| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 16 .11.2022 |
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, bürokratlar, genel müdürler; hepinizi saygıyla selamlıyorum, hayırlı olsun.
Yalnız bir gerçeği burada sizlere vurgulamak isterim: Türkiye'de büyük bir ekonomik buhran var ve enflasyona bakıyorsunuz dünya lideriyiz, sefalet sıralamalarında en başta geliyoruz, yolsuzlukta ilk sıralardayız. Vatandaşlarımız mutsuz ve kaygı içerisinde. Kara kış öncesi vatandaş ne yapacağını bilemiyor. Sanayiciye bakıyoruz, önünü göremiyor, nasıl hareket edeceğini bilemiyor. Yani iktidarınızın, yirmi yılının sonunda, bırakın bir ay sonrasını kimse yarın ne olacağını öngöremez duruma geldi.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hangi ülke bu?
AHMET AKIN (Balıkesir) - Bir de bunun üstüne sizin yanlış politikalarınız yüzünden bir enerji buhranıyla karşı karşıyayız. Bunu yaratan da AK PARTİ iktidarının ta kendisi.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Avrupa'dan mı bahsediyor?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Nereden bahsediyorsunuz?
AHMET AKIN (Balıkesir) - Baktığınız zaman, efendim güvenilir, ulaşılabilir, ödenebilir kaliteli, yeterli, çevreyle dost, sürdürülebilir bir şekilde enerji bir temel insan hakkıdır. Biz buna inanıyoruz, bunu savunuyoruz. Özelleştirmelerde peşkeş çektiğiniz, rant düşkünleri tarafından...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Dinlemediniz mi sunumu?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim lütfen, sıranız gelince söylersiniz fikirlerinizi.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok kötü bir konuşma baştan sona iftira!
AHMET AKIN (Balıkesir) - ...halkın enerji hakkını gasp ettiniz. Türkiye'de maalesef, vatandaşlarımızı enerji yoksulluğu ve yoksunluğuyla tanıştırdınız. Vatandaşımızı maalesef bir müşteri gibi gördünüz ve bu düzene mahkûm ettiniz.
Şimdi, bu yıl içinde de enerji fiyatlarına zam üstüne zamlar yapıldı. Sayın Bakan, kademeli tarifeye geçerken "Elektrik ucuzlayacak." dediniz, Mecliste konuştunuz, bunu siz söylediniz. Yirmi dört gün sonra cumhuriyet tarihinin en büyük zammını yaptınız. Şimdi, Avrupa'da ve dünyada elektrik fiyatlarının arttığını söylüyorsunuz, siz de söylüyorsunuz, Genel Başkanınız da söylüyor. E, dünya devletleri vatandaşını kolluyor, efendim, "Biz sübvanse ettik." deyip geçmiyor, enerji çeki veriyor, nakdî destek veriyor, etkilettirmiyor. Siz, vatandaşlarımızın faturalarını ödemediğini bile bile zam üstüne zam yapıyorsunuz. Bir de çıkıp efendim, işte, şu kadar sübvanse ettik, bunu yaptık diyorsunuz. Vatandaşa destek verin, ondan sonra gelin, bunu anlatın.
Geçen sene 200 lira olan asgari elektrik tüketim bedeli bugün 450 lira. Geçen sene 550 lira olan asgari, ısınma amaçlı doğal gaz tüketimi bedeli 1.550 lira, el insaf! Yani vatandaşımızın iki faturası, efendim, elektrik ve doğal gaz, kazancının neredeyse yarısı. Neden öyle diyorum? Şimdi, bir asgari ücretlinin aldığı maaşı topladığınız zaman, elektrik ve doğal gaz ücretlerine baktığınız zaman yarısı bu şekilde gitmiş oluyor. Daha bunun suyu var, efendim, yolu var, okul masrafı var, mutfağı var. Gelin de siz çıkın bu işin içinden. Sayın Bakanım, bu vatandaşlarımızın yerine koymanızı istiyorum buradaki durumu.
Bakıyoruz, Avrupa İstatistik Ofisi EUROSTAT'a, orada enerji yoksulu tanımı şöyle: "Eğer gelirinin yüzde 25'i faturasını karşılıyorsa enerji yoksulu sayıyor." Ya, bizim asgari ücretli çalışan... Vatandaşlarımızın yarısı asgari ücretli yani siz ücretli çalışanların yarısını enerji yoksulu yaptınız. Bir de bu yoksulluğu anlaşılmaz bir şekilde engelleme, örtme, gizleme çabalarınız var. Onu da anlatayım, öncelikle burada, Bakanlıkta, EPDK'de, kurum ve kuruluşlarda çalışan değerli bürokrat kardeşlerime saygılarımı sunuyorum, onlara da seslenmek istiyorum, sizin ne yaptığınızı biliyoruz. Ancak siz AK PARTİ'li Bakana bakmayın, neden biliyor musunuz? Biz iktidara geldiğimizde liyakat sahibi, dürüst bürokratlarımızla çalışmaya devam edeceğiz, vatandaşa hesap veren, şeffaf yönetimle çalışacağız, onu da size ayrıca iletmek ve sizlere de teşekkürlerimi iletmek istedim.
Şimdi, halkın bilmesi gerekenleri siz değil, bürokratlar değil, genel müdürler değil, Bakan saklıyor, AK PARTİ'nin Genel Başkanı saklıyor, bunu halkımız da biliyor, siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Daha açık konuşsun, tehdit mi ediyor yani? Ne yapıyorsun, tehdit mi ediyorsun?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sırası gelince herkes konuşsun, karşılıklı konuşma usulümüz yok.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başkanım anlamadığım için soruyorum anlayalım yani.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sıra gelince sorarsınız.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Bakın, yanlış enerji politikalarıyla, algı yönetimiyle yönetmeye çalışıyor. Bu bir yönetim değil, bu algı siyaseti. AK PARTİ iktidarı ülkemizde öyle bir enerji yoksulluğu yaşatıyor ki ve vatandaşımızı buna mahkûm etti ki resmî raporlara göre yaklaşık 1 milyon 200 bin abonenin doğal gazı faturasını ödeyemediği için kesildi. Ha, bunu biz söylemiyoruz, bunu söyleyen EPDK'nin 2021 Doğal Gaz Piyasası Yıllık Sektör Raporu. Şimdi, yıl 2022 verilerini tam olarak açıklamaya korktuğunuz için, çok üzülerek söylüyorum, verileri açıklamaya korktuğunuzdan veri cambazlığı yapıyorsunuz. Bu yakışıyor mu size Sayın Bakan? Bunu sizin engellemeniz lazım.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Cambazlık sizin işiniz ya, temiz bir dil kullanın.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Doğal gazda ve elektrikte kesinti sayılarını açıklayıp ülkemizde yaşattığınız yoksulluğun görünürlüğünü engellemek ve bambaşka bir veriyi kesinti sayısı diye açıklamak yakışmıyor. Bakın, 2021 yılı elektrik abonelerinde toplam 3 milyon 449 bin kesinti uygulandı, siz de bu sayının 425 bin olduğunu açıklayıp Türkiye'de yaşanan bu yoksulluğu gizlemeye çalışıyorsunuz. Siz daha öncesinde, "278 bin" diye -sadece bir ayda- açıklamıştınız; yok öyle değil, böyle diye. Yani bu gerçekler ortadayken, bir Sayın Bakanın veya saraydan gelen talimatla -ki bürokratları ayırıyorum, genel müdürleri ayırıyorum- efendim, burada, bu çaba içine girmesi acizliktir, çok üzüntü verici bir şey. Yani bakıyoruz, bir abonenin elektriği on bir ay boyunca kesik durumda olsa bile bir ay elektriği açık kaldığı için bu abonenin durumunu kesinti olarak göstermiyorsunuz. Sayın Bakan vallahi, sizi tebrik ederim, bu gidişle, bu veri saklamayla TÜİK'i bile geride bırakırsınız gerçekten. On iki ay boyunca faturasını ödeyemediği için kesinti yaşayan bütün vatandaşlarımızın bu veri içinde olması gerekir. Bugün milyonlarca vatandaşımız, aile faturasını ödeyemiyor.
Şimdi Erdoğan; AK PARTİ Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan "100 liralık doğal gaz faturasının 75 lirasını vatandaşlara yansıtmadan kaynağında biz karşılıyoruz." diyerek kara kış öncesinde ısınma giderlerini nasıl karşılayacağını düşünen vatandaşlarımızı algıyla oyalamaya çalışıyor. Yahu, milletimizden gerçekleri saklamayın, siz ne derseniz deyin, insanlar evine gitti mi o sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor. Yani hem Genel Başkanınız hem Sayın Bakan siz hem de partinin kurmayları çıkıp övünüyor; neyle övünüyor? Sözde yüzde 75 destek yapmakla. Vatandaş yoksulluktan, kara kıştan inim inim inlerken algı yapıyorsunuz. Yahu, destekse enerji çeki verin. Sizin o verdiğiniz sübvansiyon benim Ayşe teyzemin evini ısıtmıyor. Verin, nakdi destek verin Allah aşkına.
(AK PARTİ sıralarından laf atmalar, gürültüler)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - 1950'ye kadar ne yaptınız ya?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz mi algıyı oluşturuyormuşuz?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sizin iftiralarınız meşhur.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Ben buradan sormak istiyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ne yaptınız siz?
CAVİT ARI (Antalya) - Dinleyelim Ekrem Bey.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan akşam cevaplarını verecektir mutlaka; rica ediyorum, sıramızı bekleyelim.
AHMET AKIN (Balıkesir) - ...çıkıp hem Genel Başkanınız hem Sayın Bakan siz hem de AK PARTİ'nin kurmayları "Biz karşılıyoruz." derken cebinizden mi karşılıyorsunuz ya?
CAVİT ARI (Antalya) - Milletin parası, milletin.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz cebinizden mi karşılıyorsunuz?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Rakamlar ortada, daha ne denilsin sana ya!
AHMET AKIN (Balıkesir) - Allah aşkına, buradan sormak istiyorum: BOTAŞ'ın görev zararını AK PARTİ mi karşılıyor? Ayıptır ya!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Gerçekten çok komik.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok kötü bir konuşma.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sakin olalım. Herkes sırası geldiğinde fikrini söyler.
AHMET AKIN (Balıkesir) -Sayın Bakan, şu da geliyor aklıma: Acaba, burada, BOTAŞ'ın zararını Sayın Bakan siz kendi maaşınızla kapatıyorsunuz da biz mi bilmiyoruz? Yani Allah aşkına sizin yanlış politikalarınız hem kurumlarımızı hem de vatandaşın cebini batırdı; ayıptır, yazıktır ya, günahtır bu vatandaşa, artık yeter. Enerji politikalarını algıyla değil gerçeklerle ve planlamayla yönetin; öyle yönetilir. Enerji politikalarında doğruları söylemiyorsunuz, gerçekleri açıklamıyorsunuz, planlama yapmıyorsunuz, enerjiyi yönetemiyorsunuz. Bakın, Sayın Bakan, siz de biliyorsunuz yönetemediğinizi çünkü enerji bir tasarım işidir belki sizin yetkiniz buraya kadar; sizi de yöneten var sarayda, tek kişi yönetimi, her şeyi yönetiyor ama Sayın Bakan siz Bakansınız, o koltuklar da kimsenin babasının koltuğu değil, orada oturuyorsanız hakkını vereceksiniz hakkını.
Şimdi, bakın, politikalarınız dışa bağımlı, yirmi yıldır iktidardasınız...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne konuşuyorsun?
AHMET AKIN (Balıkesir) - ...hâlâ algıyla, yok efendim, "millî, yerli" diyerek...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Projen ne, projeni söyle!
AHMET AKIN (Balıkesir) - Onlar da hazır.
...vatandaşı algıyla aldatmaya çalışıyorsunuz, öngörünüz yok. Ülke çapında kaynakları heba ettiniz ve Sayın Bakan, şunu da söylemek istiyorum: Enerji bir tasarım işidir, enerji bir tercih işidir, sizin tercihiniz vatandaştan yana değil, şirketlerden ve ranttan yanadır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Enerjinizi tasarruflu kullanın arkadaşlar, sakin olun biraz, gün boyu konuşacağız, rica ediyorum.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Bakan, isterseniz not alın, tarihi not alın, bir sonraki bütçede siz ve iktidarınız olmayacak; burada millet olacak, Millet İttifakı olacak, net hesap verecek.
SALİH CORA (Trabzon) - Geçen yıl da aynısını diyordunuz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Projenin adını söyle.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Projelerimiz hazır. Projeleri merak ediyorlar, onları da söyleyeceğiz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok kötü bir konuşma.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Bakın, enerjide Allah'ın izniyle, arz güvenliğini sağlamak gerçek anlamda bize nasip olacak; enerjide yeşil dönüşümü biz gerçekleştireceğiz; enerji yoksulluğunu aşacağız, enerjide yeni bir dönemi başlatacağız, enerji politikalarını baştan aşağı vatandaştan yana tekrar tasarlayacağız çünkü bizim iktidarımızda öngörü olacak, strateji olacak, planlama olacak. Bakıyorum da son yirmi yıldır sizin elinizden tutan mı vardı Allah aşkına, uygulasaydınız. Kamunun enerji politikalarındaki rolünü yok ettiniz; kamu yok, her şey özelleşti. TEİAŞ gibi bir kurumu özelleştirme kapsamına almak hangi aklın ürünü; anlamak mümkün değil. Şunu da söyleyeyim: İktidarımızın ilk doksan gününde TEİAŞ özelleştirme kapsamından çıkacak. Enerji arz güvenliğini önemseyen piyasa yapısını bozdunuz. Bağımsız olması gereken, düzenleyici olması gereken ve çok önemsediğim EPDK tüm uyarılarımıza rağmen, maalesef, düzenleyici ve denetleyici bir kurum olmadı, olamadı. Bir gün "Beyaz." dediğiniz ertesi gün "Kara." oluyor, maalesef bundan büyük bir üzüntü duyuyoruz. Enerji piyasasını düzenleyen mevzuatı da yapboz tahtasına çevirdiniz; örneğin, -üç yıl önce değiştirdiğiniz kuralı- lisanslı üretim düzenlemesini tekrar değiştirdiniz. Ya, siz açıkladınız, bu insanlar size güvendi yatırım yaptı; e, ne olacak bunların parası? İnsanlar, birçok kişi yatırım yaptı; ne olacak? Efendim, enerji sektörünün kurumsallığını iktidarınızın eliyle yok ettiniz. Kamuda EÜAŞ ve BOTAŞ'ı Türkiye Varlık Fonuna devredilene kadar zarar ettirdiniz; ki orayı da aile şirketine çevirdiniz. Ya, şirketi de batırdınız, milletin parasını da batırdınız. BOTAŞ o zamana kadar kâr eden bir kurumdu; sizin iktidarınızda, efendim, itinayla o da batırıldı.
Enerji sektöründe özel sektöre de bakıyorum, ona da düşman oldunuz; üç beş şirket haricinde kimse yatırımcı olarak istediğini alamadı, destek alamadı. Örnek mi istiyorsunuz? Sayın Bakan, siz, haziran ayında şapkadan tavşan çıkarır gibi şirketlere ek bütçeyle yeni bir kaynak yarattınız, 9,2 milyar lira. Yani, dağıtım şirketlerine verilecek genel aydınlatma ödeneğini ek bütçeyle 245 oranında artırdınız. Ne yaptı bu şirket? Bu milleti karanlıkta bıraktınız ya! Sizin Genel Başkanınız "Sizin hayatınızda sadece mum, gaz lambası vardı." derken 21'inci yüzyılda 500 bin nüfuslu koca kenti karanlıkta bıraktınız ya! Bu utanç bile size yeter; 21'inci yüzyılda oradaki vatandaşlarımızı altı gün boyunca muma ve gaz lambasına mahkûm ettiniz. Yani, baktığınız zaman bile bu kadar beceriksizlikle, bu kadar liyakatsizlikle bu Bakan burada nasıl oturuyor; vallahi anlamıyorum ya, ayıptır ya!
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sen bugün ters tarafından kalkmışsın ya!
AHMET AKIN (Balıkesir) - Şimdi, bedeli ne? Denetlemediniz, bunlar paraları topladı, yatırım yapmadı, yandaşınız diye boş verdiniz, hoş gördünüz; bedelini çiftçim ödedi, vatandaşımız ödedi, esnaf ödedi. Ya, bakıyoruz, enerji üretimi, dağıtımı ve iletiminde teknolojik ve dijital dönüşümü de sağlayamadınız. Şimdi, bir kamu aklına, vizyonuna ve bir enerji yönetişimine ihtiyaç var; bunu da Allah'ın izniyle ve milletimizin desteğiyle iktidarımızda biz sağlayacağız.
Enerjide kendine yeter olabilmek, enerji arz güvenliğini sağlamak, enerji kaynaklı cari açığı düşürebilmek; tüm bunları Paris İklim Anlaşması ve enerji sektöründe karbonsuzlaşmayı ve yeşil enerji dönüşümünü önceleyerek yapmak sizin harcınız değil, sadece lafta var. Çünkü Türkiye'nin, enerji dönüşümünde "2050 Sıfır Karbon" hedefini yakalayabilmesi için kamu tarafında kurumsal kapasitenin yaratılması gerekirken siz bunu hayata geçirecek yeterli adımları atmadınız; bunu biz söylemiyoruz, bunu bu konuyla ilgili çalışan bütün uzmanlar söylüyor.
Gelelim tasarrufa, enerji verimine. Enerji verimini destekliyoruz. Türkiye'nin en büyük enerji kaynağı, tamam, ancak yirmi yıllık iktidarınızda enerji tasarrufunda, enerji verimde de sınıfta kaldınız; hep lafta. Her yıl burada, bütçe görüşmelerinde aynı şeyler; değişen bir şey yok. Sarayın ışıkları sabaha kadar yanıyor, ya vatandaşa "Fırının kapağını açık tut, ısın." diyorsunuz ya! "Kum saatiyle yıkanın." diyorsunuz Bakan, siz de kurun kum saatini, yıkanın da görelim! Yani, örnek olacaksınız ki vatandaşa bir şeyler söyleyin.
Şimdi, bakıyoruz, bir de bir tasarruf... Efendim, neymiş? "Gece gündüz saati..." Altı yıldır vatandaş için eziyete, işkenceye dönüşen uygulamayı değiştirmediniz. Ne uğruna? "Damat Bakan söyledi, yaptı; aman ha ellemeyelim." diye. Ya, vatandaş karanlıkta endişeyle okula gidiyor; bunu kaldırın, derhâl. İktidarımızın ilk doksan gününde bu da gidecek, onu da söyleyeyim. Yani, bu daha büyük bir israfa yol açıyor Sayın Bakan, söyledim, öngörünüz yok maalesef ve bu konuda üzülüyoruz. Cari açık büyüyor, enerji yoksulluğu vatandaşlarımızı almış götürmüş ve yoksulluğuyla birlikte büyük bir sıkıntı içerisindeyiz. Temel haklarını da vatandaşımız kullanamıyor ama buradan söyleyelim: Çiftçimiz de esnafımız da sanayicimiz de üretici de evde kullanan vatandaşımız da enerjiye ulaşacak; ya, bu temel insan hakkıdır. Kış geliyor, bakın, cumhuriyetin ikinci yüzyılına gelirken bizleri önce 2030, daha sonra 2050'lere taşıyacak enerji politikalarımız güvenilir, ulaşılabilir, ödenebilir, kaliteli, çevreyle dost olacak.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, siz döneminizde çiftçiye enerji mi verdiniz, sanayiciye enerji mi verdiniz, Allah'ını seversen ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sırası gelince fikirlerimizi söyleyelim. Sayın Çelebi, sırası gelince.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Vatandaş ne soğukta kalacak ne de karanlıkta kardeşim; bu açık net, bu bizim sözümüzdür, yapacağız, göreceksiniz.
Enerjinin ardından, Türkiye'yi iş cinayetlerinde de dünya zirvesine taşıdınız Sayın Bakan. 42 madencimiz hayatını kaybetti, -bir ay geçti- havalandırmadan kaynaklanan ihmaller zincirinde aileleri babasız ve evlatsız bıraktınız maalesef. Söylenecek çok şey var, başka ülke olsa inanın, ya, ne iktidar kalır ne bakan kalır, o gün istifasını verir. Çıktınız orada "Biz şunu vereceğiz, şu kadar para vereceğiz." dediniz. Nasıl uyku uyuyorsunuz; akıl mantık almaz. Bakın, bugün çok ciddi bir iddiayı da gündeme getireceğim. Biliyorsunuz Soma faciasından sonra tüm madenlerin özel sigorta kapsamına alınması zorunlu hâle getirildi. İster kamu olsun ister özel olsun Türkiye'de hiçbir madene sigorta yapılmadan çalışılmasına izin verilmiyor. Facianın yaşandığı Amasra'da da ağustos ayının sonu, eylül ayının başı gibi özel sigorta için 3 kişilik bir heyet madene iniyor. Bu heyette deneyimli bir maden mühendisi, A sınıfı iş güvenliği uzmanı ve sigorta eksperleri bulunuyor. Heyet madende önemli aksilikler olduğunu tespit ediyor ve daha fazla inmeden hemen çıkıyor. Tahkimatta ciddi sorunlar olduğu ve bu madende bu sorunların kırk, kırk beş gün içinde bitirilmesini talep ediyorlar. Madende sorun tespit edildiği için sigorta yapılmıyor ve mevzuata göre sigorta olmadan madenin çalışması yasak. Peki, ne oluyor? Siyasi baskılarla maden çalıştırılmaya devam ediyor ve bu verilen sürenin sonuna doğru facia meydana geliyor. Facianın ardından sigorta yetkilileri acilen çağırılıyor ve bu olay sümen altı ediliyor ya. Sayın Bakan, bu iddialar doğruysa madenciler bile bile ölüme gönderilmiştir; açık, net ve baktığınız zaman -bize gelen bilgilerde- Türkiye Taşkömürü Kurumunun diğer madenlerinde de sorun var. Bakın, diğer 4 madende de facia yaşanabilir, sorumluluk, yükümlülük sizin üstünüzde; daha fazla canlarımız gitmesin, buradan uyarıyoruz. Sizin için insan hayatı önemli olmayabilir ama biz önce insan diyoruz.
Şimdi, Sayın Bakan, bazı sorularımız var: Birincisi, şimdi bu yeni batarya yönetmeliğiyle ilgili TEİAŞ'ın 2035-2040 senelerine kadar olan bütün kapasiteleri neden çantacılara peşkeş çekiliyor? Çantacılara bu kadar kapasite verilmesiyle düzgün olarak yatırım yapmak isteyenin önü kapanmıyor mu? Ayrıca Rusya'ya BOTAŞ'ın ödemeleri ertelendi mi?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir dakikanız.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayıştaya teşekkür ediyoruz, büyük bir fedakârlıkla çalışıyorlar, emek veriyorlar. Ya, Sayıştaya baskı kuruyorsunuz ya. Geçen yılki raporlarda ne vardı da bunlar ortadan kayboldu, ne yaptınız? Sayıştayın raporları incelttirilmiş, Sayıştayın raporlarının üstüne sarayın karabasanı çökmüş durumda. Sayıştayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Raporu 2019 yılında 174 elektrik satışı yapan şirketten 41'i, 2020 yılında 197 şirketten 37'si vatandaştan topladığı Elektrik Enerjisi Fonu tutarlarını devlete ödememişti. 2021 raporunda bu bulgu yok oldu. Kaç şirket, ne kadar parayı hâlâ ödemedi, kaçı eksik ödüyor; görmüyoruz. EPDK'nin yine raporunda olmayan akaryakıt sektöründeki firmalara kestiği ve yüzde 90'ını tahsil edemediği 4 milyar civarındaki idari para cezası EPDK'nin on yıllık gelirine bedel. Üstelik bu cezalar artık zaman aşımına uğramak üzereydi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizi aşmış durumdasınız, son cümlenizi alayım.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Tabii.
Efendim, bu cezalar ne oldu? Ayrıca, Sayın Bakan, BOTAŞ, 2022-2023 kış doğal gaz bedellerini ödemek için kredi aramakta mıdır? Yakında zam yapacak mısınız? Doğal gaz ve elektrikte ne kadar zam yapacaksınız?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Ben, iki dakika rica ediyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, öyle bir imkânımız yok.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Tamam, ben buradan devam edeceğim, iki sorum kaldı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, lütfen, rica ediyorum. Başka arkadaşlarınız da var, biraz da onlara bırakın bazı konuları.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Hemen bir dakika, bir saniye...
Senin hakkından bir dakika...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, öyle bir uygulamamız yok. Öyle bir uygulamamız yok değerli arkadaşlar, yapmayın yani. Böyle bir uygulamamız yok.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Bu kredilere hazine garantisi verilecek midir yoksa BOTAŞ'ın bilançosuyla bu kredileri almak mümkün müdür?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum. Sağ olun.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Ben, hemen teşekkür edip bırakacağım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun, teşekkür için sadece...
AHMET AKIN (Balıkesir) - Ben, öncelikle bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. Şunu biliyorum: Milletimiz rahat olsun, AK PARTİ iktidarının son bütçesidir; hesap veren ve vatandaşının yanında her zaman kara gün dostu olan bir iktidarla karşı karşıya olacaklar...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederim.
AHMET AKIN (Balıkesir) - ...onun adı da Millet İttifakı olacak.
Ben, bütün bürokrat arkadaşlarımıza, genel müdürlerimize buradan teşekkürlerimi sunuyor, saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, bir hususta Meclisimiz çalıştığı için açıklama yapma ihtiyacı hissediyorum. Bugün, zannediyorum, bu maden araştırmalarıyla ilgili araştırma komisyonunun bir çalışması var. İlgili bakan yardımcımız da o çalışma başladığında -maalesef çakıştı bugünle- ayrılıp, araştırma komisyonuna gidip katkıda bulunmaya çalışacak.