| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/540) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 21 .01.2016 |
DİDEM ENGİN (İstanbul) - Sayın Bakanım, Sayın Başkan, değerli üyelerimiz; biraz önce Sayın Bakanımızın ifade ettiği gibi Komisyonumuzun esas komisyon olarak görüşeceği ilk kanun tasarısının AR-GE, teknoloji ve inovasyon konusunda olmasından dolayı duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum, ülkemiz açısından son derece önemli bir kanun tasarısı. Daha önce Komisyonumuz tali komisyon olarak farklı konuları konuştu ama ilk kez esas Komisyon olarak bu kanun tasarısını konuşacak olmamızdan dolayı memnuniyetimi ifade etmek istiyorum.
Kanun tasarısının Meclise geldiğini pazartesi günü basından öğrendim ben. Tanışma toplantımızda Sayın Bakanımız yakın zamanda Meclise AR-GE reform paketinin geleceği konusunda bizlere bilgi vermişti. Pazartesi günü basında okudum, salı günü de Komisyon toplantı çağrısını gerçekleştirdi. Tabii İç Tüzük'ümüze göre Komisyon Başkanımızın en azından iki gün önceden bizlere bilgi vermesi gerektiği belirtiliyor ama en azından iki gün önce diye belirtiliyor. Toplantı konusunun önemine, içeriğine göre makul bir süre içerisinde toplantı çağrısının yapılması gerekli. Bunu ben çok önemli buluyorum çünkü üzerinde tartışacağımız konu ülkemizin ve bizden sonraki nesiller açısından da çok önem arz eden bir konu. Dolayısıyla böyle bir konuyu konuşmak için ve kanun tasarısını incelemek için kırk sekiz saat zamanımız vardı aslında Komisyon üyeleri olarak saatlerle bir yarış içerisindeydik. Sayın Bakanımız başta giriş konuşmasını yaparken kanun tasarısının hızlı bir şekilde Bakanlar Kurulundan geçtiğini, hızlı bir şekilde de Meclisten geçmesi konusundaki niyetini ifade etti. Tabii, hız kadar içerik ve kalite de önemli. Bu kaliteyi de sağlayabilmek için de tabii asgari zamanlara ihtiyacımız var. Dolayısıyla dün Müsteşar Yardımcımız bizlere, Komisyon üyelerine bir sunum gerçekleştirdi, çok teşekkür ediyorum. Madde içeriklerine girdiğimiz zaman örneğin bazı desteklerin artırılmasıyla ilgili konuları konuştuğumuz zaman etki analizlerini ben sormuştum Sayın Müsteşar Yardımcımıza. Bütün etki analizlerinin bakanlık bünyesinde gerçekleştirildiğini ve bizlerle paylaşılabileceğini iletti ama tabii, buraya geldiğimiz zaman elimizde sadece genel bilgilerle yeterli, detaylı verilere ne de yeterli zamanımızın olmadığını da tekrar ifade etmek istiyorum. Meclisin ve Komisyonun bir onay mercisi gibi görünmemesi gerektiği konusundaki görüşlerimi de buradan tekrar ifade etmek isterim.
Paketteki adımları çok önemli buluyorum, Bakanlığımıza da teşekkür ediyorum. AR-GE'ye ek olarak tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi, araştırma görevlilerinin gelirlerinin artışı, ihtisas teknoloji geliştirme bölgelerinin kurulması gibi çok sayıda önemli adım var paketin içerisinde. Bilgi toplumu temelli kalkınma programı, AR-GE, teknoloji ve yenilikçilik Cumhuriyet Halk Partisi seçim bildirgesinin merkezinde de yer alan bir konuydu. İşletmelerimizin küresel rekabet gücünün artırılması, yüksek katma değerli üretime geçişin sağlanması, KOBİ'lerde bilişim dönüşümünün gerçekleştirilmesi, girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, bilgi toplumuna geçiş için eğitim reformu parti programımızda yer alıyordu. Daha detaylı bir örnek vermek gerekirse kanun tasarısında yer alan tasarım konusuyla ilgili seçim bildirgemizde AR-GE faaliyetlerinin üretim odaklı ve tasarım sürecini de kapsayacak şekilde yürütülmesi gerektiği, yine aynı şekilde, ürün ve süreç tasarımının AR-GE faaliyetleri kapsamına dâhil edilmesi gerektiği detaylı bir şekilde yer almıştı seçim bildirgemizin içerisinde. Dolayısıyla bu konuların Bakanlığımızın hazırlamış olduğu pakette de yer almış olmasını destekliyoruz.
Bu önemli adımlar pakette yer alırken eğitim ayağını zayıf bulduğumu ifade etmeliyim. Sayın Bakanımız da yine konuşmasında ifade etti, insan kaynağının niteliğini artırmanın ne kadar önemli olduğunu. Eğitim konusundaki ki eksikliklerimizi YÖK Kanunu'nda birkaç değişiklik yaparak düzeltemeyiz ya da sadece TÜBİTAK'ın verdiği burslarda artışı sağlayarak. Bizim, okul öncesi dönemden başlayarak yaratıcı, sorgulayan, araştıran, sınırları zorlayan nesiller yetiştirebilmemiz gerekli. AR-GE ve yenilikçiliğin önündeki en büyük engel yaratıcılığın olmaması. En önemli zenginliğimiz olan genç nüfusumuza ne yazık ki iyi bir eğitim veremiyoruz. Eğitim sistemimizde çok sık değişiklik yapılması sebebiyle süreklilik ve istikrar ne yazık ki yok. Gençlerimiz üniversiteden mezun olurken acaba iş bulabilecek miyim kaygıları ve ümitsizliği içinde mezun oluyor. Diğer taraftan işverenler kalifiye personel bulamamaktan şikâyet ediyor. Bir örnek vermek gerekirse, biliyorsunuz, binlerce öğretmenimiz atama bekliyor. Eğer ülkemizin bu kadar öğretmene ihtiyacı yoksa o zaman neden AKP iktidarı, on üç senelik tek başına AKP iktidarı döneminde bu gençlerimizin öğretmen olmalarını sağlayan bölümler üniversitelerde açıldı? Eğer ülkemizin ihtiyacı varsa o zaman neden atamaları yapılmıyor? Dolayısıyla bizim gençlerimize ülkemizi gelecekte dünyada ve bölgesinde daha güçlü bir hâle, daha güçlü bir konuma getirebilmek için tespit edeceğimiz stratejik hedef sektörlerde iyi bir eğitim almalarını sağlayabilecek, okul öncesi dönemden başlayarak vizyoner politikalara ihtiyacımız var. Gündelik sorunları çözmeye yönelik bir yaklaşımdan ziyade radikal bir bakış açısıyla, bütüncül ve kapsamlı vizyonla stratejik adımları atmamız gerekli.
2016 yılındayız ve 2023'e yedi sene var. Hükûmetin hedefi de 2023'te dünyadaki ilk on ekonomiden biri olmak. Bunu gerçekleştirebilmek için bizim devrim niteliğinde reformlara ihtiyacımız var, ufak rötuşlara değil. 60'ıncı Hükûmet Programı'na baktığımız zaman AR-GE harcamalarının millî gelir içerisindeki payın 2013 yılına kadar yüzde 2'ye yükseltilmesi hedefi konmuştu fakat gerçekleştirilemedi. Hedefler sadece kulağa güzel gelsin diye konulmamalı. Konulduktan sonra da bu hedefleri gerçekleştirmek için gerekli adımları kararlılıkla atabilmeliyiz.
2015 yılı Haziran ayında açıklanan TÜİK verilerine göre merkezî yönetim bütçesinden AR-GE faaliyetleri için gerçekleştirilen harcama 2014 yılı için 5 milyar 611 milyon TL oldu. Artış olması gerekirken bir önceki yıla göre yüzde 3,73 azalma gerçekleşti merkezî hükûmet bütçesinden. Dolayısıyla söylenen sözler ve uygulama arasındaki tezada da burada değinmek istiyorum.
Birkaç ay önce açıklanan 2015 yılı Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda şu ifadeler yer alıyordu, rapordan alıntı yaparak okuyorum: "Türkiye'de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruşları TÜBİTAK ile KOSGEB ve Ekonomi, Kalkınma ve Maliye Bakanlıkları tarafından yürütülen birçok kamu destek programı bulunmaktadır. Ancak söz konusu programlar kapsamlı bir çerçevede yer almamaktadır." Bu, AB 2015 İlerleme Raporu'nda yazan bir not. Devam ediyorum "KOBİ'ler mevcut iş kredilerinin yüzde 39'unu kullanmaktadır ve bu oran hâlâ ekonomideki paylarının altındadır." Raporda ayrıca, özellikle küçük işletmelere yönelik çalışmaların yoğunlaştırılması konusuna da vurgu yapılıyor. Raporda yer alan başka bir değerlendirmeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum, şöyle yazıyor AB İlerleme Raporu'nda: "2015 birlik inovasyon skorborduna göre Türkiye neredeyse tüm göstergelerde AB ortalamasının oldukça altında kalarak mütevazı seviyede yenilikçi olarak sınıflandırılmaya devam etmiştir. Türkiye'nin kendi 2023 hedeflerine ulaşması ve birlik inovasyon skorbordundaki sıralamasının iyileştirilmesi için önemli düzeyde finansal kaynağa ihtiyaç duyulacaktır." Bunlar AB İlerleme Raporu'nda yazan, yazılan değerlendirme unsurları. Bakanlığımızın hazırlamış olduğu bu pakete ek olarak kapsamlı ve vizyoner bir çalışmanın Meclis çatısı altında yapılabilmesi, saatlerle yarışmadan ve kapsamlı bir çalışmanın yapılabilmesi için bir araştırma önergesi hazırladım, Meclis Başkanlığına sunacağım. Bu konuda da Komisyon Başkanımızın desteğini beklediğimi ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.