| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı hakkında (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ç) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu d) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü e) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı f) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 09 .02.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokrat arkadaşlarım ve saygıdeğer basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle de Sayın Bakana hayırlı olsun diyoruz. Arkadaşların dediği gibi, tek başına da olsa hanımefendileri temsil ediyor. Yani, tabii, biz de güneyli olduğumuz için biliyoruz, öyle bir şeyin ne manaya geldiğini, arkadaşlar şimdi söyler.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI FATMA GÜLDEMET SARI (Adana) - Bu, bir başlangıç, sayımızı artıracağız.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ama yetmeyebiliyorsunuz işte. Herkese öyle bir şeyin güç gösterisi olsa yetersiniz ama burada teknik şeyler. Vallahi ben yetemiyorum, şimdi baktım, birazdan soracağım arkadaşlara da, anlayamadıklarım çok. Biz yetemiyoruz Sayın Bakanım. Onun için, biz, tabii, yeni bakanlara biraz ilk bütçede -tabii, bürokratlar eski olduğu için biliyor, Sayın Bakan Yardımcımız da biliyor- bir avans veriyoruz, hanımefendi olursa bir artı veriyoruz ama o kötü kullanıldığı zaman da bir fazladan sonra önümüzdeki seneye geri çıkıyor, bir senelik bir avansınız var. Ama, tabii, bunu yaparken de o arada, bizim şu anda kafamızda olan belirsizlikleri de giderebilirseniz belki avans süresini daha iyi değerlendirmiş olabilirsiniz.
Hakikaten ben baştan beri, bu Bakanlık oluştuğu zamandan beri gülerim, çevre ve şehircilik yani hiçbir şekilde birleştiremediğim 2 kelime bir araya getirilmiş. Yani, şehirciliği yaparken, evet, çevreye dikkat etmek ayrı ama çevreye en fazla zarar veren unsurlar şehirleşmeyle beraber yapılan yapılaşmadan büyük ölçüde kaynaklanıyor. Onun için de bir araya getirilmesini ben hep bir ironi olarak görürüm. Açıkçası, bu anlamda da çevreye duyarlılığın daha da artması gerektiğini söylemek için böyle bir giriş yaptım.
Bizim temel bir sorunumuz var Sayın Bakanım, sadece sizinle ilgili değil, Sayıştay raporlarıyla ilgili, maalesef, çok şey gelmiyor. Burada, sağ olsunlar, biraz daha yapmışlar bir şeyler ama açıkçası, birkaç bulgunun burada önemli olduğunu düşünüyorum "Tespit ve Değerlendirmeler" bölümünde. Arkadaşlarımız "Mali yönetim iç kontrol sistemine ilişkin değerlendirmeler" falan deyip geçiyorlar ama birinci bulguda "Katı atık bertaraf tesislerine ilişkin kanunda belirtilen idari para cezalarının kesilmemesi veya faaliyete geçirilmemesi" diyor. Şimdi, tabii ki birtakım imkânsızlıklar nedeniyle geçmeyenler olabilir, işte, bütçe... Bakanlık savunmasını yapmış, onları okudum, bana onları tekrarlamayın. Biz raporu okumadan soru sormuyoruz değerli arkadaşlar. Şimdi, Bakan Hanıma gidip de "Şöyle, şöyle oldu efendim, böyle dedik." demeyin, biz Sayıştaya verdiğiniz cevabı da okuyoruz ama ona rağmen bir eksiklik olduğunu da gördüğümüz için -ben vakit almasın diye uzun uzadıya okumuyorum- sadece başlıklarını söyleyeceğim. Tabii, biz OSB'leri teşvik ediyoruz. İkinci şey belediyelerin dışında, OSB'leri de bir an önce kümeleme faaliyetleri çerçevesinde... Sanayileşme diyoruz -sanayiye öncelik verelim- konuttan, inşaattan biraz da bu tarafa dönelim diyoruz ama onu yaparken de -özellikle bir de yeni yapılan OSB'ler de var- buralarda çok daha dikkat etmemiz lazım. Hadi öncekilerde birtakım revize projeler oluyor ama onların da bu tarzda... Yani atık su arıtma tesisi ile katı atık bertaraf tesislerini faaliyete geçirmemiş birçok belediye var, OSB var. Şimdi, imkânsızlıkları söylemeyelim, bunları yeniden bir elden geçirelim -yapmamız gerekeni söylüyorum avans derken- öncelikli olan, kapasitesi olan, çevreyi fazla kirleten, en azından oradan başlayalım yani onlara biraz para aktaralım, kaynağımızı etkin kullanalım. Aksi takdirde böyle yapamayız. Niye diyorum: "Bütçede imkân yok." demeniz bunu mazur göstermiyor, o zaman kanuna yazmayacağız; kanuna yazıyorsak uygulamasından siz sorumlusunuz, cezadan da siz sorumlusunuz. Tekrar tekrar bir daha geleceğiz, 2015 Sayıştay Raporu'nda yine yer alacak. 2013'te yer alan bazı hususlar var, hâlâ duruyor. Niye? Giderilmemiş. Giderilmeyince ne yapacak arkadaşlarımız?
Diğer bir husus, ikinci bulgu daha önemli çünkü orada bir yetki genişlemesi var, Bakanlık da onu fark etmiş, Bakan oluruyla 2015 yılında tersine çevirmiş ama... Çok kısa söyleyeyim, arkadaşlar da bilgilenmiş olsun. "Kanunda belirtilmeyen kişi veya kuruluşlara, özel kişilere doğrudan doğruya kiralama, kullanma izni ve işletme hakkı verilemez." diyor. Daha önce de yazılmış olan, Muğla'daki vakıfla ilgili şeyi söylüyor. Mesele bunu vermek değil. Şimdi, ben yine arkadaşlara söylüyorum, bürokrat arkadaşlara: Cevabı yazarken bu "Çevre Koruma Vakfı" artı "Muğla Valiliği" demeyin. "Kime, üçüncü şahsa kiraya vermiş, siz ona kaça vermişsiniz, onlar üçüncü şahsa kaça vermiş, o üçüncü şahıs kim? diye arkasından sorarım çünkü. Yani, amacımız bir şeyi korumak değil, orada üçüncü şahsa kiraya veriliyorsa o zaman aleni çıkacaksınız ihaleye, öyle yapacaksınız. Üçüncü şahsa verme avantajını oraya veriyorsanız, bunun üstünden para kazanalım olmaz yani bu doğru değil. Bir de burada bir tanesini yazmış. Sayıştaydakilere soruyorum: Arkadaşlar, sadece sizin süzgeçten geçen bir tane mi? Gariban bir tek Muğla'yı mı buldunuz? Vardır başka bu usulde olan. Size de onu sormuş olayım ki... Raporun içinde var mıydı? Bizim kuşa çevirme kurulu var Sayın Bakanım, Sayıştayda raporları kuşa çevirme kurulu var; içinden cımbızla bir tane alıyorlar en az zararlı, bir de gariban buluyorlar böyle, onu yazıyorlar. Ötekileri -arkadaşlar yazıyor da alınmasınlar- Değerlendirme Kurulu biçiyor yani oradan gidiyor.
Şimdi, burada kaynakları doğru kullanalım dedik. "Bu tarafta birine bilmem kaç yüz milyon, ötekine 1,5 milyar para lazım tamamını yapmak için." diye Bakanlık savunma yapmış; öbür tarafta yine Allah'tan denetimin görüşünü etkilemeyen tespit ve değerlendirmelere yazmış arkadaşlarımız ama bence etkileyen önemli hususlardan bir tanesi çünkü kaynağın etkin kullanılması açısından. Orada ne var? Orada da bu sizin hep konuşulan "kentsel dönüşüm", "kentsel dönüşüm" diye, yani konut ihtiyacı olan, ikamet edenlere verilmesi gereken yardım var ama kanunda olmayan yetkiyi genişleterek... Ben hep özet söylüyorum, tamamını bilmediğim için değil arkadaşlar, asıl noktayı söylemek için yapıyorum. Arkadaşlar cevap hazırlıyor Sayın Bakanım, onun için söylüyorum. Onlar bize beylik yönetmeliği hazırlıyorlar. Yönetmeliği de, kanunu da, 16'ncı maddede ne yazdığını da, Bakanlık olurunda ne yazdığını da buradan okuyabiliyoruz. Siz zaten Bakanlık olurunu çıkarmakla yönetmelikte yetki genişlemesi yaptığınızı kabul etmiş oluyorsunuz. Doğrusu da bu. Burada, Sayıştay raporunda yazıyor. Ben tamamını okumayayım ama şimdi hem ev sahibine hem kiracıya hem adamın... Şurada bir şey okudum -bunu hangi arkadaşımız Sayıştaya cevap olarak yazdı, açıkçası merak ediyorum- o cümleyi size de okuyayım. O arkadaşa bir sorun, kim yazdı, bilmiyorum. "Kanun kapsamında dönüştürülecek riskli yapıların mülkiyetinin kime ait olduğunun bir ehemmiyeti bulunmamaktadır." Bakın, yazdığınız cevap "Kanun çerçevesinde bir malikin 50 konutunun dönüştürülmesi ile 50 ayrı malike ait birer konutun dönüştürülmesi arasında hiçbir fark bulunmamakta." Helal olsun dedim ben okuyunca, bir de böyle meydan okur gibi. Onu sormuyor ki. Kanunda "veya" diyorsa ikisinden birine verirsiniz arkadaşlar. "Veya" diyor, 3 yerde "veya" diyor. Bu kanunu yaparken biz o "ve/veya"yı... Habib Bey söylesene kaç gün tartıştırdık sana Karayolları Kanunu'nda, sen kendin söyle. Müsteşar olarak geldi buraya, kaç defa değiştirdik, "Haklısınız." dedi. Yani, bir "ve/veya"nın hangi anlama geleceğini, kapsamı nasıl daraltabileceğini veya artırabileceğini biz burada kanun koyarken tartışıyoruz, arkadaşlar diyor ki: "Yok canım, onu da demiş, ona da verelim." E, şimdi, öbür tarafta bulamadığınız milyonları... Burada 200 -288 mi- küsur milyon -arkadaşlar, tabloda var, 2014'ün rakamları tabii bu- kira yardımı yapmışsınız. Eğer bunun yarısı boşa yapıldıysa onun 100 küsur milyonuyla bir sürü atık su tesisi yaparız, örnek söylüyoruz. Bizim bütçe hakkı dediğimiz bu Sayın Bakan. Ali, Veli, Selami; o tesis, bu tesis diye bakmıyoruz. Kime verildi, onu ayrı tartışırız, içinde yolsuzluk var mı, kayrıldı mı? Eğer bu arkadaşımızın dediği mantaliteyle verdilerse demek ki 50 tane konutu olan adama 50 tane şey yapmışsınız demektir. Şimdi, maksat burada, o anda mağdur olan, "dönüşüm yapılırken ikamet edene" diye biz kanuna koymuşuz, "ikamet", onun mağduriyetini gidermek üzere. Siz her önünüze gelene verirseniz para kalmaz. Sayıştayın dediği bu, bunu dikkate alıp düzeltmek lazım. Ha, Sayıştay da yazmış, diyor ki: "Kardeşim, siyasi olarak herkese vereceksen o zaman kanunu değiştir, yönetmelikle yetki genişlemesi yapamazsın." Buralardan bu paraları çıkarttırmamız lazım diye düşünüyorum.
Dolayısıyla, bu şekliyle eğer varsa yönetmelikle değil, şimdilik Bakan oluruyla kestiğiniz bu süreci... Ama geriye dönüp de bunlara bakmak lazım. Şu anda 600 küsur milyon tahakkuk etmiş ödeme var, bunların ne kadarı bu söylediğiniz anlamda olura uygun, ne kadarı yönetmeliğe uygun, bakmak lazım. Daha doğrusu, ne kadarı kanuna uygun, ne kadarı yönetmelikle tespit ettiniz? Bilmiyorum, Sayıştay bize buraya koymamış, ben o kadarını göremiyorum. Toplam rakamı koydukları için yönetmelik çerçevesinde verilen fazlalık nedir, onu da Sayıştaya soruyorum, varsa ellerinde, verebiliyorlarsa... Yani buradan ne kadar kaynak tasarrufu yapabileceğiz?
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Yayınlanmış yönetmelik de yine kanun çerçevesinde alınmalı zaten.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Değilmiş yani burada öyle diyor. Ben ayrıntıya girmiyorum Habib Bey, sana istersen çizdiğim yerleri vereyim kardeş.
Şimdi, Sayın Bakanım, burada bir de genel değerlendirme kısmında var, onu da söyleyeceğim. Bakanlığın diğer şeylerinin yanı sıra bir konum daha var. Diyor ki genel değerlendirmede, performans raporu da var burada, özet bir paragraf var, sadece orayı söyleyeyim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Günal, ek süre veriyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Müsaade ederseniz... Teşekkür ederim.
"Bakanlık bütçesinin uygulanması ve muhasebeleştirilmesi aşamasında performans hedeflerine yönelik bir izleme olmadığı, dolayısıyla plan, program, bütçe bağının koptuğu tespit edilmiştir. Faaliyetler için tahsis edilen ödeneklerin yıl sonu gerçekleşmelerini izleyebilecek bir sistemin mevcut olmadığı görülmüştür." Yani burada da demek ki şimdi yeni geldiğiniz için, ne var ne yok diye tespit edersiniz, size bir durum tespiti olarak sunayım. O sistemin de hem performansın takibi açısından gerekli olduğunu söyleyeceğim ve bir uyarıyla, iki yıldır konuştuğumuz bir şeyin arkadaşlardan hem son durumunu öğrenmiş olayım, eski bakanlarımız döneminde. Ben bu Bakanlığın yetkisine imar tadilatı verilmesine baştan beri karşıydım çünkü sizi töhmet altında bırakır diye de sizden önceki bakanlara söylemiştim. Bürokrat arkadaşlarımız hatırlayacaktır, şu anda Şişli Endüstri Meslek Lisesinin olduğu, bütün motor teknik ve kampüsün olduğu bir yerle ilgili bir nizalı durum vardı, Bakanlığınız da bununla ilgili bir imar tadilatı yapmıştı. Ama bizim kavgamız sadece imar tadilatının Bakanlık tarafından eğitim alanının iş merkezine çevrilmesi ve 2,5 emsal verilmesinin ötesinde, bu arazinin normal şartlarda kamuya ait ve eğitim alanı olarak 1950'lerde tahsis edilmiş bir arazi olması, bir müteahhide azınlık vakfına devri yapılarak iş sözleşmesi karşılığında yap-sat olarak verilmesi. Bu yapıldıktan sonra da ki orayı siz gidip görürseniz bir hanımefendi olarak eğitimin önemini, çocukların eğitimini yakından takip edersiniz, bütün o gariban ailelerin çocuklarının teknik liselerde okuduğu bir kampüs var ve Türkiye'deki birçok firmanın motor teknik konusunda, bugün evimizde kullandığımız buzdolaplarında, diğer şeylerde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Günal, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bitiriyorum bu uyarıyla.
Yani çok büyük bir kampüs var, ben içerisini de gittiğimde merak edip gezdim. Ama şimdi böyle bir alanın o kişiye tahsis edilmesi, vakıflara... Onlar ayrı ama alınıp bu olduktan sonra jet hızıyla... O kişinin başka dönüşüm projeleri de var, şimdi burada söylemeyeceğim, arkadaşlar biliyor. Şişli Meslek Lisesi, Endüstri Meslek, Motor Meslek dediğim zaman, taş yapıyı da biliyor arkadaşlar, dolayısıyla çok fazla bir şey söylemiyorum. Ama orada okulun tahliyesi söz konusuydu geçen sene, Sayın Bakana rica ettik, "En azından yıl sonunu bekleyin, eğitim kurumları var." diye. Ondan sonra da gittiğimde bütün bu teknik şeylerin atölyelerini gördüm. O atölyeleri yani binlerce dolar, yüz binlerce dolar para verseniz yeniden kurduramazsınız. O zaman hatıra binaen gelip en büyük motor fabrikalarının, orada öğrencilerin yetişmesi için atölye kurduklarını gördüm. Şu anda Türk sanayisinin en önemli sorunu ara eleman, tekniker. Şimdi böyle bir şeye bir taraftan yerli araba yapacağız derken bunun en temeli meslek liselerini hazırlayan o kampüsün bir rant uğruna yok edilmesine benim vicdanım razı olmuyor. Bu konudaki şey ne oldu, bilmiyorum, itirazlar vardı, mahkeme de devam ediyordu, oranın dernekleri var. Arkadaşların bu konuda bilgisi varsa sevinirim. Sizin de hassasiyetinize güvenerek bunu size emanet ediyorum Sayın Bakanım, yeni bir bakan olarak. Varsa başka yerde yapsınlar yani rant yaratabilirler. Şişli'nin göbeğinde yıllardır duran bir şeyin, tam tersine, rehabilite edilip bir eğitim kampüsü olarak daha etkin kullanılmasının sağlanması lazımken böyle bir şey olmuş. Onu da sizin bilginize sunuyorum.
Teşekkür ederim.