| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop'un; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3445) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 13 .12.2022 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, teknik bir husus ama galiba imzacılar isimlerini çok yazmıyor, imzaları var da isimleri yok. Ben o imzadan "Samsar" diye çıkarıyorum soyadını, muhtemelen bizim oradaki Büyükelçimiz olabilir ama diğerinin imzasını tanımıyorum; bir titri falan yazmıyor, herhâlde gözden kaçmıştır.
Benim sormak istediğim... Şimdi, bu anlaşma Rusya, Ukrayna'yı işgal etmeden önce imzalandı tarihine baktığımda. O dönemin koşulları ve ihtiyaçlarına göre şimdiki dönem tabii ki daha farklılık arz ediyordur.
Şunu soracağım: Rakamlar nedir yani ne kadar otobüs, kamyon -6 ton altı, 6 ton üstü- geçiyordu, şimdi ne kadar geçiyor? Yani bayağı bir değişiklik oldu Şubat 2022 sonrasında, muhtemelen yaptırımlar dolayısıyla da olabilir; bu birincisi.
İkincisi, Sayın Bakan Yardımcısı doğal olarak, daha önce Komisyonumuza verilen brifingi hatırlattı, önemliydi -bu konu çok konuşuldu mu, hatırlamıyorum; birçok önemli konuyu konuştuk- ama ben orada sorduğum bir soruya çok yanıt alamadığımı hatırlıyorum, çok da gizliliği olan bir soru değildi, sizin de ilgi alanınızla yakından ilgili aslında. Avrupa Birliği aşama aşama yaptırımlar uyguluyor. Önce kendi ülkelerine ya da kendi ülkelerine yapanlara, sonra da çevre ülkelere yani kendisiyle iş içinde olan... Örneğin "X" ülkesi Rusya'yla da iş yapıyorsa eğer, o "X" ülkesinin kendisiyle işlerine ilişkin yaptırımları çok gördük ama bu, Türkiye'yi ne kadar etkiliyor bağlamında o dönem sorduğum soru hâlâ geçerliliğini koruyor.
Tabii ki Sayın Güzelmansur'un dediği gibi taşımacılık sektörümüzün gelişmesi hepimizi memnun eder, bu konuda biz katkı sunmaktan da büyük memnuniyet duyarız. Şu dönemde Rusya'yla ticaret anlamında Türkiye'nin önemli bir potansiyeli olduğunu kabul ediyoruz. Buradaki tek dikkat etmemiz gereken konu -her fırsatta söylüyoruz- yaptırımlar. Tarafı olmasak bile yaptırımı delen ya da yaptırımı istismar eden ülke gibi algılanmaktan kaçınmamız gerektiğini her fırsatta söylüyoruz; değişik toplantılarda, iktidar yetkilileri de değerli bürokratlarımız da zaten buna dikkat ettiklerini söylüyorlar. Bu anlaşmanın böyle bir sakıncası var mı? Yani işgalden önce yapılmış bir anlaşma, şimdi farklı bir konjonktürde değerlendiriyoruz, Genel Kurula da inecek, sonra "Ya, biz buna dikkat etmemişiz ama şöyle de bir yere ucu dokunuyormuş." noktasına gidebilecek bir şey var mı?
Galiba, son sıcak gelişme, bir başlık görmüştüm. Sayın Borrell, Avrupa Birliğine ya da AB kurumlarına yazdırdığı bir mektubunda Türkiye'nin Rusya'yla olan ilişkilerinin endişe verici... Kendileri açısından, bu, tabii ki onlar endişe duyuyor olabilir. Biz sadece kendimizi düşünüyoruz, kendi çıkarımızı düşünürüz. Ama kendi çıkarımız bir taraftan kamyoncumuzun ve bu nakliye işinin genişlemesidir, bu doğru ama bir taraftan da yaptırımları delen ülke, yaptırımları istismar eden ülke olmamamız lazım. Yaptırımın tarafı değiliz, yaptırımlara uymak zorunda değiliz ama ortada olan, işgal edilmiş bir ülke var, insanları öldürülmüş, sivilleri öldürülmüş, milyonlarca insan Türkiye dâhil, dünyanın dört bir yanına dağılmak zorunda kalmış bir ülke var. Bir de buna, işte, saldıran bir ülke var. O yüzden bir sakıncaları olabilir mi? Bu veçheleriyle acaba değerlendirildi mi buraya getirilmeden önce; bunu sormak istiyorum.
Teşekkür ederim.