KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün tartışmalar sürerken "Bursa'ya gittin mi?" "Uludağ'ı gördün mü?" gibi sorular soruldu. Şimdi, ben, ailesi 1930'lu yıllarda Bursa'ya sürülmüş bir aileden geliyorum, daha sonraki sürgünde de köyümüzün ismi de zorla değiştirildi.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Hangi yıllarda sürülmüş dediniz?

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - 30'lu yıllarda.

Şimdi, dolayısıyla, Bursa bizim için hem sürgün yeri hem de evimiz oldu. Diğer yandan, bu mesele, Uludağ'ı görmemiz değil, bizim çocuklarımız, torunlarımız, onların torunları Bursa'yı görecek mi görmeyecek mi? Biz bunu sorguluyoruz. Açık bir şekilde belirtmekte fayda var ki bu kanun teklifinin kabul edilmesi hâlinde, değil bizlerin Uludağ'ı görmesi, çocuklarımızın bile görebileceği bir Uludağ kalmayacak. Gerek Bursa'dan gelen misafirlerimiz gerek Jeoloji Odası gerek buraya gelmeyen ama medya aracılığıyla düzenledikleri toplantılarla bu yasaya karşı çıkan sivil toplum örgütleri, meslek odaları bu kanun teklifinin geçmesi hâlinde ortaya çıkacak manzarayı açıkça belirtmişlerdir.

Biz bu önergeyi kendi düşüncelerimizden ziyade bilimin önem verdiği değerler ışığında hazırlıyoruz. Dün, gene, Çanakkale Alan Başkanlığının ortaya koyduğu çalışmalar burada takdirle anlatıldı. Yalnız, dikkatinizi çekerim, şap ile şekerin renkleri aynıdır, ikisi de beyazdır ama tatları çok değişiktir. Şimdi, siz, Uludağ ile Çanakkale'yi... Çanakkale şehitler yeri, o şehitlerin mezarlarının korkusundan bile kimse yanaşamaz oraya ama Uludağ öyle değil. Bir de Kapadokya Alan Başkanlığına bakarsanız, peri bacalarını iş makineleriyle yıkma, otel için binlerce yıllık oluşumları ortadan kaldırma, mağaranın üzerine yapılar, dün de bu resimler gösterildi. UNESCO Dünya Mirasına doğrudan bir saldırı var, taşına dokunulurken iki kere düşünülmesi gereken dünya mirası iş makineleriyle yıkılıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığından "kültür" kavramını çıkarmış, geriye sadece "turizm" bırakmışsınız. Turizm de "beton turizmi" olarak algılanıyor. Bursa Uludağ'ı konuşuyor isek burada ortak bir paydada buluşmamız lazım, bu ortak payda da Uludağ'ın korunmasıdır. Uludağ, Bursa'nın bir değeri olmakla beraber bu ülkenin ciğeri, temiz hava kaynağıdır. Dolayısıyla, korumak ve kollamak bizim anayasal hakkımızdır. Şimdi diyelim ki Tarım Bakanlığı başka partide, Çevre Şehircilik başka partide, Kültür ve Turizm Bakanlığı... Bir koalisyon olmuş olsa, tabii, buna, haklı olarak diyebilirsiniz ki: "Ya, işte, kavram kargaşası var, yetki kargaşası var, buradan çıkamıyoruz." Böyle bir durum da yok. Bütün bakanlıklar bir kişiye bağlı. Şimdi, Cumhurbaşkanının emrettiği bir konuyu hangi bakanı "Yok, ben bunu yapmıyorum veya yapmayacağım." der? Bırakın, bu bir bahane sadece. Dün zaten kısa bir hikâyeyle kurdun hikayesini anlatmıştım, aynen bu kurdun hikâyesine benziyordur durum.

Mevcut hâliyle kanunlar açık, Milli Parklar Kanunu ortada, "Koruyacaksın." diyor. İkinci bir açıklamaya, üçüncü bir açıklamaya da gerek yok; bu kadar net. Ama anladığımız kadarıyla, ortada bu kanun teklifinin geçmesi için büyük bir ısrar var. Biz kanuna temelinden karşıyız. Madem kamuoyunun tüm tepkilerine rağmen geçireceksiniz, o zaman Alan Başkanlığının ortaya çıkaracağı zararları en aza indirmek zorundasınız. Dolayısıyla, 1'inci maddede yer alan "kaynak değerinin" ibaresinin çıkarılarak yerine "jeolojik ve biyolojik varlıklar ile su kaynakları" ibaresinin eklenmesini talep ediyoruz. Bunun da 2 amacı var. Birincisi, "kaynak değer" gibi muamma bir kavramın ortadan kaldırılması.

Bakan Yardımcımıza soruyorum: Kaynak değer nedir? Ben internette aradım, bulamadım.

Uludağ, Bursa'nın suyunun yüzde 90'ından fazlasını karşılıyor; yine, birçok gölet buradan gelen sularla beslenmekte. Yine, dün Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan'ın da bahsettiği üzere, volfram madeninin Türkiye'de tek kaynak alanı burada. "Maden" deyince hemen kazıp çıkaralım diye düşündüğünüz bir nesne de değil. Bu, üniversite çalışmaları için, yeni eğitim ve araştırma çalışmaları için de kullanılabilir.

Bu öneriyi destekleyeceğinizi umuyorum.

Teşekkür ederim.