MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak dışarıdan misafir kabul edip bu tür sunumlarda bizleri de bu bilgilerden istifade ettirdiğiniz için size ve Komisyona teşekkür ediyorum. Sayın Başkana ve yönetimine de çok teşekkür ediyorum, gerçekten güzel bir sunum oldu ve hem küresel hem de Türkiye ekonomisi açısından çok değerli bilgiler edindik. Verilen bilgiler ışığında da değerlendirdiğimizde, aslında, hakikaten, Türkiye ekonomi modelinin tutmaya başladığını, sonuçları itibarıyla baktığımızda gerek ekonomik büyüme gerek istihdam gerekse de cari açık açısından -tabii, enerjinin tüm dünyadaki o küresel anormal fiyat artış ve yükselişlerinin etkilerini bir kenara bırakacak olursak bu anlamda- bu politikaların amaç ve hedeflerine yönelik iyi bir gidişat içerisinde olduğunu görüyoruz.

Yine, benim burada izlediğim kadarıyla, tabii, karşı tarafta oturan, "muhalefet" olarak ifade edebileceğimiz arkadaşlarımız aslında bunu anlamadıklarından değil -bunların hepsini, birçoğunu yakinen tanıyoruz, geçmişten de biliyoruz- bu konularda bilgi sahibiler ve sadece bir kur koruma konusundaki kâr ve zarara ilişkin bilgilerin edinilememesi dolayısıyla bir tepki değil. Bu, aslında "Türkiye ekonomi modeli" olarak ifade ettiğimiz ki bu bağlamda Merkez Bankasının "liralaşma politikası" olarak isimlendirdiği ve bu alanda para politikalarına yönelik izlediği politikaların da Türkiye ekonomi modelini tamamlayan önemli bir unsur olduğunun da altını çizmek istiyorum. Buradaki tepkiyi, aslında, Türkiye ekonomi modelinin tutuyor olmasına, bunu başarısız göstermeye yönelik bir tepki olarak ben algılıyorum ki biraz önce hem benden önce konuşan milletvekilimiz değerli Uğur Bey hem İsmail Faruk Aksu da çok net bir şekilde ifade ettiler yani ekonominin bütünlüğünü, bütüncüllüğü bir kenara bırakıp sadece bir kesiti alarak bir değerlendirme yapmak hiçbir zaman doğru değil. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki: Kurum ve kuruluşlarımızı mevcut bütünlük içerisinde genel ekonomi açısından alacak olursak belli görev ve işlevleri vardır ve o işlevlerini yerine getirirler. KİT'ler de dâhildir ama Merkez Bankası için de şunu çok net bir şekilde ifade edebiliriz: Merkez Bankası bir KİT değildir, bir kamu iktisadi teşebbüsü değildir, kâr ve zarar üzerinden faaliyetlerini değerlendirmek ya bu konuyu hiç bilmemek anlamına gelir ya da kasıtlı bir davranış biçimidir. Yani buradaki mesele, Merkez Bankasının kendisine verilmiş olan görevleri, genel ekonomi içerisindeki işlevlerini layıkıyla yerine getiriyor mu, getirmiyor mu? Bugün, biraz önceki ifadelerden de çok net bir şekilde anlaşıldığı gibi, son bir yıldır kurların bir istikrara kavuşması, kavuşmuş olması ve liralaşma konusunda önemli atılımların yapılmış olması, Türkiye ekonomi modelinin tutmaya başlamış olması bu anlamda Merkez Bankasının görevini yerine getirdiği anlamına geliyor.

Bilgilendirme konusu... Elbette bu tür kurumların mali konulardaki bilgilendirmeleri mali tablolar üzerinden yapılır, rastgele, süreç devam ederken ortaya bir hesap kesim işlemi yapılmadan bilgilerin verilmesi çoğu zaman o kurumu bağlayan, hatta sıkıntıya da sokabilecek hususlar olabilir. Bunların belli zamanları vardır, dönemleri vardır; o zaman ve dönemler içerisinde mali tablolar, sadece milletvekillerine değil, milletin bütününe açık, tüm kamuoyuna açık bilgiler sunar. Milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi elbette ilave bilgiler isteyebilir, bu bilgilerin bir şekilde sunumu söz konusu olabilir ama sonuç itibarıyla benim söylemek istediğim şudur: Gerçekten çok faydalı bilgiler bugünkü bilgilendirme toplantısının amaç ve maksadına uygun bir şekilde verildi. Ben bu sebepten dolayı da Sayın Başkana ve yönetimine çok teşekkür ediyorum.