BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, ilim Gaziantep'in Karkamış ilçesinde pazartesi günü bir roketatar saldırısı sonucunda 2 şehidimiz var. Şehitlerimizden birisi 5 yaşında küçük bir erkek çocuğumuz, İzmir Milletvekilimizin yeğeni aynı zamanda, diğeri de 22 yaşında çiçeği burnunda bir öğretmen kızımız Ayşenur Alkan. Allah rahmet eylesin diyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, Allah sabır versin diyorum.

Ayşenur kızımızın vesilesiyle de -bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü- tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.

Yirmi yıllık iktidarınızın en sorunlu olduğu konulardan biri de sağlık alanındaki sıkıntıların giderek derinleşmesi. Sayın Bakanım, iyi niyetli olduğunuzu görüyorum ve temenni ediyorum fakat Türkiye'nin sağlığı ve sağlıkçılarının durumu her konuda hâlen kötü.

Sayın Bakanım, sağlıkçılar insanca çalışmak ve insanca yaşamak istediklerini her fırsatta dile getirmelerine rağmen maalesef, bir türlü ilerleme kaydedilemiyor ve sanıldığı gibi mesele sadece para değil. Sağlık çalışanları hastalardan, hasta yakınlarından, idarecilerden, siyasilerden baskı görüyor. Öncelikle bir hekim olarak, Sağlık Bakanı olarak bu baskıların önüne geçmelisiniz diyorum ve sağlıkta şiddet devam ediyor. İstediğimiz kadar kanun çıkaralım, bu işin de önüne geçemeyeceğiz gibi maalesef, Sayın Bakanım. En yukarıdaki Cumhurbaşkanımızın söylemleri ve iktidar mensuplarının söylemleri ve uygulamaları mesleği o kadar değersiz ve o kadar itibarsız hâle getirdi ki ülkemizde bu mesleklerin yapılacak yanı kalmadı. İktidar mensuplarının söylemleriyle mesleğin değersizleştirilmesi liyakatsiz atamalarla meslek mensuplarına uygulanan mobbing, aynı hastanede yöneticiler tarafından doktorlar ve sağlık çalışanlarına karşı yapılan farklı uygulamalar, daha neler... Tüm uyarılara rağmen sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının, giderek artan sorunlarının, özlük ve mali haklarındaki gerilemelerin görmezden gelinmeye devam edilmesi kabul edilebilir de değildir. Özellikle eğitim kadrosundaki hocalarımızın, aynı hastanede çalışan uzman hekimden daha az geliri olduğunu biliyor musunuz? Eminim ki bu şikâyet size gelmiştir. Sağlık çalışanları ve emekli hekimler açlık sınırının altında bir yaşam sürüyor maalesef, Sayın Bakanım.

Bakın, sağlıktaki meslek gruplarını ve özellikle hekimliği öyle bir hâle getirdiniz ki ülkemizdeki üniversite sınavına giren başarılı gençler artık tıp fakültelerini maalesef tercih etmiyor. Sağlık emekçileri bitmek bilmeyen geçici görevlerin sonlandırılmasını, personel açığının giderilmesini istiyor. Odyolog, laborant, fizyoterapist, diyetisyen, paramedik, ATT, fizik tedavi, ameliyathane, odyometri, hemşire, sağlık idareciliği yönetimi mezunları ve tüm branşlarda atama bekleyen binlerce sağlıkçının gözü kulağı sizlerden gelecek müjdeli atama haberlerinde. Birçok branşta ve kadroda bu kadar çok açık varken neden gerekli atamalar yapılmıyor, doğrusu çok merak ediyoruz. Hekim açığının bu denli artış gösterdiği bir dönemde hem emekli hekimlerin çalışmalarının zorlaştırılması hem de emekli maaşlarında gerekli, yeterli iyileştirmelere gidilmemesi hekim açığını ve hekimlerin yurt dışına göçünü artırdığı gibi toplum sağlığını sıkıntıya sokacak bir noktaya ulaşmıştır. Bu konuda ne gibi adımlar atmayı düşünüyorsunuz?

Sayın Bakanım, Sayın Cumhurbaşkanı "Giderlerse gitsinler." dediği zaman -doğrusu hem size hem diğer doktor arkadaşlara soruyorum- hiç yüreğiniz sızlamıyor mu? Veya bu "Giderlerse gitsinler." cümlesinin ülkemizdeki doktorlarımıza, sağlık çalışanlarına çok ağır bir mana verdiğini söyleme fırsatınız olmadı mı? En azından "Eğitimlere asistanlarla devam ederiz. Giden gitsin." dediğinde bir hekim, uzman hekim, değerli bir hekim olarak, Sayın Cumhurbaşkanına asistanlarla eğitimin olmayacağını söyleyemeyecek kadar nedir eksiklik veya tablo nedir, doğrusu merak ediyorum. Uyaramaz mıydınız Sayın Cumhurbaşkanını? Yani, bu da sorulan sorulardan biri: "Asistan eğitimi" ne demek "asistanlarla eğitim" ne demek? Doğrusu, ben de eğitimden gelen bir doktor olarak hayretle takip ediyorum.

Aile hekimleri ödeneklerden şikâyetçi. Yeni yayınlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nde belirtilen "teşvik ve destek" adı altında verilen ödeme için baz alınan yüzde 3 oranının yüzde 21'e çıkartılarak yönetmeliğin ivedilikle revize edilmesini talep ediyorlar. Aile sağlığı merkezindeki bu elektrik, doğal gaz, temizlik personeli maaşları ve sigorta, su, telefon gibi masrafların maalesef çok ağır olduğunu söylüyorlar. Aile hekimi hastalarıyla mı ilgilensin yoksa aile sağlığı merkezinin sorunlarıyla, faturalarıyla veya giderleriyle mi? Doğrusu, çok sıkıntılı olduklarını söylüyorlar.

Bugün hastaların yaşadığı en önemli sorunların başında hastane randevuları gelmektedir. Hasta olan vatandaşlar önce randevu alabilmek için gece yarısı uyanıp ya bilgisayarın ya da telefonun başında uzun süre mücadele etmekte; randevu almayı başarsa da günlerce, hatta haftalarca randevu günü beklemek zorunda kalmaktadır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Artık hastanelerde değil ama evlerde günlerce, aylarca, yıllarca beklenen sanal kuyruklar yarattınız.

Çok kısa, sadece ilimle ilgili bir şey söyleyeceğim: Sayın Bakanım, uyuşturucu almış başını gitmiş. Bakın, bu "ateş buz" denilen uyuşturucunun tedavisi çok zor. Bu uyuşturucunun tedavisi için şu anda klasik tedavi yöntemleriyle baş edemeyiz. Bölgesel olarak büyük bir AMATEM merkezi açmamız lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler Sayın Yılmazkaya, sağ olun.

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Bitiriyorum.

Bu AMATEM merkezlerine yatırıp çocuklarımızı tamamen, köklü bir tedavi sonrası...