KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Evet, Kıymetli Başkanım, sizi ve sayın heyeti saygıyla selamlıyorum.

İki buçuk aydan bu yana sürdürdüğümüz bir çalışma var, 9'uncu toplantımız, hesaplamadım ama belki yüz saate yakın görüşmeler gerçekleştirdik burada. Üniversite hocalarımızı dinledik, özel sektör temsilcilerimizi, çeşitli kurum temsilcilerimizi dinledik, uzmanlarımızdan bilgiler aldık ve geçen hafta da Bartın Amasra ve Zonguldak'ta hem işletmeleri ziyaret ettik hem şehadete eren işçi kardeşlerimizin aileleriyle görüştük. Tabii, neticede ortaya önemli fikirler çıktı kazanın olası nedenleriyle alakalı. Bunlar elbette raporda yer alacaktır. Komisyonumuzun hepimizin malumu iki farklı görevi var; biri, kazanın muhtemel nedenlerini koymak, diğeri de bundan sonra bu tür kazaların yaşanmaması adına uygulanacak tedbirler konusunda tavsiyelerde bulunmak, somut öneriler getirmek.

Ben tekrara düşmemek adına daha çok somut önerilerle alakalı fikirlerimi ifade etmek istiyorum. Diğer arkadaşlarımız da söyledi, kömür madenciliğiyle alakalı ayrı bir mevzuat düzenlemesi yapılması hususunu birçok arkadaşımız vurguladı. Bununla ilgili olarak inşallah, dönem sonuna kadar yetiştirebiliriz diye ümit ediyorum çünkü seçimlere de az bir zaman kaldı. Kömür madenciliğinin mevcut Maden Kanunu içerisinde ya da Maden Kanunu'ndan bağımsız bir yasal düzenlemeyle ayrı bir mevzuata tabi tutulması, buna bağlı olarak da ikincil mevzuat düzenlemelerinin süratle yapılması lazım. Bunu bence raporumuza dercederken gerek TTK'den gerek TKİ'den yetkili arkadaşlarımızın da görüşlerini alarak, yine, Komisyondaki uzman arkadaşlarımızın ve hocalarımızın da görüşlerini alarak mevzuatla alakalı rapora somut öneriler getirmemizin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Yine, Polat Bey de ifade etti ama ben de söylemiş olayım, vurgulamak açısından, önemine vurgu yapmak açısından: Maden işletmelerinde işe başlayacak olan bütün işçilerimizin işbaşı eğitimlerinin mümkünse, teknik olarak bu mümkünse, bire bir, mevcut ocaklarla, gerçek ocaklarla aynı olan eğitim ocaklarında bir işbaşı eğitimine tabi tutulması, sonrasında bir sınava tabi tutulması ve bu sınavı kazananların yer altı madenlerinde işbaşı yaptırılmasının ve devamında da hem işçilerimizin hem özellikle de teknik personelin dönem dönem yoğun bir şekilde devam eğitimlerine tabi tutulmasının çok doğru olacağını düşünüyorum.

Yine, yanılmıyorsam Türkiye'de sadece bir şehirde madencilik üzerinde mesleki teknik Anadolu lisesi var; bildiğim kadarıyla Balıkesir Balya'da. Ülkemizde özellikle işte, Zonguldak, Soma, Kütahya, Kahramanmaraş gibi madencilik faaliyetlerinin yoğun olduğu, kömür madenciliğinin yoğun olduğu şehirlerde sadece madencilik üzerinde eğitim veren mesleki teknik Anadolu liselerinin oluşturulmasının ve buralarda mezun olan öğrencilerimizin de bu maden işletmelerinde istihdamının sağlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bu öğrencilerimiz hem okulda teorik eğitimini alacaktır hem okurken bir yandan staj imkânları da sağlanmış olacaktır ve mezun olduğunda da o işletmelerde eğitim görme imkânlarına da kavuşacaktır. Bunun da maden işletmelerinde işe başlayacak işçilerimizin daha deneyimli işçiler olması noktasında fayda sağlayacağını düşünüyorum.

Yine, Komisyon toplantıları sırasında çokça tartışılan bir husus vardı: Denetimlerin farklı kurumlar tarafından yapılıyor olması. Bu konuda da madenlerin iş sağlığı güvenliği denetimlerinin tek bir çatı altında toplanmasının ve tek bir kurum tarafından, tek bir birim tarafından bu denetimlerin yapılmasının ve denetim sonuçlarının izlenmesinin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.

Bir de gaz izleme merkezleriyle alakalı çokça müzakere yapıldı. Yine, maden işletmelerindeki gaz izleme merkezlerinin Enerji Bakanlığı kontrolündeki bir merkezî sisteme bağlanması ve buradan izlenmesinin de faydalı olacağı kanaatindeyim.

Bir de orada aile ziyaretleri yaparken gündeme gelen bir husus vardı bazı ailelere maaş bağlanmasıyla alakalı, ölüm aylığı ve ölüm geliri bağlanmasıyla alakalı. Anne-babalara da bağlandığı, bunun mevzuata uygun olup olmadığı konusunda sorular gelmişti aile ziyaretlerinde bize. Bununla alakalı Sosyal Güvenlik Kurumuyla bir görüşme yaptık. Onunla alakalı heyeti ve buradaki uzman arkadaşları bilgilendirmek isterim. Sosyal güvenlik mevzuatımıza göre, bir emekli vatandaşımız vefat ettiğinde geride kalan eş ve çocuklarına gelir bağlanır, anne-babasının kendi geliri varsa onlara gelir bağlanmaz, geliri yoksa ancak gelir bağlanır. Ancak bu maden kazalarıyla alakalı Soma ve Ermenek'teki kazalardan sonra bir düzenlemeye gidilmiş 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nda; maden kazası veya iş kazası sonucu vefat eden kişilerin yakınlarından anne ve babasına da geliri olsa bile maaş bağlanması imkânı getirilmiş. Bununla ilgili talep şartı var tabii, talep olmadığında bağlanmıyor. Oradaki bazı ailelerin, vefat eden bazı işçilerimizin anne-babaları da talep etmişler herhâlde ki onlara da maaş bağlanmış. Bu konuyla alakalı da yani mevzuata aykırı bir uygulama olmadığını...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Vekilim, tazminattan anne-baba yararlanabiliyor mu?

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Tazminat, manevi tazminat olarak yararlanabilir tabii.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Peki, ne oranda?

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Yani onun oranı yoktur, manevi tazminatı mahkeme takdir eder. Aileler... Tabii, dava açılması şartı vardır bununla alakalı. Eş ve çocukların destekten yoksunluk tazminatı hakkı vardır, manevi tazminat hakkı vardır; anne-baba vefat edenin bakımına muhtaçsa yani anne-babanın masrafları, hayati ihtiyaçları eğer vefat eden işçi tarafından karşılanıyor idiyse hayatta olduğunda, o zaman anne-babanın da tazminat hakkı vardır ama burada birden fazla kişinin tazminat hakkı olması -destekten yoksunluk tazminatı denir ona- veya manevi tazminat hakkı olması diğerlerinin şeylerini düşürmez, her birey için eş için ayrı, çocuklar için ayrı, anne için ayrı, baba için ayrı hesaplama yöntemleri vardır. O yöntemlere göre o hesaplamalar yapılır. Birinin alması diğerinin gelirini, tazminatını düşürmez.

Son olarak da: İki buçuk aylık süreç içerisinde Komisyon çalışmalarımıza katkı sunan saygıdeğer uzmanlarımıza, hocalarımıza, Komisyonun sekretaryasını yürüten arkadaşlarımıza da emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. İnşallah, bir yandan da sürecin adli boyutu yürüyecektir ve orada da hepimizin temennisi, adil bir yargılanma yapılması ve olayın tüm yönleriyle ortaya çıkarılarak sorumlularının tespiti ve mevcut hukukumuz çerçevesinde hak ettikleri cezayı da en kısa zaman içerisinde almalarıdır.

Son olarak da: Maden kazalarında şehit olan bütün vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet diliyorum. Komisyon toplantımızın sektör açısından, maden kazaları açısından faydalı olacak önerilerle raporlaştırılmasını temenni ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.