AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim.

Şimdi, Sayın Başkanım, öncelikle şunu belirteyim size. Ben tutumunuzu hakikaten de yadırgadığımı söyleyeyim. Alt tarafı bir soru sorduk ve cevaplar verildi ama beni tatmin etti ama etmedi. Bu kadar büyütülecek, bizi bu kadar böyle bağırtacak bir durum değildi. İşte, cevapları verdiler ama eksik verdiler ama tam verdiler ama doğru ama yanlış bir şekilde cevap aldık.

Şimdi, biraz evvel Sayın Elitaş şunu söylemişti: "Ya, bizim zeytinliklerle herhangi bir kastımız yok. Bizim zamanımızda zeytin ağacı 83 milyondan 191 milyona kadar çıktı ve bizim bunu yapmaktaki amacımız, 3 tane termik santralin kömür problemi var, onların derdini çözmek için yapıyoruz. Peki, niye buna bu kadar itiraz ediyorsunuz?"

Birincisi: Adrese teslim kanun düzenlemelerine karşıyız.

İkincisi de bu ilk defa gelen bir düzenleme değil, zeytinliklerle alakalı olan. Bu, en son gelenle beraber 10'uncu oldu. Bu en son tartıştığımız, geri çekilen madde ve önceki yönetmelik -Sayın Elitaş'ın dediği gibi- Muğla'da Milas'taki 3 tane termik santralin sorununu çözmek içindi ama önceki gelen 7 tanesinin "Zeytinlikleri turizm alanına açmak, sanayiye açmak." gibi gibi gerekçeleri vardı. Bizim buradaki itirazımız, eğer biz burada buna "Evet." dersek bu, yol olur, bunun devamı gelir; o sebeple biz buna kesinlikle karşı çıktık.

Şimdi, Şahin Tin Milletvekilimiz dedi ki bu 2'nci maddeyle alakalı: "Bu, yeni bir şey değil, daha önce de yapıldı." Yani süresi devam ederken, ihalesiz bir şekilde, rekabet ortamı oluşmadan sözleşme süresinin uzatılması... Benim bildiğim kadarıyla böyle bir şey yok. Şimdiye kadar böyle bir şey oldu mu yani sözleşmesi...

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Şimdi cevap verecek.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ortada yasal düzenleme yokken, öyle mi? Ortada bu ihaleyle ilgili, özelleştirmelerle ilgili kanun varken yani madem bu yapılabiliyorsa biz o zaman ne diye kanun yapmaya çalışıyoruz? Bunun örneği var mı daha önce, Şahin Bey'in dediği doğru mu?

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Konuşmada cevap verirsiniz Bekir Bey, lütfen...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ona cevap verirseniz...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Kimsenin haberi yok ki cevap versin.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Daha öncesinde eğer böyle bir şey yapıldıysa, böyle bir özelleştirme yapıldıysa o zaman biz niye kanun yapıyoruz burada? Ben bunun olabileceğini düşünmüyorum, yapıldıysa da kanuna aykırıdır. Niye bu kadar burada uğraşıyoruz, koşturuyoruz?

Bir de, şimdi, Sayın Ayhan Vekilim -bitiyor zaten konuşmam- Osmanlı'nın çöküşündeki limanların rolünden bahsetti.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Kapitülasyonlar...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Kapitülasyonlardan bahsetti. Benim de aklıma... Osmanlı hakikaten neden battı diye bir araştırmak lazım, yapılan araştırmalar da var. Osmanlı'nın batışındaki en önemli sebeplerden bir tanesi "iltizam" diye bir sistem getirmiş Osmanlı. Ne yapıyor Osmanlı? Başlangıçta çok büyümüş, toprakları çok genişlemiş, özellikle uzaktaki eyaletlere diyor ki: Buradaki vergileri açık artırmaya çıkartıyor ve vergisini devrediyor, nakde çeviriyor yani gelecekte alacağı vergileri nakde çeviriyor. Başlangıçta uzak eyaletlerde bu uygulama yapılmış fakat daha sonra masraflar artınca, paraya ihtiyaç fazlalaşınca, sarayın masrafları artınca artık genel bir uygulama hâline gelmeye başlamış.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Burada da saray var.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hazinenin neredeyse bütün gelirleri bu iltizam usulünden gelmeye başlamış. Burada yaptıkları şey, Osmanlı şunu yapmış, demiş ki: "Benim acil paraya ihtiyacım var. Şu, şu, şu eyaletlerin vergisini sana üç yıllığına, beş yıllığına vereyim, vergiyi sen topla ama yeter ki getir bana nakit parayı ver." Bundan sonra sistem de bozulmuş. Şimdi "Nereden alaka?" diyebilirsiniz. Bizim burada yaptığımız şey de tam olarak bu, bizim yaptığımız da bu. Biz geleceğimizi nakde çeviriyoruz şu anda, bizim yaptığımız şey geleceğimizi nakde çeviriyoruz, farklı bir şey yapıyoruz. Bakın, Osmanlı bu yüzden batmış, biz daha da kötüsünü yapıyoruz. Osmanlı, hiç değilse, iltizamda açık artırma yapıyormuş, biz açık artırmayı da yapmıyoruz şu anda.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Açık peşin...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hani derler ya: "Tarih tekerrür eder mi?" Tartışmalı bu konu ama bu konudaki en güzel söz, en güzel açıklama şüphesiz Mehmet Âkif'in dizelerinde: "Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar. Hiç, ibret alınsaydı tekerrür eder miydi?" Ne yazık ki hiç ibret almıyoruz.

Teşekkür ederim.