KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Adalet Bakanım, bağlı, ilgili kurum ve kuruluşların değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, tabii, öncelikle, ben, her bütçe görüşmesinde her bakanlığın bütçesine bir bakıyorum. Adalet Bakanlığımızın da bütçesine baktığımda, son beş yıl, merkezî yönetim bütçesi artış oranının hep altında kalmış. 2023 yılı bütçesinde de merkezî yönetim bütçesi, bir önceki yıla göre yüzde 155,3'lük bir artış gösterirken Adalet Bakanlığının bütçesi yüzde 126,9'luk bir artışla bunun gerisinde kalmış. Ayrıca, merkezî yönetim bütçesi içindeki payı da yüzde 1,69'la son beş yılın en düşük seviyesine gelmiş. Bu bütçe ödeneğiyle, başlangıç ödeneğiyle gene bir döneme giriyorsunuz.

Bir diğer konum, Sayıştay, görev, yetki ve sorumlulukları Anayasa'da da tanımlanmış bir yüksek mali yargı organı. En az 11 bulgusunun yerine... Adalet Bakanlığımızın, Sayıştay raporuna baktığımızda 17 bulgusundan bahsediyoruz; bunun 11 bulgusu denetim görüşünün dayanağı olan bulgular. Böylesi bir yargı organının bir başka yargı organının bulgularını hiçe sayması ve bunları yerine getirmemiş olması... Bu 11 ayrı konuda Sayıştayın önceki, 2020 raporundaki bulguların yerine getirilmemiş olması ve bunda ısrarla direnilmesi anlaşılır bir şey değil Adalet Bakanlığı açısından. Bu konunun üzerinde durmanızı özellikle diliyorum.

Bir diğer konu, bütçenizin ön sayfalarında tabii ki performans programı, program alt programları, hedefleri... Burada bir alt program hedefiniz var: Adil, güven veren ve etkin bir adalet sistemini sağlamak. Burada 100 bin kişiye düşen hâkim sayısı ile 100 bin kişiye düşen savcı sayısı artışlarını öngörmüşsünüz; 2023'te 20,5 olması, 2024'te 100 bin kişiye düşen hâkim sayısının 21'e çıkmasını yani 0,5 puanlık bir artış, 2025'te ise 24'e göre 1 puanlık... Ama yeni atanan hâkim ve savcı sayısına baktığımızda, bu rakamların bu oranları karşılayamayacak olduğunu görüyorum. Kaldı ki 2025 tahminini de sıfır yazmışsınız ama 1 puanlık da bir artış öngörüyorsunuz. Hani yeni atanan hâkim ve savcı sayısı sıfırken bu 1 puanlık artışı nasıl yapacağınızı ben buradan çıkaramadım.

Bir ikincisi de İnsan Hakları Eylem Planı'nızın gerçekleşme oranını 2020 yılı için yüzde 70 demişsiniz ama Cumhurbaşkanlığı 2023 Yılı Programı'nda bu oran, 2 Mart 2021 tarihinde kamuoyuna açıklanmış olan İnsan Hakları Eylem Planı'nda yer alan 393 faaliyetin 238'inin hayata geçirildiği, diğerlerinin geçirilmediği ve bu oranın yüzde 60,55 olduğu; rakamlarda da bir uyuşmazlık görüyorum, dikkatinizi bu konuya çekmek istedim.

Tabii ki şunu özellikle belirtmek istiyorum ki Sayın Bakanım, ben kamuda görev yapmış bir milletvekiliyim, geçmişimde kamudan da emekli olmuş bir milletvekiliyim. Kamudan siyasete girmek istediğimde, Bornova Belediye Başkanlığına aday olmak istediğimde Seçim Kanunu gereği ayrılırken geri dönüşümde bir sorun yoktu yani aday olamasam veya aday olup seçilemesem aynı görev, makam, yetki, sorumluluklara geri dönme hakkım vardı. Burada iki istisna vardı; bir yargı mensupları, bir de Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları. Yargı mensubu, hâkim ve savcılar için daha doğrusu. Fakat sizin döneminizde Sayın Bakan, bu ülkede... Bu seçim hukukunun ruhu da nedir? Hâkim ve savcıların tarafsız olma sorumluluğu, yükümlülüğü olduğu için; Türk Silahlı Kuvvetlerinde ordumuzun tarafsızlığını sağlamak nedeniyle siyaset rozetini takanların bu görevlere gelmesinin tarafsızlık konusunda şaibeli olabileceği, en azından sorunlu olabileceği konusunda bir ruhudur bu hukukun. Ama sizin döneminizde büyük bir çoğunluğu Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi olmaktan daha da öte il, ilçe başkanlıklarında üst düzey görevler yapmış; belediye başkanlıklarına, milletvekilliklerine aday olmuş; meclis üyeliklerinde, başkanlıklarda görev yapmış, siyasi parti rozeti belli olan kişilerin birçoğu, avukatlıktan hâkim ve savcı yapıldı. Seçim Kanunu'nun ruhuna aykırı olan... Madem böyle, o Seçim Kanunu'ndaki o hükmü kaldırın, en azından bu eşitlik olsun eğer adaletiniz buysa.

Bakın, burada bir değerli AK PARTİ'li milletvekili arkadaşım işte geçmişten bahsetti, işte televizyonda bir şey söylediği için DGM mahkemelerine gitti, etti, falan diye. Sayın Bakan, sizin döneminizde RTÜK Halk TV, Tele 1, KRT TV, Flash TV'ye Sayın Genel Başkanımızın Twitter'da canlı yaptığı yayınını, TÜRGEV ve Ensar Vakfı üzerinden ABD'ye para aktarıldığını iddia eden bir yayınını, Twitter'daki canlı yayını yayınladıkları için para cezası yağmuruna tutuldu bu televizyon kanalları. Sizin bu konuda vicdanınız hiç sızlamadı mı Sayın Bakan? Bu mudur sizin adaletiniz? Aynı yayını mesela Sayın Genel Başkanımız burada TBMM TV üzerinden grup konuşmalarında da değişik iddialar, değişik konulardaki bilgilerini aktarıyor; orada suç unsuru diye RTÜK TBMM TV'ye TRT 3'e ceza mı yazacak, bu kabul edilebilir mi sizce? RTÜK'ün böylesi keyfî, siyasi, hukuk dışı kararlarına diyecek bir şeyiniz yok mudur yoksa bu da sizin tasvip ettiğiniz bir adalet uygulaması mıdır, bunu da merak ediyorum.

Şimdi Sayın Bakanım, kitapçığınıza baktık, sizi dinledik büyük bir dikkatle; bu söylediklerinizi, yazdıklarınızı, çizdiklerinizi görsek yaşanmışlıkları bilmesek... Bill Gates'in bir fıkrası vardı: Cennet ve cehennem tercihinde cehennemi tercih ediyor ama meğerse gördüğü ekran koruyucusuymuş. Bu söylediklerinizin hepsi bir ekran koruyucusu mu acaba diye de sormak istiyorum.

Bakın, biliyorsunuz Hukukun Üstünlüğü diye bir endeks var, Dünya Adalet Projesi 2022 Yılı Raporu'nda ülkeler sıralanmış. Türkiye genel değerlendirmede 140 ülke arasında 116'ncı sırada. Bölgesindeki Doğu Avrupa, Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya ülkeleri içerisinde 14 ülke arasında 14'üncü sırada. Hükûmetin yetkileri üzerindeki kısıtlamalarda 140 ülke arasında 135'inci sırada. Mesela temel haklar üzerinden baktığımızda 134'üncü sıradayız, yine bölgede 14'üncü sıradayız. Yasal yaptırımlar üzerinden 118'inci sıradayız. Bunların bir alt bölümleri var, onlara da dikkatinizi çekmek istiyorum. Mesela Hükûmetin yetkililerini, devletin yetkilileri yargı tarafından etkili bir şekilde sınırlanmış mı? Hayır, 125'inci sıradayız. Devletin yetkilileri bağımsız denetim ve izlem tarafından etkili bir şekilde sınırlanmış mıdır? 137'nci sıradayız. Geliyorum, daha fazla uzatmayayım ama mesela yasama organındaki hükûmet yetkilileri kamu görevini kişisel kazançları için kullanamazlar, 119'uncu sıradayız. Açık hükûmet, açık devlet sıralamasında 105'inci sıradayız ama sivil katılımda 136'ncı sıradayız 140 ülke arasında. En önemlisi de bu temel haklar konusu. Eşit muamele ve ayrımcılığın olmaması hususunda 135'inci sıradayız, bireyin yaşama ve güvenlik hakkının etkin bir şekilde güvence altına alınması konusunda 114'üncü sıradayız, "Fikir ve ifade özgürlüğü etkili bir şekilde güvence altında mı?" kıyaslamasında 136'ncı sıradayız, inanç ve din özgürlüğünün etkin bir şekilde güvence altına alınıp alınmadığı konusunda da 138'inci sıradayız. Daha yeni cemevlerinin ibadethane ve Alevi toplumunun, Alevi inancının bir inanç olduğunu bile reddeden bir kanun teklifini getirdiniz. Toplantı ve dernek kurma özgürlüğünün etkin bir güvencesinin olup olmadığı konusunda da 133'üncü sıradayız, temel işçi haklarının etkin bir güvence altında olup olmadığı konusunda 131'inci, Daha saymakla bitmiyor, bunun alt faktörlerine baktığımızda... Ama bu konuda görünen o ki bizim karnemiz hiç de sizin öyle cennet gibi tanıttığınız adaletimiz, sizin öyle cennet gibi tanıttığınız bir ülkedeki bir adalet değil bu olsa olsa gerçekten bir ekran koruyucu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Gerçeği, yaşadığımızı da yaşayanlar biliyor.

Bu duygu ve düşüncelerimle 2023 yılı bütçesinin hem Adalet Bakanlığımızın hem burada görüşülen tüm kurumların, kuruluşların bütçelerinin 2023 yılında devletimize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum.