KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkan.

Ben de bütün katılımcıları selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı sistemi yani politik İslamcı tek adam rejimine niye ihtiyaç duyulduğuna verilen cevap "işlerin hızla yürütülmesi ihtiyacı"ydı. Yani bu politik İslamcı rejim, tek adam rejimi bütün sorunları tek parmaktan tek dokunuşla çözeceğini iddia etmişti. Evet, bir anlamda doğru çünkü hızlı, engelsiz bir biçimde bir suç düzeni kuruldu; bu çürüme ancak böyle yönetilebilirdi yani suç işleme özgürlüğü, hesap vermeme özgürlüğü biçiminde tarif edebiliriz.

Şimdi, bugün buna örnek olarak Çorlu tren faciasının davasında bir karar verildi. Bütün bu süreç boyunca, Soma'dan buraya kadar, Soma'dan bu davaya kadar, evet, çok hızlı kararlar veriliyor, saray istiyor ve mahkemeler bunu emir telakki ediyorlar. Bakın, 25 insan hayatını kaybetti ve beş yıldır adalet arıyor insanlar ve bugün tutuklu tek sanık da tahliye edildi yani şu anda Çorlu tren faciasından tutuklu tek bir insan, tek bir sorumlu yok. İşte, sarayın başarısının en tipik örneklerinden bir tanesi.

Yine, bir soru sormak istiyoruz tekrardan: 8 Mart 2018'de Lübnan'da kaçırıldı, 18 Martta MİT'e teslim edildi, altı ay sonra Ankara'da ortaya çıktı, Ankara'da devlet denetiminde bir yerde altı ay sistematik işkenceye maruz kaldı ve vücudunda 898 tane tespit edilmiş işkence izi vardı; bu insan Ayten Öztürk. Altı ay işkenceden sonra üç buçuk yıl cezaevinde tutuldu, bir itirafçı ifadesi sonucunda iki ağırlaştırılmış müebbet verildi, şu anda kendisi ev hapsinde ve beş yüz yirmi gündür ev hapsinde duruyor Ayten Öztürk. Soruyoruz: MİT bu yöntemleri kullanıyor, hangi yasaya dayanarak bunu kullanıyor? Altı ay boyunca Ayten Öztürk nerede işkenceyle tutuldu, altı ay boyunca? Hangi yetkiyle bunu yaptı? Diğer kaçırılmalara dair de arkadaşlarımız bilgi verdiler.

Yine, bugün bütün toplumu infiale sürükleyen bazı gelişmeler yaşandı. Bir tanesi, Konya'da Konya Belediyesinin hayvan barınağında yaşanan işkenceli cinayet. Oradaki resmî yetkililer küreklerle hayvanları katlediyorlar ve bu görüntüler sosyal medyaya yansıdı, insanın izlemeye bile dayanamadığı görüntüler bunlar. Aynı şey Ankara Mamak'ta da yaşanıyor, Mamak'ta da küpeli hayvanlar zorla kaçırılmaya çalışılıyor ve orada bir avukat da darbedildi dün. Şimdi, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı açıklama yaptı, açıklamada bu duruma el koyulduğunu ve sorumlulara soruşturma başlatıldığını duyurdu. Şimdi, bu açıklamaya bakarsanız sanki kendinden geçmiş bir psikopat bir hayvanı katletti gibi algılanıyor oysa görüntülere bakıldığında, bu tesise bakıldığında -ki tesis AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın öve öve bitiremediği bir tesis- bunun bireysel, tekil bir örnek olmadığı çok açık ve net ortada; bu, bir politika, son dönemde yaşanan bazı olaylardan kaynaklı hayvanlara dönük geliştirilen işkenceci, katliamcı bir politika. Bunu protesto ediyoruz, bunu kınıyoruz, bunu reddediyoruz, buna "Dur!" demeliyiz; bu katliam hızla ve hızla engellenmelidir.

Son olarak, bugün "Cumhurbaşkanlığı sistemi" dediğimiz yani halka, işçilere, ezilenlere, emekçilere çıplak bir şiddet aracına dönüşmüş bu rejimin çok tipik bir uygulamasıyla yine karşı karşıya kaldık. Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde birçok kentte kadınlara işkence yapılarak saldırıldı, gözaltına alındılar ve İstanbul başta olmak üzere birçok kentte bu protestolar yasaklandı. İşte, Cumhurbaşkanlığı sistemi budur.