ÇED gerekli kararı da 729. Bir de bu İnceleme Denetleme ve Değerlendirme Komisyonuna giden 3.982 var, halkın katılım toplantısı 4.686. Nihai karar ve bu İnceleme Değerlendirme Komisyonu yönetmelikten gelen de bir tabir olsa gerek bu ama bu kabul edilebilir bir şey değil. İşte diyor ki: Nokta, nokta, nokta tesisi projesiyle ilgili olarak hazırlanan ÇED raporu İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenerek son şekli verilmiş olup..." Yani İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunun görevi ÇED raporuna son şeklini verip onun önünü açmak mıdır, bu da ayrı bir soru işareti.
Buradan sizin dikkatinizi şu konuya çekmek istiyorum Sayın Bakan: Bu 2009/7 sayılı biliyorsunuz bir Genelge var. Bu Genelge uyarınca şöyle bir ifade var: "ÇED raporu alınamamış olsa bile, bir mahkeme kararıyla iptal edilmiş olsa bile eksiklikler yeniden değerlendirilerek İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilir ve gerekli ÇED yine verilebilir." gibi bir noktada. 2009 yılından beri uygulanan bir Genelge. Yani hangi yasaya... Mahkemeyi arkadan dolanmak, mahkemeleri yok saymak "Mahkeme kararlarını acaba nasıl aşabiliriz?"in bir Genelgesi ve bunu hâlâ uyguluyorsunuz. Siz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanısınız ve çevreyle ilgili bir sorunu ortaya koyan bir raporun nasıl aşılabilmesi gerektiğine yönelik bir uygulama içerisindesiniz.
Sayın Bakan, ayrıca, bakın, İzmir'de Aliağa'da ağır sanayi kirliliği artarak devam ediyor. Bakın, 1960 yılına kadar "tarım" olarak tanımlanan bölge ağır sanayi bölgesi ilan edildi. Aliağa'da ağır sanayi, petrokimya, hurda, demir çelik, haddehaneler, petrol rafinerisi, doğal gaz çevirim santrali, gübre fabrikası, gemi söküm tesisleri, kömür depolama alanları, hurda depolama alanları, çok geniş cüruf yığınları, yüksek yoğunlukta taşımacılık, kara yolu, demir yolu trafiği ve daha nice kirletici tesis ve ne yazıkki bölgede havanın, suyun, toprağın kirlenmesine ve canlı yaşamın olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Böylesi çevresel kirlilik yükü olan bölgede yük kapasitesi dolmasına rağmen hâlen daha yükleniyorsunuz. Son olarak, Aliağa'ya yapılmak istenen Batı Ege ve Güney Marmara Endüstriyel Atık, Cüruf Bertaraf Tesisi için ÇED olumlu kararı verildi ve bölge halkı bunu istemiyor. İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Çanakkale, Balıkesir, Bursa illerinden Ege ve Marmara Bölgeleri'ndeki bu 7 kentte bulunan metal fabrikalarından çıkan atıklar, cüruflar, toplamda 3 milyon 138 bin 573 ton atık Aliağa'da birikecek, 7 kentin cürufu burada birikecek ve İzmir'de her geçen gün birikecek. Daha önce Almanlarla ortak Ege Üniversitesinin yaptığı bir araştırmada Aliağa'daki bir partikül maddenin İzmir Çatalkaya'da göründüğüne dair bilimsel tespitler olduğu hâlde Aliağa'da böylesi bir cüruf tesisine izin veriyorsunuz.
Sorularımı daha sonra iletirim. Son olarak şunu da sormak istiyorum: İzmir'de geçen gün geldiniz Sayın Bakan, bir toplantı yaptınız, toplantıda AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı vardı, toplantıda Sayın İzmir Valimiz vardı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz aşmıştır, toparlarsanız bir cümleyle...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bitiriyorum, şu cümleyi toparlayayım.
Toplantınızda bürokratlar vardı, AFAD vardı vesaire, bir kişi yoktu Sayın Bakan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve kendisinin olmamasının nedeni de davete icabet etmediği için değil, davet edilmediği için orada değildi. AK PARTİ İl Başkanı bu konuda "Ne var canım, gelseydi, toplantı herkese açık." Bu kabul edilebilir bir devlet bürokrasisi değildir. Çok rica ediyorum, çalışmalarınızı siyasetüstü...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakika aştınız sürenizi, çok sayıda konuşmacımız var, rica ediyorum, son bir cümle söyleyecekseniz buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Cümlemi bitirmeme izin vermediniz Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakikayı aştınız Kamil Bey.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bitiriyorum, cümlemin noktasını koyayım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, siz bir dakikayı aştınız. Lütfen, rica ediyorum... Suçlu ben çıktım burada.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Çalışmalarınızı rica ediyorum...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ediyorum, çok sayıda arkadaşımız söz bekliyor. Bir cümleyle "Hayırlı olsun." deyin, bitirin.
Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Onu diyeceğim Sayın Başkanım. Yani siz her seferinde sadece bana yapıyorsunuz bunu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çünkü siz sadece bu kadar aşıyorsunuz o yüzden, kusura bakmayın.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yani ben anlamıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Başkası yapsa, başkasına da aynısını söylerim.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yani söylediklerimden çok mu rahatsız oluyorsunuz yoksa, anlamıyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Vallahi buna gülüyorum sadece, gülüyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ben çalışmalarınızın siyasi değil, bir devlet bürokrasisi adabında olmasını özellikle diliyorum.
Hayırlı olsun diyorum bütçeniz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakika kırk dört, kırk beş saniye oldu değerli arkadaşlar.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bu kadar itiraz etmeseydiniz, bu bir dakika...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, hiç alakası yok, en fazla on saniyedir benim sözlerim, en fazla.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hayır, bu tartışma olmasaydı, bu kadar olmayacaktı Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kusura bakmayın, benim sizin sözlerinizle ilgili hiçbir rahatsızlığım yok. Sadece şu konuda hassasiyet gösteriyorum: Daha fazla arkadaşımız söz alsın diye herkesi vakte uymaya davet ediyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hayır, başkasının...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama siz geçmişe dönük bakın, sürekli bir şekilde fazla söz kullanıyorsunuz. Bu sizin takdirinizde, yapmazsanız bence daha doğru olur.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Eğer müdahil olmasaydınız en fazla bir dakikalık bir fazla süre...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Olmaz, buna ben müsaade etmiyorum, Başkan olarak uygun görmüyorum. 60 kişi bir dakika kullanınca bir saat oluyor. Doğru değil, doğru bulmuyorum. Benim uygulamam bu şekilde.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yüzde 10 toleranstan bahsediyorum Sayın Başkan, yüzde 10 toleranstan bahsediyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, öyle bir tolerans yok, uygularsınız, uygulamazsınız. Benim böyle bir toleransım yok.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hiç konuşmayalım isterseniz daha iyi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, hiç öyle bir şey söylemiyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - O zaman on dakika tasarruf etmiş olursunuz Sayın Başkan. Hatta on değil, yüzde 10'la birlikte on bir dakika tasarruf etmiş olursunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar... Doğru mu bu sözleriniz şimdi? Sadece vakti zamanında bitirin dediğim için böyle bir sonucunu nasıl çıkardınız Kamil Bey ya?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama siz... Cümlemin, sözümün sonuna geldiğimi bildiğiniz hâlde araya giriyorsunuz Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Aşmıştınız; aştığınızı birkaç cümleyle toparlamanızı söyledim. Buna rağmen ısrarla konuşmaya devam ettiniz, ben de uyardım, yaptığım bu. Lütfen... "Hem suçlu hem güçlü" denir buna.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.