KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Komisyon Başkanı, Sayın Bakan, kıymetli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, Bakanlığınızla ilgili teknik bir eleştiriyle sözlerime başlamak istiyorum. Bugün sıklıkla tartışılan ve tartışılmaya da devam edilecek hususlardan biri kamu-özel iş birliği hususu olacaktır. Bu konuda muhalefet milletvekilleri olarak Bakanlığınızdan bilgiler almak en tabii hakkımızdır fakat sizler bilgi vermeme hususunda büyük bir inat ve gayret içerisindesiniz. Ulaştırma Komisyonu üyesi bir milletvekili olarak kamu-özel iş birliği modeliyle yapılan İstanbul Havalimanı, Zafer Havaalanı, Ankara-Niğde Otoyolu, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, Antalya Havaalanı, Avrasya Tüneli, Ankara Tren Garı hakkında ayrı ayrı soru önergeleri verdim. Bunlarla alakalı sorular temel olarak kaç yolcu ve ne kadar geçiş garantisi verildiği, garantinin tutturulamadığı yerlerde şirketlere ne kadar garanti ödemesi yapıldığı gibi hususlarla ilgili sorulardı. Bakanlığınız tüm önergelerime ayrı ayrı cevap yolladı. Her önergeme gelen tek cevabı size okuyayım: "Yap-işlet-devret projelerinde tüm iş ve işlemler mevzuata uygun olarak uygulama sözleşmesinde yer alan hükümler çerçevesinde yürütülmektedir."

Bakınız Sayın Bakan, bütün soru önergelerim için bana gönderdiğiniz tek satırlık cevap -herkes görsün- bir satır sadece. Keşke Meclis Başkanımız bizim soru önergelerimizi filtrelerken gelen cevapları da bir filtrasyona tabi tutabilseydi.

Bize oy veren insanlar bize soruyor, biz de doğru cevap verebilmek için size soruyoruz. Neyin üstünü örtmeye çalışıyorsunuz? Bilgileri açık ve şeffaf bir şekilde paylaşmaya, milletvekillerinin soru önergelerini ciddi bir şekilde cevaplamaya mecaliniz yoksa o zaman buradan muhalefetin verdiği tüm verileri doğru kabul etmek zorundasınız. Yani basın taraması yapıyorum; farklı bilgiler olduğu için, yanılmamak için Meclis araştırma birimlerinden destek bilgi istiyorum, orada bile garanti ödemeler hakkında bilgiye ulaşılamıyor. Sayın Bakan bu hususta inisiyatifi ele almanızı ve şeffaf bir şekilde gerçek rakamları paylaşmanızı istiyorum. Tüm KÖİ modellerinde şirketlere verilen garantileri ve gerçekleşme oranlarını her yıl için yazın ve bizlerle paylaşın.

Sayın Bakan, KÖİ modeliyle Türkiye'de 1986-2022 yılları arasında 262 proje hayata geçiriliyor; AKP'den önce 72, AKP'den sonra 190 KÖİ modeli yapılıyor. KÖİ modeli enerji ve ulaştırma alanında sıklıkla başvurulan bir model. Dünyanın başka ülkelerinde bu model kullanılıyor mu? Evet, kullanılıyor. Cumhurbaşkanı da 1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılışında şöyle diyor: "Kamu-özel iş birliği modeli performansında Avrupa'da 3'üncü, dünyada 13'üncü sırada yer alıyoruz. Mesela, Almanya son dört yılda 15 milyar dolarlık kamu-özel iş birliğine dayalı otoyol projesi yaptı, Amerika'nın açıkladığı 1,5 trilyon dolarlık altyapı projelerinin önemli bir kısmı bu modelle gerçekleşecek." Bakın, bu da Yoksulluk Endeksi'nde dünyada niçin 1'inci sırada olduğumuzun ispatıdır.

Almanya ve Amerika'da KÖİ modelinin nasıl kullanıldığını incelediğimiz zaman, Almanya'da ağırlığı 7,5 tonu geçmeyen araçlar için bütün otoyol ve köprü geçişleri ücretsizdir. Diğer yandan Amerika Birleşik Devletleri'nde 1990'dan bu yana özel-kamu ortaklığı kapsamında yapılan kara yolu toplu taşıma ve su altyapısı yatırımlarının bu alanlarda yapılan toplam yatırım tutarı içerisinde payının yüzde 1 ila yüzde 3 arasında olduğu tahmin ediliyor. Almanya ve Amerika örneklerini vererek kendi uyguladığınız insafsız KÖİ modellerini savunamazsınız.

Sadece 2022 bütçesinde Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesinin yarısını garanti ödemelerine ayırdınız. 2022 ek bütçe teklifinde de araç geçiş garantisi ve katkı ödemeleri için 1 milyar 90 milyon lira para ayırdınız. 2023 Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesi ise 118 milyar 649 milyon lira, bunun 53 milyar 650 milyon lirasını garanti ödemelerine ayırıyorsunuz yani yüzde 45'i. Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesinin neredeyse yarısı garanti ödemesi altında şirketlere dağıtılacak, siz çıkmış cebimizden kuruş çıkmıyor diyorsunuz.

Şimdiye kadar Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne 800 milyon dolar, Osmangazi Köprüsü'ne 1 milyar doların üzerinde, Avrasya Tüneli'ne 2017-2020 yılları arasında 150 milyon dolar ödediniz. Fuat Oktay, KÖİ için "ihya hareketidir" demişti. Doğru da kimi ihya etmek için? Müteahhitlere teslim ettiğiniz Bakanlığınızın bütçesini görüşüyoruz. Bugün sizin yanınızda Bakanlık bürokratları değil de müteahhit grubunun üst düzey yöneticileri ya da sahipleri oturmalıydı. Sonuç olarak bu bütçe sizden daha çok onları ilgilendiriyor. Dünya Bankasının verilerinde her bir müteahhidinize ayrı ayrı verilen kredi miktarları ve bankaların ismi var. Müteahhitlerinize bu halkın bütçesini garanti etmişsiniz.

Her ne hikmetse denetim, kalite, kontrol ve iş güvenliği konularını sevmiyorsunuz keşke yirmi yılda nokta atışı yapıp adrese teslim istenen müteahhide, istenen fiyata ihale geliştirmek için İhale Kanunu'nu 200 defaya yakın değişiklik yapmaya harcadığımız enerjiyi teknik şartnameleri geliştirmeye, denetim ve kontrol mekanizmalarını güçlendirmeye, kalite kontrol mekanizmasını kurmaya ve korumaya, iş güvenliğini ve işçi sağlığını önemsemeye harcasaydınız. Tabii, bugünkü israf ve savurganlıktan kurtulurdunuz. Tabii ki o zaman dolgu yapılan yollarda çökmeler ve patlamalar olmazdı ve siz de benim soru önergelerime sel olmuş, yağmur yağmış, heyelan olmuş gibi akla, mantığa ve bilime sığmayan abuk sabuk cevaplar verme durumunda kalmazdınız. Mademki Almanya'yı model aldınız o zaman gelin bu projelerden Almanya örneği gibi ticari olmayan tüm araçlardan geçiş ücreti alınmasına bir son verelim.

Biraz da temsilcisi olduğum ilin yol sorunlarından bahsedeceğim. Bu yol sadece Bitlis'in il yolu değil, aynı zamanda İran transit yolu. Sekiz yıldır takip ettiğim ve soru önergesi verip cevap alamadığım bir Bitlis Viyadüğü. Proje değişimi dediğiniz, evet çelik konstrüksiyona çevirdiğiniz viyadüğü nihayet tamamlamaya çalışıyorsunuz. Teşekkürler. Ama kaç yıl sonra? İki: Kermete-Baykan arasında yaklaşık 12 kilometrelik yol yapımı neden durdu? Sekiz yıldır bir arpa boyu mesafe alınamadı. Hafriyat işleri tamamlanmış olmasına rağmen niçin inşaat yürütülemiyor yoksa müteahhidiniz kârlı kalemlerin tamamını tamamlayıp kaçtı mı? 12 kilometrelik yol nasıl olur da sekiz yılda tamamlanamaz? Üç: Tatvan-Ahlat yol kavşağına, daha doğrusu halkın tabiriyle "ölüm kavşağı"na sekiz yıldır bir çözüm bulamadınız. Onlarcası kaybedildi ve kaybedilmekte. Dört: Tatvan çevre yolu da yılan hikâyesi, bir türlü tamamlanamadı.

Gelelim Demiryollarına. Demiryolu emekçileri de Demiryollarının özelleştirilmesi hususunu merak ediyor. Bu konuyla ilgili de soru önergesi verdim, aynı zamanda KİT Komisyonunda TCDD Genel Müdürüne aynı soruları ilettim. TCDD eski Genel Müdürü Ali İhsan Uygun bir toplantıda TCDD'nin zarar eden bir kuruluş olduğunu ve bu minvalde yurt dışı örneklerini vererek holdingleşerek elden çıkarılacağını belirtmiş, işin ironik kısmı bir yandan özelleştirme yok deniliyor, diğer yandan özelleştirme hazırlıkları için TCDD Taşımacılık AŞ diye bir şirket kuruluyor. Yeniden dönüşüm diye bir şey tutturmuş gidiyorsunuz.

Demir yolu taşımacılığını özelleştirecek misiniz? Çok açık ve net bir soru, cevap bekliyoruz. Ankara Tren Garı için 2016-2021 yılları arasında 22,2 milyon dolar -KDV hariç- şirketlere para ödenmiş. 3-5 şirket para kazansın diye her türlü imtiyaz ve ayrıcalıkla destekliyorsunuz; istedikleri her inşaatı alıyorlar, istedikleri her yeri işletiyorlar; "Aman, canları sıkılmasın, 3 kuruş zarar etmesinler." diye pandemide de sözleşmelerine ek süreler veriyorsunuz.

Sayın Bakan, demir yollarına yapılan yatırımlar; yüksek hızlı tren hatları, kent içi hatlar, konvansiyonel hatlar ve lojistik merkezlerinden oluşmaktadır. Bugüne kadar demir yollarına ayırdığınız paranın neredeyse tamamını yüksek hızlı tren için kullandınız. 11 bin kilometrelik demir yolu kendi kaderine terk edilerek bütün bütçeyi yüksek hızlı tren için kullandınız.

Bana ilginç gelen bir husus da "RAYTEST Özel Eğitim Belgelendirme Araştırma Geliştirme Danışmanlık Test ve Laboratuvar Hizmetleri Limited Şirketi" diye bir şirket var, TCDD makinistlerinin psikoteknik sınavı için zorunlu olarak bu şirketten belge almaları isteniyor, kişi başı 250 lira. Başka akredite kuruluşlar olması gerekirken sadece çalışan personelin RAYTEST'e testi yönlendirilmesinin gerekçesi nedir?

Demiryollarında durum gerçekten içler acısı; personel sayısı yetersiz, mevcut personel fazla mesailerle âdeta sömürülüyor. Tren kazaları meydana geliyor ve hesap sorabilecek hiçbir yetkili makam yok.

Demir yollarında sinyalizasyon sorunu, büyük problem olarak karşımızda durmaktadır. 2003-2021 yılları arasında 1.489 hemzemin geçit kazası olmuş. Bu dönemde yaşanan kazaların yüzde 54'ünü hemzemin geçit kazaları oluşturmaktadır. Yeterli sinyalizasyon olsaydı, bu kazaların hemen hemen hiçbiri olmayabilirdi fakat bu eksiklik görmezden geliniyor. Demiryollarında sinyalizasyon sadece yüzde 50 civarında.

Çorlu'da 25 canımızı toprağa verdik, davalar hâlâ sürüyor. Yaşamını yitiren canlardan biri de Oğuz Arda Sel. 9 yaşında bir evladını toprağa veren annenin yanında, bizlerin soracağı soruların bir önemi yoktur. İşte, burada, Arda'nın annesi Mısra Öz'ün size bir sorusu var. Bir dakikanızı rica edeceğim, Mısra Hanım'ın sorularını size ileteceğim.

(Hatibin elektronik cihazdan bir video izletmesi)

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Böyle bir şey olur mu ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok, siz dile getirirseniz sevinirim.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Başkanım müdahale eder misiniz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu, usulümüze aykırı bir uygulama.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Aynı şeyleri ben de dile getireceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hiçbir milletvekilimize böyle bir yetki, bir şey vermiyoruz. Burada siz dile getireceksiniz.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Başkanım, müdahale eder misiniz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Milletin vekili olarak siz dile getireceksiniz; videoları izletirsek milletvekilliğinin ne anlamı kalır o zaman yani?

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Bundan rahatsız olduğunuz...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli kardeşim, lütfen, rica ediyorum Celadet Bey!

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Mikrofonu kapatır mısınız Sayın Başkan?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ediyorum, bakın; uygulamaya, usule aykırı bir şey yapıyorsunuz şu anda, sesi kesmek zorundayım, rica ediyorum.

SALİH CORA (Trabzon) - Burası sinevizyon mu ya?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir kuralı var bu Plan ve Bütçe Komisyonumuzun, o kurallara siz uymazsanız ben nasıl yaparım bu görevi?

SALİH CORA (Trabzon) - Kendin izle, burası sinevizyon mu?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ediyorum.

SALİH CORA (Trabzon) - Siz anlatın ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu konuları daha önce tartıştık; yansıya fotoğraflar konabiliyor, sunumlar konabiliyor ama video izletmiyoruz; böyle bir usulümüz yok.

Evet, devam edin lütfen, siz ifade edin.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Yalnız, yaralı kalbi olan bir annenin yarasını hiç bir zaman dinlemeyecek misiniz siz?

SALİH CORA (Trabzon) - Böyle anlat, böyle anlat!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sana ne!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz ifade edin, siz ifade edin.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Hiç kimse bir annenin yarasını ifade edemez, ben size söyleyeyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biz usul açısından konuşuyoruz, usul; video izletmiyoruz, sesli video izletmiyoruz.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Evet, bu sorunun cevabını biz de çok merak ediyoruz. Yaşamını yitirenlerin sorumluluğunu hissediyor musunuz Sayın Bakan?

Sayın Bakan, "TCDD Teknik AŞ" diye bir şirket var, yüzde 100 kamuoyuna ait. TCDD tarafından gerçekleşen ihalelerin büyük çoğunluğunu TCDD Teknik AŞ'ye doğrudan temin yöntemiyle veriyorsunuz. Hiçbir iş yapmadan kâr payıyla işi başka şirketlere taşere ediyor, buna rağmen 2019 yılında 5 milyon TL'nin üzerinde, 2020 yılında ise 6 milyona yakın zarar ediyor. Hiçbir iş yapmadan, sadece komisyonla çalışan şirket bile zarar ettiriliyor. Liyakatsiz kadrolarla maalesef TCDD'yi batırdınız.

Sayın Bakan, diğer bir konu da denizcilik sektörüyle alakalı. Yeni ihale açmadan limanları mevcut şirketlere vermek istemenizin asıl gerekçesi nedir? Belki de mevcut şirketlerin çok üzerinde teklifler verebilecekler olduğu hâlde, hukuk tanımaz bir biçimde limanlar şirketlere peşkeş çekiliyor. Bu ülkede denizcilik sektörü, üniversitelerde denizcilik fakültesi mezunu binlerce öğrenci yetiştiriliyor. Bu gençleri, şirketlerin inisiyatifine terk etmiş durumdasınız. Bunlara alternatif istihdam planınız var mı?

Sayın Bakan, PTT'yle ilgili birkaç hususa da değinmek istiyorum. PTT'de personel eksikliği sıklıkla dile getirilen bir husus. Fakat 2018 yılından beri sistemli bir şekilde personel sayısında düşüş yaşanıyor. Bunun gerekçesi nedir? Ülke nüfusu artıyor ama PTT çalışanı azalıyor. Almanya'da 500 bin, İtalya'da 140 bin posta çalışanı varken Türkiye'de çalışan sayısı 41 bin. Bu 41 bin kişinin tamamı güvenceli çalışmıyor, parçalı bir istihdam söz konusu.

Şimdi, diğer bir sorun da PTT'nin KESK'e bağlı HABER-SEN sendikasına yönelik tutumudur. Sendikal bir ayrımcılıktan söz ediyorum. Maalesef iktidarınız sayesinde siyasallaşan PTT kurumu kendine yakın sendika üyelerini üst görevlerle ödüllendirirken muhalif olan, hakkı ve haklıyı savunan sendika üyelerini işten atmakta ya da sürgünlerle cezalandırmaktadır. İşte, bugün, başta PTT İnsan Kaynakları Daire Başkanı olmak üzere Kocaeli, Ankara, Muğla, Niğde, Manisa ve Yalova başmüdürlerinin tamamı ya BİRLİK HABER-SEN ya da TÜRK HABER-SEN üyesi. Sürgünler listesine bakıyorsunuz, neredeyse tamamı HABER-SEN üyesi. Böyle bir ayrımcılık kabul edilemez.

PTT emekçileri özellikle son yıllarda resmî ve dinî bayramlarda da çalıştırılmaktadır. Kanunlara ve Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen keyfî olarak çalıştırılmakta, özellikle son süreçte ise yasal dinlenme günleri olan pazar günü dahi tehdit edilerek mesaiye gelmeye zorlanmaktadırlar. PTT'de aynı işi yapan 4 farklı çalışma statüsünün hepsi aynı ücreti alamamaktadır. Dolayısıyla, iş barışını da sağlayamıyorsunuz. Kamuda çalışanların kadroya geçirilmesini konuştuğumuz bugünlerde PTT'de idari hizmet sözleşmeli statüsünde çalışan emekçiler maalesef bundan yararlanamayacak. Bu idari hizmet sözleşmeli personel kamuda çalışmıyor mu? 15 bine yakın personelden söz ediyorum. İdari hizmet sözleşmeli personel esnek çalışma saatlerine maruz kalıyor, performansa dayalı çalıştırılıyorlar "İşsizlik Sigortası" adı altında maaşlarından kesinti yapılıyor, doğum yardımı kaldırılmış, ücretsiz izin hakkı ise yurt dışındaki faaliyetlerle sınırlandırılmış ve diplomalara sahip olsa dahi herhangi bir kazanım elde edememektedir. Bu durum kamu adına büyük bir ayıptır.

Her seçimde "Bitlis'e havalimanı yapacağız." balonunu uçuruyorsunuz ama ben adım gibi biliyorum ki yapılmayacak.

Sayın Bakan, size bir öneride bulunmuştum ama bunun üzerinde çalışmaya bile tenezzül etmediniz; mevcut demir yolu modifiye edilerek, Muş Havaalanı'na bağlanarak Tatvan'a bir banliyö tren seferi yapılabilirdi. Bunu uçak, gün ve yolcu saatleriyle uyumlu bir hâle getirerek iller arası yolcu transferini kolaylaştırabilirdiniz, bilhassa kış aylarında Rahva'daki kar ve tipiden yolcuların mağdur olmasını önleyebilirdiniz. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde hava yolu, kara yolu ve demir yolu bir noktada akuple edilerek yolcu transferlerine kolaylıklar sağlanıyor. Yapılan son modern projelerin hepsi böyle. Gerçi siz bunu İstanbul Havaalanında beceremediniz, Ankara Esenboğa Havaalanı'nı hâlâ bitiremediniz; Muş Havaalanı'nda bunu becerebilmeniz herhâlde hayaldir.

Teşekkür ediyorum.