| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2021 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetler ile İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/2092) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 05 .01.2023 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Elbette ÇAYKUR'dan başlamayacaktım ama Cemal Bey madem buradan gitti, konuşmasının hemen hemen tamamını ÇAYKUR'a ayırdı sağ olsun, ben de çaydan devam edeyim.
Cemal Bey, sen herhâlde birkaç ay evvel imzaladığın Çay Kanunu Teklifi'ni hiç okumadan imzaladın; kusura bakma, özür dilerim. Senin vermiş olduğun Çay Kanunu Teklifi'n bu dediklerini tamamen açığa çıkarıyor. Bir defa ÇAYKUR'u oradaki firmalardan bir firma hâline getiriyor, onun için Varlık Fonundan bir şey isteme -ÇAYKUR'u sıradan bir firma hâline getiriyor- zaten ÇAYKUR'u satacağı çok peşinen belli. O arsaları filan zaten yapacak, fabrikaları tamamen ortadan kaldırıyor, 5 tane firmaya verecek, işi bitirecek; bu böyle. Cemal Bey'in bunu bilmemesi, bunu okumaması gerçekten beni üzmüştür yani Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızın nasıl kanun getirdiklerini, imzaladıklarını göstermesi açısından enteresandır.
Çay elbette stratejik bir bitkidir değerli arkadaşlarım, çok önemlidir ve o bölgenin, Rize'nin çaycılığı da son derece önemlidir. Özal zamanından beri şöyle bir şey söylenir: "Ya, işte maliyeti çok fazla. Dışarıdan 70 sente, 80 sente çay alıyoruz; niye burada 2 dolara mal edip içiyoruz, 3 dolara mal edip içiyoruz?" diye bir şey var. Öyle değil değerli arkadaşlarım; insanlar hâlâ o bölgede oturuyor, bunun sebebi ÇAYKUR'dur, çay ve ÇAYKUR'dur; son derece önemli. Fakat ne olduysa bu Varlık Fonu -Sayın Genel Müdür, siyasi muhatap filan değilsiniz, burada söyleyeceğim hiçbir şey bir bürokratla ilgili değildir arkadaşlar, kimse üzerine alınmasın, denetçilerle ilgili de değildir, siyasetle ilgili söylüyorum- devraldığından bu yana ÇAYKUR'u, ÇAYKUR ciddi bir şekilde gidiyor. Her sene zarar ediyor; katlandı, trilyona yaklaştı zararı -trilyon bak, milyarı geçtik- yani ne oluyor? ÇAYKUR'da nasıl bir şey oluyor da, ne yaptınız da böyle büyük zararlar ortaya çıkıyor, gerçekten herkes merak ediyor. Bakın, bu gidişle ÇAYKUR PTT gibi olacak. PTT'nin ne olduğunu biliyorsunuz değil mi, hiç söz etmediniz. Bakın, devraldığınız devletin bu iki yüz yıllık kuruluşu ne hâle düştü, ben söyleyeyim mi yoksa siz ifade edecek misiniz, bir yerde söyleyecek misiniz? Ne duruma düştü biliyor musunuz? Sermayenin kaybı, borca batık olma durumuna düştü; eksi. Peki, siz bankalara bu kadar para fonlarken PTT'yi niye bu hâle getirdiniz, çok merak ediyorum. Şimdi Milliyetçi Hareket Partisinden Mustafa Bey -burada mıdır, bilmiyorum- dedi ki: "Biz burada karar alabiliriz, birçok şey yapabiliriz." O zaman Komisyonda karar alalım arkadaşlar, diyelim ki bu raporlarda var, raporlarda yer alıyor, PTT'nin gerçekten iflas ettiği, sermayesinin kaybolduğu ortada, bununla ilgili ne yapılacağı da kanunda çok açık; değerli arkadaşlarım, Ticaret Kanunu'nun 376'ncı maddesi. Bunun gereğini yapmayanlarla yani öz sermayesini aşmış, iflas hâlinde olan bir kurumu bu hâle getirenlerle ilgili bir suç duyurusu yapalım mı burada? Sayın Genel Müdür, sizinle ilgili bir suç duyurusu... Neredesiniz? Hadi Milliyetçi Hareket Partili, MHP'li arkadaşlar, bir suç duyurusu çıkaralım burada. İflas ettirmişler PTT'yi, ÇAYKUR da arkadan iflas ediyor; sadece onlar değil dünya kadar kurum ve kuruluş borç batağına saplanmış durumdadır. BOTAŞ nedir? BOTAŞ ne hâle geldi değerli arkadaşlarım? Varlık Fonu büyük işler yapacaktı. Varlık Fonu falan değil Cemal Bey bu, Varlık Fonu böyle olmaz. Anlattı arkadaşımız ve ekledi, dedi ki: "Stratejik ve kalkınma fonu" Stratejik ve kalkınma fonu yani varlık fonları bambaşka şeyler, böyle bir şey yok ki. Bakın, çıkarırken 2016'da kanunda ne demişsiniz, ne demişiz gerekçede; biz de çıkardık ya bu kanunu: "Türkiye, özellikle kamu otoritesi olarak oldukça çeşitli ve büyük bir varlık portföyüne sahip." Yani hiç beğenmediniz, "Hiçbir şey yapılmadı, çivi çakılmadı." dediniz. Cumhuriyet kurulduğundan bugüne kadar oluşturulan varlıklardan söz ediyoruz. Hiçbir şey yapılmamıştı ya, her şeyi siz yapmıştınız ya, uçak uçmuyor, hiçbir şey olmuyordu ya, her şeyi Adalet ve Kalkınma Partisi yapmıştı ya -bu kadar atılır yani- işte o varlık portföyüne sahiptir. "Ayrıca verilen teşvikler ile emeklilik sistemi üzerinden büyüyen bir fon pazarı bulunmaktadır. Mevcut durumda kamuya ait gelir ve fon fazlalarının çeşitli yatırım araçlarına yönlendirildiği görülmektedir. Söz konusu fonların, reel sektöre uzun vadeli yatırım çerçevesine olanak sağlayacak bir üst fonda birleştirilmesi ile ülkemizin 2023 hedeflerine sağlıklı bir şekilde ulaşması sağlanacaktır." 2023 hedeflerinden haberiniz var mı değerli arkadaşlarım? Bir tanesini ben söyleyeyim; kişi başına millî gelir 25 bin dolar olacaktı. Dinleyin, dinleyin, dönerle meşgul olmayın, beni dinleyin. 25 bin dolar olacaktı. Kaç, ne kadar, 9.500 mü, 9.400 dolar mı? Fonun ne kadar katkısı oldu buna, Fonun ne kadar katkısı oldu? Atın atabildiğiniz kadar, atabildiğiniz kadar atın, istediğiniz kadar konuşun yani yalanla ilgili bir şey yok yani bir kanun maddesi yok, olsa bile yargıda sizin, hiçbir şey yapılmıyor. Bakın, başka bir yerde neler demişsiniz? "Yerli yatırımcıların spekülatif döviz talebinin artması piyasalarda likiditenin azalmasına ve finansal istikrara yönelik endişelere yol açmaktadır. Bu sorunların çözümü için, finansal stres ortamında piyasalarda stabilize edici bir görev üstlenecek, kamu fonlarının konsolide olarak yönetildiği, güçlü bir varlık fonu bu işleri düzenleyecek." deniyor. Peki, hadi rahip krizinde bu Fon yoktu, yeni kurulmuştu falan. Peki, geçen sene kasım, aralık krizinde, döviz krizinde bu Varlık Fonu ne yapıyordu, bağlamış mıydınız bir yere, niye çıkıp ortalıkta piyasaları düzenlemedi ve güven ortaya çıkarmadı?
Değerli arkadaşlar, bakın, burada 3'üncü kere denetleme şeyi görüşüyoruz -4'üncü mü- her seferinde -bu faaliyet raporunda da var, sunumda da var- aynı şeyleri söyleyip duruyorsunuz. İşte şunları yapıyoruz, şunları şunları yaptık; teorik yani varlık fonları şunları yapar, hâlâ bize anlatıyorlar, işte şuradaki varlık fonları petroldenmiş, şu bilmem neredenmiş, şu da ticari fazla, fazladan dolayıymış filan diye. Peki, sizin neredenmiş? Efendim, emeklilik fonları kurulmuş da bu emeklilik fonlarında büyük paralar birikecekmiş de, bu paralarla gideceklermiş, stratejik yatırımlar yapacaklarmış. Kardeşim, yok öyle bir şey. Zaten Türkiye'nin mevcut varlıkları var, bu varlıklar yirmi seneden beri yanlış yönetilmişse bunun sorumlusu sizsiniz, başka yerlerde aramayacaksınız.
Değerli arkadaşlarım, bu denetimle ilgili ısrarla diyorsunuz ki: "Varlık Fonunun ve anonim şirketlerin denetim problemi yok." Evet yani bunu yapıyordunuz aslında, bunu yapıyordunuz, 2016'da getirmiş olduğunuz teklifte bu vardı. Varlık Fonunun ve buna bağlı olan şirketlerin hiçbir şekilde kamu denetimi olmayacaktı, tamamen bağımsız denetime devrediyordunuz. Zekeriya Temizel'i analım burada, muhalefetin katkısıyla ama başta Zekeriya üstadın katkısıyla bunun yanlış olduğunu siz de kavradınız, sonra oturuldu, konuşuldu, edildi, göstermelik bir denetim sistemi getirildi. Şu anda yaptığınız şey dostlar bizi alışverişte görsün.
Bağımsız denetim denetliyor, ondan sonra, Cumhurbaşkanı vakfın Başkanı, bir defa büyük garabet burada. Cumhurbaşkanı Denetleme Kurulu üyelerini tayin ediyor, vakıf yöneticilerini, Yönetim Kurulu üyelerinin hepsini atıyor, kendisini de atıyor. Dünyanın neresinde böyle bir şey var arkadaşlar ya? Kendi kendini atayan mekanizma dünyanın neresinde var? Böyle bir demokrasi, böyle bir şey var mı? Bunları atıyor, ondan sonra diyor ki: "Ben denetçileri de seçtim." Bakın, genç, yakışıklı, güzel insanları seçmiş, bu insanlar da "Biz denetçiyiz, denetim yapıyoruz." diye oraya gitmişler. Ne yapmışlar biliyor musunuz arkadaşlar? 170 sayfalık bir sürü tablolar falan var, raporun 40 sayfasında İstanbul Finans Merkezinin arsalarını, yapılarını, binalarını incelemişler; güya eksiklik bulmuşlar orada, demişler ki: "Ya, bunlarda değerleme problemi var. Şu firmaya yaptırmışsınız, öbürüne niye yaptırmamışsınız?" Tamam, bunları yazmışlar, doldurmuşlar; 40 sayfa değerli arkadaşlarım, rapor falan değil, hedef saptırma. Kusura bakmayın, sizle ilgili bir şey söylemiyorum arkadaşlar. Siz böyle bir şey çıkardınız, akıllı çocuklarsınız, sizi atayanları memnun edecek bir rapor çıkardınız. Niye ÇAYKUR zarar etti? Bunu çıkarmadınız, böyle bir şey yapmadınız. Niye BOTAŞ batıyor? Bununla ilgili bir şey yapmadınız. Madem Varlık Fonu... Eskiden KİT'ler arpalık hâline gelmişti, gidiyordu, bir sürü yeni KİT kuruyorsunuz. BOTAŞ'ı Varlık Fonuna devrettik de yani onun arpalık olmasında, zarar etmesinde ne oldu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey, bir iki cümleyle toparlarsanız, süreniz bitti. Konuşurken farkına varmıyoruz sürenin de hızlı akıyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, sürekli şirketler falan kuruyorsunuz, bunu da söyleyeyim bitireyim. 9 tane şirket kurmuşsunuz; önce kurulanlardan 5 tane şirketten 4'ü faal, diğer 5 tane şirketten 1'i faal, diğerleri faal değil. Efendim, 9 tane şirketten 3 tanesi zarar etmiş, rapordan söylüyorum bunları. Nasıl olmuş bunlar? Hani siz çok verimli, işte, paralar birikecek... Nereden birikecekse bu paralar? Paralar birikecek... Niye soruyorum nereden birikecekse bu paralar diye? Sizin tuttuğunuz kurumların tamamı zarar etmiş değerli arkadaşlarım, yine bir borç alacak.
Bu konuyla ilgili iki cümle söyleyeyim bitireyim. Varlık Fonu nitekim borç almış, gitmiş sendikasyon kredisi almış. Ne kadar? 1,25 milyar avro hazine garantili sendikasyon kredisi almış. Ya, değerli arkadaşlarım, madem hazine garantisi olacaktı, zaten hazine vardı; niçin hazineden ayırdık, niçin devletten ayırdık bütün bu kuruluşları? Hazine garantili bu kredileri alarak Varlık Fonu ne yaptı? Değerli arkadaşlarım, almış bu paraları -faaliyet raporunda var- devlet bankalarına sermaye olarak aktarmış. Ne olmuş peki, devlet bankaları ne yapmış?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Mehmet Bey, epeyce aştık süreyi.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum.
Devlet bankaları da bu paraları siyasi operasyonlarda kullanmış değerli arkadaşlarım, güya faizi filan filan... Devlet bankaları arka kapıdan sürekli şekilde döviz satmış, bunların hepsi tek tek halka anlatılacak arkadaşlar ve bunların hesabı sorulacak. Ya, bize dedi ki: "Denetleme yapacağız."
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Biraz konuşalım, ne var yani, ne olur yani?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hocam, yapmayın, gözünüzü seveyim ya. Öyle şey olur mu ya? Kurallarımız var, esneklik gösteriyoruz ama her şeyin bir sınırı var.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tamam, bitirdik, bitirdik.