KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın sunumunu dikkatle dinledik. "Türkiye Yüzyılı'na iddialı ama bir o kadar da gerçekçi hedeflerle gidiyoruz." gibi iddialı cümleler sarf ettiniz. Bu tip cümleler, 2023 hedefleriniz ile gerçekleşmeleri yan yana koyduğumuz zaman gerçekten de iddialı oluyor. Peki, gerçekler ne? Yani bunca iddialı, şaşaalı söylemleri bir tarafa bırakırsak, rakamlara odaklanırsak gerçeklerin sizin anlattığınızdan çok farklı noktalarda olduğunu görmekteyiz.

Sunumunuzda, sanayimizin millî gelir içindeki payının arttığından bahsediyorsunuz. Sanayide lokomotif, bildiğiniz gibi imalat sanayisi. İhracatımızın yüzde 95'i imalat sektöründen geliyor. İhracatta 2021 ve 2022 yılları Ocak, Eylül dönemlerinde, baktığımızda, yüksek teknoloji ürünlerdeki payının yüzde 3'ten yüzde 2,8'e düştüğünü görüyoruz, Eylül 2022 oranı ise yüzde 2,6; yıllardır bu oran artmıyor, hatta azalıyor.

Azalan bir başka şey de dünya ekonomisindeki yerimiz. Burada tartışıldı bu konu. 1980 yılında dünya ekonomisindeki payımız yüzde 0,86 idi. IMF, bu oranın 2022 yılında 0,67'ye düşeceğini tahmin etmekte yani bakın, darbenin yaşandığı 1980 yılında dünya ekonomisindeki payımız bugünden daha fazla. "Güçlü ekosistem" diyorsunuz ya, işte, yeni ekonomik modelin bizi getirdiği yer burası. Neydi bu model? "TL değer kaybedecek, rekabetçi hâle gelecek, ihracat patlayacak, üretim artacak, cari fazla verilecek, enflasyon düşecek, istihdam artacak..." vesaire vesaire ama ne oldu? İhracatın artış hızı her geçen gün azalmakta, hatta durma noktasına gelmiş durumda. İhracat beklenti anketine göre, birinci çeyrekte "İhracat artacak." diyenlerin oranı yüzde 42,7'den yüzde 34,2'ye düşmüş durumda. 2022 yılı Ekim ayında kapasite kullanım oranı yüzde 77,4'ten yüzde 76,9'a düşmüş. İktisadi Yönelim Anketi'ne bakıyorsunuz Merkez Bankasının yaptığı; sanayiciler, gelecek üç ayda üretim hacminin, iç piyasa siparişlerinin, ihracat siparişlerinin, toplam istihdamın azalacağı görüşünde. Sanayi Üretim Endeksi'ne bakıyoruz; eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,6 küçülmüş, yıllık değişim ise sadece 0,4. İhracat Birim Değer Endeksi'ne baktığımız zaman, 2015 yılı endeksi 100 olarak kabul edersek, Eylül 2022 endeks 108, ihracat birim değer endeksi ise 151. İhracat-ithalat makası giderek açılmakta, cari açık hızla büyüyor, bunun finansmanı da her geçen gün daha pahalı ve zor hâle geliyor. İşin tuhafı, baskıladığınız dolar kuru artık rekabet gücünü de kaybetmiş durumda. Yeni ekonomik modelin duvara tosladığının umarım farkındasınızdır.

Sanayici için bir diğer önemli husus ise enerji maliyetleri. EUROSTAT verilerine göre, Türkiye sanayicileri, satın alma gücü standartlarına göre, Avrupa'nın en pahalı doğal gazını ve en pahalı elektriğini kullanıyor. Enerji enflasyonu OECD ortalaması yüzde 35, G7 yüzde 33, Avrupa Birliği yüzde 38, Türkiye'nin ise enerji enflasyonu yüzde 143; şampiyon Türkiye.

Garo Bey, sunumunda emekten hiç bahsetmediğinizden bahsetmişti. Esasında haksızlık etti size. Sunumunuzda (MESEM'lerdeki) Mesleki Eğitim Merkezlerindeki öğrenci sayısının 1 milyonu geçtiğinden bahsettiniz. Bu, şu manaya geliyor: Bu 1 milyon çocukla beraber çocuk işçi sayımız 1 milyon artmış oluyor, gülüyorsunuz ama gerçek bu.

Sayın Bakanım, bu çocukların birçoğu herhangi bir eğitim almıyor, haftanın altı günü çalışmak zorunda kalıyorlar. Millî Eğitim Bakanlığı 3 harfli zincir marketlerle protokol imzalıyor; 14-15 yaşındaki çocuklar asgari ücretin üçte 1'ine, üstelik devlet teşvikiyle "ucuz emek çocuk işçi" olarak çalışmaya zorlanıyorlar. Evet, elbette ki mesleki eğitim önemli ama bulduğunuz yöntem emeğe bakış açınızı bir kere daha ortaya koymakta.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, yanlış anlamışsın.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Çocuklar "Yoruluyoruz, altı gün boyunca çalışmak zorunda kalıyoruz." diyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yanlış, yanlış!

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - BİM'de, Migros'ta çalışıyor çocuklar.