KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elbette Sayın Başkanım.

Teşekkür ederim.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, bütçe hakkını millet adına kullanıyoruz ve bütçe hakkı meclislerin varoluş sebeplerinden en önemlisidir, biliyorsunuz bunu. Şimdi, biz de bütçe hakkı çerçevesinde yürütmeye eleştirilerimizi sunuyoruz Sayın Başkan ve bu eleştirilerimiz de bazen elbette ağır ifadelerle de olabilir ama asla hakarete kaymamamız lazım, bu da net.

Ben sekiz yıldır Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim ve ek bütçelerle beraber 10'uncu bütçeyi çıkarıyoruz beraber. Bu sekiz yıldır da Süleyman Soylu Bakan, iki yılında Çalışma Bakanıydı, altı yıl da İçişleri Bakanı. Burada 10 bütçe görüştük, pek çok bakanla düzeyli görüşmeler yaptık, zaman zaman ufak tefek tansiyon yükselmeleri olsa da hiçbir zaman belli bir eşik aşılmadı yani kişisel hakaretlere, ağır hakaretlere varan durum olmadı ama bu 10 bütçenin 10'unda da Süleyman Soylu burada olay çıkardı, milletvekillerine hakaret etti. Hele cuma günü, ağza alınmayacak, burada tekrar etmekten hayâ edeceğim hakaretlerde bulundu ve bu hakaretlerin çok küçük bir bölümü tutanaklara yansıdı. Daha sonra Süleyman Soylu bunları kameralardan servis etmiş. Şurada, MHP Grubunun önüne kamerayı kurmuştu, oradan gün boyunca servis etti hakaretlerini. O hakaretler de... Tutanaklara yansıyan ifadelerin 100 misli hakaret etti milletvekillerine ve siz bunlara, maalesef, seyirci kaldınız Sayın Başkanım.

Bakın, şunu söyleyebilirsiniz: "Benim yapacağım bir şey yok." Ama az önce milletvekillerini ve Bakanı İç Tüzük'e davet ettiniz, değil mi Sayın Başkan? Peki, İç Tüzük ne emrediyor, milletvekillerine hakaret edildiği zaman ne emrediyor İç Tüzük? Geçici çıkarmayı emrediyor, değil mi? Kim hakaret ederse etsin. Burada bir bürokrat bize hakaret edebilir mi? Ne yaparsınız? Onu dışarı davet edersiniz, değil mi? Bir bakan da bir atanmıştır, bir bakan milletin vekiline ve bütün milletin vekillerine hakaret ettiği zaman ne yapmanız lazım İç Tüzük'e göre? Çıkarma cezası vermeniz gerekir. Siz bunu yapmadınız. Diyeceksiniz ki: "O, Genel Kurulda." Peki, bizi hangi İç Tüzük'e davet ediyorsunuz? Madem her şey Genel Kurulda geçerli, o zaman burada kural yok. Burada, bugün Süleyman Soylu, yarın başka bir zalim bakan, milletvekillerine hakaret edebilir demek ki. İç Tüzük'te bunu engelleyecek müeyyide var mı? Değerli arkadaşlar, soruyorum size, var mı?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bakana "zalim" diyemez Sayın Başkan, böyle bir şey olabilir mi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Altı ay sonra devran döndüğünde, burada, başka bir zalim bakan geldiğinde, size hakaret ettiğinde siz ne yapabileceksiniz? Şunu örnek verecek "Altı ay önce sizin Bakanınız bizlere hakaret ediyordu." diyecek. Böyle bir şeye nasıl izin verirsiniz değerli arkadaşlar? Sayın Başkan, böyle bir şeye nasıl izin verirsiniz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlarsanız cevap vereceğim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ve şunu da söyleyeceğim: Size de sitem ediyorum, AK PARTİ'li ve MHP'li arkadaşlara sitem ediyorum. (MHP sıralarından laf atmalar) Ya, değerli arkadaşlar, milletin vekillerine bu kadar hakaret eden bir Bakanın bütçesine nasıl onay verdiniz? Nasıl onay verdiniz, nasıl dur diyemediniz? (MHP milletvekillerinin laf atmaları) Hatta ve hatta, bir Genel Başkana, Türkiye'nin 2'nci büyük partisinin Genel Başkanına ağır hakaretler yapıldı; bunlar kabul edilemez değerli arkadaşlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, toparlarsanız sevinirim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bu açıdan size net olarak şunu soruyorum: Burada milletin vekillerine ve özellikle de bu bölümde oturan bütün milletvekillerine çok ağır hakaretler edildi. Buna karşı "Benim yapacağım bir şey yok." dediniz ve bütçeyi geçirdiniz. Ben size soruyorum, sizin elinizle de Meclis Başkanına sormuş oluyorum yazılı olarak...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Benim yapacağım bir şey yok." demedim. "Yapacaklarım bundan ibaret, bunun ötesinde yapacağım bir şey yok." dedim; neyse izah ederim ben.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, Sayın Başkan, olur mu? Ama tekrar etti hakaretlerine, ağır hakaretlerde bulundu. Şimdi, buna dair "Yapacağım bir şey yok." dediniz, tutanaklarda böyle ifade var. Şimdi, ben size soruyorum: Burada milletin vekillerine, Türkiye'nin 2'nci büyük partisinin Genel Başkanına, atanmış bir bakan ağır hakaretler ettiğinde Meclisin yapacağı bir şey yok mu? Bakın, demokrasi demek, denge ve denetim demektir yani güçlerin birbirini dengelemesi ve denetlemesi demektir. Bizim gücümüz nedir arkadaşlar, yürütmeye karşı? Yürütmenin bizim emrimizde olması gerekmiyor mu?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Artık toparlarsanız sevinirim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yürütmenin bize hesap vermesi gerekmiyor mu? Yürütme bize hakaret edemez Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu açıdan sizi göreve davet ediyorum ve ne yapacağınızı lütfen söyleyin bu durumlarda.