| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal ve 62 Milletvekilinin; Antalya Diplomasi Forumu Vakfı Kanunu Teklifi (2/4703) Tasarısı (1/757) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 17 .11.2022 |
İSMAİL ÖZDEMİR (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de öncelikle yeni Dışişleri Bakan Yardımcımıza vazifelerinde Cenab-ı Allah'tan üstün muvaffakiyetler diliyorum. Bununla birlikte, tabii, İstanbul'da PKK terör örgütünün gerçekleştirdiği menfur terör saldırısında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
Tabii, PKK, bir terör örgütü olarak kurulduğu günden bu yana Türkiye'yi etnik temelli ayrımcılığa tabi tutmak suretiyle bölmeye yönelik faaliyetlerine devam ederken toplumda da bu anlamda sivil vatandaşları hedef alacak eylemlerini de sürdürmüştür.
Ben, gündeme geldiği için, her ne kadar Komisyon gündemimizde bulunan 2 kanun teklifiyle şimdi konuşmak mecburiyetinde kaldığımız konuların alakası olmasa da Türkiye'nin ve böylesi bir durumda hepimizin hakikati olduğu gerçeğinden hareket ederek bazı hatırlatmaları yapmak istiyorum.
Çok Değerli Komisyon Üyeleri, PKK terör örgütü 25 Aralık 1991'de İstanbul Bakırköy'de gerçekleştirdiği eylemle 11 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebebiyet vermiştir. 9 Temmuz 1998'de yine İstanbul Mısır Çarşısı'ndaki eylemiyle 7 vatandaşımızı şehit etmiş, 121 vatandaşımızın da yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 13 Mart 1999, yine İstanbul Mavi Çarşı'da PKK'nın gerçekleştirdiği menfur eylemle 13 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 22 Mayıs 2007'de Ankara'da, başkentimizde Anafartalar Çarşısı'nda gerçekleştirilen menfur terör eylemi sonucunda 6 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 100'den fazla vatandaşımız yaralanmıştır. 27 Temmuz 2008'de yine İstanbul Güngören'deki menfur eylemi sonrasında 17 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 154 vatandaşımız yaralanmıştır. 8 Kasım 2009'da İstanbul Bağcılar'daki terör eylemi sonrasında PKK bir vatandaşımızı kendi ailesinden, kendi sevdiklerinden koparmıştır. Yine, 31 Ekim 2010'da İstanbul'da Taksim Meydanı'ndaki eylemiyle 32 vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 20 Eylül 2011'de Ankara'da Kumrular Caddesi'ndeki menfur eylemiyle 3 vatandaşımızı hayattan koparmış, 34 vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 29 Ekim 2011'de Bingöl'deki hain eylemiyle 3 vatandaşımızı şehit etmiş, 21 vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 17 Şubat 2016'da Ankara'da Merasim Sokak'ta, bize de uzak olmayan bir yerde gerçekleştirdiği menfur eylemiyle PKK terör örgütü 29 vatandaşımızı şehit etmiş, 61 vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 13 Mart 2016'da yine Kızılay Meydanı'ndaki eylemiyle beraber 36 vatandaşımızı şehit etmiş, 125 vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 31 Mart 2016'da Diyarbakır'daki eylemiyle 7 vatandaşımızı hayattan koparmış, 27 vatandaşımızı yaralamıştır. 27 Nisan 2016'da Bursa'da Ulu Camisi bahçesindeki hain eylemi sonrasında 13 vatandaşımızı şehit etmiştir. 12 Mayıs 2016'da Diyarbakır Dürümlü'de 16 vatandaşımızı şehit etmiş, 23 vatandaşımızı yaralamıştır. 7 Haziran 2016'da İstanbul'da, Vezneciler'de 12 vatandaşımızı şehit etmiş, 36 vatandaşımızı yaralamıştır. 8 Haziran 2016'da Mardin Midyat'ta gerçekleştirdiği eylem sonrasında 5 vatandaşımızı şehit etmiş, 51 vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 13 Haziran 2016'da Tunceli Ovacık'ta 9 vatandaşımızın şehit edilmesindeki ana faildir ve nihai olarak 13 Kasım'da, geride bıraktığımız günlerde gerçekleştirilen menfur saldırıyla beraber 6 vatandaşımızı PKK terör örgütü şehit etmiş ve 81 vatandaşımızın da yaralanmasına sebebiyet vermiştir.
Şimdi, karşımızda öyle bir cani terör örgütü var ki bebek, kadın, yaşlı, masum, bunlara bakmadan Türkiye'ye yönelik hasımlığını, Türk milletinin millî birlik ve beraberliğine yönelik hasımlığını en çirkin suretiyle ortaya koyan bir terör örgütü var ama gelin görün, bu terör örgütünün İstanbul'da, İstiklal Caddesi'ndeki son saldırısında da mesuliyeti -ki tebrik ediyorum buradan Emniyet güçlerimizi de- on saatlik bir sürenin sonrasında saldırganın yani bombayı bırakan teröristin ifadeleriyle ve bağlantılarıyla sabitken PKK terör örgütünün ortamı ve hedefi saptırma gayesiyle kendi propaganda imkânlarına bugün bu kutlu Meclis çatısı altında bazı sözde milletvekillerinin alet olması da üzüntü vericidir Sayın Başkanım. Bunu kınadığımızı, kabul edemeyeceğimizi de hem ifade ediyorum hem de tutanaklara geçirmek istiyorum. Keşke, bu sözlerin muhatabı olanlar da bunları duyabilecek cesareti gösterebilselerdi; kaç vatandaşımız şehit olmuş, bunlar burada konuşulurken, bu, tarihî kayıtlara girerken muhatapları da bu ifadeleri duyabilme cesaretini gösterebilselerdi. Belki de PKK'ya "terör örgütü" diyemediklerindendir. Milliyetçi Hareket Partisinin bu anlamdaki hassasiyeti açıktır. Bir ilçe başkanımızla alakalı iddialar -ki konuyla alakalı ne olduğu da kamuoyuyla, basınla beraber paylaşılmıştır- neyin ne olduğu, bütün gerçekler ortadayken aynı Kandil'deki yahut Suriye'deki diğer terör odaklarının veyahut bu terör odaklarına bu eylemi yapma noktasında önayak olan yahut talimat veren çevrelerin veya bir başka terör örgütü olan FETÖ'nün, uzun süreden bu yana Türkiye'de kriz ve kaos iklimi yaratmaya yönelik eylemlerine alet olacak tarzda konuşması ve yüce Meclisimizi buna da alet etmeye yeltenmesi doğrusu hoş olmamıştır. Dışişleri Komisyonu bugün, malum isimler tarafından provoke edilmeye çalışılmıştır. Bunu da kabul etmediğimizi, edemeyeceğimizi ben ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.