HASAN SUBAŞI (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; sözlerime başlamadan önce, hain terör eylemini lanetliyor, Taksim'de kaybettiğimiz yurttaşlarımızı rahmetle anıyorum. Milletimizin başı sağ olsun.

Bakanlığınızın bütçesinin de şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

Sayın Bakan, geçtiğimiz haftalarda RTÜK üyeliğinden boşalan üyelik için bir seçim yapıldı ve Divan, seçimde istifa tarihinden itibaren üyelik için hâlihazır tablonun nazara alınmasını istedi. Biz de konuşmamızda... 15 Şubat 2011 tarihinde sizin tarafınızdan, iktidar tarafından hazırlanan RTÜK Yasası'nın 35'inci maddesi ilk seçimde hâlihazır duruma göre seçim yapılacağını amirdir. Yani kanunun önüne bir Başkanlık Divanı kararı öne çıkarıldı oysa kanun çok açıktı. Düşünün, istifa tarihinde o partinin milletvekili üyeleri boşalmış olabilir, başka bir partiye iltihak etmiş olabilir, seçim tarihinde üyeliği bile kalmamış olabilir. Onun için bunun doğrusu, kanunda belirtildiği gibi, seçimin yapıldığı tarih ve hâlihazır aritmetiğe göre seçim yapılmasıdır, kanunda çok açıktır. Hatta, biz de onun üzerine "Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlamadığını biliyoruz iktidarınızı, AİHM kararları bağlamıyor ama hazırladığınız yasalar da sizi bağlamıyorsa ne bağlar?" diye sormuştuk; ben aynı soruyu size de sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, yine, geçtiğimiz günlerde Alevi yurttaşlarımızın cemeviyle ilgili bir kanun teklifi görüşüldü. Yine, Alevi yurttaşlarımızın yürüyüşlerinin engellendiği gibi baskı gruplarının da görüş bildirmeleri engellenmişti. Oysa demokrasilerde baskı grupları çok önemlidir. Nedir baskı grupları? Kendi temsil ettikleri zümrenin haklarını savunmak, onların sorunlarını dile getirmek, amaçlarına uygun hizmet vermektir. Şimdi, barolarla ilgili yasa hazırlanırken de biz baroların konuşturulmadığını gördük, Alevi yurttaşların cemeviyle ilgili de. Fakat neyi gördük biz? Baskı grupları belki görüştürülmüyor, konuşturulmuyor ama yandaş grupların ortaya çıkıp karşı mahallenin sorunlarını tanımlamaya ve dizayn etmeye kalktığını cemevi tartışmalarında da çok açık gördük. Türkiye on yıllardır kanayıp gelen sorunlarını maalesef çözemiyor çünkü demokrasilerde yerleşmiş olan baskı grupları görev yapamıyor, fikir serdedemiyor ama onun yerine birtakım gruplar, iktidarlara yakın gruplar karşı mahalledeki sorunları kendi tanımlarına göre çözmeye çalıştığı için, dizayn etmeye çalıştığı için Türkiye'nin sorunları on yıllarca sürüp gidiyor. Sağlıklı demokrasilerde bu sorunlar kendi içlerinde tartışılır, herkes sorunlarını kendi tanımlar, baskı grupları da temsil ettikleri zümrelerin sorunlarını tartışmaya açarlar. Şimdi, 2016 tarihli AİHM kararı da var cemevleriyle ilgili, biz onu da görmezden geliyoruz yani iktidarımızı AİHM kararı da bağlamıyor, o hâlde Anayasa da bağlamıyor diyebiliriz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız...

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Şimdi, referandum gündeme alındı. Başörtüsüne "hayır" çıkarsa başörtüsünü ortadan kaldırıp "Başlarını açın." mı diyeceğiz ya da "Kadınlar serbestçe giyim kuşamını yapamaz." mı diyeceğiz? "Evet" çıkarsa "LGBT evliliği olur." mu diyeceğiz? Bunlarla ilgili anayasal düzenleme yapılmaz, referandum da yapılmaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

Son bir cümle alalım, süreniz bitti.

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Hukuk devletinin ilkelerinden ve yolundan sapmamak en doğrusudur diyoruz.

Saygılar sunuyoruz.