KOMİSYON KONUŞMASI

CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Burada usul tartışması istendi ama usul tartışmasını bile usule uymayarak yapmaya gayret gösteriyoruz.

Birincisi, biz burada partimizi temsil ediyoruz ve burada yaşanan bir kazayı, feci bir kazayı aydınlatmak üzere bize vazife verildi. Dolayısıyla Bartın Milletvekili, yok Zonguldak... O zaman biz çıkalım, Bartınlılar ve Zonguldaklılar kalsın burada; bunları tartışsınlar, konuşsunlar, bizim söz söyleme hakkımız olmasın. Ayrıca bundan hepimiz acı duyuyoruz, hepimizin ortak acısı bu. Dolayısıyla böyle bir ayrımcılığı kabul etmiyorum ben.

İkincisi: Burada "Ben şu kadar yetkiliyim, benim şu kadar bilgim var." Herkes burada dinleyecek, bilgi edinecek; sunum yapanlar var, biz onları dinleyeceğiz, dolayısıyla bir kanaat oluşacak, sorular soracağız. O zaman hepimiz bilgi yarıştıracaksak, tecrübe yarıştıracaksak önce onları yarıştıralım, sonra buraya yetkililer gelsin bize bilgi versinler.

Ben de aynı kanaatteyim, burada on saat de yapabiliriz, yirmi saat de ama insanların bir dinleme, bir anlama kapasitesi var. O kapasiteyi aştıktan sonra yapılan sunumların, toplantıların, soruların acaba ne anlamı kalacak?

Ayrıca, burada hiçbir arkadaşımızın bu meselelerin üzerinin kapatılması gibi bir düşüncede olduğunu asla düşünmemeliyiz. İşte hayret etmiş arkadaşlar bizim sorduğumuz sorulara. Biz milleti temsil ediyoruz, niye hayret ediyorsunuz? Baştan beri diyoruz ki: Bu, sonuna kadar aydınlatılmalı, suçlu kim varsa cezasını çekmeli. Ama biz burada kendimizi yargıç yerine, savcı yerine, bilmem neye koyamayız.

Sayın Başkanın görevi elbette burayı düzgün yönetmek, hakaret etmek değil ama bir anarşiye de sebep vermemek, bundan dolayı müdahale edebilir. Yani burada bir sıkıntı varsa bunu da söyleyebiliriz ama baştan Komisyonun çalışmasını engelleyecek "Sizin Başkanlığınız şaibeli, şöyledir, böyledir." söylemleriyle zaten olay farklı bir boyuta, farklı bir yöne gidiyor.

Dolayısıyla zamanı, vakti iyi kullanmamız gerekiyor, üç ay gibi bir süremiz var. Komisyon çalışmalarına başlarken bazı arkadaşlarımız dedi ki burada: "Bunu çabuk bitirelim, bir ayda bitirelim yoksa siz uzatırsınız, tavsatırsınız." Şimdi de yapılan çalışmalarla birlikte deniyor ki: "Siz hemen kapatmak istiyorsunuz." Böyle bir anlayışı ben yadırgıyorum. Dolayısıyla burada herkes istediğini elbette söyleyebilir ama kimse kimsenin hakkını yeme durumunda değildir.

Tekrarlanan sorular... Hepimizin bir anlama, bir oturma kapasitesi var. Eğer burada biz bir sonuç alamayacaksak, kendimizi parlatarak bir şeyler yapmaya kalkarsak esas facia bu olur diyorum.

Bundan sonra Sayın Başkanım, İç Tüzük nasıl bir ifade kullandıysa anarşiye sebebiyet vermemek açısından bu şekilde toplantıyı yönetmenizi sizden rica ediyorum.

Teşekkür ediyorum.