| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4849) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 16 .01.2023 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve aramızda bulunan değerli bürokrat, görevli arkadaşlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; tabii, bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız, buna itiraz etmek geneli itibarıyla söz konusu olamaz; böyle bir mağduriyet var, mağduriyetin giderilmesi adına sözleşmelilerin daimî memur kadrosuna atanması konusunda kanun teklifi içerisindeki bazı detaylar üzerinde eleştirilerimiz olsa da itiraz pek mümkün değil, söz konusu olamaz.
Ancak benim merak ettiğim, birincisi şu: Bu kanun teklifinin Anayasa'ya uygunluk denetimi yapıldı mı, değerlendirmesi yapıldı mı? Çünkü burada birtakım teklifler var, mesela deniyor ki işte "Belediyelerde memuriyete atananlar, sözleşmeliden memur kadrosuna geçenler kurumundan ayrılamazlar, nakil olamazlar." Oysaki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 74'üncü maddesi ki "Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri" başlıklı madde açık bir şekilde söylüyor: "Memurların bu kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68'inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibarıyla girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür." 76'ncı maddesi de "Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi" başlıklı madde de buna bir düzen getiriyor. Biz burada diyoruz ki: Bu olamaz. Yani tabii, aynı kanuna bir madde eklemekle böyle bir tahdit getirebilirsiniz ama ya burada eşitlik, adalet adına bir sorun var mıdır, yok mudur? Anayasa'daki temel hak ve özgürlükler anlamında bir sorun var mıdır, yok mudur? Bunların hepsinin, bu kanunun da maddeleri itibarıyla Anayasa'ya uygunluk denetiminin yapılması gereklidir diye düşünüyorum.
Etki analizi verilmedi bize ama ben geç kalmış olmam itibarıyla, Değerli Vekilimizin, teklifi sunan Sayın Milletvekilimizin yaptığı açıklamada bazı şeylerden, etki değerlendirmelerinden bahsettiğini biliyorum, tutanaklardan onları değerlendirip incelerim ama keşke o da verilseydi. Bunun kişi, sayı...
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Dağıtıldı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Dağıtıldı ama size ulaşmadı mı acaba?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Gelmedi, hayır, bana gelmedi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Allah Allah! Bir bakın arkadaşlar.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Gelseydi bu ifadeyi kullanmazdım ama gelmedi, gelirse bakarım yani sorun değil, bunu bir... Zaten sizin bu konuda değerlendirme yaptığınızı arkadaşlarım söyledi.
İkinci bir konu: Tabii, EYT niye gelmedi yani niye gelmiyor? Yani böyle bir teklifin içerisinde EYT de bulunamaz mıydı? Gayet rahatlıkla konulabilirdi teklife, gayet rahatlıkla bu teklifle birlikte bu hafta içerisinde EYT'lilerin bu mağduriyet sorunu ortadan kaldırabilirdi, maalesef o da hâlen gelmiyor. Neden geciktiriliyor, neden öteleniyor? Geciktikçe EYT'lilik hakkı zaten zaman aşımına uğrar, daha da az sayıda kişiye mi -emeklilikte yaşa takılanlara- böyle bir fırsat yaratmış oluruz diye düşünmüyor da değilim, onu da belirteyim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok küçük hesap...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Uğur Bey gülüyor oradan.
Değerli arkadaşlar, Meclis danışmanlarımızın sorunları ortada, çok fazla sayı da değil, bir mağduriyet var, bir hak ihlali var. Hakkın verilmesi adına bunu da tekrar gündeme getirmek gerekir diye düşünüyorum.
Şimdi, ben, çok yakın bir geçmişte, öğretmenevi çalışanlarıyla ilgili... Aynen bizim Meclisimizde de çok farklı statüde, çok farklı nitelikte ama aynı işi yapan çok sayıda eleman var, öğretmenevlerinde de benzeri şekilde -taşeronda çalışan, başka statüde sözleşmeli çalışan- ama hepsi sonuçta aynı hizmeti görüyor ve kamuya yönelik bir hizmet görüyor. Öğretmenevi ve dışındaki diğer kamu misafirhanelerinde de benzeri bir beklenti var. Ankara'ya geldiğimde genellikle misafirhanede kalıyorum ve gittiğim, kaldığım misafirhanelerde çalışan personelin genellikle böyle bir mağduriyeti ifade ediliyor. Hepsi devletimizden bu hak mağduriyetlerinin, hak ihlallerinin çözümlenmesi talebinde bulunuyorlar, kadro taleplerini ifade ediyorlar.
Sözleşmesi feshedilenlerin durumuna yönelik kanun taslağında yani bu teklif bize gelmeden önce taslak hâlindeyken bir 8'inci madde vardı, orada -taslağı da gördüm- o taslakta 8'inci maddeyle ilgili... Tekliften çıkarılmış teklif sunulurken, taslaktan o çıkarılmış. Sözleşmesi feshedilenlerin durumuyla ilgili bir değerlendirme, bir düşünceniz yok mu? Hatta sözleşmesi feshedilenlerin haksız yere feshedildiğine dair bir kanaat de vardı genelde, hatta sizin doğrudan bu konuda bir açıklamanız da oldu. Sizin derken, özellikle Cumhurbaşkanlığı Strateji Daire Başkanlığından mıydı tam hatırlamıyorum, bir kurumun, bir "tweet"i bile vardı hatta bununla ilgili.
Şimdi, belediyelerde bir garabet var değerli dostlar, sayın milletvekilleri. Mesela Belediye Kanunu "Personel giderleri yüzde 30'u geçemez." der. Güzel, o yüzde 30 artırıldı mı tam emin değilim ama yüzde 30 gibi bir rakam, yüzde 30. Ama bakıyorsunuz, temizlik işinde çalışıyor, sokak süpürüyor, kamyon arkasında işçi, kamyon şoförü, parklarda park temizliği, park bakımı yapıyor gibi çalışanlar personel kabul edilmiyor belediyede, biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Bu çalışanlar, bu emekçiler aslında belediyenin asli görevini yapan, asli unsurları, bunlar personel kabul edilmiyor çünkü bunların gideri, bunlara ödenen ücretler, aylıklar personel gideri kapsamında değerlendirilmiyor, bunlar hizmet alımı. Hizmet alındığı için o "hizmet alımı bedeli" olarak geçiyor, yüzde 30 personel gideri içerisinde yer almıyor. Onların da mağduriyeti var, her ne kadar "Kadroya aldık, belediye şirketlerine geçtiler, onlar artık hizmet alımıyla, sürekli ihale süreçlerinde bir tereddüt yaşamayacaklar, iş güvencesine sahipler." deseniz de kadro değil, o hâlen taşeron da. Gene şirketin çatısı altında, şirket personeli olarak... Belediye personeli olarak bile tanımlanmıyorlar hâlen daha bu insanlar. Onlarla ilgili bir düzenleme getirmeyi düşünmüyor musunuz yani onları bu taşeron sisteminden tamamen kurtarmak adına?
Bu belediyeler, il özel idaresi ve mahalli idare birliklerindeki sözleşmelilerin memur hakkı verildikten sonra nakil olamayacakları meselesini az önce bahsettim. Bunun Devlet Memurları Kanunu'ndan, sanki kanunun ruhuna, devlet memurlarının haklarına dair bir ayrıcalık, bir farklılık, bir eşitsizlik yaratılacağı düşüncesi var, bunun mutlaka giderilmesi gerekir.
28/11/2022 tarihi nedir, neden bu tarih? Yani neden 27/11 değil, 29/11 değil, hatta bir yerde "29/11" diye geçiyordu taslakta galiba, 28'e alınmış. Yani bu 28/11/2022 tarihinin nedenini, gerekçesini ben özellikle sorarak, altını çizerek öğrenmek istiyorum. Olması gereken yani yıl sonu, bu yıla başlamışız. "31 Aralık" ifadesini koyarsınız biter, dolayısıyla bir yılın sonu itibarıyla. Yani yarın bir gün bu tarihin ne olduğunu soracağız.
Zabıtalar... Bakın, zabıta memurdur, memur statüsünde bir görevlidir. İşçi statüsünde alıp zabıta elbisesi giydirip denetime çıkarıyorsunuz ama işçi olduğu için, işçi statüsünde veya taşerondan hizmet alımıyla alınıp sonra zabıta yapılan bu insanların imza yetkisi yok; imza yetkisi olmayanın denetim yetkisi de olmaz. Yani yetkisi olmayan bir kişiye zabıta görevini veriyorsunuz oysa bunların hepsinin memuriyete mutlaka alınması lazım, o yetkiliye kanunun kendisine verdiği yetkiyi devlet memuru olarak kullanabilmesinin önünü açmak lazım. İtfaiye personeli de yine aynı şekilde, işçi statüsünde alıyorsunuz itfaiyede çalıştırıyorsunuz. Yani bu, bütün belediyelerin temel bir sorunu. Bu sorun o partinin, bu partinin değil, bu sorun çalışanların özlük hakkıyla ilgili bir sorun; zabıtaların, itfaiye personelinin, daha nicesi var. Özellikle bu 2 meslek grubunun bu sorununun bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz.
Sözleşmeli personele kadrolarını verelim, hiçbir itirazımız yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, izninizle ben bir dakika daha alacağım sadece, o kadar
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Tabii, ben bu konuda kanun teklifi de vermiştim daha önce. Getirilen kanun teklifi, buna yaklaşık benzer bir kanun teklifi, sözleşmelilerin memuriyete alınması ama sorum şu: Bu değişikliğin, eminim, oy birliğiyle birçok maddesinde hemfikiriz, madde içeriğindeki değişiklik önerilerimiz olsa da ama şöyle bir ibare var gerekçede: "İlerleyen süreçte kamu hizmetlerinin niteliğinin değişmesi, vatandaşlarımızın hizmet beklentisinin yükselmesi, eğitim imkânlarının her düzeyde ve alanda genişlemesi karşısında sözleşmeli personelin yeniden tanımlanması ihtiyacı doğmuş." Bu ihtiyaç duyulduğu doğruysa bunu yeniden tanımlayacak mısınız? Yani bu kanun teklifinde sözleşmeli personelin yeniden tanımlanmasına dair bu ihtiyacı karşılayacak bir düzenleme yok, memuriyete alınması konusunda bir düzenleme var. Dolayısıyla, şimdi sormak gerekir, sözleşmelileri memur statüsüne bu kanunla geçirmek yerine sözleşmelinin devamlılığını neden hâlâ öngörüyoruz?
Son cümlem de şu: Tabii, bu sözleşmelileri bir şekilde memuriyete alacağız ama bu konuda, norm kadroyla ilgili belediyelerde, kamu idarelerinde -özellikle belediyeler, mahalli idare birliklerinde- norm kadro yapısıyla ilgili bir düzenlemeyi, bu sözleşmelilerin daimi memur statüsüne geçmesi sonrasında norm kadroyla, yönetmelikle ilgili bir düzenlemenin getirilmesi düşünülüyor mu?
Teşekkür ederim.