KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, ben de bütün heyeti saygıyla selamlıyorum. Ve öncelikle Düzce Gölyaka'da meydana gelen depremden dolayı tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz, yaralılara da acil şifalar diliyoruz HDP Grubu olarak. Aydın Özer Vekilimize de başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz yine, HDP Grubu olarak.

Sayın Başkan, bu, tabii, buraya davet edilen kurumlarla ilgili olarak bizlerin de önerileri olmuştu; hangi kurumların, hangi sendikaların ya da konunun uzmanı kimlerin gelmesi konusunda. Gelen kurumlarımız mutlaka ki çok değerli bilgiler aktaracaktır, onları dinlemeye ihtiyaç var; asla kendilerine yönelik "Niye geldiler?" gibi ya da benzer bir şekilde bir şey ifade etmiyoruz ancak bu konunun yeterli araştırılabilmesi, detaylı araştırılabilmesi açısından parti gruplarının da vermiş olduğu önerilerin dikkate alınmasını bekliyoruz. Bu talebimizi dile getirmek isterim.

İkincisi, geçen haftaki tutumunuzla ilgili olarak. Tutanakları incelediğimizde dikkat çekmek istediğim bir şey var çünkü buraya kurumlar geliyor ve biz kurumlara sorular soruyoruz ve konunun açığa çıkarılması ve daha da önemlisi bundan sonra yaşanacak olan olaylarda herhangi bir ölümle karşılaşılmaması adına önlemler almak için uğraşıyoruz. Şimdi, geçen hafta Türkiye Taşkömürü Kurumundan yapılan sunumlarda şöyle bir talihsizlik vardı: Bir kere Plan ve Bütçe Komisyonunda Enerji Bakanlığının bütçesi vardı, biz hem Enerji Bakanlığıyla ilgili komisyonda üyeyiz hem de buranın üyesiyiz, dolayısıyla bunu yeteri kadar takip edemedik ve sorduğumuz soruların cevabı geldi mi, gelmedi mi bunu öğrenemedik. Fakat Vekilimiz Serpil Kemalbay'ın sorusu üzerine "Bütün sorular cevaplandı." demişsiniz, tutanağa geçirilmiş ancak biz baktığımızda bütün soruların cevaplanmadığını da gördük. Bunu ifade etmek isterim.

Diğer taraftan, Türkiye Taşkömürü Kurumuyla burada yaşanan kimi tartışmalar üzerine siz burada Kurumu koruyup kollayan bir yerde durulması gerektiğini söylediniz ve tutanağı incelediğimizde sözleriniz şu şekilde tutanağa yansımış: "Siz çatır çatır TTK'nin hakkını savunacaksınız burada." Bunu Kuruma diyorsunuz. "İnandığınız bir şey varsa savunacaksınız." "Tamam, çok güzel, siz Kurumunuz adına buradan sunum yaparken bunu söyleyeceksiniz; güzel bir şey bu." Yani burada hiçbir milletvekili "Türkiye Taşkömürü Kurumu kapatılsın." demedi, burada hiç kimse Türkiye Taşkömürü Kurumunun yapısal durumuna ilişkin bir eleştiri getirmedi. Getirilen eleştiriler, bu işleyiş sisteminde Türkiye Taşkömürü Kurumunun yönetim kadrolarında yer alan insanların bu yaşanılan faciada bir hatası var mı, bunu açığa çıkarmak üzerine kurulu bir tartışma yürütüldü. Dolayısıyla, Kurumu savunmak ne demek? Yani belki şöyle bir sözle ifade edebilirim bunu: "Benim hırsızım, benim katilim" anlayışı gibi bir sonuç çıkar ortaya yani bir kurumun içerisinde hata yapan birileri varsa biz bunun açığa çıkarılması konusunda da en başta o kurumun sorumlu olması gerektiğini söylüyoruz. Yani bir kurum kendisini temize çıkarmak istiyorsa kendi içerisindeki hata yapanları temizlemesi gerekir; yanlış yapanları, görevini yapmayanları, görevini eksik yapanları açığa çıkarması gerekir ve bunlardan kurtulması gerekir. Dolayısıyla, kurumların böyle kendisini savunması anlayışını ve bu konudaki sizin övgü dolu sözlerinizi doğru bulmadığımızı ve bundan sonraki kurumlarla ilgili görüşmelerde de bu tutumda bulunmamanızı rica ediyoruz. Çünkü örneğin bugün gelen sendikalarla ilgili de eleştirilerimiz olacak ama bu sendikanın kendisinin ortadan kaldırılması üzerine filan değil, sendika yöneticilerinin örneğin Amasra maden kazası -veya faciası- sonrasında yapmış oldukları kimi açıklamalarla ilgili eleştirilerimiz olacak. Bu eleştiriler, o kurumun kendisinin bir bütün olarak yapısal durumuyla ilgili değil, orada bir anlayışla ya da bu açıklamaları yapan insanlarla ilgili olacaktır. Kaldı ki kurumun kendisiyle ilgili de eleştiriler yapabiliriz. Burada sizin bu yaklaşımınızdan ve bu tutumunuzdan vazgeçmenizi talep ediyoruz. Bunu dile getirmek istedim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Teşekkür ediyoruz.