| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2021 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetler ile İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/2092) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 05 .01.2023 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları ve tüm değerli denetçi arkadaşlarım, değerli bürokratlar, Sayıştayımızın değerli temsilcisi; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, çok şey söylendi, aslında usulle ilgili görüşmelerde de söyledik, onlara girmeyeceğim Sayın Başkan ama aklımda bazı sorular var, bunları sırasıyla ifade etmek istiyorum.
Şimdi, tabii, dünyada Türkiye Varlık Fonuna benzer diğer ulusal varlık fonlarından birkaç noktada farklı olduğumuz görülüyor ki bunlardan en önemlisi benzeri fonlar, doğal kaynak, maden geliri ve ödemeler dengesi fazlası olan ülkeler tarafından kurulurken bizde ödemeler dengesi, cari işlemler dengesi eksi olan bir durumdayız ki ekim ayı sonu itibarıyla 2022 yılı içerisinde 43,4 milyar dolar bir açığımız var, cari açığımız. Böyle bir durumda Varlık Fonu fonksiyonunu sürdürüyor. Tabii, aynı zamanda... Türkiye'yle örnek olan İtalya, İrlanda, Brezilya gibi ülkeler bu cari işlemler fazlası olmayan ülkeler bağlamında bize yakın. Fonun alacak işlemlerine özellikle borçlanma ağırlıklı kurulması da bunun bir başka önemli farkı olarak görüyorum.
Şimdi, ben baktığımda -bu bize verdiğiniz entegre faaliyet raporu ve biz genel denetim raporunda raporlarında da bahsediliyor- kısa vadeli borçlanmalar, yükümlülükler 2 trilyon 302 milyar 403 milyon lirayken uzun vadeli yükümlülükler 503 milyar 191 milyon lira ki arada neredeyse yaklaşık 5 kat kısa vadeli borçlanma fazlası var. Dolayısıyla kısa vadeli borçlanmanın tabii, faiz yükünü de bilemiyorum şu anda ama uzun vade yerine daha kısa vadeli, yüksek faizli borçlanmalar öne çıkıyor diye düşünüyorum. Bu konuda varsa bir bilginiz, bunu da paylaşırsanız memnun olurum.
Tabii, bu bir başka sorun olarak ifade ediliyor ama Fona devredilen Türkiye'nin önemli kuruluşları, Fonun iştirakleri ve daha doğrusu portföyündeki şirketler bazen de sorun olarak karşımıza çıkabilir. Mesela Halkbank'ı ben merak ediyorum, Amerika'da bir dava var, bu dava sürecinin sonucu Türkiye Varlık Fonu üzerinde nasıl bir etki yaratacak? Aleyhinizde çıkarsa yaratacağı etki, Türkiye Varlık Fonunu nasıl etkileyecek? Bunu merak ediyorum. Aynı zamanda aslında Varlık Fonunun bir kalkınma fonu olarak ifade edilmesi -öyle görünüyor, öyle biliniyor- yatırımlar için gerekli olan borçlanmada teminat olarak kullanılması Fonun ülke ekonomisini iyileştirmesi, stratejik yatırımların finansmanına yardımcı olması bekleniyor. Fonun 2016 yılında kurulduğu zaman ortaya konulan gelecek on yılda işte, her yıl büyümeye yüzde 1,5 katkı koyacak, bu hedefe ulaşılmış mıdır? Sayın Başkan, Sayın Genel Müdürüm, bunu merak ediyorum.
Bir başka hedef, örneğin istihdamda her yıl 100-150 bin yeni istihdam yaratacağı, katkı koyacağı... Verdiğiniz raporlarda, bize yaptığınız sunumda da insani değer çıktısı anlamında bugüne kadar 195 bin fazla çalışan yaratıldığı ifade ediliyor. Dolayısıyla bu her yıl 100-150 bin katkı hedefi pek gerçekçi bir hedef olarak görülmüyor, ulaşılır bir hedef olarak görülmüyor. Büyümeye katkısı zaten ortada, ne yapıldığı, ne olduğu.
Şimdi, ben şu sorunun yanıtını bulmaya çalışıyorum. Yani Türkiye Varlık Fonu olmasaydı, hani bu kısmi bütçeleme mantığıyla olmadığı durumda bu şirketlerle yaratılacak istihdam, artacak değer Varlık Fonunun varlığıyla ne kadar artmıştır? Yani bu çok kısmi anlamda Varlık Fonunun varlığıyla yokluğu arasındaki değer farkı nedir? Olmasaydınız belki de bu firmalar daha hantal bir yapıdan çok daha özgür bir yatırım programlarıyla, planlarıyla, hedefleriyle belki de daha yüksek bir varlığa ulaşabileceklerdi. Bunun değerlendirmesini yapar mısınız? Bunu özellikle rica ediyorum.
Bir başka konu, ki benim özellikle dikkatimi çeken bir konu, sürem de var. Bu bilançonuzda varlıklar olarak işte, bir dönen varlıklar, duran varlıklar, toplam varlıklar. Şimdi, 31 Aralık 2020 tarihi ile 31 Aralık 2021 tarihi arasında toplamda 2020 yılında 2 trilyon 169 milyar 306 milyon iken 3 trilyon 201 milyar 207 milyona çıkmış, güzel; bu artış, bu varlıkların artışı güzel, bir artış var görünüyor. 31 Aralık 2020'de Merkez Bankası efektif satış kurundan baktım dolara baktım, dolar 7,43 TL'ymiş. 13 Aralık 2021'de dolar 13,35 TL'ymiş. Dolar bazında baktım, 30 Aralıkta, 2020 yılı sonu 291 milyar 965 milyon dolar varlık var iken yani yaklaşık 292 milyarlık bir varlık varken 2021 yılında bu, 239'a hadi, 240 diyelim yani 292'den 240 milyar -dolar düzeyinde- dolara düşmüş. Borçlanma vesaire, yurt dışı yatırımları bu anlamda değerlendirdiğimizde bunu artı bir değer olarak değerlendiriyor musunuz?
Yine, bilançoda dönem kârına baktığımda brüt kâr -bunların döviz kurlarına girmeyeceğim ama- üzerinden işte bazı giderler, yönetim giderleri: 28 milyar 173 milyon yönetim gideri var, dönem kârı net kâr 11 milyar 123 milyon TL. Yani bu dönem kârı hiç yönetim gideri falan olmasa, hiç yönetilmese dönem kârından yaklaşık 12 milyar lira daha avantajlı çıkacağız gibi görünüyor. He, dönem kârına da dolar bazında baktım, 31 Aralık 2020 itibarıyla dönem kârı dolar düzeyinde baktığımızda 1 milyar 392 milyon dolar iken dönem kârı da 833 milyon dolara düşmüş. Bu konu da ciddi anlamda endişe yaratan bir konu.
Bir sorun da şu: Bu entegre faaliyet raporunun -bakmak isteyen arkadaşlar için- 13'üncü sayfasında dış ilişkiler ve sosyal değer artışı anlamında 601,4 milyon lira bağış ve sponsorluklar olarak ifade edilmiş. Bu bağış nedir, sponsorluklar nedir, nereye gitmiştir, detayı nedir? Bunları da öğrenmek istiyorum açıkçası. Yani denetim raporuna baktığımızda evet, iştirakler vesaire entegre bütünsel bir rapor görüyoruz. 2021 Yılı Kamu İşletmeleri Raporu -bu bize yeni gönderildi- kamu işletmeleriyle ilgili, hadi, ben o işletmelerin buradan ve Varlık Fonu'ndaki karşılaştırmalarını yapayım dedim, bunu yapma şansım yok, dolayısıyla o işletmelerin hiçbirisini burada ayrıca görme şansımız yok.
Şöyle bir algı ve yanlışa kapılıyoruz.
Cemal Bey, teşekkür ediyoruz hediyeleriniz için. Dağıtılırken size de İsmail Bey de söyleyeyim, çayın çeşidinin ne olacağı konusunu burada Varlık Fonu'nda tartışmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Yani Tarım Bakanlığı veya bakanlık bütçesi görüşülürken, Tarım Bakanlığı politikalarını konuşurken, Tarım Bakanlığının tarım politikalarını, sorunlarını tartışırken evet, bunları konuşalım, değerlendirelim. Zaten o sorunlar büyüdükçe bunlar daha da öne çıkıyor. Varlık Fonunun burada nasıl bir katkı sağlayacağını tartışmak pek doğru değil diye düşünüyorum.
Sayın Başkan, ha bir de şunu sizden de istirham ediyorum, bakın bu Fonun planları nedir, gelecek hedefleri nedir, stratejik planları nedir, yapacağı faaliyetler nelerdir, Türk ekonomisine sağlayacağı gelecek hedefleri, stratejik planları nedir? Bunlar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor bize neden gönderilmiyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayalım lütfen.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bitiriyorum.
Biz madem burada denetim yapıyorsak, bu, Türkiye Varlık Fonunun bu stratejik plan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kurumsal stratejik planını kastediyorsunuz değil mi?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet.
Varlık Fonunun kurumsal stratejik hedeflerini, planlarını niye göremiyoruz? Sadece burada stratejik amaç ve hedefleri tanımlanmış, edilmiş ama önümüzdeki on yıl stratejik amaç ve hedeflerin ve faaliyetlerin yapılması, tanımlanması bir stratejik plan anlamında, bunlar, Cumhurbaşkanlığına gönderilen bu bilgi ve veriler bizlerle paylaşılsa doğru olmaz mı diyorum.
Bu bağlamda yeni yılın hepimize hayırlı olmasını diliyorum. Kurumumuza da başarılar diliyorum, çalışmalarınız hayırlı olsun diliyorum.
Teşekkür ediyorum.