| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 30 .11.2022 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, tartışmada kavramsal bazı eksikler var aslında, onu tamamlamak istiyorum. Şimdi, Cemal Vekilim bir şut çekti ama falsolu giden bir top aslında çektiği şut. Tabii, şirket yetkilileri de "Topu tutacağım." derken ellerinde kaldı, elleri yandı çünkü bir açıdan mühendislik tekniğiyle cevap vermeleri gerektiğini düşünüyorlar ama aslında uğraştıkları şey sıfır kaza yani böyle de bir durum var. Ama ne diyecekler şimdi? Böyle bir açmaza girdiler. Şimdi, aslında soru şu, kök nedenine inerek oradan soruyu soruyorum: Gerçekleşen her patlamanın bir sebebi var mı? Evet, bir sebebi var. Bu sebepler doğa kanunlarına bağlı mı? Evet, bağlı yani sihir yapılarak oluşan bir sebeple gerçekleşen bir patlama değil, doğa kanunlarına uygun. Sebepler bilinir. Sebepler bilinirse eğer bu sebepler ortadan kaldırılabilir mi? Soru bu. Evet, kaldırılabilir özellikle bu çağda, aslında durum bu. Dolayısıyla da aslında yüzde 100 yani... Pardon, şöyle ifade edeyim: Hiç kaza olmaması parolasıyla iş hayatında tedbirler alınıyor, daha fazla tedbirler alınıyor, daha fazla tedbirler alınıyor. Bir de şöyle: Şimdi, tabii, tedbirler alınırken parçalı bir yapı var sistemde yani çünkü tedbirleri alan, uygulayan bir şirket var. Tedbirleri alan, uygulayan bir başka şirket var. Tedbirleri alıp uygulayan Türkiye Taşkömürü Kurumu var. Yine, devlete ait başka kurum, kuruluş, şirketler var. Dolayısıyla bir maden ocağı vardır, orada hiç metan patlaması olmamıştır. Metan patlaması parametresiyle baktığımız zaman yüzde sıfır patlama olmuş deriz yani dolayısıyla o parametreyi belki tedbirleri alarak, gereklerini yaparak başarmışlar demektir ama bir maden ocağı vardır, tedbirleri yeterince almaz, gerekli yatırımını yapmaz ve neticesinde belki kâr hırsıyla aşırı çalıştırmaya girer, orada bir patlama olur. Şimdi, burada bizim bu patlamaları, bu tip kazaları neye bağladığımız önemli. Şimdi, kaçınılmazlığa bağlanıyorsa bu bir sorun, kadere bağlanıyorsa bu bir sorun çünkü bu alınabilecek tedbirlerin önüne geçen duygusal bir yaklaşımdır konuya ama konu bilimsel, mühendislik tekniğini içeren de bir durum var. Biraz daha açarak söyledim yani. Bu şöyle bir şey, şöyle bir soru vardır, derler ki: "Size bir soru soracağım." "Evet" veya "hayır"la yanıt vereceksiniz diye bir soru sorulur bir beyin fırtınası esnasında, soru da şudur: "Bu işlediğin ilk cinayet mi?" "Evet." desen bir türlü, "Hayır." desen başka türlü yani soruyu nasıl sorduğunuz da nasıl yaklaştığınız da alacağınız yanıtın bazen belirleyicisi olur. Şirket bu noktada, şirket yetkililerinin de zor durumda kaldıklarını düşünüyorum.
Diğer taraftan, şöyle başka bir parametreyle bakarak söyleyeceğim: Şimdi, soruyu yönelttiğiniz şirket eğer tüm kazaları engelleyebilmiş olsa bu soruya verebileceği yanıt başka olur. Belki maden ocaklarında bir metan gazı patlaması oldu daha önce veya metan gazı parlaması oldu. Öyle bir şirkete sorarsanız da alacağınız yanıt başka olabilir. O nedenle...
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Benim sorumu tartışmaya gerek yok.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben size karşı söylemiyorum zaten.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Bunun sebebini nasıl öğreneceğimizi sordum. Gerçek nedenini olay mahalline girmeden, görmeden, incelemeden hiç kimse söyleyemez. Orası hâlâ bilinmez nokta. Belki içeride yangınlar devam ediyor.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Vekilim, şunu demek istiyorum: Yani kaza mahalline girildi. Birden baktık, kıyıda köşede bir araç gereç var. Bir baktık, sihirli bir lamba. Onu yaptık, sihirli lambadan Alaaddin'in cini çıktı. Ya, böyle bir şey olmayacak. Burada doğa kanunlarının geçerli olduğu bir süreç yaşandı. O sürecin sonucunda burada makul ve mantıklı alınabilecek tedbirler var mıydı Sayıştay raporundaki uyarının işaret ettiği şekilde? Bu tedbirler alındı mı, alınmadı mı? Buna en gerçekçi yaklaşımla bu soruları sormalıyız ki alacağımız yanıtlarla düzenlenecek mevzuatlar ve tedbirler bu işlerin önündeki engeli kaldırsın.
Şimdi bir diğer son konu da...
BAŞKAN TANER YILDIZ - Deniz Bey, son konu...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Söyleyeceğim son konu da şu: Şimdi, biz bugüne kadar Türkiye Taşkömürü Kurumunu tabii, çok yönlü olarak inceledik, e, bazı noktalarını eleştirdik hatta eleştirinin dozajını da bir noktaya taşıdık ki daha verileri alabilelim, birlikte değerlendirilelim diye. Ama Türkiye Taşkömürü Kurumunu da özel sektörün yanında da yabana da atmayalım. Yani Kurum bizim kurumumuz, onun da bir çalışma sistemi var, köklü, geçmişe dönük bir sistemi var.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Deniz Bey, çok sevindirici bir konuşma yapıyor.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun da dolayısıyla şöyle... Ben KİT Komisyonu üyesiyim. Yani bir kurumu bırakın sırf lafla övmeyi veya sırf lafla eleştirmeyi... Ben Kurumu tanıyorum, çalıştığım için biliyorum yani burada konuştuğumuz kısımlar var, konuşmadığımız boyutları da var; o doğrultuda mümkün olduğunca sahip de çıkıyoruz.
Şimdi hem devlete ait kurumların hem özel sektör madenciliğinin sorunlarıyla ilgili, bunları çözmeye dönük, anlamaya dönük burada Araştırma Komisyonunda üzerimize düşen vazifeyi yapıyoruz. Dolayısıyla, şöyle bir anlayışın şu toplantıdan çıkmasını ben gerçekçi bulmam: "Türkiye Taşkömürü Kurumu kötüdür." diyen veya böyle düşünebilen birçok kişi açısından bunun yanlış olduğunu söylüyorum. Türkiye Taşkömürü Kurumunda kazalar oluyor mu? Evet, oluyor. Bunlar engellensin diye uğraşıyoruz ama özel sektör madenciliğinde de kazalar oluyor. Yani özel sektör madenciliği çok iyi, devletin işlettiği maden işletmeciliği çok kötüdür sonucuna da ulaşılmaması gerekir. Burada bilgi alma amaçlı olarak yetkililer geldi, bilgi verdiler.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Bu güzel bir cümle, Deniz Bey'in söylemesi daha güzel bir şey oldu.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Bizim de öyle bir anlayışımız yok zaten. TTK, Türkiye için çok önemli bir kurumdur, ben de tanıyorum orayı. Ben de TTK'de stajımı yaptım Zonguldak'ta.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Ne güzel.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Gezmediğim hiçbir işletme kalmadı orada; Kilimli'den, Karadon'dan, Amasra'dan, Üzümlü'den, her yere gittim, Genel Müdürlükte de...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biraz üstünden zaman geçmiş herhâlde bir yirmi yıl kadar ama...
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Zaman geçsin ama biz meslek icabıyla takip ediyoruz meseleleri. Ayrıca, Türkiye'nin gözbebeğidir, Taşkömürü Türkiye'ye çok büyük katkılar yapmıştır.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Serpil Hanım, bakın, özel sektörü getirmemizin ne kadar faydaları oldu; şu anda TTK'yle alakalı...
Gökalp Bey, size en son vereceğiz, buyurun, ondan sonra şirkete vereceğiz. Onun hızlanmasını istirham edeceğiz sunumda.
Gökalp Bey, buyurun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani buraya gelen şirketlerin de kaza geçmişleri, karneleri var...