KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sayın bürokratlar, basının değerli emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Taksim'de gerçekleşen terör saldırısını ve Karkamış'ta gerçekleşen saldırıyı kınıyorum ve lanetliyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum.

Sayın Bakan, biz yıllardır böyle olaylarda hep lanetliyoruz, kınıyoruz, rahmet diliyoruz ama bu olaylar bir türlü bitmiyor. Bizlerin sorumluluğu ve sizin de sorumluluğunuz -siz artık bir asker değilsiniz, bir siyasi sorumluluğunuz var- bu olayları boşa çıkarmak ve bir daha böyle olayların yaşanmamasını sağlamaktır.

Sayın Bakan, bu tip olaylarda olayın hep bir görünen tarafı vardır ve görmemiz istenen tarafı vardır, bir de büyük fotoğraf vardır.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Terör sorunu var, PKK sorunu var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani bu olayın görünen tarafını elbette değerlendirmek gerekir ama bunun arkasındaki büyük fotoğrafı da görmek ve değerlendirmek gerekir.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Senin zekân yetmez buna!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sırası gelince hepimiz konuşalım, rica ediyorum...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bu konuda -biliyorsunuz bizim elimizde istihbarat aygıtı yok, sizin elinizde var- biz hep siyasi analiz yapıyoruz burada ve okumalarımıza göre yapıyoruz bu siyasi analizleri.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - Sen konuşuyorsun her yerde!

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Niye siyasi analiz yapıyorsun?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, ben bir siyasi analiz yapmışım. Bakın, tarih ne biliyor musunuz? 14 Kasım 2016'da -bakın, dinleyin- bir siyasi analiz yapmışım.

SALİH CORA (Trabzon) - Sizin tek bir hedefiniz var...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 2016 bütçesini görüşüyoruz Sayın Bakan, seçim olduğu için 2016'da görüşüyoruz, Şubat ayında; o zaman siz Genelkurmay Başkanısınız Sayın Bakan ve o koltukta oturan da İsmet Yılmaz, dönemin Millî Savunma Bakanı. Millî Savunma Bakanına hep şu yorumları yapıyorum: "Bakın, her yerde bombalar patlıyor. Bu bombaların patlaması konusunda ne yapıyorsunuz Sayın Bakan? Çatışmalar var ve bu çatışmalarla ilgili de bizim gördüğümüz bir darbe dinamiği var." diyorum. Niye bunu söylüyorum biliyor musunuz? Biz Cizre'ye o zaman 60 milletvekili yürümeye çalışıyorduk çatışmaları durdurmak için; karşımıza askerler çıktı, bizi oraya götürmemek için mermiyi namlunun ağzına sürdüler. Niye? Çünkü biz oraya gitsek çatışmaları durdurma olasılığımız vardı ama buna engel olmaya çalışan askerler vardı.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Askere engel olmak için gittiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Daha sonra, bakın, ben ne diyorum biliyor musunuz?

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Millet kanlı canlı sokaklara çıktı; hangi eyleme engel, kalkan olacaktınız?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, aynen şöyle diyorum Sayın İsmet Yılmaz'a, siz de Genelkurmay Başkanısınız: "Sayın Bakan, müesses nizam defalarca ülkemizi bu çıkmaz sokaklara soktu ancak bu çıkmaz sokaklarda hep bazı senaryolar devredeymiş, bizler bunları okuyamadık. Darbe dinamikleri devredeymiş o dönemlerde ve birileri ellerini ovuşturuyormuş. Ben eminim ki şu anda da yine birileri elini ovuşturuyor Sayın Bakan; bu askerimizin, polisimizin, sivillerin ölmesi üzerinden ellerini ovuşturuyor birileri. 'Biraz daha karışsın ki devreye geçelim.' diyor o birileri, darbe dinamikleri devreye geçsin diye bekliyor birileri. Şu anda da darbe dinamiği devrededir Sayın Bakan çünkü bir devlet aklı yalnızca güvenlikçi anlayışa kendini teslim etmişse darbe dinamikleri devreye geçer. Buna karşı sorumluluk alın Sayın Bakan." diye haykırıyorum burada, o anda arkadaşların bağırmaları var, "İftira atıyorsun." diyor arkadaşlar, "Hakaret ediyorsun, devletimize hakaret ediyorsun" diyor. Tutanaklar burada, aynı bugün olduğu gibi bağırıyor arkadaşlarımız karşıdan.

Sayın Bakan, bakın, darbeden yalnızca dört ay öncesinden bahsediyoruz, biz bu dinamiği görmüşüz Sayın Bakan. Siz o günlerde Genelkurmay Başkanıydınız, siz o dinamiği göremediniz, görmediniz. Etrafınızdaki FETÖ'cüleri görmediniz. Ceylânpınar'da 2 polisimizin öldürüldüğü zaman bu istihbaratı veren alçakların darbeciler olduğunu görmediniz. "Efendim, onu örgüt gönderdi, örgüt öldürdü." dediğinizde biz bunun böyle olmayabileceğini söylediğimizde bize hakaret ettiniz. Oysa ortada bir darbe dinamiği vardı Sayın Bakan. Suruç'ta bomba patladı seçimlerden hemen sonra, 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra. Hemen ardından 2 polisimiz Ceylânpınar'da öldürüldü. Ankara Gar katliamı oldu. Şehir çatışmaları başladı. Biz dedik ki: "Burada bir darbe dinamiği var. Gelin, bunu soruşturalım, üst akıla bakalım." "Bunun ulusal devlet içindeki bazı karanlık odakların eli olabilir ve uluslararası ayakları olabilir." dedik Sayın Bakan. Siz Genelkurmay Başkanıydınız Sayın Bakan, siz o zaman gördünüz mü bu dinamiği? Görmediniz, görmediniz. Bakın, biz gördük Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - Gördük, biz kapattık.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, bizler savaş karşıtıyız, sorunların müzakereyle çözülmesini savunuyoruz. Memlekette bir Kürt sorunu var, demokrasi sorunu var ama siz hâlâ bir asker gibi davranıyorsunuz, yalnızca bir asker gibi davranıyorsunuz, bir siyasetçi gibi davranmıyorsunuz. Bakın diyorsunuz ki: "Biz ne diyorsak ona inanacaksınız." Niye yalnızca size inanalım Sayın Bakan? Çünkü geçmişte hata yapmışsınız, darbeyi görememişsiniz. Bakın, diyorsunuz ki: "Bugün biz ne diyorsak o. Süleyman Soylu ne diyorsa o, Hulusi Akar ne diyorsa o." Sayın Bakan, bizlerin görevi eleştirmek, "Büyük fotoğrafı görün." demek. Bakın, bütün basını susturmuşsunuz, basın yalnızca sizin söylediklerinizi söylüyor, bizim söylediklerimizi söylemiyor Sayın Bakan. Bakın, sizi tekrar uyarıyorum: Birileri yine elini ovuşturuyor. Birileri, emin olun, elini ovuşturuyor. Geçen gün İçişleri Bakanlığı bütçesindeki manzarayı görseydiniz, o manzarayı gören iç ve dış mihraklar emin olun, çok mutlu olmuşlardır, "Ne güzel, millet bölünmüş, kamplaşmış, birbirine düşüyor. İşte, Türkiye üzerine oyun oynanacak tam zaman." diye düşünüyordur içerideki mihraklar "İşte, amacımıza ulaştık." Bakın, İstiklal Caddesi bombalamasına yol verenler şunu diyordur: "İşte, amacımıza ulaştık." Bunun uluslararası ayakları ellerini ovuşturuyordur, "İşte, amacımıza ulaştık. Ülkeyi birbirine düşürdük, şimdi daha fazla oyun zamanı, oynama zamanıdır." diyordur.

Sayın Bakan, Taksim'deki bombalı saldırıyla ilgili siz şu kişinin yani bombayı koyan kuryenin, kişinin, teröristin, -ne dersek diyelim- bu kişinin ifadelerini okudunuz mu?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - Evet.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne diyor ifadelerinde Sayın Bakan? "Benim kardeşlerim ÖSO'da öldü, 3 kardeşim ÖSO'da öldü." diyor. Şu anda bir kardeşim daha ÖSO'da savaşıyor, yaralandı, tekrar ÖSO'ya döndü, Özgür Suriye Ordusu'na döndü." diyor. "Diğer kardeşlerimi de öldürmekle tehdit ettiler. Diğer kardeşlerimi de bu işi yapmam için öldürmekle tehdit ettiler." diyor. Ya, kendi ifadesinde bile... Bağlantılarına bakıyorsunuz, getiren kişinin, efendim, abisi ÖSO'da, öbürünün kardeşi ÖSO'da, MÜSİAD bağlantıları var. Ya, MHP bağlantısını geçiyorum. Bakın, o meselenin ilçe başkanıyla bağlantısı geçiyorum.

(Gürültüler)

MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) - Uğraşma burayla!

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - MHP'yle hiç bağlantısı yok!

FETİ YILDIZ (İstanbul) - MHP'yle bağlantısı yok!

SALİH CORA (Trabzon) - Sen istihbarat örgütlerinin oyuncağı olmuşsun!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, o konuda eğer ki bir HDP'li çıksaydı o kişi, bakın, bir HDP'li çıksaydı ne olurdu? Ya, herhâlde kıyamet kopardı değil mi?

(Gürültüler)

MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) - Buradan ekmek çıkmaz sana!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hani, oradaki bir ilçe başkanı o telefonla konuşma...

(Gürültüler)

MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) - Ayıp ya!

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Parmak sallamadan konuş!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, söz vereceğim birazdan, cevap verirsiniz. Rica ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ortada bu kadar şaibe var, efendim, ne yapıyorsunuz biliyor musunuz? Aynı Ceylânpınar'da yaptığınızı yapıyorsunuz Sayın Bakan, okuyamadınız.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Parmak sallamadan konuş!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ceylânpınar'da 2 polisimiz öldürüldüğünde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'yla toplantı yaptınız, o size uçakları kaldırma emri verdi ve "O uçaklarla gidin, bombalayın." dedi. Çatışma dönemi ondan sonra başladı. Biz "Burada bir oyun var. Burada bir darbe dinamiği var." dedik, bize inanmadınız.

İstanbul Taksim'deki terör olayı da yeni bir darbe dinamiğinin bir parçası olabilir, buna bakalım. Bu kadar ÖSO bağlantısı var. Ya, şu haritaya bakın. "Kobani'den emir geldi." deniyor. Ya, efendim, önce deniyor ki: "Kişi Afrin'den girmiş." Afrin kimin kontrolünde arkadaşlar ya? HTŞ'nin kontrolünde ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin belli unsurları orada var. İdlib'e baktığımızda... Sonra deniyor ki: "İdlib'den girmiş." İdlib'de kimler var arkadaşlar? Bu kişi aylar önce Türkiye'ye girmiş, kimler tarafından himaye edilmiş?

FETİ YILDIZ (İstanbul) - PKK, PYD...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Türkiye'de himaye edenlerin hepsi, bakıyorsunuz, Özgür Suriye Ordusu'nun temsilcileri. Ya, siz diyorsunuz ki: "Efendim, bunu örgüt yaptı." Buna inanın çünkü niye? "Efendim, bizim operasyon yapmamız lazım, bizim operasyon yapmamız lazım, buna inanın." diyorsunuz. Sayın Bakan, bakın, bu ülkede pek çok kez oyunlar oynanmıştır.

SALİH CORA (Trabzon) - Operasyonları kesintisiz yapıyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bakın, 28 Şubat 1997'yi unutmayın, Batı Çalışma Grubu kimlere karşı uygulandı arkadaşlar?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, söz vereceğim, ifade edersiniz görüşlerinizi. Tamamlamamız gerekiyor usul içinde.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ordunun içinde bir Batı Çalışma Grubu kurulmuştu. Bakın, her ülkenin bir gladyosu vardır, her ülkenin bir gladyosu olmuştur; Amerikan devleti de Irak'a operasyon yaparken içeride belli unsurlar bunu gerekçelendirmek için "Efendim, kimyasal silah var, şu var, bu var." diye bu operasyonu yapıp 1 milyon insanın kanına girdiler. Sayın Bakan, bu anlamda hepimiz sorumlu davranmalıyız. Bakın...

SALİH CORA (Trabzon) - Biz bu operasyonlara devam edeceğiz, operasyonlarda durmak yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, söz isteyin, birazdan söz vereceğim, o zaman ifade edin lütfen. Karşılıklı bitiremeyiz bu tartışmayı. Rica ediyorum...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, Özel Harp Dairesinin Başkanı ne diyor? Bakın, Özel Harp Dairesi Başkanı ne diyor? Bakın Özel Harp Dairesi Başkanı Sabri Yirmibeşoğlu ne diyor?

SALİH CORA (Trabzon) - Operasyonlarda durmak yok!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir sus!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, mikrofona girin, söz verelim, konuşun.

Rica ediyorum...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Özel Harp Dairesi Başkanı...

SALİH CORA (Trabzon) - Terör sevicileri sevindirmeyeceğiz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Özel Harp Dairesi...

Ya, Cora, bir sus ya!

SALİH CORA (Trabzon) - Terör sevicileri sevindirmeyeceğiz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkanım, ne oluyor ya?

SALİH CORA (Trabzon) - Operasyonlarımız sürekli devam edecek.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cora, söz verdiğimde fikirlerinizi ifade edin. Rica ediyorum...

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Neyin duyulmasının istemiyorsun ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Söz isteyin arkadaşlar, söz vereyim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, süreyi durdurur musunuz, iki dakikam gitti ya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, devam edin lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan...

SALİH CORA (Trabzon) - Operasyonları sürekli yapıyoruz biz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cora...

SALİH CORA (Trabzon) - Amacımız, terör sevicileri sevindirmemektir.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Tamam, anlaşıldı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Söz isteyin, söz vereyim, fikirlerinizi söyleyin arkadaşlar; bitiremeyiz böyle.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bakın, Özel Harp Dairesinin Başkanı Sabri Yirmibeşoğlu vardı, değil mi? Ordunun bir komutanı, orgeneral bakın ve pek çok önemli görevde bulunmuş kişi. Ne diyor biliyor musunuz? "Eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini, bir mukavemet göstermesini arzu ederseniz, sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü bir hareket yaptığı gösterirseniz halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harpte bir kural vardır, halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır; mesela, bir cami yakılır, Kıbrıs'ta cami yaktık biz...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, son sözünüzü alalım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - ...cami yakılır mesela." demiştir. Bakın, bir orgeneralden bahsediyoruz.

FETİ YILDIZ (İstanbul) - Bunlar ders notları! Ders notları bunlar!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O günlerde "Kıbrıs'ta bunlar yapıldı." diye bu haberler geldi. "90'lı yıllarda köy yakmaları var." dediğimizde sizler bize hakaret ediyordunuz ama...

(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - ...sayın arkadaşlar, o dönemde...

KEMAL ÇELİK (Antalya) - O dönem bitti.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bizim sorumluluğumuz bu karanlıkları ortaya çıkarmak. Bizi birbirimize düşürmek isteyen bir dinamik var.