| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu'nun Amasra'da meydana gelen maden kazası, sendikanın işçi sağlığı, iş güvenliği ve eğitimi faaliyetleri, maden iş kolundaki kazaların azaltılması içni alınması gereken önlemler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 23 .11.2022 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, çok kısaca bir önceki aradan önceki tartışmalarla ilgili usul üzerine bir şey söylemek istiyorum: Burada, çeşitli konularda, başlarken temenniler, dilekler, söylemlerimiz olabilir. Kimse kimseye kendi görüşlerini empoze etmemelidir, burada herkes kendi durduğu yerden, duruşunun gereği olarak kendini ifade etmelidir. Ben doğrusu hiç doğru bulmadım oradaki tartışmaları ve müdahaleleri, sizin de müdahalenizi demokratik bulmadım. Bunu söylemek istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Mesela, biz de sizin söylemlerinizi doğru bulmuyoruz ama yani...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Tamam yani ben de sizin yönteminizi eleştiriyorum.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Tabii.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Düşüncelerinizi ayrıca zaten eleştiriyorum.
Şimdi, ben konuşmam olduğu için, Genel Kurula gittiğim için cevapları tam alamadım ama ondan önce birkaç şey söylemek istiyorum öncelikle buradaki hazıruna: "Çalışmak Sağlığa Zararlıdır" diye çok değerli bir kitap var, Annie Thebaud-Mony'nin kitabı. Fransız çalışma hayatındaki iş cinayetlerini anlatan bir kitap ve burada da sendikacı, Sendika Başkan Yardımcısının da ifadelerinde vardı. Rekabet edilebilirlik ya da kalkınma gerekçe gösterilerek çalışma hayatında, çalışanlar hastalanıyorlar ya da iş kazasında yaşamlarını yitiriyorlar. Burada insan öldürme, başkasını tehlikeye atma, onura saldırı ya da tehlikedeki insana yardım etmeme suçları aslında sadece Türkiye'de değil, dünyada pek çok kapitalist merkezlerde cezasızlık politikasıyla karşı karşıya kalıyor ve bu kitapta, işte, bu sistematik hâle gelmiş olan bu cinayetleri, işçi cinayetlerini anlatıyorlar. Kısaca, Korkut Boratav bu kitap hakkında şunu söylemiş, diyor ki: 'Çalışmak sağlığa ciddi biçimde zarar verebilir mi?' Bu soruyu bir Fransız sosyolog Annie Thebaud-Mony önce kendi ülkesi için soruyor, sonra da Fransa dışındaki ülkeler için soruyor ve 'Ne yazık ki evet, hem de çok ciddi biçimde.' cevabını veriyor, diye yanıtlıyor." Yani çalışmak, sağlığa ciddi biçimde zarar veriyor. Kapitalizmin pek çok kişi tarafından tarihe karıştığı sanılan trajik bir yüzünün 21'inci yüzyıl başlarındaki çirkin görüntüleri ortaya koyan bu canlı ve önemli çalışma emeğin ve emekçinin kaderiyle, gönenciyle ilgilenen Türkiye'den okurları da yakından ilgilendiriyor. Bir sendikayı, bu kurulu yakından da ilgilendirdiğini düşünerek ben bu kitaba dikkat çekmek istedim, gerçekten çok değerli bir kitap.
Evet, kalkınma için ya da rekabet için işçilerin yaşamlarını, canlarını feda etmeyi normal gören anlayışı burada reddediyoruz ve çalışma yaşamında işçilerin, çalışanların yaşamlarının yüzde 100 korunabileceğini söyleyen bilimin gereğinin yerine getirilmesi için kârlardan vazgeçmek gerekiyor ve körü körüne rekabet edilebilirlik, işte, milliyetçi duygular ve kapitalist merkezlerin ihtiyaçları doğrultusundaki politikaların normal görülmemesi gerekiyor. O politikaların bir tanesi de neoliberal politikalar ki neoliberal politikalara Türkiye 80'lerden sonra sokuldu, 12 Eylül darbesiyle sokuldu ve fakat AKP'li yıllarda neoliberal politikalar herhâlde daha önceki, o 80'den sonraki dönemden katbekat mahir bir şekilde hayata geçirildi ve o politikaların da biz tezahürünü bugün görüyoruz.
Siz, konuşmanızda, bu katliama, maden katliamına dair bilirkişi raporuna referans vermediniz yani atlamadıysam eğer referans vermediniz ve buna karşılık önemli bir şeyden de bahsettiniz; o da aslında, maden sahalarının parçalanarak özelleştirilmesi. Çünkü biz özelleştirmenin işçi cinayetlerinde başat rol oynadığını biliyoruz ve kamu kurumlarını işçi cinayetlerinde daha dikkatli, işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerini hayata geçirebildiği kurumlar olarak tarif ediyoruz. Tabii ki TTK'nin bu özelliğinden uzaklaşması -tabii ki TTK'de de işçi cinayetleri oldu ama- özellikle Amasra maden sahasındaki 42 yaşamın sonlanmasına sebep olan bu maden katliamında bu özelleştirme politikasının büyük bir rolü olduğu kesin. Yani işte, bir taraftan maden sahaları şirketlere parsellenirken parça parça, maden sahalarındaki işçi sağlığı, iş güvenliği yatırımları anlamsızlaşmaya ve sermaye bakış açısıyla baktığımızda da verimliliği olumsuz etkileyen, masrafları artıran yatırımları, işçi sağlığı, iş güvenliği yatırımlarını artırarak "Buna değmez, bunu yaparsak kapatmamız gerekir." düşüncesini ortaya çıkaran tablolarla karşılaşıyoruz. Burada da yine sizin vurguladığınız nokta, işte, sahanın büyük bir bölümünün, neredeyse tamamının şirketlere verilmesi ve buradaki alanın işçi sağlığı, iş güvenliği açısından da riske atılması oldu.
Ben size şöyle bir soru yöneltmek istiyorum tekrar: Şimdi, metan drenajı olsaydı Amasra sahasında, TTK Amasra sahasında, müessesesinde bu iş cinayeti, bu patlama, grizu patlaması olur muydu, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yine, bilirkişi raporunda yer alan havalandırmayla ilgili tespitlere katılır mısınız, katılmıyorsanız neden katılmıyorsunuz? Bilirkişi raporunun 2'nci maddesinde diyor ki: "Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır." Sizin 2017'de işçi sağlığı...
GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İSA MUTLU - Başka müessesede olan sorundan dolayı...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Başka müesseseden dolayı söylüyorsunuz ama buradaki metan drenajı sorununu tespit etmediğinizi, öyle söyleyeyim.
Yine, tozla mücadele konusunda bu maden sahasında, Amasra'da bir sorun tespit ettiniz mi? Bu, hiç o raporlarınızda, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu raporlarında yer aldı mı? Onu sorayım. Ve teknik personel sayısına dair pek çok soru burada yöneltildi, bu konuda sizin görüşünüz nedir? "İşletmede yer altında farklı kartiye ve birimlerde yapılan tüm teknik işleri tek bir vardiya mühendisiyle denetlemenin ve yönetmenin yetersiz kalacağı aşikârdır." diyor bilirkişi raporu. Bu konuda siz bu kurullarda herhangi bir tespit yaptınız mı ve bu tespitler doğrultusunda herhangi bir çalışma yaptınız mı? Buradaki bilirkişi raporunda, kaza, kusur durum çizelgesinde sorumlu tutulan, kazada rol oynayan hususlar ve unvan ve makam adları sıralanmış. Siz sendika olarak bu konuda herhangi bir çalışma yaptınız mı? Siz bu tespitlere katılıyor musunuz, bizimle paylaşır mısınız? Sorularım bundan ibaret.
Teşekkür ediyorum.