AYDIN ÖZER (Antalya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tabii, Bartın'daki ortamı gördük, kurum yöneticileri bize orada da bir değerlendirme yaptı. Bu olayın 2 boyutunu biliyoruz orada. Birinci boyutu, gerçekten de bütün güvenlik sistemlerini terk edilmiş laçka bir işletmeyle karşı karşıyayız. Yani ölen 42 madencinin içerisinde bir teknik eleman yok, bir güvenlikçi falan yok. Bu rastlantı mıdır değil midir, onu bir düşünmek lazım, bunu bir toparlamak lazım. Mesela, gaz izleme istasyonuna girdik, devamlı 2 kişinin durması gerekirken, orada 2 kişinin bulunması gerekirken her vardiyada 2 kişi... Yani birinin hastalandığını düşünün, birinin acil bir duruma düştüğünü düşünün, o izleme istasyonunu terk ettiğini düşünün ve o gelinceye kadar olan aradaki boşlukta bir gaz çoğalması veyahut da havalandırmada, sistemde bir arıza çıktığını düşünün, bunu telafi etmek mümkün değil. Tabii, Karadon işletmesinde de aynı şeyi gördük, ben aşağı inmedim sizlerle beraber ama yukarıdaki gaz izleme istasyonunu gördük, orası biraz daha derli toplu bir yapı, derli toplu bir maden işletmesi görüntüsü verdi bana yani yukarıdaki idari anlayışta böyle bir izlenim aldık.

Az önce Sayın Başkanın da söylediği gibi, bu bir değerlendirme toplantısı olsun, benim sizden ricam şu: Yeni bir maden yasasına şiddetle ihtiyacımız var, bunu söyleyelim. "Araya seçim giriyor." demeden böyle bir Maden Yasası çalışması yapılması lazım. Çünkü üç dört ay sonra seçim olabilir, seçimden sonra iktidar değişebilir, aynı iktidar devam edebilir, bizim bunu bilme şansımız yok ama bu insanlar dört ay boyunca orada çalışmaya devam edecekler. Yani bizler bu masalarda olmayabiliriz, bir gün bu masalardan biz kalkarız, bizim yerimize başka Komisyon üyeleri gelir, aynı acıları, aynı sıkıntıları yaşayabilir. O yüzden de daha derli toplu, madencilerle görüşerek, bu işin uzman kesimleriyle görüşerek düzgün bir maden yasasının yapılmasında fayda var. Ve cezai müeyyideleri ne kadar büyük oranda artırabilirsek o kadar arttırıp, kaçak madenciliğin önüne geçip, personel eksikliği konusunda hiçbir zaman taviz vermeden yani işte, efendim, 3 kişinin yapacağı bir işi 1 kişinin yapmasına izin vermeden bir ortam düzenlemesine gitmek lazım yoksa, burada dediğiniz gibi hakikaten bunları çok konuşuruz biz daha, bizden sonraki nesiller de konuşur ama bu iş çözüm vermez ve dertlere çare olmaz. Bu kadar insan öldükten sonra orada... İşte, Sayın Muhammet Balta'yla beraber -Sayın Başkan Vekilimizle beraber- gittik, 10 kadar aile gezdik, değil mi Başkanım, aşağı yukarı?

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Evet, 11.

AYDIN ÖZER (Antalya) - 11 aile. Ve bu aileleri gördüğümüz zaman ailelerde şöyle bir sıkıntı var arkadaşlar yani, genç yaşta dul kalmış bir kadın ve 2 çocuk kucağında, anneler babalar darmadağın, ortalık paçavra. Ve hepsi şuna sığınmış durumdalar: Bir adalet istiyorlar, adalet. Diyorlar ki: "Burada suçu olan cezasını çeksin." Hepsinde bir ağız birliği etmişçesine böyle bir beklenti var. Yani bu işin maddi boyutu farklı, yaşam boyutu farklı ama bir adalet tecellisinin ortaya koyulması lazım. Yani daha önce olduğu gibi, Soma'da olduğu gibi, Konya'da, Ermenek'te olduğu gibi, ondan sonra adaletin devre dışı bırakıldığı ve insanların ceza almadığı, herkesin çoluğunu çocuğunu, kıymetlilerini gözleri önünde kaybettikleri bir sistemi bir daha yaşatmamak lazım, toplumsal bir vicdan duygusunu oturtmak lazım.

Ve buradan ben, bu yıl için bu toplantının son olmasını değil, yasal sürenin kullanılmasını ve önümüzdeki bu on beş, yirmi günlük, bir aylık süre içerisinde de yapılan idari çalışmalardan ya da kurum içi denetlemelerden çıkabilecek yeni bir ifadenin bizi yönlendiremeyeceğini düşünerek bu dosyanın kapatılmamasını, hemen bu işin hazırlanıp işte "Çabucak bu işi bitirelim." anlayışından öteye bir anlayışa taşınmasını ve mümkün olduğu kadar toplanmasak bile her an toplanacakmış gibi bu zamanın kullanılmasını sizden talep ediyorum Sayın Başkanım.

Bir de burada sonuç itibarıyla, Zonguldak Milletvekilimiz Deniz Yavuzyılmaz'a da çok teşekkür ediyorum. Bizim bu Komisyonumuzun yönlendirilmesinde, araştırılmasında o çalışkan kişiliğiyle, ortaya koyduğu görüşlerle gerçekten dinamik bir şekilde bu Komisyonun devam etmesini sağladı, ona bir daha teşekkür ediyorum.

Benim taleplerim bunlar, eğer sonra bir şey olursa yine konuşurum.

Teşekkür ederim.