KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Değerli hocalarıma teşekkür ediyorum verdikleri bilgiler için.

Bugün, biz Komisyonda neyi görüştük? Bugün, aslında biz Komisyonda bilirkişi ön raporunda yer alan ve bir kusur nedeni olarak gösterilen metan drenajıyla ilgili bilgi aldık. Aynı zamanda da yine, çeşitli raporlarda üzerinde durulan ATEX sertifikalı teçhizatın kullanımıyla ilgili bir bilgilendirme oldu. Şimdi, metan drenajı konusunda, Amasra maden ocağıyla ilgili spesifik ona yoğunlaşan bir bilgiyi hocam sizden alamadık yani sizden sizin uzman bilim insanı görüşünüzü istiyoruz Amasra'ya yönelik olarak. Bu metan drenajı Amasra'daki ocağın kendi jeolojik koşullarıyla uygulanabilir mi uygulanamaz mı? Uygulanması çok zaman mı alır mı? Verimli olur mu verimli olmaz mı? Bunlarla ilgili sizden bilgi istiyoruz. Bahsettiğimiz metan drenajı, hâlihazırda maden ocağıyla ilgili içinde yapılan sondaj şeklinde değil diğer boyutu itibarıyla yani bilirkişi raporuna konu olduğu şekliyle uygulanabilir mi? Bu konuyla ilgili sizden bilgi istiyorum.

Diğer taraftan ATEX sertifikalı teçhizatla ilgili... Şimdi, şu konu çok kritik bir konu: Maden ocakları çok tehlikeli iş sınıfında. Çok tehlikeli iş sınıfında olmasının nedeni, kömür üretimi yaparken ortaya çıkan gazlar, gaz içerikleri ve bunların da bir patlamaya yol açabilmesi veya zehirlemeye yol açmalarıyla ilgili yani insan canına doğrudan kastedebilecek bir özelliğe sahip olması. Bu noktada da metan gazı önümüze çıkıyor, hidrojen sülfür de çıkıyor ama o, maden ocağında çok fazla karşılaştığımız bir gaz değil, zehirli bir gaz. Şimdi, karbonmonoksit var, zehirlenmeye yol açan gaz; bunları da biz ölçüyoruz, kömür üretimi yapılırken de açığa çıkıyorlar. Şimdi, metan gazı evet, oksijenden hafif bir gaz ve dolayısıyla da maden ocağının kubbe kısmına çıkıp yerleşiyor. O nedenle de metan gazı sensörünü mümkün olduğunca yukarıya asıyoruz ve orada da ölçüyoruz var mı diye. Ama metan gazı aynı zamanda da sanki evde buzdolabının arkasında da biriken, böyle kör noktalarda birikebilen bir kir gibi, bir toz gibi maden ocağının içindeki çeşitli teçhizatların da arkasına, üstüne yerleşebilen, toplanabilen bir özelliğe de sahip. Dolayısıyla metan gazıyla ilgili ölçümler yapılırken sadece maden ocağının kubbe kısmına, üst kısmına değil, aynı zamanda da bu teçhizatların bulunduğu bölgelere de özen göstermek gerekiyor. Onun için de ne yapılıyor? Güçlü bir havalandırma sistemi. Yine, bir örnek verecek olursak bir evde çalıştırılan elektrik süpürgesinin gücünün halının üstündeki tozu ve kiri çekecek kadar kuvvetli olması gerekiyor; onu buzdolabına doğru tuttuğunuzda altındaki kiri, tozu çekmesi lazım. Yani normal vatandaşımız maden ocağına inince başındaki şapkanın uçması lazım; durum bu.

Şimdi, bu teçhizatın etrafında metan gazının birikebileceği gerçeği ortadayken bu cihazların da tabii ki bir ateşleyici konumuna geçmesi büyük bir risk ortaya çıkarıyor. Ateşleme de şöyle: Eğer ATEX sertifikalı değilse veya sertifikalı ama arızalanmışsa, ATEX özelliğini yitirmişse, periyodik bakımları ve tekrar kontrolleri yapılmadıysa 0,1 saniyede patlama oranındaki yoğunlaşmayı sağlayan metan gazı ile ateşleyiciden çıkan kıvılcım reaksiyona girdiği anda -yani 0,1 bir saniyede- patlama gerçekleşiyor ve sonrası, 1 saniyede 800 metrelik bir hat boyunca alev kendisini taşıyor. Böyle çok önemli, kritik bir noktadan bahsediyoruz.

Şimdi, bu noktada, sizin yaptığınız sunum itibarıyla şunu anlıyoruz biz: Evet, ilk cihaz geldiğinde üreticisi, onu kontrol eden, yine ATEX özelliğini kontrol eden belirli kurumlar, kuruluşlar yurt içinde, yurt dışında o belgeleriyle birlikte cihazı teslim ediyor ve cihaz kullanılıyor. Buraya kadar mevzuata uygun görünüyor ama cihaz arızalanırsa, arıza, bakım ve onarım ihtiyacı doğarsa bu bakım ve onarımı yapıldıktan sonra ATEX belgesinin altına imza atan, bunu kontrol eden kurum, kuruluş yetkilileri geliyor mu maden ocağına? Gerekiyorsa bu cihazı tekrar söküyor mu, götürüyor mu? Söktüğü sürenin içinde bu cihazın satın alındığı üretici firma...

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Sayın Yavuzyılmaz, desteklemek amacıyla bir şey söyleyeceğim: Şimdi -sunum yapan arkadaş değil- Türkiye Taşkömürü Kurumu yetkilileri burada. Haftaya burada müzakere yapılacak, Sayın Yavuzyılmaz'ın bu söylemlerinden sorduğu soruya cevaben orada da bu soruyu muhakkak aydınlatmanız lazım.

Evet, buyurun, devam edin.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tekrar, onun yerine, üretici firma yapılabilecek anlaşmalarla arıza sürdüğü müddetçe yeni bir cihaz getirip onun kullanımını sağlıyor mu veya bu cihaz sökülemeyecek durumdaysa bu cihazla ilgili tekrar ATEX özelliğinin olduğu ve devam ettiği, bunun korunduğuna dair testler ve kontroller yapılana kadar bu bölgedeki çalışma durduruluyor mu? Şimdi, "standartlar" dediğimiz şeyler işte bu standartlar. Standartlar biraz zorlar, herkesi zorlar, belki işi yavaşlatır görünür ama kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede standartlar kurallı bir çalışma alanını oluşturur ve o kurallara bağlı olmak herkesin hem can güvenliğini sağlar hem de üretim miktarının belirli bir ortalamasının da tutturulmasını sağlamış olur.

Şimdi, sunumunuzdan anladığımız -eğer farklı bir durum varsa lütfen düzeltin- Avustralya'da bu konuyla ilgili bir mevzuat olduğu, o mevzuatın Türkçeye çevrildiği, sizin de o mevzuatla ilgili birçok yere, ilgili kurum, kuruluşlara bu mevzuatı gönderdiğiniz. Şimdi siz Bakanlık yetkilisi değilsiniz değil mi Sayın Hocam?

ATEX UZMANI NURETTİN TERZİOĞLU - Değilim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Değilsiniz, bunu iyi niyetli bir çaba olarak, bir bilim insanı olarak yapıyorsunuz ama bunun bağlayıcı bir şekilde... "Bunu uygulayacaksınız, uygulamadığınız takdirde bunun çok ağır sonuçları olabilir, bir metan gazı patlamasına yol açabilir, o nedenle bunun bir sorumluluğu vardır ve cezai müeyyidesi vardır." diye Bakanlığın bu konuyla ilgili mevzuat yayınlaması gerekli. Anladığım kadarıyla ortada ne mevzuat ne standart var, böyle bir durum var. Dolayısıyla çok tehlikeli, çok vahim bir durum. Bu konuyla ilgili olarak mutlaka Bakanlığın yani ilgili bakanlıkların bir mevzuat çalışması yapması gerekli, bir standart oluşturması gerekli. Şu anda, bu Araştırma Komisyonunda hakikaten bu konuyla ilgili -eğer anladığım gibiyse- çok kör bir noktayı tespit etmiş durumdayız. Belki bu tespit ettiğimiz noktayla ilgili çıkarılacak bir mevzuat, gerekiyorsa Meclisin yapacağı buna benzer bir düzenleme yayınlanacak, belki bir kez daha sonrasında bir facia arkasından kurulacak bir araştırma komisyonunun kurulmasına engel olacak tedbiri almamızı sağlayacak. Bunun altını çizmek istiyorum, çok önemli buluyorum.

Diğer taraftan, evet, aynı şekilde, Türkiye Taşkömürü Kurumundan da Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumundan da özel maden ocaklarından da bu ATEX sertifikalı olup da arıza, bakım, onarım ihtiyacından sonra ATEX özelliğini kaybedip kaybetmediğine veya tekrar ATEX özelliği kazandırılıp kazandırılmadığını dair test ve kontrollerin yapılıp yapılmadan çalışmaya devam edildiğine dair her birinden bizim bilgi almamız gerekiyor. Bilgi almak uyarmak demek, uyardıktan sonra "Bizim tabii olduğumuz böyle bir mevzuat yok." diyorlarsa -ki olmadığını ifade ettiniz- mutlaka Bakanlığın bu mevzuatı, düzenlemeyi yapması veya Meclisin bu konuda bir düzenleme yapması şart. Çünkü ATEX özelliği olmadan da küçük bir kısa devre, gözün görme hızından daha hızlı gerçekleşen 0,1 saniyedeki ateşleyiciden çıkan kıvılcımla bugün konuştuğumuz grizu patlaması da olabilir, bunu biliyoruz.

Bir diğer soruyla tamamlayacağım. Burada PARPAT tüzüğünün 2014 yılında yürürlükten kaldırıldığını belirttiğiniz. Hocam, sizden PARPAT'la ilgili biraz daha bilgi vermenizi isteyeceğim çünkü sondaj çalışmasında bir patlatma yapılıyor evet, belirli bir mesafe korunarak yapılıyor ama ondan sonra bu PARPAT tarzında bazı patlatmalar, zannediyorum, bazı maden ocaklarında ona benzer uygulamalar var. Onlarla ilgili nasıl bir prosedür var? Nasıl tedbirler alınıyor, alınması gerekiyor?

Bir de bu PARPAT'la ilgili tüzük 2014 yılında neden kaldırılıyor? Kaldırıldıktan sonra oradan doğabilecek bir boşluğu tam anlamıyla telafi edecek düzenlemeler var mı?

Teşekkür ediyorum.

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Sayın Yavuzyılmaz, teşekkür ediyorum.

Özel sektörle ilgili söylediğiniz konu da yine notlarınızda olsun, bizim düşüncemiz bütün paydaşları burada dinlemek. Türkiye'deki kömür madenciliğinde, özel sektörde en başarılı uygulamaları olan özel sektör temsilcilerini de çağırmayı düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın, milletvekili arkadaşlarımızın şu anda düşündüklerimizi onlara da sorma imkânı olur. Onların da sorunları, sıkıntıları nelerdir, orayı da dinlememiz lazım; bir taraftan kamu, bir taraftan özel sektör. Bunu Başkanımızla paylaştım, onu da önümüzdeki süreçte, kısa zamanda... O temsilcileri de burada dinlerken sizlerin de bu görüşleri önemli, o soruları da orada sormak lazım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkanım, şöyle bir öneri de olabilir: Türkiye Taşkömürü Kurumu ATEX sertifikalı birçok teknik ekipmanı üretebiliyor, üretiyor, hatta BOTAŞ'a da verdi, farklı kuruluşlara da Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna da veriyor, şimdi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına da verecek yani bir altyapısı var. Bu çok büyütülebilir ve özel maden ocaklarında da devlete ait maden ocaklarında da şu olabilir: Bir cihaz. Bu bahsettiğim cihazın en azından üretilen çeşitleri itibarıyla arızalandığında onları Türkiye Taşkömürünün envanterinde tutup üretip depoladığı... Şu an tek bir depolama yapmıyor ama bu böyle bir durum oluşursa depolayacak kadar büyütülebilir, Maden Makinaları Fabrikası bunları sağlayabilir. Sağladığı kısım, o şirketlerin vergi ödemelerinden belki bir ölçüde düşülebilir veya oralara yansıtılabilir.

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Teşvik amacıyla...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani hem teşvik yönü olabilir hem de...

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Güvenlik.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - ...ona ilave, daha makul ölçüde ödemesini sağlayacak bir plan doğrultusunda olabilir. Devlet, birçok maden ocağına, kömür işletmesine veya santrale bazı teşvikleri veriyor; bu sağladığı ATEX ürünlerle ilgili o teşvikten düşebilir. Buna benzer de adımlar atılır.

Türkiye Taşkömürü Kurumu da ATEX sertifikalı ürün konusunda büyük bir ürün gamı oluşturur, yükselir, büyür, sonra bir başka, daha teknik bir toplantıda da Karadeniz'e komşu olduğu ülkelere de bu ürünlerin satışı noktasında, belki onu konuşur duruma geliriz.

Teşekkür ederim.