| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 14 .12.2022 |
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben her zaman gerekli süreye riayet ediyorum, burada da çok fazla uzatmayacağım.
Bütçe görüşmelerinin bu yoğunluğu içerisinde rantı, talanı ve zeytinliklerin kırımını hızlandırmak için bizi buraya alelacele topladınız. Her zamanki AKP klasiği ve torba yasaları; madenler, limanlar, elektrik, doğal gaz, OHAL uygulamaları, SGK ve sendikalarla ilgili 8 farklı konu yine bir çuvala atılmış hâlde. Bu torba yasadaki birbiriyle alakasız 14 madde, aslında, yediğimiz zeytinin, emeklerimizle yapılan limanın birilerinin cebine bedava girmesinin yanı sıra petrol sektöründe kazaların ve hatta sendikasızlaştırmanın yolunu açacak her şeyi içeriyor. Neyse ki burada bugün zeytinlikleri şimdilik kurtardık, umuyoruz bu yasaları da geri çektiririz. Yasaları deneme yanılma yöntemiyle sürekli yapboz tahtasına dönüştürdünüz ve yaptığınız birçok yasal düzenleme de Anayasa Mahkemesinden geri dönüyor.
AKP, iktidarı boyunca özelleştirme politikalarında ısrar etti ve halka ait olan tarihî kamusal birikimleri, yaşam alanlarını yandaşlara usulsüzce aktardı. Bu yasa da özelleştirme, ilelebet kişiye, şirkete özel özelleştirme şekline dönüştürülmek isteniyor. Türkiye Denizcilik İşletmeleri ve Devlet Demiryollarına ait bazı limanların işletme hakkı verilmesi/devri yöntemiyle gerçekleştirilen özelleştirilmesi uygulamaları sonucunda kırk dokuz yıldan az süreli sözleşme sürelerinin çeşitli koşullar sağlandıktan sonra kırk dokuz yıla kadar uzatılması amaçlanıyor. Kamuoyunda "5'li çete" diye bilinen bu kamu ihalelerinin sözde şirketleri ile Antalya Limanı'nın işletmesini devralan "QTerminals" isimli şirkete on, on üç ve on dokuz yıl olmak üzere yeni işletme süreleri veriliyor; zaten uzun olan bu süreler hangi ihtiyaç gereği uzatılıyor, anlamış değiliz. Bu durumda sözleşmesi yirmi yıl olan ve 2028'de sona erecek Katarlı şirketin sözleşme süresi de on dokuz yıl daha uzatılarak Antalya Limanı'nı 2047 yılına kadar işletmesi sağlanacak. Başka bazı sözleşmeler için de 2067 yılına kadar yetki verilmesi aslında hiçbir fayda ya da hukukla açıklanamaz. Bu durum, kamu yararına açıkça aykırıdır.
(Uğultular)
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, hatibi dinleyelim lütfen.
Salonda biraz uğultu var.
İkili konuşmaları lütfen sonlandıralım.
Teşekkürler.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Liman işletmelerinde sözleşme sürelerinin uzatılmasına gerekçe olarak gösterilen, şirketlerin yatırım yapması, işletmelerin devamlılığı veya verimlilik artışı gibi nedenler inandırıcı olmaktan çok uzaktır. Şirketlerin yatırım yapması için yirmi beş yıl yetersiz midir ki bu süreler kırk dokuz yıla uzatılmak isteniyor? Anayasa Mahkemesinin iptal kararına bırakmayın diyoruz yani orayı bekleyip tekrar yeniden gündeme getirmeyin diyoruz ve bu yasayı geri çekin.
Başka önemli bir düzenleme alanıysa OHAL Komisyonuna, KHK ihraçlarına ve 35'inci madde ihraçlarına yasal kılıf uydurulması ve açıkça hukuk dışı olan ihraç uygulamasının olağanlaşması için yeni bir yapı önerilmesidir. Bildiğiniz üzere, Türkiye'de en yasa dışı kurum "OHAL Komisyonu" denilen hukuksuzluk kurumudur. Ben kendim de bu OHAL Komisyonunun bir mağduruyum ve derhâl lağvedilmesi gereken bu OHAL Komisyonunu siz hukuksuzca uzatmaya çalışıyorsunuz. Bu Komisyon geçtiğimiz altı yıl içerisinde "terörö" denilerek işten atılan binlerce insandan 18 binini iade etmiştir. Bu sayı bile yapılan iş ve işlemlerin keyfîliğini göstermek için yeterlidir. 18 bin kişi "terörist" diye işten atıldı, sonra "Pardon, terörist değilmişsiniz." denildi. Burada çok ciddi bir kamu zararı açığa çıkmıştır. Çoğu üniversiteli bu kadar insanın yıllarca kamu hizmeti üretmekten uzaklaştırılması bir yana, bu kişilere hukuken verilmesi gereken tazminatların da ödenmesi bu hukuksuzluğun maliyetidir. Tabii, bazı durumlar asla geri getirilemeyecektir, tazmin edilemeyecek kadar zalimce kararlar verilmiştir. 20 ihracın hakları yaşamlarını yitirdikten sonra Komisyon tarafından iade edilmiştir yani OHAL Komisyonunun hukuksuzluğu aslında bu adaletsizlikte de bu uygulamada da ortaya çıkmıştır. Bu zalimliğin altında imzası olanları toplumun vicdanına havale ediyoruz ama kendi adıma da hesabını soracağımı, haklarımın takipçisi olacağımı, mücadelesini de vereceğimi buradan tüm KHK'liler adına bir kez daha söylüyorum.
Komisyonun reddettiklerinin sayısı ise 100 binin üzerindedir. Aileleriyle birlikte 2 milyondan fazla insana terör yaftası ve iftirası atan bu uygulama Türkiye hukuk sistemi içerisinde kanserli bir ur gibi yayılmaktadır. Aslında bugün de yine bu OHAL hukuksuzluğuna sarılarak hâlâ işten çıkarmalar -yargısız, sorgusuz çıkarmalar- devam ediyor. Bugünkü teklifle de bu hukuksuzluk aslında sonlandırılabilecekken, yapılan yanlıştan geri dönülecekken, açlığa, aslında sivil ölüme mahkûm ettiğiniz bu insanların haklarını iade etmek yerine daha da kurumsal hâle bu teklif getirecektir.
Zaten Cumhurbaşkanlığına bağlı çalışan Komisyonun işlemleri yine "Cumhurbaşkanlığınca yürütülecek." deniliyor yani bir manipülasyon yapılıyor. Zaten ülkede Cumhurbaşkanından bağımsız yürütülen tek bir şey var mı ki bu düzenlemeye ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu Komisyonun işlemleri, yetkili kararları lağvedilmelidir; ihraç edildikleri dönemde yasalara göre suçu sabit olanlar dışında tüm kamu emekçileri işlerine iade edilmelidir; ihraç ve disiplin işlemleri 657 sayılı Yasa'ya göre yapılmalıdır; bu insanların savunma hakkı ortadan kaldırılmamalıdır.
Başka önemli bir konu da AKP'nin örgütlü, sendikalı ve emeğe yönelik saldırısının devam ediyor olmasıdır. Yandaş sendikasından devam eden istifaları durdurmak amacıyla son toplu sözleşmede getirilen yüzde 1 baraj şartı Danıştay tarafından iptal edildi ama "Siz yapın, mahkeme kararı sonradan gelir." mantığıyla şimdi yüzde 2 teklif ediliyor. Kamu emekçileri haklarını arayan sendikalara üye olmak istiyor. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya zorlanamaz, sendikaya üye olmadı diye bir yaptırıma tabi tutulamaz. Hukuk dışı olduğu mahkeme kararıyla ortaya çıkmış bu durum kabul edilemez. Ayrıca, emekçiler, memurlar yıllarca süren bir mücadeleyle, büyük bedellerle sendikal haklarını yasallaştırmıştır ama sizler bu tür düzenlemelerle bu hakları da sınırlandırarak kamu emekçilerinin, işçilerin, çalışanların haklarını savunmalarının önünde engel teşkil etmeye devam etmek istiyorsunuz. Sizin yarattığınız sendikalar iktidarların sadece arka bahçesi ve yaptıklarını onaylayan alanlardır; bu yasa teklifi de buna hizmet edecektir.
Her seferinde belirttiğimiz gibi, bu torba yasalarla hak, hukuk tesis edilmiyor. Komisyonun yetki alanı dışında olan veya başka komisyonlarda görüşülmesi gereken başlıklar da yine burada yer alıyor. Yasama süreci ciddi bir süreçtir, oldubittilere getirilmeden yapılmalıdır. Bu itirazımızın dikkate alınacağı, sendikaların da taleplerinin dinleneceği, halkın yararına önem verilen bir dönem için herhâlde AKP'yi sandığa gömmekten başka çare yok; o dönem de çok yakın.
Teşekkür ediyorum.