KOMİSYON KONUŞMASI

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak günümüz dünyasında bilgi sermayesinin ve yaratıcılığın kritik değerinin bilinciyle hareket ediyoruz. AR-GE yatırım harcamalarını ve teşviklerini ekonomi ve sanayi politikamız açısından hem çok önemli sayıyoruz hem de üzerinde fazlasıyla duruyoruz.

Refah seviyesi yüksek bir toplumun temelini insan odaklı bir modeli seçmek suretiyle daha iyi bir noktaya taşıyabileceğimizi görüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, bilindik ve çoğu zaman gerçeklerle uyuşmayan kriz setlerini önceki yıllarla karşılaştırıp sloganlaştıran değil, kalıcı ve katma değere dayalı, sürdürülebilir, denetlenebilir, öngörülebilir büyüme modelinin uygulanmasını bilhassa öne çıkarmak istemektedir.

Uluslararası rekabet gücümüzü verimlilik temelinde görerek sistemlerin geliştirilmesini, kapsamlı bir vergi reformunun yapılmasını, sanayi desteklerini büyülten kamu politikasını seçim bildirgelerinde ve diğer çalışmalarında da özellikle gündemde tutarak öne çıkarmaya çalışıyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi, şirketlerin değer zincirinde katma değeri yüksek üretim aşamasına geçmesi adına AR-GE faaliyetlerinin üretim odaklı ve tasarım sürecini kapsayacak şekilde yürütülmesini hedeflemektedir. Bilişim ve AR-GE alanında bütçeden ayrılan payı büyütmeyi amaçlayan Cumhuriyet Halk Partisi, AR-GE harcamalarının gayrisafi millî hasıla içindeki payını Avrupa Birliği standardı olan yüzde 3'lere çıkarma gayretini göstermektedir ve bu alanda yapılacak her türlü çalışmaya da destek verecektir.

Grubumuz bu kanun tasarısının ana mantığına katılmakla birlikte açıklanan resmî AR-GE verilerinden hareketle mevcut iktidarın uygulamada bugüne kadar AR-GE alanında fazla yol alamadığını açıklıkla göstermektedir. Genel anlamda yasa mantığı itibarıyla önemli bir gelişmeyi, bir düzenlemeyi içermekle birlikte, herkesin de burada söylediği gibi mali etki analizinin yeterince ortaya konulmadığı da görülmektedir. Bu yasanın uygulanmasıyla birlikte bunun Bakanlığa yükü ne olacak, kime ne getirecek henüz burada açıklanmamıştır ve gerekçede de bu konuda bir açıklık yoktur.

Özellikle yasanın tümüne baktığımızda yapılan işler, hizmetler, çalışmalar alanında Bakanlığa çok fazla takdir yetkisinin verildiği ve bu takdir yetkisinin aslında bir kurul tarafından gerçekleştirilmek suretiyle yapılabilecek bir yanlışın ve yapılacak bir suistimalin veya kişisel kayırmaların veyahut da siyasi kayırmaların önüne geçilebileceğini de özellikle belirtmek istiyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi seçim bildirgelerinde açıkladığı gibi, konuya daha kalıcı düzenlemeyle yaklaşmakta, bilişim ve teknoloji alanında kamu politikalarını geliştirmek, harcamaların etki analizini yapmak üzere bir veri bankası oluşturmayı da önermektedir. Cumhuriyet Halk Partisi AR-GE'yle bağlantılı olan bilişim alanında öncelikle yerli yazılım üretimini teşvik edecek ve yazılım sektörünün büyümesi için destek verecek adımların da önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bilişim alanında ara elemanı eğitimine öncelik vermeyi, yazılım ihracatını engelleyen dolaylı vergileri kaldırarak bilişim sektörünün uluslararası rekabet gücünü artırmayı öngören bir yapı da oluşturulmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi yapılan düzenlemeler bakımından sorunun kaynağına inmekte, AR-GE'ye bağlantılı olarak bilgi ekonomisine geçiş için temelden başlamayı ve eğitimde fırsat eşitliğine dayalı ve araştırmaya dayalı, bilim ve bilimsel özgürlüğe dayalı, üniversitelerin özellikle özerk olmasına dayalı bir çalışmanın da çok önemli olduğunu belirtmektedir. Bilişimi eğitimin tüm kademelerinde esas kılmaya odaklanan Cumhuriyet Halk Partisi AR-GE alanına ayrılması gereken bütçeyi artırmanın yanı sıra AR-GE desteklerini erişimi kolaylaştırmak ve desteklerin etkinliğini artırmak için kurumlar arası form ve süreç farklılıklarını ortadan kaldıracak eş güdümü sağlayacak bir modeli de önermektedir.

Biraz önce söylediğim gibi, sanayileşmenin ve sanayicinin rekabetini artırmak açısından çok önemli bazı gerçekleri de ortaya koymak durumundayız. İşin içinden gelen bir iş adamı olarak, bir sanayici olarak bugün sanayicimizin özellikle uygulama içinde çok büyük bir sıkıntı içinde olduğunu, yapılan AR-GE'ler önüne konsa bile yeni bir yatırım heyecanını, yeni bir yatırım girişimini de ortaya koyamayacağını belirtmek istiyorum. Çünkü, bugün sanayici ürettiğini satamıyor, sattığı ürünün gerçek anlamda değerini bulamıyor, aynı zamanda da gerçek bir kazanç elde edemiyor, büyüme gerçekleştiremiyor ve ayrıca sanayisini ve teknolojisini de yenilemede çok büyük güçlük yaşıyor. O nedenle, sanayimiz aslında bir emekleme döneminde. Yani, Türkiye'de gelişmiş, büyüyen ve her şeyiyle üreten bir sanayiden ziyade yeni yeni gelişmeye açık ama önü de kapalı, özellikle girdi maliyetlerinin çok fazla üzerinde olması sebebiyle sanayinin gerçek anlamda beklenen büyümeyi gerçekleştiremediği ve yeni istihdam alanlarının da bu çerçevede ortaya konulamadığını da özellikle görmek durumundayız.

Rakip ülkelerle rekabetimizin zorlaştığını görüyorum. Bu nedenle kârlılık durumu da çok aşağıya düşmüş durumda. Bu nedenle küresel rekabeti öne çıkararak, aynı zamanda maliyetlerimizi aşağıya çekerek sanayicimizin üzerindeki, üretimin üzerindeki yükleri hafifleterek zannederim AR-GE'yle birlikte bu işin daha iyi, olumlu bir sonuca doğru varacağını da belirtmek istiyorum. AR-GE'nin sonuçlarını elde etmek için yatırım, istihdam ve istihdama destekleyecek teşviklerin de bir nebze öne çıkarılması ve değerlendirilmesi, dolayısıyla ürettiğiniz bilgiyi yatırımda, üretimde ve ihracatta kullanacak bir noktaya taşımamız gerekiyor.

Şimdi, üniversitelerimizin üzerinde gerçekten, YÖK'ün bir baskısı var. Üniversiteler hem bilimsel anlamda hem mali anlamda hem idari anlamda özerk değil. Dolayısıyla, bu üniversitelerimizin bize bilgi akışını sağlaması açısından, sanayi ve üniversite iş birliğinin sağlanması açısından da bu konuda zorluğun yaşandığını ve birçok bilim adamının özgür iradesiyle fikir ve düşüncelerini de ortaya koyarak hem bilimi üretme hem sanayi yönündeki gelişmeleri takip etme, öne çıkarma noktasında çok alt seviyelerde kaldığını da belirtmek istiyorum.

Tasarının 2'nci maddesinde yer alan hâliyle TÜBİTAK'ın da yükseköğretim öğrencilerine verilecek burs, kredi ve her türlü nakdî yardımları yapabilmesine dönük düzenleme daha net ifadelerle de düzenlenmelidir. Burada bazı üstü kapalı ifadeler kullanılmıştır.

Tasarının 5'inci maddesinde bulunan üniversite ile sanayi iş birliğinin AR-GE tasarım, yenilik, proje ve faaliyetlerinden elde edilecek gelirin üniversite döner sermayesinde ayrı bir hesapta toplanması, bu gelirin yüzde 85'inden vergi alınmaması uygulaması önemli bir teşvik olmakla birlikte bu hocayla birlikte çalışan bir de onun altındaki elemanların da göz önüne alınıp onların da bu işin içinde olması ve çalışma faaliyetleri, üretim faaliyetleri ve AR-GE faaliyetlerinin içinde daha etkin bir noktaya gelmesinin sağlanmasının da faydalı olacağını düşünüyorum. Bugün hocaya veriyoruz ama arkadan gelen arkadaşlarımız bu konuda yetişme olanağını bulamıyorsa yani onlara da bir şeyler vermemişsek o insanların da bu çalışmaların içinde çok fazla kendilerini göstereceklerini ve çalışma yapacaklarını da göremiyorum.

Benzer biçimde, tasarının 28'inci maddesinin (F) fıkrasının 12'nci bendinde geçen tasarım yarışmalarına katılan tasarımların teşhir giderlerinin Bakanlığın ödenek imkânları çerçevesinde geri ödemesiz biçimde desteklenebileceği yönündeki hüküm Bakanlığa -biraz önce söylediğim gibi- gerçekten büyük takdir yetkisi bırakmaktadır. Bunun bir kurulca yapılmasının daha adil olacağını da belirtmek istiyorum.

Tasarının 7'nci maddesinde KOBİ Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının yürüteceği araştırma, geliştirme, tasarım ve yenilik faaliyetleri için yapılacak harcamalarda kişilere ya da hizmet satın almaları karşılığında ödenecek meblağlara dair muğlak ifadelerin olduğunu da belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; şimdi, tabii, Türkiye'nin sanayisi henüz gelişme aşamasında. AR-GE'nin önemi çok fazlasıyla öne çıkıyor ama bununla birlikte yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı geliştirecek, destekleyecek ve onun altını dolduracak çalışmaların da bu çerçevede ağırlık verilerek sanayicinin ve üreticinin, üretimin önündeki ve üzerindeki yüklerin de hafifletilerek burada Türk sanayisinin, ülke sanayisinin daha çok gelişmesine, daha iyi pazarlarda malını satabilmesine ve istihdamı daha çok yaratarak, büyümeyi daha iyi gerçekleştirerek bu şekildeki çalışmalara katkı koymasına olanak sağlamamız gerekiyor.

Ben şimdilik çok fazla sözlerimi devam ettirmek istemiyorum, bitirmek istiyorum. İlerideki maddelere göre yine ayrıca düşüncelerimizi söylemek istiyorum. Beni dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Genel anlamda doğru bir yasa, gerçekçi bir yasa olmakla birlikte içinde bize aykırı gelen, bize ters gelen, bizim için eksik yanları olan bir yasa olduğunu da genel anlamda belirtmek istiyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum.