| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve 62 Milletvekilinin; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4810) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .01.2023 |
CAVİT ARI (Antalya) - Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar ve sendika temsilcileri; ben de sizleri öncelikle saygıyla sevgiyle selamlamak istiyorum.
Evet, bir torba yasa teklifi daha ve bu torba yasa içerisinde işte, en düşük emekli, memur maaşları ve çalışanlara yapılacak zamlarla ilgili birtakım oranlar konusu olmak üzere, getirilen bazı düzenlemeleri burada görüşmekteyiz.
Şimdi, ben öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Yapılmak istenen zamların -yani emekli maaşları olsun, çalışanların maaşları olsun- yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz. Ancak, ben bununla ilgili iktidara bu aşamada bir şey söylemek istemiyorum. Ben, buradan emeklilere ve çalışanlara ve hatta toplumun diğer kesimlerine seslenmek istiyorum. İktidar, artık, bugüne kadar yapabileceği ne varsa yaptı, bu saatten sonra size verebileceği bir şeyi kalmadı. Kalmadığı için de işte, burada, yüzde 30 gibi... Önce "Yüzde 25." dediler, sonradan kamuoyu tepkileriyle "O zaman 5 daha olsun, hadi yüzde 30'a yuvarlayalım." denilen yani topluma işte "Biz böyle veriyoruz, işine gelirse." demeye çalışılan bir yöntemle yapılan bir zam teklifiyle karşı karşıyayız. En düşük emekli maaşlarının 3.500 TL'den 5.500 TL'ye arttırılmasında da geçtiğimiz yıllarda bu Komisyonda şu yaşanmıştı: Yine, bir torba yasa teklifinde, önce 1,500 TL olarak bir teklif getirilmişti, düzeltiyorum, o 2.000 liraya çıkarılacaktı; bizim tepkimizle 2.500'e çıkarıldı buradan. Geçen yıl da yine 3 bin TL'ye çıkarılmasını önermiştiniz, bu Komisyonda yarattığımız tepkiyle, Komisyonda verdiğiniz önergeyle 3.500'e arttı. Şimdi, 5.500'e çıkarılıyor, 5.500 de hiçbir şeye yetmez.
Evet, sayın emekliler ve çalışanlar, biliyoruz ki bu maaşlar yetmez. Biz bunların size en iyi şekilde, yakışır şekilde artırılacak bir oranda maaşlarınızı ve ikramiyelerinizi vereceğimizi ifade etmek istiyorum.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisinin bugüne kadarki çok sayıda projesini iktidar uyguladı dedik. Biraz önce de soruldu, evet gerçekten... Örneğin, işte emeklilere 2 dinî bayramda ikramiye verilmesi bizim projemizdi, bunu bir zahmet 1.000 TL olarak kabul etmek zorunda kaldınız. Maalesef ki hâlihazırda, üzerinden dört yıl geçtiği hâlde 1.100 TL olarak devam etmekte.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, çalışanlara yüzde 30 zam. Bunun yetmediğini zaten önce bu parayı alanlar ve herkes gayet iyi bir şekilde bilmekte çünkü enflasyon çok yüksek değerli arkadaşlar, enflasyon çok yüksek. Kamu emekçilerinin enflasyon sepeti araştırmasına göre yüzde 145 seviyelerinde. Yine, daha önce söylendi, iktidara yakın olduğu ifade edilen, kabul edilen İstanbul Ticaret Odasının açıklamalarına göre yüzde 93 seviyelerinde ve yine piyasa koşullarına şöyle baktığımızda en az yüzde 150 seviyelerinde. TÜİK'i saymıyorum, TÜİK'e göre de zaten yüzde 80'ler seviyelerinde. Ancak, şimdi, maaş artışlarına gelindiğinde, TÜİK enflasyonu düşük göstererek çalışanın ve emeklinin hakkını bir anlamda gasbeder vaziyete gelmiştir.
Şimdi, sonuç itibarıyla, bu ülkede yüksek enflasyonla çalışana, asgari ücretliye, emekliye verilecek olan para, daha cebine girmeden eriyen bir dönemi yaşıyoruz. Aslında, esas sorun burada; esas sorun, ekonominin bu iktidar tarafından kötü yönetilmesi nedeniyle, kim, kaç para alırsa alsın, aldığı para cebine girmeden erimekte. O nedenle, şimdi, bu maaş farkları da zamları da zaten yeterli değil ve yetersiz olduğu apaçık ortada. Bununla birlikte de bu yüksek enflasyonlu bir dönemde, maalesef, ifade ettiğim gibi, daha eline geçmeden eriyecek bir dönemi yaşıyoruz. İşte bu nedenle, uzun yıllar sonra ilk defa yine sizin iktidarınız döneminde asgari ücrete bir yılda 2 kere artış öngörüldü geçen yıl. Bunun sebebi de işte bu yani ekonominin kötü idaresidir. Sizin artık bu saatten sonra ekonomiyi düzelteceğinize dair en küçük bir emare de kalmadı, yapabileceğinizi yaptınız, sizin yapabilecekleriniz de ancak bu kadar oldu. Şu an gerçek enflasyon yüzde 150 seviyelerinde, ortada seyretmekte.
Bunun yanı sıra, çalışanlara ve emeklilere sanki bir ulufe dağıtırmış gibi böyle "Biz böyle veriyoruz." söylemleriyle sanki "Biz vermesek çalışanlar ve emekliler para alamayacak." izlenimi de yaratarak, verilen paraları da böyle yansıtmanın çok yakışık almadığını da ifade etmek istiyorum.
Şimdi, bakın, iktidar mensubu arkadaşlar hep 2002 yılını anlatırlar, efendim bir değerlendirme yapacak olduklarında işte "2002'de şöyleydi de şimdi böyleydi." diye. Şimdi ben şöyle söyleyeyim: 2001 yılında asgari ücretin 1,5 katı oranındaymış en düşük memur emekli maaşı yani o sizin zaman zaman her fırsatta eleştirdiğiniz 2002 ve öncesinde en düşük emekli memurun aldığı para asgari ücretin 1,5 katı. Bugün asgari ücretin 8.500 TL olduğunu varsayarsak bunun 13 binlere yaklaşması gerekir, siz "5.500 lira veriyoruz." diye ancak övünebilir durumdasınız. Kaldı ki şu an zaten uzun aradır da 3.500 TL.
Değerli arkadaşlar, bir kez daha ifade etmek istiyorum:
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir yanlış yaptınız.
CAVİT ARI (Antalya) - Efendim?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - En düşük emekli maaşıyla kıyaslama yaptınız son anda da notlarınızdan bir düzeltirseniz, yanlışlık yaptınız.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - 2002'deki en düşük emekli maaşı kaç para?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Yüzde 50 fazlası 13 bin lira eder." dedin.
CAVİT ARI (Antalya) - Hayır, ben asgari ücrete göre hesap ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Tamam, peki, en düşük emekli maaşıyla bağlantı kurdun.
CAVİT ARI (Antalya) - Asgari ücret kaç para? 8.500 lira, 1,5 katı olarak bakarsak 13 bin lira eder, onu demek istedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - En düşük memur maaşıyla mı kıyaslıyorsunuz?
CAVİT ARI (Antalya) - Emekli maaşıyla dedim, asgari ücretin 1,5 katı dedim yani 13 bin lira civarında, benim değerlendirmem o şekilde.
Şimdi, değerli arkadaşlar, sonuç itibarıyla şuraya gelmek istiyorum: Verilen para -dediğim gibi- sizin kötü ekonomik idareniz nedeniyle her geçen gün eriyen bir vaziyete geldi. Biz, çalışanımızın, emeklimizin, toplumun her kesiminin sorunlarını en yakın zamanda iktidara gelip çözeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Şimdi, bu torba yasa içerisinde geçtiğimiz yıllarda görüşülen ve bugün çok fazla üzerine değinilmeyen bir konu var, onu da kısaca ifade etmek isterim: Bakın, UEFA kupasıyla ilgili müsabakaların burada yapılması hâlinde daha önce 2019 UEFA Süper Kupa Finali ve 2021 yılı Şampiyonlar Ligi Finali'yle alakalı birtakım düzenlemeler yapılmıştı, şimdi o yapılamayan maçlar yönüyle de 2023 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali müsabakasına ilişkin burada bazı avantajlar sağlanmaya çalışılmakta. Bu kanun teklifi o gün görüşülürken üzerinde çok uzun tartışmalar yapıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
Bu vergi muafiyetlerinin neden ve kime sağlandığına dair tartışmalar yapılmıştı çünkü bir mecburiyetimiz yok. Bakın, Gençlik ve Spor Bakanlığı temsilcisi bugün var mı yok mu bilmiyorum da o gün kendisine çok sayıda sorular sorulmuş ve daha sonra bu soruların cevaplarının alınacağına dair tutanaklarda geçen ifadeler var, ancak bununla ilgili bir cevap alınamamıştı. En bilenen şey şu: Bu düzenlemeler yapılırken düzenleyenlere birtakım vergi muafiyetleri, gelir ve kurumlar vergisinden muafiyet hakkı tanınmakta ve bunun karşılığında da sanki bu işler alınıyormuş gibi bir hava yaratılmakta, bu da çok doğru değildir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - Her ne kadar başka ülkelerde böyle düzenlemeler varmış gibi algı yaratılsa da bu kupa müsabakalarını almak için zorunlu bir unsur olmadığını ve bu tanınan hakların da ülkemiz adına maalesef vergi kayıplarına yol açacağını bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.