KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yine konuşmamda geçen haftaki değerlendirme noktasında olduğumu tekrar ifade etmek istiyorum. Bizim Komisyonumuz, Amasra kazasını tüm yönleriyle araştırma komisyonu ve aynı zamanda da bir kez daha benzer kazaların yaşanmaması için alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulmuş bir komisyon ve bu Komisyonun değerli üyeleri de bütün üyeleri de buradaki bulunan bürokrasi de davet ettiğimiz, dinlediğimiz bütün arkadaşlarımız da konunun uzmanı olan kişilerin de aynı amaca yönelik hareket ettiğini düşünüyorum ve varsayıyorum ve daha önceki toplantılarda da ifade ettik yine. Elimizde teknik bir veri olmadığı için, hiçbirimizin elinde özellikle savcılık tarafından oluşturulan bilirkişi raporunu, ön raporu esas alarak ve savcılık dosyasını esas alarak ilerlemeye çalıştığımızı ifade etmiştim ama yine bir hukukçu kimliğiyle yine ifade etmek istiyorum: Bu, bir ön rapordur; Müessese Müdürünün de ifade ettiği gibi madende şu anda yangın devam ettiği için keşif yapılamadığını hepimiz biliyoruz, bilirkişiler de zaten bunu ifade etmişler. Ancak bir benzerlik kurma açısından yer üzerindeki muadillerini değerlendirerek bir görüş oluşturmuşlar. Kaldı ki madene inmiş olsalar da ve kazanın meydana geldiği yerdeki bütün aletleri teknik cihazları incelemiş olsalar da vermiş oldukları rapor yine kesin delil değil yani o da takdirî delildir, yine mahkemenin değerlendireceği bir şeydir.

Daha ötesi Komisyonumuz bir mahkeme değil, bir ağır ceza heyeti değiliz biz şu anda; biz yasama organının oluşturmuş olduğu bir komisyonuz yani yargı organı değiliz, sizler de buraya Türkiye Taşkömürü Kurumunu temsilen geldiniz ve konuyu bütün yönleriyle açığa çıkartmak için ve bizim sorularımızı cevaplamak üzere geldiniz yani sizi suçlamıyoruz, hiçbirinizle de o dosyada şüpheli olan hiçbir kurum yöneticisiyle de kişisel bir husumetimiz, vesairemiz yok. Gerçekler açığa çıksın istiyoruz, bütün temennimiz bu yönde, bütün arkadaşlarımız bu yönde gayret ediyor.

Daha önce benzer kazalar oldu, Türkiye Taşkömürü Kurumu, Türkiye'nin gözbebeği kurumlarından birisidir değerli arkadaşlar. Benim babam da Türkiye Taşkömürü Kurumundan emekli olmuş bir maden işçisidir, kazmacıdır ve ben bir dayımı ve amcamı göçükte kaybetmiş bir arkadaşınızım, bu acıları yaşayan bir arkadaşınız ve yıllardır da maden davalarında, maden kazalarında avukatlık yapmış bir arkadaşınızım; Karadon kazasındaki ailelerin de bir kısmının avukatlığını üstlendim, Soma kazasında da... Bu noktaları az çok biliyoruz. Bu çerçevede yani şunu ifade etmek istiyorum: Yani sizi suçlamıyoruz, öyle bir şeyimiz yok; siz de lütfen savunmaya geçmeyiniz, böyle bir şeye ihtiyacınız yok yani biz gerçekler açığa çıksın istiyoruz. Bu bilirkişi raporu evet, elimizde bir veridir ama kesin bir veri değildir. Öncelikli olarak konuşmalarımı bu noktadan, bu çerçeveden değerlendirmenizi rica ediyorum.

Tabii, Bartın'da yaşanan, Amasra'da yaşanan kazayla ilgili burada kamuoyunda ve Komisyonumuzda yapılan temel tartışmalardan birisi havalandırma sistemiyle ilgiliydi çünkü ön rapor havalandırma sisteminin etkisiz ve yetersiz olduğu noktasında bir görüş bildiriyordu. Biz buna, tabii "Bu ön rapor çerçevesinde bakmadık." dedi. Başka konunun uzmanlarına da sorduk, Komisyonumuz da sordu; başka değişik değişik üniversitelerden akademisyenler geldi, dinlendi; başka kurumlardan insanlar geldi, dinlendi. Yine yanınızda bulunan Çalışma Bakanlığının çok değerli iş müfettişleri var, Rehberlik Teftiş Kurulu üyeleri var, birazdan onlar da dinlenecekler. Bu sadece bilirkişi ön raporunun dışında değil, diğer müfettişlerin ve akademik dünyadan da havalandırma sistemiyle ilgili birtakım eksiklikler ve noksanlıklar olduğunu belirten görüşler ortaya konuldu. Onun için biz bunun üzerinde duruyoruz ve gerçekler ortaya çıksın istiyoruz.

Tabii, benim bu çerçevede birinci olarak Sayın Genel Müdür Vekilimiz bazı sorulara cevap verdi ama bazı sorular da arada kaynadı gitti. Benim de kendimce havalandırma sistemiyle ilgili önemli gördüğüm bazı sorular var, başka konularla ilgili sorular var eğer müsaade buyursanız onları sormak istiyorum ve Sayın Başkanımız da müsaade ederse benim sorularım sorulduktan sonra yanıtlarsanız memnun olurum çünkü bir başka arkadaşımıza geçtiği zaman konu dağılıyor ve sorularımıza yanıt alamıyoruz. Geçen sefer alamadık ve tekrar bir 2'nci toplantı yaptık yani 3'üncü toplantıya gerek duyulmadan bu sorular eğer yanıtlanırsa Komisyonumuzun bütün değerli milletvekillerinin soruları yanıtlanırsa memnun olurum diye düşünüyorum.

Tabii, burada, havalandırma sistemiyle ilgili tartışmalar var, etkisiz ve yetersiz kaldığı noktasında tartışmalar var. Yani bir kaza olmuş, 42 işçimizi yitirmişiz, yaralılarımız var yani neticede bir sonuç var ortada, üzücü bir sonuç var. Şimdi, bu sonuca nasıl geldik? Tabii, metanın patlama değerine ulaşabilmesi için 5'i bulması ve bir ateşle birleşmesi gerekiyor. Şimdi, bunu engellemek için ne yapılıyor? Bütün maden ocaklarında havalandırma sistemi kurulmuş. Öyle değil mi? Yani havalandırma sisteminin düzgün çalışması hâlinde patlama olmuyor, ateşle buluşmadığında patlama olmuyor ama burada bir gerçekleşme var, bir şey söz konusu. Şimdi, bu havalandırma sistemi, o bilirkişi raporunda denildiği gibi "Etkisiz ve yetersiz kalmıştır." diyor. Bunu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Yine Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin değerlendirmesine göre kazanın olduğu gün bir fan çalışmıyormuş. Yani 12 civarında arızalanmış ve altı saat boyunca patlamanın olduğu saate kadar buranın arızası tamir edilmemiş ve çalışmaya devam edilmiş.

Şimdi, burada, öncelikli olarak tabii, bir konuyu önceliğe almak istiyordum. Sayın Genel Müdür Vekilimiz havalandırma sisteminin ihalesiyle ilgili bu konuda bir değerlendirme yaptı. Şimdi, sözleşmeye göre işte, 385 euro ve altmış yedi gün üzerinden bir ceza kesildiğini ifade ettiniz. Evet yani yaklaşık altmış yedi gün. Şimdi, burada, sözleşmenin yapım tarihini geçen toplantımızda "18/10/2021" diye açıklamıştınız ama mesela sözleşmede işe başlama tarihi ne diye gözüküyor ve bitirme tarihi ne diye gözüküyor? Yani yaklaşık bir yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ bu iş bitmemiş. Yani neden altmış yedi günlük bir gecikme cezası kesilmiş? Bu arada bir yıl geçmiş olmasına rağmen anladığım kadarıyla ek süre verilmiş. Neden bu ek süre verilmiş ve ne kadar ek süre verilmiş? Mesela o konu, o soru yanıtını bulamadı bence. Sözleşme metni elinizde varsa yani bu soruları yanıtlarsanız memnun olurum.

Yine kazanın olduğu gün Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin sunumundan da öğrendiğimiz üzere -kamuoyunda da yansıdı- bir ana havalandırma var, 3 de tali havalandırma var, az önce grafikte de gördük anladığım kadarıyla. Bu havalandırma, tali havalandırmalardan bir tanesi bozulmuş, kelepçesi, bir şeyi eksikmiş galiba ve altı saat boyunca çalışılmış. Yani neden o saat süre içerisinde çalışılmaya devam edildi? Yani niye durdurulmadı? Size göre... Tabii, "Havalandırma yeterliydi." diyorsunuz ama neticede bir patlama olmuş. Yani bu soruyu bizim sormamızdaki sebep bu yani sizi suçlamıyoruz ama açığa çıkması lazım. Bu, zaten mahkeme safhasında da açığa çıkartılması gereken konulardan biri. Yani bu arıza giderilmeden niye çalışmaya devam edilmiş? Çünkü neticede havalandırma sistemi yenilmiş metan gazına ve patlama olmuş. Varsayalım diyorsunuz ki: "Bu havalandırma yeterliydi." Peki, bu niye patladı o zaman? Niye 5'e çıktı da patlama gerçekleşti? Dolayısıyla, bunun bir açıklığa kavuşması gerektiğini düşünüyorum.

Yine, bu madenin havalandırma projesiyle ilgili, -1978 yılında kurulmuş- kurulum safhasında akademik dünyadan bazı itirazlar geldi, görüşler geldi. Bu projenin yanlış yapıldığı konusunda bir iddia var. Yani madenin havalandırma projesinin yanlış ve eksik olduğu yönünde bir iddia var. Bu doğru mudur sizce? Yani burada bu havalandırma sistemi projesini mesela hangi tüzel kişi onaylamış, onayını veren hangi tüzel kişi? Aynı zamanda havalandırma projesinde bir kapı aralıkları falan var. Yani belki fan yeterlidir, güçlüdür, havayı yeterli düzeyde basıyor olabilir ama ocağın içindeki dolaşımda bir aksaklık olduğu anlaşılıyor çünkü netice itibarıyla birçok defa -sensörlerdeki verilere baktığımız üzere- patlama değerlerinin üzerine çıkmış. Yani son bir ayda defalarca çıkmış, 5'e bile çıktığı olmuş ama tabii, metan gazı ateşle buluşmadığı için patlama gerçekleşmemiş. Yani burada bir sorun yok mu? Bir de şunu rica ediyorum sizden: Eğer madenin havalandırma projesi varsa bunu Komisyonumuza sunmanız mümkün müdür? Çünkü bu tartışmaları... Belki sizin tezinizi doğrulayacak bir durum da ortaya çıkabilir, bilemiyorum yani hangi tez doğrudur bilemiyorum. Neticede yargılama sırasında mahkeme bunu açığa çıkaracaktır. Havalandırma projesinin Komisyona sunmanız mümkün müdür?

Önemli gördüğüm bir başka konu: Metanın olduğu alanda emici bir basınç gerekmektedir. Amasra'daki havalandırma sisteminde, tıpkı otomobillerin geçtiği tünellerin tavanındaki gibi, havayı çeviren, emici, havayı döndürücü bir fan var mıydı, varsa doğru çalışıyor muydu ve yeri neredeydi? Bunu da özellikle yanıtlamanızı rica edeceğim. İşte, dediğim gibi, ara kapılar falan oluyor, bu ara kapılardaki havanın dolaşımını sağlayan yeterli, kuvvetli bir akım var mıydı? Bu sorunun cevabının aranması gerekiyor çünkü burada 1 ölüm mesela kapının ardında yaşanmış. Yani kapının ardında yaşanan 1 ölüm var, sizin verdiğiniz grafikte.

Yine, havalandırma sisteminde bir sorun yoksa... Hani ölümlerin birçoğu temiz havanın geçtiği alanda gerçekleşmiş. Yani işçilerimizin bir kısmı yanarak feci şekilde ölüyor ama önemli bir kısmı da temiz havanın geçtiği yerde gerçekleşmiş, bunlar gaza maruz kalmışlar. Ya, bunun sebebi nedir yani? Burada, bir havalandırma sisteminde veya projesinde sizce bir eksiklik yok mudur? Bunu sizin bakış açınıza göre değerlendirmenizi rica edeceğim.

Bir başka konu, gündeme getirmek istediğim konulardan biri Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin yapmış olduğu sunumda yine "Ana havalandırmanın acil hâllerde ve ihtiyaç hâlinde kullanılabilmesi için hava yönünü ters çevirebilecek özellikte değildir." diye bir tespiti var, benzer şekilde bir tespit yapmış.

Bir başka konu yine aynı tespitte: "Yer altında kullanılan bazı elektrikli ekipmanlar ATEX belgeli değildir." diyor, böyle bir tespitte bulunmuşlar yani Çalışma Bakanlığı müfettişleri kazadan hemen önce yapmış oldukları değerlendirmede böyle bir tespitte bulunmuşlar. Yani böyle bir durum söz konusu mu? Varsa ATEX belgeli olmayan cihazlar hangi cihazlardır? Yani bunu müfettişler neye göre tespit etmişler? Çünkü müfettişler bildiğim kadarıyla yer altına inip öyle tespit yapıyorlar. Yerinde bir görgüsü olmasa herhâlde müfettiş bu şekilde bir değerlendirme yapmaz diye düşünüyorum. Bununla ilgili size bir uyarıda bulundu mu Çalışma Bakanlığı iş müfettişleri ve herhangi bir idari para cezası vesaire gibi bir ceza kesildi mi? Bunu eğer yanıtlarsanız memnun olurum.

FEHMİ KÜPÇÜ (Bolu) - Teftiş tutanaklarında yok.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yani bilemiyorum, yanıtlarlar artık kendileri.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yine, havalandırma noktasında Üzülmez Maden Ocağında da sanırım 2015 mevzuat değişikliğinden sonra bir eksiklik olduğu söylenildi. Daha önceki Karadon, Kandilli ve Kozlu'da değişiklik yapılmış ama Üzülmez'de hâlâ bir değişiklik yapılmamış. Mesela, bununla ilgili, Bakanlıktan ödenek ayrılmasıyla ilgili bir talepte bulundunuz mu? Yani Üzülmez'deki ocağımızda da benzer bir facia yaşanma ihtimali olabilir diye düşünüyorum eğer havalandırması yetersizse, eksikse. Bunu ne zaman değiştirmeyi planlıyor Kurum? Bu önemli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TANER YILDIZ - Buyurun.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yine, Kurumun işçi açıklarının iş güvenliğini tehdit ettiği yönünde Sayıştay raporları var. Biz de defalarca bunu söylemişiz, 2017 Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri esnasında Sayın Enerji Bakanına söylemişim ben, sonra tutanaklardan buldum. Kurumun işçi açıklarının iş güvenliğini tehdit ettiğine yönelik Sayıştay raporları var ve "Kurum da sizden sürekli işçi talep ettiği hâlde bu açıkları niye gidermediniz?" diye sormuşuz. Şimdi ben şunu sormak istiyorum şu anki yönetime: Az önce bazı rakamlar açıkladınız ama sanırım 2.982 işçi açığı olduğunu söylediniz norm kadroya göre, yanlış almadıysam rakamı.

TÜRKİYE TAŞKÖMÜRÜ KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUHARREM KİRAZ - 2.982, 2 milyon 100 bin ton kömüre göre ihtiyaç duyduğumuz. Son yaptığımız çalışmadaki taslak efendim.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Tamam, o zaman ben yanlış anlamışım, düzeltiyorum. Bu mevcut duruma göre yani 10.750 norm kadro durumuna göre Kurumun şu anda ihtiyacı olan üretim işçisi açığı nedir? Bu üretim işçisi açığıyla ilgili -tamam, bazı teknik işçiler falan alınmış ama yetersiz kalmış anladığım kadarıyla- "Coronavirüsten dolayı, pandemiden dolayı talepte bulunmadık." dediniz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Vekilim, o "açık" dedikleri norm kadro şu anda geçerli değil.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Hayır, 10.750 veya 14.500 işte.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tabii. Yarım mekanize, tam mekanize hayata geçtiğinde o olacak; geçmedi ki.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yani işçi talebinde bulundunuz mu yıl yıl yani 2019'da, 2020'de, 2021'de ve 2022'de? Yani son dört yıldır Kurum talepte bulundu mu, bulunmadı mı? Bulunduysa hangi yıllarda bulundu ve ne kadar işçi talebinde bulundu? Ne kadarı üretim işçisi, ne kadarı teknik işçi? Bu soruları net olarak yanıtlayamadınız yani onların da açığa çıkması gerekiyor çünkü temel konulardan biri; işçi sağlığı, iş güvenliğini tehdit ettiği yönünde görüşler var.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Evet, teşekkür ediyoruz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yine, bir başka... Son 2 sorum kaldı; sabırla bekledim Sayın Başkanım, yani onun için, Kurumu bir daha çağırmama adına bunların yanıtlanmasının uygun olacağını düşünüyorum.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Tabii ki.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi, Amasra müessesesinde denetim ve teftişler yapan temel 3 kurum var; biri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri, Enerji Bakanlığı görevlileri ve bir de Kurumun kendi Rehberlik ve Teftiş Kurulu. Her iki kurum da bir önceki sunumlarındaki ifadelerinde "Biz tali denetim yapıyoruz." demeye getirdiler "Asıl, Kurumun yapmış olduğu denetim ve teftişlerdir." dediler. Bu ocakta ve müessesenin diğer ocaklarında -sadece bu ocakla sınırlandırmayayım- Kurumun Rehberlik ve Teftiş Kurulu müfettişleri veya görevlileri, iş sağlığı ve iş güvenliği görevlileri hangi aralıklarla denetim ve teftiş yapıyorlar? Amasra'da ve diğer yerlerde bir eksiklik, noksanlık tespit etmişler mi, etmemişler mi? Bu konuda da Komisyonumuza bilgi verirseniz sevinirim.

Yine, bu, sensör verileriyle ilgili bir sorum olacaktı: Az önce gösterdiniz grafiği; bakın, 5'in üzerine çıktığı durumlar yaşanmış ve çıkmış, inmiş yani belli bir... Bir de yani kısa bir zaman dilimi de değil yüzde 1,5'u, 2,5'u uzun saatler boyunca geçtiği durumlar da yaşanmış. Yani böyle bir durumda sanki müessese mevzuatı işletmiyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Siz belki bazı şeyleri açıkladınız, bazı şeyler karanlıkta kaldı gibi geldi bana. Yani böyle bir noktada 2'yi geçtiğinde, 1,5'i geçtiğinde sanki her zaman bu yönetmelik hükmü uygulanmıyor gibi geldi bana; böyle bir durum var mı? Gerçekten bu patlama değerlerine veya işte yönetmelikte belirtilen değerlere ulaştığında yönetmelik hükümleri uygulanmıyor mu? Yani mesela, bakın, bu 1/10/2022 tarihinde belli bir süre 5'e çıkmış ve kalmış orada ve patlamamış Allah'tan. 13.40 ile 14.47 arasında bir şey koymuşlar.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Evet, teşekkür ediyoruz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bir sorum kaldı Sayın Bakanım.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Peki, buyurun.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bir de hepimizin bildiği üzere, burada yönetmelik gereğince kontrol sondajları da yapılması gerekiyor. Amasra'da kazanın olduğu gün -işte "üretime hazırlık arını" diyoruz buraya- kontrol sondajı yapılmış mı? Kaç tane kontrol sondajı yapılmış ve kaç metre yapılmış? Bununla ilgili elimizde bir veri var mı? Bir bilgi, değerlendirme var mı? Bunu rica ediyoruz. Ben bu anlamda...

BAŞKAN TANER YILDIZ - Peki.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Bakanım, toparlayacağım.

Biliyorsunuz, Kurum daha önce de büyük iş kazaları yaşadı; işte Kozlu'da yaşadı, 263 madencimizi yitirdik; Kandil'i de yaşadık, 103 madencimizi yitirdik; Kireçlik'te yaşandı, 18 madencimizi yitirdik 1978'de ve Karadon'da 30 işçimiz gitti; yine, Kozlu'da 8 işçimiz gitti. Yani değerli bürokrasimiz, burada amacımız, bu kazalar bir kez daha yaşanmasın.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Ünal Bey...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Onun için, ben sizden tekrar ve tekrar rica ediyorum, lütfen, savunmaya geçmenizi gerektirecek bir durum yok, bize gerçekleri söyleyin; kimseyi savunmanızı gerektirecek bir durum da yok, herkes kendisini mahkemelerde savunabilir. Neticede, dediğim gibi, biz yargılama makamı değiliz, biz yasama makamıyız. Dolayısıyla bu gerçekler açığa çıksın diye benim sizden ricam, bütün sorularımıza açıklıkla ve doğru bir şekilde yanıt vermeniz.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Teşekkürler.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ben teşekkür ederim, sağ olun.