TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Komisyonumuzun kıymetli üyeleri, Bakanlığımızın kıymetli bürokratları, değerli basın mensupları; hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında; karada, havada ve denizde sınırlarımızın içinde ve sınırlarımızın ötesinde çağları aşan bir destanın kahramanı olan Mehmetçiklerimize, Millî Savunma Bakanlığımızın her bir kademesine şükranlarımı sunuyorum. İnsan taciri, uyuşturucu kaçakçısı, behimi hislerin kölesi, şeytanın iş birlikçileri, kadın düşmanı, çocuk tecavüzcüsü, kadın istismarcısı PKK'lı sapıklara toprağın üstünü haram eden kahraman güvenlik güçlerimizin her bir mensubunu ayrı ayrı alınlarından öpüyorum. Hiç şüphe yok ki beşikteki bebeğin kanından medet uman aşağılıklar, anasının karnındaki bebeği katledecek kadar gözü dönmüş esfeli safilin pis suretleriyle göz zevkimizi bozan husumetin taşeronları, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa da elbet bir gün hak ettikleri alçaltıcı azabı yaşayacaklardır ve yine, hiç şüphe yok ki eli kanlı bebek katillerini muhafaza eden, besleyen, onların siyasi temsilciliklerine soyunan, terör örgütü PKK'yı aklamaya çalışan, Kandil'deki yılan dillinin sözcülüğüne soyunan rezil kişilikler Türk milletine er ya da geç hesap vereceklerdir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin daha bugün haykırdığı şu sözler duruşumuzu en net şekilde ifade eden sözlerin ta kendisidir: "Buradan teröristlere ve destekçilerine açık açık sesleniyorum: Ölünüzü, dirinizi; her gün birinizi, bir gün hepinizi müstahak olduğunuz sonuçlarla billahi yüzleştireceğiz." Biliyoruz ki dost bildiklerimiz, Türk milletinin kıymetlisi Türk ordusuna saygıda kusur etmez; düşman belirlediklerimize önerimiz ise gırtlağın dokuz boğumunu da midelerinde hazmetmeye çalıştıklarını da söz etmek için ciğerlerine çektikleri havayı da kırk kere düşünmeli, ölçmeli, tartmalı ve öyle söze başlamalarıdır. Kafkasya'dan Libya'ya, Somali'den Katar'a ayak basmadık yer bırakmayan, şu gün bile Irak'ta, Suriye'de şer odaklarının, terör inlerinin tepesine yıldırım gibi çöken bir ordu hakkında konuşurken tüm dünyada hak, hukuk, adalet, barış arayanlar için sığınacak merci olan; modern sömürgeciliğin, istilanın, zulmün en esaslı direnç noktası olan Türk ordusu hakkında konuşurken asılsız ve itibarsız söylemlerle Türk ordusunun mücadelesini karalamaya çalışmak hiçbir beşerin haddi de değil, hakkı da değildir.

Bu vesileyle, 20 Kasım 2022'nin tan vaktinde kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından bölücü terör örgütünün yuvalandığı bölgelere yapılan Pençe-Kılıç Hava Harekâtı'na katılan erinden komutanına bütün komuta kademesindeki kahramanlarımızı ve Sayın Bakanımızı nezdinizde kutluyor, muvaffakiyetler diliyorum. Türk ordusunun orada ne yaptığını sorgulayanlar bilmelidir ki bundan beş asır önce beş bin yıllık Türk ordusu Mercidabık'ta hangi düzen ve amaç için savaş verdiyse o ecdadın kahraman torunları da aynısını tekrarlamaktadır. Dolayısıyla Türk ordusunun kazanacağı her zafer sadece Türkiye'ye değil, bölgenin tamamına barış ve huzuru getirecektir. Binlerce yıllık tarihin bize bahşettiği büyük bir nimet olan teşkilatçı vasfımızla birlikte eşsiz bir mücadele kabiliyeti kazanan ve tarihin her safhasında bu vasfını azmiyle bütünleştiren Türk milletinin evlatlarının satılık müptezellere haddini bildireceklerinden hiç şüphem yoktur. Kahramanlarımızın Suriye'nin kuzeyinde ihanetin bağrına sapladığı ok "demokrasi" kelimesini ağzından düşürmeyip demokratik kurum ve kuruluşları kendi çukurlarının seviyesine çekenlere, "barış" kelimesini dillerinden düşürmeyip barışa hasımlık yapanlara, insan katledip insanı istismar eden, "hukuk" deyip adalete hançer sallayan ve her yaptıkları açıklamalarla PKK'nın katillerini cesaretlendiren sözde barolara da cevap olacaktır. Mehmetçiğin Irak'ın kuzeyine vurduğu Türk mührü, sadece orada yuvalanmış haysiyetsizlere değil, orada haysiyetsizlerin sözcülüğüne soyunan, Kandil'deki haşerelerden aldıkları talimatın gereği Türk ordusuna "kimyasal silah" iftirası atan terör örgütü militanı Şebnem Korur Fincancı gibilere ve ona omuz veren terör örgütü sempatizanlarına da cevap olacaktır.

Sayın Bakanım, Milliyetçi Hareket Partisi hukuken meşru olan destansı mücadelenizin sonuna kadar arkasındadır, Türk milliyetçileri, vicdanen haklı olan kahramanca mücadelenin sonuna kadar da destekçileridir.

Biliyoruz ki savunma güçtür, savunma caydırıcılıktır, savunma güven, tarihe olan varoluş sözüne sadakat demektir. Bu anlamda, gururla ifade etmek isterim ki millî teknoloji hamlesi vesilesiyle gelişmekte olan millî ve yerli malzemelerin kullanıldığı savunma sanayisi, Türk milletinin ayakları yere sağlam basmasını sağlamaktadır. Bununla beraber, Türkiye üzerinde, Anadolu özelinde Türk milletinin üstüne sinsi planları olan emperyalist ve taşeron güçlere karşı da çok ciddi bir korku salınmakta, onların planları varlıklarıyla birlikte suya düşürülmektedir. Türk sanayisinin temellerinin atıldığı İzmir İktisat Kongresi'nin yapıldığı İzmir'in bir milletvekili olarak müşahede etmekten onu onur duyduğum bir husus da şudur: Savunma sanayisi alanında Makine ve Kimya Enstitüsü; ASELSAN, HAVELSAN gibi öncü kuruluşlarla birlikte bir güneş gibi doğmuş, gelişen Türk ekonomisiyle birlikte bir kar tanesinden çığa dönüşme mucizesi göstermiştir. Bu mucizenin adı Türk mucizesidir, bu mucize Türk'ün mucizesidir. Bu gururla yaşamak elbette herkese nasip olmayacak, şuursuzca kendi devletine kin kusanlar bu gururu yaşamayı hiçbir zaman hak etmeyecektir. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş hikâyesini unutmayan, bu toprakların tarihî hakikatini reddetmeyen bir milletin mensuplarıyız. Biliyoruz ki bugün de ayağımızın tökezlemesi için beklenenler, düşmemiz için fırsat kollayanlar, çelme takmak için hazırlık yapanlar vardır. Üstelik, bu küresel akbaba çetesinin emrindeki tetikçiler kuralı, kaidesi olmayan alçak katillerden oluşmaktadır. İstiklal Caddesi'nde çocukları bomba patlatarak öldürenler bunlardır; Türkiye'nin istiklaline, istikbaline, istikrarına taarruz edenler bunlardır; Karkamış'ta okula roket fırlatıp genç bir öğretmenimizi şehit edenler, hamile kadınlara ölüm saçanlar, 5 yaşında bir evladımızı katledenler aynı şebekedir. Bütün dünya şunu iyi anlamalıdır: Devlet diz çökmeyecektir, devlet el etek öpmeyecektir, Türk milliyetçileri, Türk milleti devletin zaafa düşmesine asla izin vermeyecektir. Biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, Türk milletinin şanla, şerefle elde ettiği mukaddes bir mükâfattır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu mükâfata layık olmanın sorumluluğunun farkında olduğumuzu üstüne basarak hatırlatmak istiyorum. Aklımız, fikrimiz, gönlümüz ve dualarımız kahraman Mehmetçik'imizle birliktedir.

Ben, bu duygu ve düşüncelerle Millî Savunma Bakanlığının bütçesinin devletimize, milletimize hayırlar getirmesini diliyor, son harekâtınızın da Cenab-ı Allah'ın izniyle başarıyla ulaşması için dualarımızın sizlerle birlikte olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.