KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Ben de bütün katılımcıları selamlıyorum.

Amaca uygun konuşmak önemli; burası bir Komisyon, Bakanlıklar teker teker geliyorlar ve siyasi -esasen ekonomik ama siyasi- sunumlarının karşılığında bizden de öneriler ve eleştiriler alıyorlar. Dolayısıyla, her şey mükemmelse bu komisyonlara hiç gerek yok ama biz buraya uygun davranmaya çalışırken yani iktidar blokunun bileşenlerine uygun konuşmaya kalksak konuşabiliriz, bütün argümanlarına yanıt verebiliriz, sabahlara kadar da tartışabiliriz, hiçbir sorun yok, bundan ne çekiniriz ne de korkarız çünkü tarihin bütün sayfalarına baktığınızda, ortadaki çıplak gerçek herkes tarafından görülebilir.

Şimdi, biz burada soru sormak istiyoruz, ortadaki muğlak kalan yanların açığa çıkarılmasını istiyoruz ve bunu da sesimizi ulaştırabildiğimiz kadarıyla bütün Türkiye halklarına, işçilerine, emekçilerine, yoksullarına iletmeye çalışıyoruz çünkü Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı da... Ya da diyelim ki "savaş ekonomisi" dediğimiz bu ekonominin esasen muhatabı, milyonlarca işçidir, emekçidir; sarayın etrafında kümelenmiş 3-5 tane savaş baronu değildir.

Kısaca söyleyip geçiyorum. Bakın, bütün bu krizli dönemde yaşanan iki tane şey var. Birisi, bu savaş tamtamları içerisinde hiç de kriz yaşamayan, parasına para katan, rantına rant katan bir avuç kan emici var ama hem savaşın sonuçlarını yaşayan hem de ekonomik krizin sonuçlarını yaşayan milyonlarca işçi ve emekçi var. O yüzden, biz sözümüzü, esasen bu savaş atmosferinde bir dolgu malzemesi gibi kullanılmaya çalışılan, bir savaş arkası lojistiği gibi kullanılmaya çalışılan işçilere, emekçilere söylüyoruz.

Şimdi, sınır güvenliğinden bahsedildi, hemen kısaca birkaç şey söylemek istiyorum. Şimdi "sınır güvenliği" deniliyor -güzel- Kuzey Suriye, Rojava'yla ilgili tespitlerde bulunuluyor. Ben şimdi şunu soruyorum: Bütün bu süreç boyunca ne oldu Suriye'de? Cihatçı çeteler ortadan kalktı mı, örgütlenmeleri dağıldı mı? Hayır, tam tersine bunlar örgütleniyorlar ve bizzat iktidar tarafından da bunlar organize ediliyorlar. Peki, o zaman neyin sınır güvenliği? Kobani'de, Rojova'da Kürtlerin, Yezidilerin, işte bütün halkların bir arada yaşadığı bir yaşam modeli var, yeter ki burada bir statü sağlanmasın ama onun dışında, komşumuz IŞİD olabilir, HTŞ olabilir, hiçbir sorun yok. Demek ki sınır güvenliği meselesi son derece siyasi bir mesele.

Şimdi, bizden burada söylenen bütün şeylere inanmamız isteniyor. Peki, öyle de sunumun kendisinde var, Bakan Bey dedi ki: "TSK'den 24.706 kişi Gülenci çete üyesi olmaktan kaynaklı atılmış." Bakın, sadece TSK'den bahsediyoruz, buna Emniyet, yargı ve benzeri dâhil değil, bu katlanabiliyor. Tabii, bu arada, burada şunu söyleyelim: Esasen, burada suçlu olanların yargılanmadığını biliyoruz, bunların birçoğu da aslında burada böyle yedeklenmiş insanlardan ibaret -bunu da belirteyim- yani orada siyasi suçluların hâlâ siyasetin merkezinde olduğunun altını çizmek lazım. Böylesi süreçler yaşamışız, bu ülke yaşamış, şimdi bize deniyor ki: "O zaman siz söylenen bütün şeylere inanacaksınız." İnanmıyoruz.

Şimdi, bu Taksim meselesi, katliamı tartışılıyor. Sanki bizim yaptığımız tartışma şu örgüt değil de bu örgüt öldürdü tartışması; hayır, bunu demiyoruz biz. Biz diyoruz ki, halkımıza da sesleniyoruz: Ortada derin bir kontra komplo var, organizasyon var; bunu böyle hamaset edebiyatı yaparak ortadan kaldıramazsınız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya, "komplo" diyerek PKK'ya...

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Hamaset edebiyatı yaparak kaldıramazsınız; gelin, bunu tartışalım, anlaşalım. Ortada çok somut kaygılar var, şüpheler var. Ben soruyorum: Ya, siz Taksim'deki bu tartışmada hiç mi şüpheye düşmüyorsunuz? Böyle bir şey olabilir mi, bu kadar şüphesizlik olabilir mi?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Çepni, toparlar mısınız lütfen.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Şimdi, tabii ki burada değişmeyen tek şey... Ben otuz yıldır dinliyorum, otuz yıldır "Yıktık, bitirdik, ezdik..." Ya, aynı şeyleri söylemekten siz yorulmadınız ama halkımız gerçekten yoruldu bunları dinlemekten.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ederim Sayın Çepni.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Son cümlemi söyleyebilir miyim?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun, tamamlayın.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - O yüzden, gerçekleri tartışmayı başarabildiğimiz oranda, birbirimize karşı böyle hamaset, edebiyat yapmaktan kurtulabildiğimiz oranda tüm halkımız başarabilir. Bunu yapmazsak bir avuç kan emici başarır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)