KOMİSYON KONUŞMASI

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan Yardımcıları, Bakanlık bürokratları, değerli basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Bakan, sabahki detaylı sunumunuzu dikkatle izledim. Ülke menfaatine yapılan her şey için teşekkür ediyorum. Çok güzel bir tablo çizdiniz ama sanayimizde sorunlar var, onlardan bahsetmediniz. 1.200 iş yeriyle 240 bin kişiye istihdam sağlayan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayicilerimizin çok büyük bir bölümü bir taraftan üretim ve ülke ihracatına katkıda bulunmaya çalışırken diğer taraftan maliyetleri etkileyen sorunlarla boğuşmaktadırlar. Enerji fiyatlarının, işçilik maliyetlerinin, vergilerin, taşıma ve lojistik maliyetlerinin aşırı yükselmesi ürün maliyetini de artırdığından sanayicilerimiz yabancı şirketlerle rekabet edemez hâle geldiklerini ifade ediyorlar. İlaveten, finans kaynaklarına erişimde zorlanan sanayicilerimiz, yüksek kredi faizinden dolayı sıkıntı yaşamaktadırlar. Kısacası sanayicilerimiz üreterek zarar etmekte ve iş yerlerini kapatma durumuna gelmektedirler. Bir sanayicimiz: "Şu an daralan ve gerileyen üretim dışında sanayici elindeki ham maddede de zarar ediyor, imalat maliyetlerindeki aşırı artıştan dolayı tüm üretenler zarar ediyor ve sırf işletmelerinde çark dönsün diye herkes maliyetine mal satmaya çalışıyor. Üretim sürdürülebilir olmaktan çıktı, maalesef yıl sonunda birçok fabrika mecburi kapatma yoluna gidecek." diyor. Başka bir sanayicimiz: "Bankalar ve Merkez Bankasının yanlış politikaları sanayiciyi önünü göremez hâle getirmiştir, bizler sanayici değil aslında fasoncuyuz. Katma değerli ve ağır sanayi yapamadığımız sürece bu tanımlama değişmeyecek. Devlet Planlama Teşkilatının tekrar diriltilmesi gerek, her yatırımcı istediği alana yatırım yapamamalı, sektörlerin kontrollü büyümesi ve iç rekabetin uluslararası rekabete dönüştürülmesi gereklidir. Vergi oranlarının düşürülerek kayıt dışının önlenmesi şarttır. Teşvikler tekrar gözden geçirilmeli ve devleti göz göre göre zarara uğratan sistemin değiştirilmesi gerekir. Katma değerli mal üretemediğimiz sürece işveren de işçiler de mutlu olamayacaktır." diyor.

Sayın Bakan, içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar ve enflasyonist ortam göz önüne alındığında girdi maliyetlerini azaltmak sizce mümkün müdür? Eğer mümkün görmüyorsanız sanayicilerimize tavsiyeleriniz nelerdir?

Sayın Bakan, bir durum tespiti yaparak konuşmamı sonlandıracağım. 2022 yılı itibarıyla 208 üniversitemiz var, sizin verdiğiniz sayıya göre 345 OSB, 17 ilde kurulan, 16'sı faal 29 endüstri bölgesi bulunmaktadır. Endüstri bölgelerinden başka teknoparklar ve teknoloji geliştirme bölgeleriyle sanayileşme hamlesi devam etmesine rağmen sanayi sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yaklaşık yüzde 33'tür; imalat sanayisinin ihracattaki payı yaklaşık yüzde 97'dir ancak bunların yüzde 60'ı tekstil ve deri işleme ürünlerinden oluşmakta; düşük teknoloji ürünlerinin payı yüzde 31'dir; 2021 yılı ihracatı içinde yüksek teknoloji ürün ihracatımız 6,4 milyar dolar yani ihracatın ancak yüzde 3'ü olup Almanya'nın yüksek teknoloji ürünleri ihracatının otuz üçte 1'dir. Türkiye'de 2002-2021 yılları arasında yıllık ortalamada 4.017 patent başvurusu olmuştur, Toyota'nın tek başına yıllık patent başvurusu 38.500 olduğuna bakarsak nerede olduğumuzu görürüz. 1961'den bu yana planlı sanayileşme hareketi içinde Türkiye niçin bu durumdadır? Gelişmiş ülkeler endüstri 4'ü aşmış, endüstri 5'ten bahsederken Türkiye endüstri 3'te bocalamaya devam etmektedir. Bu durumu hazırlayan sebeplere bakacak olursak; bilim ve teknoloji üretmesi beklenen üniversitelerin ve diğer kurumların doğru tasarlanmadığını, üniversite-sanayi iş birliğinin yeterli düzeyde gerçekleşmediğini, AR-GE yetersizliği, tasarım ve marka yaratmadaki yetersizlikler, yatırım ortamındaki belirsizlikler, makroekonomik istikrarın sağlanamaması, dışa bağımlılık, bürokrasi, kayıt dışılık, her teşebbüsün arkasında rant elde etme düşüncesinin yatması, özellikle OSB'lerde sanayici olmayanlara bile arazi tahsisi yapılması ve yatırımı geciktirme gibi spekülasyonlar olduğu görmekteyiz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yirmi saniyeniz.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, son olarak Güneydoğu Anadolu Projesi'ni merak ediyorum. 1989 yılından beri devam eden GAP ne zaman tamamlanmış olacak? Sulama, bildiğiniz gibi çok önemli, hâlen 580 bin hektar civarında toprak sulanmaktadır. 1,7 milyon hektar hedefine ne zaman ulaşacağız diyor, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2023 yılı bütçesinin milletimize ve devletimize hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.