UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Şimdi, tabii, uzmanı değilim ama Sayın Yunus Emre'nin sorduğu, dile getirdiği konu ve Sayın Bakan Yardımcısı "Bizim için hiçbir sakıncası yok." diyor ama yani şimdi orada "...şu anda ya da gelecekte ulusal mevzuatı ile uluslararası standartlar ve uluslararası hukuk uyarınca..." deniyor. Bizim yatırımcımız bugünkü ulusal mevzuat gereğince bir yatırım yapacak yani biz, siz, birimiz gittik oraya, yatırım yaptık, bugün itibarıyla yatırımı yaptık; yarın dedi ki: "Benim ulusal mevzuatım değişti." Ya, nasıl kaybınız olmayacak? Yani benim yatırımcımın kaybı olursa... Hani "Bizim için mahzuru yok." diyorsunuz ama buna şu anda, bugünden nasıl güvence verirsiniz? Nasıl mevzuat getireceğini bilmiyorsunuz ki. Bence fazla rahat davrandığınızı düşünüyorum yani "Bizce sakıncası yok ya da bizim için mahzuru yok." derken ya da ben mi işin çerçevesini anlamamış olabilirim? Ama böyle düşündüğümde şöyle diyor: "...şu anda ya da gelecekte ulusal mevzuat..." diyor. Yani iki yıl sonra çıkaracağı kanun değişti, bir diktatör geldi, askerî yönetim geldi, her şeyi değiştirdi "Tüm yabancı yatırımları kamulaştırıyorum." dedi vesaire olasılıklar... Yani o yüzden bence "Bizim için mahzuru yok." denemez. Bence iki taraf da uluslararası... Yani bizim paragrafımızda olduğu gibi "...Türkiye'nin uluslararası hukuka uygun olarak..." dediği gibi onların da "uluslararası hukuka uygun olarak" demesi gerekirdi. Bu hâliyle bence büyük bir risk üstleniyor ülkemiz ve olası potansiyel, işte, burada teşvik kapsamında olacak olan yatırımcılarımız diye düşünüyorum.