| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b)Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç)Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Başkanlığı e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 18 .11.2022 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcıları, kıymetli komutanlar ve bürokratlar, basınımızın kıymetli mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
İçişleri Bakanlığı bütçesinin ülkemiz ve milletimize hayırlı olmasını temenni ederek sözlerime başlıyorum.
Sayın Bakan, ülkemizin her tarafını dolaşıyoruz, her gittiğimiz yerde vatandaşlarımızın, STK'lerin en fazla şikâyet ettikleri konu, gençlerin uyuşturucu kullanımıdır. Özellikle yoksul ve eğitimsiz yerlerde uyuşturucu kullanımının 12-13 yaşlarına kadar indiğini, gençlerimizin yoksulluktan ve işsizlikten kaynaklı uyuşturucu sarmalı altında olduğunu görüyoruz. Sayın Bakan, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının "Metamfetamin Türkiye ve Dünyadaki Durumu" başlıklı 2022 yılı raporuna göre, kullanıcıların yüzde 73'ü ilk ve orta dereceli okul, yüzde 21'i lise ve üniversite mezunlarındaki bu oran da yüzde 2,5'a kadar düşüyor. Ebeveynlerde ise madde kullananların yüzde 92'sinin annesinin okuma yazma bilmeyen okuryazar, ilk ve orta dereceli okul mezunu oldukları, yüzde 6'sının lise mezunu olduğu ve üniversite ve yüksekokul mezunlarının da yüzde 1,2'de kaldığı görülüyor. Bizim sahada gördüğümüz de budur. Uyuşturucu kullanımı, hırsızlık gibi bir asayiş gibi sorunu da yaratmaktadır. Kendi memleketimde soyulmayan bağ evi kalmamıştır.
Sayın Bakan, güvenlik güçlerimiz kullanıcılara ve torbacılara karşı gerekli mücadeleyi veriyor ama asıl mücadele gençlerimizi, vatandaşlarımızı ellerinde oyuncak olarak kullanan, en az terör belası kadar tehlikeli olan baronlarla yapılacak mücadeledir.
Sayın Bakan, 13 Kasım 2022 tarihinde İstiklal Caddesi'nde hain terör saldırısında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Teröristin ve yakın çevresinin hemen yakalanmış olması sevindiricidir. Ancak ABD'nin eğitip donattığı teröristlerin Afrin'den girip İstanbul'a gelip olay yeri için birkaç kere keşif yaptıktan sonra terör olayını gerçekleştirmesi düşündürücüdür ve sınırlarımızın denetim altında olmadığının göstergesidir.
Sayın Bakan, Türkiye kırk yıldan beri bu terör belasıyla meşgul edilmektedir, 40 binin üzerinde insanımızı şehit verdik. Herkes şunu iyi bilmelidir ki: Türk milletinin birlik ve beraberliğini kimse bozamayacaktır. Başta PKK-PYD/YPG olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı verilen mücadelede her zaman devletimizin yanında yer aldık, almaya da devam edeceğiz.
Suriye ve sığınmacılar konusuna gelince. 2011 yılına kadar Suriye-Türkiye ilişkileri olağanüstü iyiydi. Gaziantep'te konsolosluk açıldı, Suriye'yle karşılıklı vize kaldırıldı. Gaziantepliler Halep'te fabrikalar açtılar, Suriyeliler de Gaziantep'te. Ama 2011 yılında olanlar oldu ve emperyalist dünya Arap Baharı'nı Suriye'ye taşıdı. Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanlığından sonra "Esad" "Eset" oldu, kardeşlik yerini düşmanlığa bırakarak ülkemiz böyle bir problemin içine çekildi. Açık kapı politikasıyla da 3 milyon 750 bin Suriyeli kim olduklarına bakılmaksızın ülkemize doldu. Ülkemiz ajan cennetine döndü, birkaç şehir haricinde her yere dağıldılar. Şu anki durumda Suriyeli sığınmacılar bütün güneydoğu illerimizde, İstanbul'da gettolarını oluşturmuşlar. Türk halkı ise Suriyelilerin işsizliği arttırdıklarına inanmakta, eğitimde kalabalık sınıflardan ve Hükûmetin sağlıkta Suriyelilere gösterdiği ayrıcalıktan şikâyetçiler. "İşimizi elimizden aldılar." şeklinde bir anlayış var ve büyük çoğunluk Suriyelileri istemiyor yani toplum huzursuz. 2021 yılı Ağustos ayında Ankara'nın Altındağ ilçesinde Suriyelilerin yarattıkları olaydan sonra mahalle başı yabancı nüfusun Türk nüfusa oranı yüzde 25'e, şimdi de yüzde 20'ye çekilmiştir, bu oran daha da düşürülmelidir. Sayın Bakan, size Atatürk'ün ön öngörüsüyle 1934 tarihli 2510 sayılı İskân Kanunu'nda "Kasabalarda ve şehirlerde yerleşen yabancıların tutarı belediye sınırı içindeki bütün nüfus tutarının yüzde 10'unu geçemez ve ayrı mahalle kuramazlar." hükmünü hatırlatmak istiyorum. Bu oranı örnek alabilirsiniz.
Sayın Bakan, AK PARTİ iktidarı Suriye konusunda yanlış yapmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1920 yılında Orta Doğu'da takip edilecek politika için ortaya koyduğu görüşlere sadık kalsaydık bunların hiçbirini yaşamazdık.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son on saniyeniz.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Şöyle diyor Atatürk: "Emperyalist devletler aynı derecede Türk'ün de Arap'ın da; Irak'ın da Anadolu'nun da, Suriye'nin de düşmanıdırlar. Şu hâlde, Anadolu'nun, Irak'ın, Suriye'nin hayat ve menfaatleri pek sıkı bir tarzda birleşmiş bulunuyor."
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Filiz, teşekkür ediyorum, süreniz dolmuştur.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Başkanım, bu önemli, onun için müsaade ederseniz...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bütün konuşmalar önemli.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Şu cümleyi tamamlayayım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümleyle lütfen.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - "Demek oluyor ki Türkler ile Iraklılar ve Suriyeliler arasında sıkı bir dostluk ve uyum siyaseti gerekir." Siz bu politikayı gütseydiniz herkes kendi vatanında mutlu olurdu diyor, bu bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.