KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanı, bürokratları, milletvekillerini selamlıyorum.

Sayın Bakan, belki başka kutlayan da olmuştur ama ben de sizi kutluyorum, Türkiye, Sefalet Endeksi'nde 1'inci oldu. Sonunda Türkiye bir şeyde 1'inci oldu, o da Sefalet Endeksi. Yeni ekonomik modeliniz yoksullaştıran bir büyüme getirdi ve bu yoksullaştıran büyüme her gün herkesin gözünü zamlarla açmasına sebep oluyor. Zamların arkasındaki temel güç enflasyon, politika faizini düşürünce gerçek faizlerin yükselmesi gibi enflasyon da dizginlerinden kurtulmuş ve resmen patlamıştır. TÜİK TÜFE'yi yüzde 85 ilan ederken ENAG yüzde 185 olarak açıkladı. Bir zamanlar paradan sağdaki sıfırı attığınız gibi bu sefer de soldaki 1'i atarak durumu kurtarmaya çalışıyorsunuz. Halkın mutfağına, sofrasına yağmur gibi yağan zamları durduramadığınız gibi Dünya Sefalet Endeksi'nde 1'inciliği aldınız. Ayrıca, Üretici Fiyat Endeksi ÜFE ile TÜFE arasındaki büyük fark, sırada bekleyen zamların da habercisi.

Merkez Bankasına sürekli müdahale etmeniz, borsadaki o yarattığınız spekülasyonlar, gündeme gelen yolsuzluklar, TÜİK'e müdahale etmeniz, dezenformasyon aracına dönüştürmeniz, vergi adaleti diye bir şey bırakmamanız, yandaş şirketlerinize her türlü vergi aflarını, istisnaları çıkarırken maaşını alamadan vergisini ödeyen geniş kesimlere ise "dolaylı vergi" adı altında çifte vergilendirmeyi reva görmeniz, kamu-özel iş birliği projeleriyle 5 TL'lik işi 25 TL'ye yapmanız, ülkenin gelecek yirmi, otuz yılını bu çetelere ipotek etmeyi yerli ve millî adımlar olarak pazarlamanız... O kadar yerli ve millîsiniz ki ihtilaf durumunda da Londra mahkemelerine gitmeniz hiç şaşırtmıyor.

Başka ne yapıyorsunuz? Sermayeyi ucuz faizle ihya etmek için halkı açlığa ve yoksulluğa mahkûm ediyorsunuz. 3 haneli enflasyon sayesinde işçi ücretlerini reel olarak geriletiyorsunuz. Ucuz iş gücü dışında hiçbir rekabet gücü yaratamadınız. Kuru, sözüm ona kontrol altında tutmak için, yılbaşından bu yana ortalama her ay 9,5 milyar doları sattınız, yine birilerini zengin ettiniz. Kur korumalı mevduat hesaplarına yılbaşından bu yana 91,6 milyar TL ödeme yaptınız, halkın ödediği vergileri yine sermayeye peşkeş çektiniz. Sermaye partisi olduğunuz için sermaye için çalışıyorsunuz, işçinin işsizlik sigortasında biriken parasını dahi sermayeye peşkeş çektiniz.

Şirketler kâr patlaması yaşıyor, faizci bankalar kâr patlaması yaşıyor, halkımız ise sıkıntı patlaması yaşıyor. Korkunç bir pahalılık, korkunç bir açlık. Okula aç giden çocuklar sizin eseriniz. Kur korumalı mevduat sahibine aktaracak 91 milyar lirayı buluyorsunuz ancak okulda öğrenciye verilecek öğle yemeğine para bulamıyorsunuz. Bütçeyi halk için kullanmıyorsunuz. Attığınız adım için bile neredeyse vergi topluyorsunuz. Ancak bu kaynakları halk için kullanmıyorsunuz.

Sermaye semiriyor ancak kalkınma yok, refah yok. Ucuz emek sömürüsüne dayalı tekstil sektöründe Bangladeş'le yarışıyorsunuz. Pandemi sürecinde dahi halka doğrudan gelir transferi gerçekleştirmediğiniz için bütçe fazla verdi. Oysa halkın gelir güvencesine, iş güvencesine ihtiyaç var; elektrik, su, doğal gazın kota dâhilinde, ücretsiz dağıtılmasına ihtiyaç var; okullarda ücretsiz öğle yemeğine ihtiyaç var, işe gidip gelirken ücretsiz ulaşıma ihtiyaç var, köylüye tohum ve mazot sübvansiyonlarına ihtiyaç var, kiracıların desteklenmesine ihtiyaç var; var da var ama bunu sizden beklemek tabii ki eşyanın tabiatına aykırı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Elbette ki halkı açlığa, yoksulluğa, yoksunluğa mahkûm edenler er ya da geç bunun bedelini ödeyecektir.