KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar ve saygıdeğer basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, Gaziantep'in Karkamış ilçemize düşen havan ve roket saldırısı nedeniyle 2 vatandaşımız vefat etmiştir, şehit olmuştur; 6 vatandaşımızın da yaralı vaziyette olduğuna dair bilgiler ulaşmıştır. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da şifalar diliyorum.

Sayın Bakan, Sayıştay raporunda, merkez dışındaki illerde yapımı yürütülen işlerde yerinde ve sürekli kontrollük hizmeti verilmemesi nedeniyle kontrol riski oluştuğuna dair bir tespit var. Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen yapım işlerinin, kontrol teşkilatlarının merkezde görev yapan teknik personelden oluşturulması ve yeterli denetim yapılmadığından kontrol riski oluşturulduğu görülmüştür. Yapım işlerinde kontrol teşkilatı, işin bizzat başında bulunmak suretiyle mevzuattaki yetki ve görevlerini yerine getirerek yüklenici tarafından taahhüt edilen işin fen ve sanat kurallarına, sözleşme ve eklerine uygun olarak günü gününe kontrolünden ve herhangi bir zafiyet verilmemesinden sorumludur. Kontrol teşkilatının işin başında bulunması gerekir ancak yapılan incelemelerde yapı denetim görevlilerinin düzenli olarak işin başında bulunmadığı tespit edilmiştir.

2021 yılında Liman ve Kıyı Yapıları Daire Başkanlığınca 6 adet büyük yapı işinin kontrolünde sadece 6 teknik personele yol dâhil toplam elli dokuz gün görevlendirme yani her bir iş için yol dâhil sadece on gün iş başında bulunma görevi verilmiş, imkânı verilmiş. Filyos Limanı, rıhtım ve geri saha inşaatı için 2021 yılında on bir gün; Rize İyidere Lojistik Limanı inşaatı için yirmi beş gün; Hava Meydanları Yapım Daire Başkanlığınca yürütülen 8 adet yapım işinde -Rize-Artvin Havalimanı, Elâzığ Havalimanı, Yozgat Havalimanı gibi işlerde- yüz yetmiş üç gün, altmış üç gün, otuz iki gün, yirmi altı gün, yirmi gün, on yedi gün, altı gün ve beş günlük denetimler var Sayın Bakan. 2020 Sayıştay denetim raporunda da aynı durum tespit edilmiştir. 2021'de de aynı hususların devam ettiği yine Sayıştay tarafından ifade edilmektedir. Yani kısacası Sayın Bakan, denetim yok, kontrol yok, risk çok, vay memleketin hâline! Demek ki bu durumda yapılan işlerde biz Allah'a emanet durumdayız.

Sayın Bakan, Sayıştayın bir başka önemli bulgusu kurum tarafından yapılan ihalelere ilişkin bilgilerin Elektronik Kamu Alımları Platformundan görüntülenemediğine dair. EKAP üzerinden -ihale, ilan ve sözleşme bilgilerine erişilemeyen- Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Yüksek Standartlı Demir Yolu Hattı, Ankara-İzmir Yüksek Standartlı Tren Hattı yapımı gibi 9 ihaleyle ilgili bilgilere ulaşılamadığına dair Sayıştayın raporu var. İhalenin sonuçlandırılmasına kadar olan sürecin ve seçilen ihale yönteminin mevzuata aykırı olduğu ya da şeffaf olmadığı gibi tespitler bulunmamaktadır. Bu ihalelerle ilgili saklanan nedir Sayın Bakan, neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Bu arada, önceki yılda Sayıştay tarafından tespit edilen önemli bulguların giderilmediği, eksikliklerin yerine getirilmediği de yine tespit edilmiş durumdadır.

Sayın Bakan, Ankara'da Çayyolu, Sincan ve Keçiören metrolarının hasılat üzerinden yüzde 15 yerine İller Bankası payının yüzde 5'inin kesilmesinin haksız bir uygulama olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim. Ankara Büyükşehir Belediyesine faturası 2,7 milyar olmuştur. 2019'da 10 milyon 250 bin 805 TL kesilmesi gerekirken 123 milyon 497 bin TL, 2020'de 8 milyon 880 bin TL yerine 229 milyon TL, 2021'de 10 milyon 630 bin TL yerine 352 milyon 354 bin TL, 2022'de 23 milyon 630 bin TL yerine 603 milyon 56 bin TL, yani toplamda 53 milyon 400 bin TL yerine 1 milyar 308 milyon 800 bin TL kesilmiş durumdadır. Böylece 1 milyar 255 milyon 418 bin TL fazla ödeme alınarak Ankara halkına bu miktar kadar hizmet yapılması engellenmiştir. Ankara halkını cezalandırmaya çalışıyorsunuz Sayın Bakan, bu kadar parayı haksız yere kesiyorsunuz.

Bakanlığınızca 2013 yılında proje çalışması başlatılıp dört yıl sonra, 2017 yılında projesi tamamlanabilen, 2018 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla Esenboğa hattının birinci kısmı olan Keçiören-Kuyubaşı-Esenboğa Havalimanı-Yıldırım Beyazıt Üniversitesi arası Ulaştırma Bakanlığınca üstlenilmiştir. Bakanlık 2020-2021-2022 yatırım programında yer alan ancak üç yıldır ihalesi çıkarılmamış projenin ve de bu projenin ikinci kısmı olan Kuyubaşı-Gar bağlantısının projelerinde Bakanlık tarafından hazırlanan projelerin ihaleye çıkarılmasını beklemektedir. Başta Çubuk halkı olmak üzere tüm Ankara halkının 2017'den beri beklentisi boşa çıkmıştır. Aynı haksız uygulama Antalya Büyükşehir Belediyesinde de yaşanmış, rantabl olmayan, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, belediye başkanı tarafından siyaset malzemesi olarak kullanılan ve de devamlı zarar eden ikinci etap raylı sistem nedeniyle haksız uygulama burada da yapılmış, Antalya Büyükşehir Belediyesinden bugüne kadar 3 milyon civarında bir para kesilmesi gerekirken 330 milyon TL para kesilmiştir. Siyasetin şovunu siz yaptınız, borcunu biz ödüyoruz, Ankara halkı ödüyor, Antalya halkı ödüyor, Antalya Büyükşehir Belediyesi ödüyor.

Aynı şekilde İstanbul'da Levent-Hisarüstü Projesi'nde 2015, 2016, 2017, 2018'de toplam kesinti 3 milyon 418 bin TL iken sadece 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesinden 326 milyon 375 bin TL kesinti yapılmıştır. Adalet, sizin sadece parti isminizde var; işte ne kadar adaletsiz olduğunuzun ne kadar açık olduğu bu rakamlarda, ortada gözükmekte. İktidar, Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri nasıl çalıştırmayız, nasıl cezalandırırız, hizmetlerini nasıl önleriz derdinde ama şunu bilin ki bu halk sizin yaptıklarınızı görüyor. Bu haksızlığın, hukuksuzluğun faturasını yüce Türk milleti size ilk seçimde ödetecektir. Herkese eşit, tüm belediyelere hakkaniyetli, parti ayrımı yapmadan bütün vatandaşlarımıza adil davranacak bir iktidar, Millet İttifakı iktidarı gelecektir.

21 Eylül 2018 tarihli 116 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'yla Sabiha Gökçen raylı sistem hattının yapım işlerini devralma, tamamlama ve sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesine devretme yetkisi Ulaştırma Bakanlığına verilmişti. Sabiha Gökçen Havalimanı raylı sistemi hattı geçici kabulü, 29 Eylül 2022 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesine devir teslim tutanağı imzalanmıştır. Bu hattın yapım işleri bedeli yaklaşık 4,5 milyar TL'dir. Bu bedel, yine yüzde 5 esasıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesinin gelirinden aylık 200 milyon olarak kesilecektir. Belediye kendi yapsa on beş yirmi yılda ödeyeceği parayı, sizin, önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle de bu Komisyon ve sonrasında Meclis Genel Kurulundan çıkarılan bir kanunla -ki haksız olduğunu her aşamada ifade ettik- o kanun maddesine dayanılarak bugüne kadar kesintiler devam etti. Bu Sabiha Gökçen Havalimanı için de İstanbul Büyükşehir Belediyesi, on beş-yirmi yılda ödeme imkânı olan bir proje için neredeyse iki yılda bu parayı ödemek zorunda kalacaktır. Yani siz bir taraftan "Bu hattı biz yaptık." diyerek başta Sayın Cumhurbaşkanı dâhil hepiniz bu metronun önünde resimler çektirip görüntüler paylaşsanız da sonuçta bu hattın parasını İstanbul Büyükşehir Belediyesinden aylık en az 200 milyon olmak üzere kesilmeye devam edecek ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin aylık gelirinin 4 milyar olduğunu kabul edersek -ifade ettiğim gibi- iki yılda kesilecektir Sayın Bakan. Bu haksız uygulamaları ne zaman başlattınız? Ankara, İstanbul, Antalya gibi 11 büyükşehir belediyesi ne zaman Cumhuriyet Halk Partili belediyelere geçti, 1 Mayıs 2019 tarihinde bu haksız uygulamayı başlattınız Sayın Bakan.

Sayın Bakan, Antalya'da Kemer Phaselis Tüneli açıldı. İnşaatı uzun sürdü, geç bitti. Bu tünele ne kadar para harcadınız bilmiyorum. Ancak şunu bir kez daha söylemek durumundayım: Biz hizmete kesinlikle karşı değiliz, karşı olmadık, olmayız da ancak devletin parasının daha rantabl yerlere harcanması, daha dikkatli kullanılması gerekir. Bu tünel açıldığında yandaş basında aynen şöyle haberler çıktı: Antalya ile Ege ve İç Anadolu'yu bağlayan tünel açıldı, yüz yıllık rüya gerçekleşti, Phaselis Tüneli bağlantı yollarıyla birlikte 3,6 kilometre uzunluğunda, seyahat süresi on dakika kısaldı." Haberlere bakın. Sayın Bakan, "3,6 kilometre" denilen tünel gidişli-gelişli olan bir tüneldir ve herhâlde sizlerden yapılan açıklamalarla 1 kilometre 305 metrelik bir tünelden dolayı da on dakikalık sürenin kısaldığı ifade edilebildi. Sayın Bakan, herhâlde sizden böyle bilgiler yapıldı mı bilmiyorum ama kim söylediyse ortada böyle açıklamalar oldu. Evet, 2.800 metre ve Kemer-Kumluca hattındaki en risksiz, riski olmayan bir yola bu tünel yapıldı. İşte, 2.800 metre için siz 3.600 metre gidişli-gelişli tünel yaptınız Sayın Bakan. İhtiyaç olan yerlere yapılsa daha iyi değil mi? Kaldı ki örneğin Anadolu'muzun birçok yerinde bitmeyi bekleyen yollar, tüneller var. İhtiyaç olan ancak maalesef ya durmuş ya da yavaş işleyen vaziyette olan yerler var. Örneğin Antalya'da Çubukbeli Tüneli niye bitmedi Sayın Bakan? İbradı-Başlar, Manavgat-Beydeğin-Taşağıl arası tünel hâlen tamamlanamadı. Acil ihtiyaçsa işte buraların tamamlanması gerekir. Alanya bölgesindeki tünellerde de çalışmalar hâlâ devam etmekte.

Bu arada birçok açıklamada 2002'den başlama gibi bir alışkanlığınız olduğunu biliyoruz. Sizin Bakanlarınızın kıyaslama olarak hep 2002'ye göre kıyaslamalar yaptığı hep burada alışılagelmiş bir uygulamaydı. Ancak 2002 öncesinde yapılan hizmetlerin yok sayıldığını ise sizin açıklamalarınızda gördük. Antalya'yla ilgili bir açıklamanızda "Tünel uzunluğunu sıfırdan 21.474 metreye çıkardık." demiştiniz Sayın Bakan, ben de ona karşı çıkmıştım çünkü Antalya'da, Kemer yolunda, Çamdağ Tüneli 140 metre 1976 yılında, Akyarlar Tüneli 340 metre 1979 yılında açılmış ve yıllarca o bölgeye hizmet etmiş 2 tane tüneldir. Bu tünellerin uzunluğu belki fazla değil diyebileceksiniz ancak o dönemin koşulları içerisinde, o günün teknolojisi içerisinde kazmayla, kürekle yapılan 2 tane tüneldi ve bu tünellerin bir tanesinde de 2 şehidimiz var. Sayın Bakan, size bu bilgileri verdiler mi, bilerek mi söylediniz yoksa bilmeden mi, bilmiyorum ancak Antalya'nın birikimlerini, geçmişte yapılmış olan hizmetlerini kimsenin inkâr etmeye hakkı yoktur. Bu anlattıklarım bir örnektir sadece çünkü geçmişi inkâr, yok sayma hastalığı bilerek ve isteyerek yapılan haksız algılara birer örnektir. Bu tünellerin zor şartlarda yapıldığını ifade ettim; gerçekten o dönemlerde kazmayla kürekle yapılan tünellerdi ve 2 de şehidimiz var, o şehitler o tünellerin bir tanesinin önünde yatmaktadır. Bu tünelleri yok saymak öncelikle o şehitlere de saygısızlık olacaktır.

Tahmin ediyorum, bugün üzerinde çok konuşulacaktır: Kamu-özel iş birliği projeleri. Bütçeye ve vatandaşımıza yük olmaya devam ediyor kamu- özel iş birlikleri. Bugün, 2023 yılı bütçesinde 55 milyar bir garanti ödemesi gözükmektedir. Doğru iş yapılmadığı için de birçok yatırımın yanlış planlanması nedeniyle de bu sistem, bütçemize yük olmaya devam etmektedir. Görüldüğü üzere de böyle giderse yük olmaya da devam edecektir.

Sayın Genel Başkanımızın bu konuda bir açıklaması vardı, iktidara geldiğimizde bu şekilde bütçeye yük teşkil eden ve yüklenicisine ödemesi gerçekleştirilmiş olan yatırımların kamulaştırılacağını dair. İnşallah o günler geldiğinde ülkemizi bu yükten kurtaracağız.

İktidarınız zamanında, gelmiş geçmiş tüm iktidarların harcadığı paranın neredeyse 3 katı para topladınız, 2 trilyon 450 milyar doları geçti topladığınız para. Bu paraları nereye harcadınız sormak lazım. Devlet olarak yapamadığınızı kamu-özel iş birliğiyle yaptırıp yeni yükler getirdiğiniz açıkça ortada. Kamu-özel iş birliği projelerini nasıl yapıyorsunuz, nasıl hesap ediyorsunuz anlaşılır gibi değil.

Ben size soruyorum: Siz kendinize, özel olarak bir işiniz için proje yapsanız o projede örneğin 97 yanılır mısınız Sayın Bakan? Öyle bir hata işleyebilir misiniz? Öyle bir basiretsizlik sergileyebilir misiniz? Mümkün değil. Yani bir projede yapılırken yüzde 3'lük, 5'lik, 10'luk belki de bir hata olabilir ancak sizin öyle projeleriniz var ki yüzde 97'lere varan hata payları var ama devlet işinde maalesef işte siz bu hataları yaptınız çünkü para devletten çıkıyor, para milletten çıkıyor, para yandaşa gidiyor. Bir örnek verelim yani bu, tipik bir örnek olduğu için söylüyorum: Zafer Havaalanı, 2022 ilk 10 ayında garanti edilen giden yolcu sayısı 1 milyon 98 bin. Peki, soruyorum giden yolcu sayısı kaç? Bizdeki bilgilere göre ortalama 25.500 dolayında yani hata payı yüzde 97 seviyelerinde. Yapım maliyeti 50 milyon euro, bugüne kadar 58 milyon 482 bin euro ödenmiş. 2044 yılına kadar ödenecek para 208 milyon euro. Yani böyle, yüzde 90'lara, 97'lere varan hata paylarıyla birileri zengin edilmeye devam ediyor. Kamu-özel iş birliği projeleri de bütçeye ve vatandaşa yük olmaya devam ediyor. Aynı tabloyu Rize-Artvin Havaalanında da görebilmekteyiz ve yine Tokat Havaalanında da görebilmekteyiz.

Son olarak, Sayın Bakan, sizi gerek Bakanlık gerekse iktidar olarak Anayasa Mahkemesi kararlarına uymaya davet ediyorum. Çünkü burada ülkemiz açısından çok önemli olan, stratejik bir durumda olan limanlarla ilgili, bu limanların özelleştirilmesiyle ilgili sürelerin kırk dokuz yıllık süreye kadar uzatılmasıyla ilgili bir kanun geçmişti. Biz o kanun geçerken itiraz etmiştik; "Bakın, bu yaptığınız Anayasa'ya aykırı, yapmayın bu işi." Yani belki de o karara imza atan, o salonda bulunan milletvekili arkadaşlarımızın birçoğunun ömrünün bu sözleşmelerde uzatılan sürelerin sonunu görmeye yetmeyeceğini ifade etmiştik. Bakın, 2046'lara, 2047'lere, 52'lere, 61'lere ve 2070'li yıllara kadar uzatılan süreler vardı. Şimdi, Anayasa Mahkemesi burada bir haksızlık olduğunu ve ihalelerde eşitsizlik yaratacağını ifade ederek bunu iptal etti. Ancak geçtiğimiz haftalarda yeniden bir torba yasa olarak bu teklif getirilmişti, bizim direnmemiz de muhalefetimiz de torbadan çıkarıldı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, süreniz bitmiştir. Konu bütünlüğü açısından bitirin bu konuyu.

CAVİT ARI (Antalya) - Ve şimdilik rafta duruyor. İnşallah, tekrar getirmezsiniz çünkü limanlarımızın böyle uzun yıllar birilerine devredilmesi, teslim edilmesi milletimizin aleyhine olacak bir durumdur diyorum, Bakanlık bütçesinin de hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.