| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2021 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetler ile İlgili Denetim Raporlarının Komisyonda görüşülme usul ve esasları hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 05 .01.2023 |
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, usul hakkında ifade edilen konularla ilgili ben de müsaadenizle görüşlerimi paylaşmak isterim. Öncelikle, tarihle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Ekimde kanun gereği görüşmemiz gereken bir doküman ama maalesef genellikle sarkıyor bu tarih. İki sebepten kaynaklanıyor: Dış denetim ve Devlet Denetleme Kurulu süreçleri bazen uzuyor. Mesela pandemide bunu özellikle yaşadık. Birtakım zorunlu şartlar gereği bu süreçler uzayınca Meclise gelmesi gecikiyor, gecikince biz de gecikmeli görüşmüş oluyoruz, birincisi bu. İkincisi de Komisyonumuzun gündeminin yoğunluğundan olabiliyor. Yoğun bir şekilde kanunları görüşen bir komisyonumuz var, bir de ekim ayından başlayan bütçe süreci var. Dolayısıyla, Sayın Sındır'ın teklifi aslında bence tartışılmaya değer bir teklif yani ekim ayı değil de bir sonraki yılın ocak ayında görüşmek sanki daha anlamlı gibi görünüyor. Aralığın sonunda yapacaktık aslında biz bu görüşmeleri ama doğrusu bütün gruplar, bütün arkadaşlarımız...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yoruldu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ -..."Erteleyelim." dediler, biz de genel kanaate uyarak erteledik yoksa geçen yıl aralık ayında bu görüşmeleri yapacaktık, ocağa kalmasının sebebi de bu, onu da izah etmiş olalım. Ama dediğiniz gibi, bir kanuni değişiklik yapılabilir. İdare hukukunda bu tür tarihlerin 2 tür anlamı var benim bildiğim, kamu yönetimi mezunu bir öğrenci olarak söylüyorum: Bir yaptırıma bağlanmış tarihler vardır yani olmazsa bir yaptırım öngörülen tarihler vardır bir de yaptırım olmadan referans olarak verilen -bir anlamda- tarihler vardır. Elbette kanunlara saygı gereği bu tarihlere uymak gerekir ama bu tarihlere uymayınca yaptırımı da yok doğrusu; böyle bir durumda, idare hukuku açısından ikili bir uygulama var.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama kanuna aykırılık var Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama dediğiniz gibi yani tabii ki ideal olanı, kanunda ne yazıyorsa o zaman gerçekleşmesi, onda bir tartışma yok ve kanunlara saygı gereği de bence dediğiniz teklif tartışılmaya değer. Tabii bütün gruplar anlaşır, o kanunda bir değişiklik yaparız bir vesileyle ve bu, bundan sonra öyle uygulanabilir.
Denetim konusuna gelecek olursak; "denetim" kavramıyla ilgili çok yetkin arkadaşlarımız var burada. Ben geçen sene de bunu söylemişim -onların yanında çok yorum yapmayı doğru bulmuyorum ama- benim bildiğim kadarıyla, denetimin farklı anlamları var, aynı kavram altında farklı anlamları var -geçen yıl da onu ifade etmişim- tek bir tanımı yok, tek bir denetim türü yok, farklı denetim türleri var. "Biz denetim yapmıyoruz." şeklinde hiçbir ifadem söz konusu olamaz. Kanun gereği burada bir denetim yapıyoruz. Ama yine arkadaşlarımız ifade ettiler, biz Meclis denetimi yapıyoruz; işte "audit" dediğimiz şey var, iç denetimler, dış denetimler, soruşturma var, değişik denetim türleri var. Biz Meclisin idareyi denetleyen, Meclis adına... Meclisin zaten iki temel fonksiyonu var: Bir, yasa yapma, bir de denetim; halk adına, millet adına idareyi denetleme fonksiyonu. O çerçevede bir denetim yapıyoruz ve bu denetimin ben çok anlamlı olduğunu düşünüyorum yani bunu söylerken sanki "denetim" kavramı hafif kalıyor gibi söylemedim ben doğrusu, tam aksine -bunu geçen seneki tutanaklarda da söylemişim- bu önemli kuruma yol gösterici, çeşitli eksikliklerini gidermesini sağlayıcı, ileride yapacağı çalışmalara ışık tutucu bir denetim olduğuna inanıyorum açıkçası. Burada ifade edilen hususları, idarecilerimiz, bürokratlar, gruplarımız mutlaka not ediyorlar. Kaldı ki şöyle bir usulümüz de var: Varlık Fonu denetim raporlarına ilişkin görüşmelerin tamamlanmasını müteakip hazırlanan komisyon raporu, siyasi parti gruplarının ek görüşleri de eklenmek suretiyle, komisyon başkanı imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmaktadır; oradan da Cumhurbaşkanlığına gönderilmektedir. Dolayısıyla burada sadece tutanaklara geçmiyor görüşler, aynı zamanda, gelen bütün görüşler bir rapor hâline getiriliyor, Başkanlığa sunuluyor, oradan da idareye sunuluyor; böyle bir mekanizma da söz konusu ama kanunda bir oylama usulü öngörülmemiş, o anlamda bir oylama yok kanunda, ona gerek de yok yani buradaki görüşmeler, değişik partilerin, grupların görüşleri zaten tespit ediliyor ve bunlar aktarılıyor. Dolayısıyla bu denetim değersiz bir denetim değil, son derece kıymetli, değerli bir denetim; onu özellikle belirtmek isterim.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hiçbir kıymeti yok.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bakış açınıza bağlı. Ben öyle görüyorum, siz başka türlü görebilirsiniz. Burada söylenecek iyi bir fikri, idarenin alıp uygulaması "Değersizdir." diyorsanız bu sizin takdiriniz tabii, ben bir şey diyemem.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Kurgu baştan yanlış.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, denetimle ilgili, dediğim gibi, "Bu, kesinlikle denetim değil." diye bir ifadem söz konusu değil; bu, bir denetim ama denetimin değişik türleri var. Bu da son derece kıymetli bir Meclis denetimi, yol gösterici bir denetim diye bakıyorum. Ama bu usul geliştirilebilir mi, farklı şeyler yapılabilir mi? Geçen sene de tartışmışız. Şimdi tutanaklardan da bakıyorum, orada da ben şunu söylemişim "Denetimden daha iyi anlayan arkadaşlarımız toplanıp 'Biz böyle baksak daha faydalı olur.' derlerse onu da tartışırız, ona da açığız." demişim yani "Koordine ederim, toplarım." dememişim doğrusu ama yapabilirdim de tabii, haklısınız yani bunlar yapılabilir ama denetimden hakikaten iyi anlayan, az önce de değerlendirme yapan arkadaşlarımız var; farklı fikirler ortaya koyarlar, bu denetimi daha iyi nasıl yapacağımıza ilişkin yeni bir öneri getirirler; buna da elbette açığız, bunu tartışırız, buna dönük birtakım adımlar da atılabilir. İşte Mustafa Bey gibi, Bülent Bey gibi farklı arkadaşlarımız bu konularda... Ama bende eksik varsa ben de biraz eleştireyim Başkan olarak. Onlar da doğrusu bu konuyu tartışıp gündeme hiç getirmediler, dolayısıyla bu konuda bir adım atamadık. Bir eksiklik varsa hepimizin eksikliği, onu ifade etmek isterim, başta benim eksikliğim; bunu tekrar bir gündem olarak ifade etmiş olayım.
Değerli arkadaşlar, ayrıca denetimle ilgili şunu da ilave etmek isterim: Varlık Fonunun bünyesinde olan şirketlerin büyük bir çoğunluğu, yüzde 90'a yakını Sayıştay ve KİT denetimine tabi kurumlar yani burada biz bütününe bakıyoruz, bütününü denetliyoruz. Bu alt unsurlarla ilgili denetim komisyonları zaten KİT Komisyonu, Sayıştay bu denetimlerini gerçekleştiriyorlar, şirket bazında denetimler. Burada bir konsolide şirketle ilgili -konsolide görünümle ilgili diyelim- bir denetim yürütüyoruz, bütününe ilişkin bir denetim ama tek tek şirketlerle ilgili zaten belirlenmiş denetim usulleri var. Bizzat Varlık Fonunun kurduğu bir şirketse sadece onlar Devlet Denetleme, dış denetime ve tabii Meclisin denetimine tabi, onun dışındakiler ilgili mevzuat gereğince zaten denetleniyorlar; bunu da ifade edeyim.
"Hizmete özel"le ilgili bir açıklama istendi, Sayın Paylan'dı zannediyorum. Şimdi, daha önce biliyorsunuz ilk tartışmalarımızdan "gizli" ibaresiyle geliyordu. "Gizli" ibaresiyle gelmesi bir usul meselesi olarak konuldu ortaya yani Devlet Denetleme Kurulu sadece buraya gönderdiği raporlarla ilgili değil, genel bir uygulama olarak hazırladığı raporlarla ilgili böyle bir belirleme yapıyordu. Buradaki eleştirilerle birlikte bunu tartıştık, en azından Komisyona gelen, herkesle paylaşılan bir metnin "gizli" ibaresiyle gelmesinin çok doğru olmayacağını buradaki eleştiriler çerçevesinde ifade ettik. Onlar da sağ olsunlar bir değişikliğe gittiler ve "hizmete özel" olarak gelmeye başladı, geçen yıldan itibaren böyle bir uygulama, yeni bir uygulama oldu. Artık "gizli" ibaresiyle gelmiyor, "hizmete özel" ifadesiyle geliyor. "Hizmete özel" ne demek? Yani mevzuatta, Cumhurbaşkanı kararıyla yayınlanan yönetmelikte "hizmete özel" şöyle tarif edilmiş: "İzinsiz açıklanması veya yetkisiz kişilerce öğrenilmesi hâlinde herhangi bir idari faaliyete, gerçek veya tüzel kişiye, idari soruşturmaya, adli soruşturmaya ve kovuşturmaya zarar verebilecek belgeler için kullanılır." Ben şunu düşünüyorum, kanaatimi söyleyebilirim burada...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O zaman bir şey açıklayamayız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kanaatimi bir ifade edeyim müsaade ederseniz.
Yani bu doküman şeffaf bir doküman esas itibarıyla, dış denetim dokümanı geliyor ve Devlet Denetleme de onun üzerinde bir denetim gerçekleştirip bir rapor yapıp gönderiyor bize. Bütün partilerle, üyelerle paylaşıyoruz ve burada kamuya açık bir tartışma yapıyoruz. Dolayısıyla bu, genel hassasiyetler dikkate alınarak her türlü burada atıfta bulunulabilir ve uygun görülen yerler paylaşılabilir diye düşünüyorum ben doğrusu çünkü bir denetim yapıyoruz, değerlendirme yapıyoruz, ister istemez rapora, rapordaki içeriğe bir atıfta bulunmak durumunda üyelerimiz. Ben bunun "hizmete özel" vasfına bir halel getirdiğini düşünmüyorum; bunu ifade etmiş oldum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani paylaşabiliriz bunları.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Burada değerlendirmelerinizi yaparken alıntılar yapabilirsiniz, referanslar verebilirsiniz ama dokümanın kendisi hizmete özel.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Görüntü paylaşabilir miyiz?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O sizin takdirinizde, ona ben bir şey diyemem, ona bir şey diyemem ama istediğiniz atıflarda bulunup paylaşabilirsiniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkanım, paylaşabilir miyiz yani burada görüntü?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Benim öyle bir otoritem yok yani ben mevzuatı hatırlattım, onu siz takdir edin, kendiniz takdir edin.
Değerli arkadaşlar, burada her türlü tartışmayı da yapıyoruz, bugüne kadar da pratikte hiçbir sorun da yaşamadık doğrusu.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sen ne anlıyorsan biz de aynısını anlıyoruz yani...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama ne "Evet." diyor ne "Hayır." diyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Senin anlattığını da Başkanımız anlamıyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne "Evet." diyor ne "Hayır." diyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Aynı şeyi anlıyoruz biz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir teorik sorunla uğraşıyoruz, yıllardır hep aynı tartışmayı yapıyoruz yani bu pratik bir karşılığı olan bir mesele değil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz yargıyı istediğiniz gibi kullanıyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bugüne kadar öyle bir şey yaşanmadı Sayın Paylan yani yaşandığı zaman görüşümüzü ifade ederiz. Çok teorik bir sorun üzerinden büyütmenin bir anlamı yok bence.
Değerli arkadaşlar, diğer taraftan, Yönetim Kurulu üyeleriyle ilgili görüşümü söyleyeyim yani kanunda "Yönetim Kurulu üyeleri veya Başkanı gelecek." diye bir ibare söz konusu değil, genel müdür aynı zamanda Yönetim Kurulu üyesi dolayısıyla tam yetkiye sahip, kurumu temsil yetkisine sahip ve burada bilgilendirme yapma kapasitesine ve sorularımıza cevap verme yetkinliğine, yeterliliğine, yetkisine sahip bir arkadaşımız. Yönetim Kurulu üyeleri gelmek isterler, elbette buna engel bir durum yok ama "Hukuken gelmeleri zorunludur." gibi bir ifade de doğru olmaz.
Arkadaşlarımız "Hazineden gelen olmadı." demişti. Davet etmişiz ama gecikmeli geldi Hazine temsilcisi, ona da hoş geldiniz diyoruz. Yani Hazinenin de olmasında gerçekten fayda var, bu tartışmalar yapılırken Hazinenin buradaki görüşleri, fikirleri takip etmesinde büyük fayda var diye ben de inanıyorum.
Değerli arkadaşlar, herhâlde tamamlamış oldum, bilmiyorum eksik bıraktığım bir şey kaldı mı ama usulle ilgili...
İlave bir şey mi vardı Bülent Bey usule ilişkin?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.