KOMİSYON KONUŞMASI

AYDIN ÖZER (Antalya) - Sayın Başkan, kıymetli Komisyon üyeleri ve kıymetli bürokratlar; şimdi, biz Sayın Mutlu'nun bir videoda işçilerle bir konuşmasını izledik Amasra'daki maden kazasının olduğu bölümde ve bunu, Sayın Mutlu'yu kınayarak başlamak istiyorum. Sayın Mutlu, ben o videoyu izledim, aşırı derecede rahatsız oldum bu videodan çünkü iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda bir sendikanın görevlisi değil de sanki orada bir işveren, patron görüntüsüyle işçilere Sakarya Meydan Muharebesi, PKK'yla ve PYD'yle yapılan mücadele, kolluk kuvvetlerinin yaptıkları mücadele ile kömür çıkarılmasını aynı havaya koymuş, aynı açıdan değerlendirmiş. Biz beklerdik ki şimdi sunumunu yaptığı gibi, bugün sunumunu yaptığı gibi eleştirileri koysun ortaya. Ama orada, zannediyorum, herhâlde sanki oradaki işçilerin de ölmesi çok normalmiş gibi, sanki üretimi artırmamız gerekirmiş gibi, üretim bizim için millî bir değermiş, olmazsa olmazmış ama ölenler hiç önemli değilmiş gibi bir konuşma yaptı, bunu kınıyorum. Nasıl bir vicdandır, nasıl bir vicdani muhasebedir, bunu anlamakta çok zorluk çekiyorum, bunu bir kez baştan söyleyeyim.

Burada birkaç sorum var arkadaşlar. Amasra'da üzerinize düşen görevi layıkıyla yerine getirdiğinizi düşünüyor musunuz? Sorularımı lütfen kaydedin. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasında sendikaların hem yasal hem de kendi tüzükleri gereği yapması gereken sorumlulukları yok mu? Burası Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği'ne göre faaliyet yürüten iş yerlerinden bir tanesi olduğuna göre 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre iş sağlığı ve iş güvenliği kurulu oluşturmak zorunda. Bu kurulun görev ve yetkileri var, bu yetkiler içerisinde işi durdurma yetkisi de bulunuyor yani yakın tehlike hissedildiği andan itibaren sendika temsilcilerinin, sendikaların işi durdurarak işçileri tahliye etmek gibi bir yetkisi var, değil mi? Sendika olarak siz bugüne kadar böyle bir yetkiyi kullandınız mı? Amasra'da kaç kez denetim yaptınız, bu denetimlere göre hangi tespitlerde bulundunuz? Amasra'daki işçilerin en önemli sorunları nelerdir, sizce hangi konularda şikâyetlerde bulunuyorlardı? Bunlardan hangilerini sendika olarak çözüme kavuşturdunuz? İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'ndan kaynaklanan her türlü uygulamanın eksiksiz olarak gündeme getirilmesini sağlayabilme gücünüz varken Amasra'da Sayıştay, Çalışma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı tarafından eksikleri tespit edilen hususlara dair neler yaptınız? Bu denetimlerdeki eksiklikleri takip ettiniz mi? Neden kendiniz ayrı bir denetim mekanizması kurmadınız? Sahaların çalıştırılmasına, üretim alanlarında nasıl ve ne kadar üretim yapılacağına; araç gereç, makine, tesisat kalitesi ve modernize edilmesine dair bugüne dek hangi tespitlerde bulundunuz? Madenlerde çalışan işçilerin hepsi bu sendikanın üyesi olduğuna göre sendikanın denetim mekanizmalarını devreye sokabilecek gücü olduğu anlamına gelmiyor mu? Eğer öyleyse bugüne kadar yönetim üzerinde bu gücü hissettirecek ne yaptınız, hangi hususların düzelmesini sağladınız?

Bir iddiaya göre, Amasra'daki patlama sonrası işçilere hiç kimseyle konuşmamaları yönünde bir talimat vermişsiniz, doğru mudur? Bir başka iddiaya göre, burada küçülmeye gidildiği ve sonunda özel sektöre devredileceği, zaten "redevans" adı altında eksi 400 kot öz eleştirisinin de bunun bir göstergesi olduğu, sendikanın da buna aracılık yaptığı söylenmektedir, bu konuda neler söyleyeceksiniz? Sendikanın görevi üretim midir, işçi sağlığı ve iş güvenliği midir? Bunlara cevap istiyorum.

Sonra, bir konu daha var, hemen paylaşım, sizi de buradan şey yapacağım. Bir ifadeden bahsedeceğim: Kazmacı olarak çalışan Fahri Deniz, olay anında kendine Postabaşı Halil Yay'ın, yoğun bir sıcaklık ve toz bulutunun üzerine doğru geldiğini söylediğini, hemen OFK maskelerini takmalarını emrettiğini ancak maskeyi takamadığını, üç yıllık kazmacı olduğunu, maske takma-çıkarma-kullanma eğitimlerinin senede 1 kez verildiğini, onun da yeterli seviyede olmadığını, acemiliğinden maskesini kendisinin takamadığını, Postabaşı Halil Yay sayesinde "OFK" dediğimiz maskeyi takabildiğini ve ölümden kurtulduğunu söylüyor. Yani siz burada bir sendika olarak, orada güçlü örgütlenmesini sağlayan bir sendika olarak bu görevleri yaptınız mı yapmadınız mı; bunları denetlediniz mi? İşçiler "Burada bize yılda 1 kere, maske nasıl takılacak çıkarılacak, onu gösteriyorlar, onu da tahtada gösteriyorlar. Uygulamalı bir eğitime tabi tutulmadık." diyorlar. Bence sendika olarak çok büyük açıklarınız var, sendika olarak görevinizi yapmamışsınız, hiçbir konuda görev yapmamışsınız.

Bu sorularıma cevap bekliyorum.

Teşekkür ederim.