| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 22 .11.2022 |
CAVİT ARI (Antalya) - Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar, değerli komutanlar; ben de öncelikle sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Önce benden önceki bazı konuşmacı arkadaşlarımızın yapmış olduğu konuşmalara çok kısa cevap vererek konuşmama geçmek istiyorum. Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki geçtiğimiz hafta içerisinde Azerbaycan'la ilgili yapılmış olan tezkere oylamasına Cumhuriyet Halk Partisi Grubu katılmış ve eksiksiz bir şekilde "evet" oyu vererek destek kararı almıştır. Bu konuda farklı beyanda bulunan arkadaşlarımızın bu ifadeyi kasıtlı kullandığını buradan ifade etmek isterim. Suriye'yle ilgili yapılmış olan tezkereye gelinceye kadar Hükûmetin getirmiş olduğu 6 tezkereye -değişik kerelerde gelen tezkerelere- Cumhuriyet Halk Partisi yine destek vererek 6 kere "evet" oyu kullanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilimizin yapmış olduğu açıklamada da tezkerelerde gereklilik, yerindelik yönünden yapılan değerlendirmelere göre karar verildiği ifade edilmiştir. Son tezkerede de -ülkemize gelecek olan yabancı askerlerin- yabancı asker gelebilme ihtimalinin önünün açıldığı bu tezkere oylamasına "Hangi yabancı askerler gelecek, niye bu yabancı askerler gelecek?" konusundaki çekincelerimiz nedeniyle farklı oy kullanılmıştır; bunu ifade etmek istiyorum. Kaldı ki 1 Mart tezkeresinde de yine Cumhuriyet Halk Partisi Türk topraklarının yabancı postallar tarafından çiğnenmesine karşı mücadele vermiş ve 1 Mart tezkeresiyle de aynı, benzer bir girişimin reddini sağlamıştı.
Sayın Bakan, bugünkü konuşmamı sadece sizin kitapçığınızda yapmış olduğunuz bazı değerlendirmeler üzerinden yapmayı düşündüm. Buradan yola çıkarak 9'uncu sayfada sınırlarımızla ilgili bir değerlendirmeniz var. "Millî bir mesele olan hudut güvenliği maalesef zaman zaman tartışma konusu yapılmakta; resmî açıklamalar ve yapılan bilgilendirmeler dikkate alınmadan, gerçek dışı, abartılı ve yanıltıcı bazı sözler ortaya atılmaktadır. Mehmetçik, her türlü arazi ve hava koşullarında, 8,5 metre karda, eksi 39 derecede veya artı 44 derecede büyük bir kahramanlık ve fedakârlık yapmaktadır. Beklentimiz, sadece ve sadece, Mehmetçik'imizin emeğine saygı gösterilmesidir." dediniz. Sayın Bakan, ben de aynı koşullarda askerlik yapmış, asteğmen olarak Suriye sınırında, aynı sizin bu bahsettiğiniz koşullar içerisinde, on bir ay süreyle görev yapmış bir kişiyim; öncelikle onu söylemek isterim. Bu koşulların ne kadar zor olduğunu en iyi bilen, on bir ay o sınırda, Suriye sınırında asteğmen olarak, tim komutanı olarak görev yapmış birisi olarak gerçekten Mehmetçik'in hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini en çok savunan kişilerden birisi olduğumu buradan ifade etmek istiyorum, hem de tarih 1991, 1992; siz o tarihlerin ne demek olduğunu en iyi bilenlerdensiniz. Peki soruyorum ben burada hem değerli komutanlarımıza hem de size: Mehmetçik bu kadar zorlu koşullar altında hizmet yaparken, Mehmetçik'in yapmış olduğu bu hizmetine saygı göstermek gerekirken peki, sınırlarımız yol geçen hanına neden çevrildi de bugün yaklaşık olarak -elini kolunu sallayarak gelen Suriyeliler, Afganlılar, diğer bütün yabancılarla beraber- 5,5; 6 milyon civarında yabancı Türkiye'de cirit atmaktadır? Ben de işte bu davranışın esas Mehmetçik'in emeğine saygısızlık olduğunu ifade etmek isterim çünkü ben biliyorum ki gerçekten Mehmetçik o sınır boylarından bir tane teröristi geçirmemek için gece gündüz orada nöbet tutar ve ben bir teröristin o tel örgülerinden kolay kolay geçtiğine şahit olmadım, tanıklık yapmadım. Ama nereden geçti? Sınır kapılarından. İşte, iktidarınız tarafından açılan o kapılardan, bugün elini kolunu sallayarak geçen, çoğunun da ne olduğunu bilmediğimiz şahıslar Türkiye'de cirit atıyor Sayın Bakan. Mehmetçik'e eğer bir saygısızlık yapılıyorsa, emeğine saygısızlık yapılıyorsa işte burada yapılıyor Sayın Bakan.
Sayın Bakan, yine devam ediyorum: "19 Kasımda başlatılan ve Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde icra edilen Pençe-Kılıç Harekâtı'nda terör örgütüne yönelik son dönemde gerçekleştirilen en büyük kapsamlı ve etkili hava harekâtında ben de Mehmetçik'imize başarılar diliyorum."
Sayın Bakan, geçtiğimiz günlerde burada Dışişleri Bakanı vardı. Dışişleri Bakanının vermiş olduğu bilgiye göre, biraz önce bahsettiğim, Suriyelilerden 560 bini İdlib'e olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyelinin evlerine, topraklarına gönüllü gönderildiğine dair bir ifadede bulundunuz. Dışişleri Bakanı ise sadece 530 bin Suriyelinin ülkelerine geri gönderildiğine dair bir ifadede bulundu yani hem sayı farklılığı var ve özellikle de 1 milyondan fazla Suriyeli derken Dışişleri Bakanı ile sizin aranızda gerçekten sayısal anlamda olağanüstü farklılıklar ve çelişkiler olduğunu da ifade etmek isterim çünkü Dışişleri Bakanı İdlib diye herhangi bir ayrım yapmadı, toplam vermiş olduğu sayı da 530 bindi.
Yine, Sayın Bakan, şunu söylemek istiyorum: Türk ordusu geçtiğimiz süreç içerisinde çok önemli harekâtlar yaptı ve biz de bu harekâtların hepsini Türk milletinin bir ferdi olarak, ülkenin birliğini, bütünlüğünü, bağımsızlığını savunan kişiler olarak canı gönülden destekledik ve bir askerimizin dahi zarar görmeden geriye, ülkemize, ailesine kavuşması için biz de duacı olduk; önce onu ifade etmek isterim. İşte, Fırat Kalkanı Harekâtı, İdlib Operasyonu, Zeytin Dalı Harekâtı, Barış Pınarı Harekâtı gibi isimlerle bunlar adlandırıldı. Şimdi bunların bir anlamı var Sayın Bakan yani oraya Mehmetçik'imiz, işte, sizin ifadenize göre de bir "barış harekâtı" anlamında operasyonlar gerçekleştirdi ve burada şehitlerimiz ve gazilerimiz de oldu. Şimdi, sunum kitapçığınızın 31'inci sayfasında şöyle bir cümle var Sayın Bakan: "FIFA Dünya Kupası Kalkanı Harekâtı." Bu nedir Sayın Bakan? Bizim oraya giden askerlerimiz Dünya Kupası'nda hangi harekâtı gerçekleştirmeye gitti, operasyon mu var? Yani "Bizim askerimiz de Dünya Kupası'nın güvenliğini sağlamaya gitti." deseniz anlarım. Yani şimdi buraya "Dünya Kupası Kalkanı Harekâtı" diye bir ibareyi nasıl yazarsınız Sayın Bakanım? Ya, bu, Mehmetçik'e hakarettir veya biraz önceki saydığım gerçek anlamda yapılmış harekâta saygısızlık Sayın Bakan. Yani böyle bir harekât olabilir mi? Dünya Kupası'nda koruma amaçlı Türk ordusundan, efendim, işte, 238 personel gitmiş, polisin de görevlendirildiği, Meclisten alınan kararlar oldu. Ama bunun adı... Güvenlik amaçlı mı, harekât mı yani savaşa mı gitti Türk ordusu Dünya Kupası'na? Bu nasıl bir cümle Sayın Bakan, bunu kim yazdı buraya?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - Bunlar var, burada bütün faaliyetlerin kod adı vardır.
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, Sayın Bakan, bunun adı harekât olamaz. Harekât bir orduda savaşı temsil eder. Yani böyle bir cümle olabilir mi? Yani bu cümlenizi ben doğru görmediğimi ve askerimize gerçekten bir... Artık gerisini söylemek istemiyorum çünkü bu ordu bizim ordumuzdur. Böyle bir cümleyle Türk ordusunun Katar'da Dünya Kupası'na gitmişsiniz...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İfade ettiniz, tekrar tekrar girmeyelim.
CAVİT ARI (Antalya) - Neyse ben devam ediyorum.
Şimdi "İsviçre ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine karşı değiliz." cümleniz var. Şimdi bu konuda bir kafa karışıklığı olduğunu ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanının ilk açıklamasında karşı olduğunuza dair açık cümle vardı.
Şimdi devam ediyorum, 44'üncü sayfada şöyle bir cümle var: "Cin şişeden çıktı. En kısa zamanda kendi uçağımızı da tankımızı da yapacağız."la başlıyor ve diyorsunuz ki "Fikrî ve sınai hakları Bakanlığımızda olan ve yalnızca işletme hakkı yirmi beş yıllığına devredilen 1'inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğünde imalat, bakım, onarım ve yenileştirme işlemleri devam etmektedir."
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
CAVİT ARI (Antalya) - Yani buraya "Sakarya Tank Palet Fabrikası" ismini dahi yazamamışsınız, bakın. Yani 1'inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğünün Sakarya Tank Palet Fabrikası olduğunu özellikle söylemek istiyorum ve burada hâlâ tank yapacağınıza dair ibareler var. Bugüne kadar tankın yapılamadığını, bu fabrikanın ne durumda olduğunu değerli milletvekili arkadaşlarımız burada izah ettiler.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum. Son cümlenizi alayım.
CAVİT ARI (Antalya) - Son cümlem şu: Denizde, havada, zorlu iklim ve arazi şartlarında kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan değerli asker ve polisimizin, jandarmamızın kazasız, belasız, hayırlı, başarılı bir şekilde görev yapmasını biz de temenni ediyoruz. Onlar bizim polisimiz, askerimiz, jandarmamızdır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - Hepsinin başarılı olmasını biz de bekliyoruz. Bakanlık bütçenizin de hayırlı olmasını diliyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin en büyük düsturu "Yurtta sulh, cihanda sulh!" ve tam bağımsız Türkiye'dir.
Teşekkür ediyorum.