DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu yayınlanan savcılık fezlekesinde büyük bir sorun var. Dediğim gibi, kusurlar fezlekede yazılırken "Genel değerlendirme" kısmında şöyle bir ifade var: "Büyük dinamit patlamasının hemen ardından ikinci bir küçük patlatmanın gerçekleştiğinin tespit edildiği..." İkinci patlatmanın yapıldığıyla ilgili somut bir delil var mı? Yok. Şahit var mı? Yok. Belge var mı? Yok. O zaman savcılık fezlekesinde 2'nci patlatmanın gerçekleştiği nasıl tespit ediliyor? Doğrudan bu kısım itibarıyla, bu savcılık fezlekesi ana gerçeği ortaya çıkarma vasfını maalesef kaybetmiştir. Somut bir bilgiye, delile, şahide dayanmayan şekilde fezlekenin yönü diğer kusurlara değil, doğrudan 2'nci patlatmayla barutçunun üzerine yönlendirilmiştir; dolayısıyla, bu yönü itibarıyla oldukça problemli.

Diğer taraftan, patlama anında eksi 320 kotunda elektriklerin kesilmediğine dair yaptığım açıklamanın, dayandığımız belgelerin de Komisyon raporunda yer almasını istiyorum. Bunu özellikle Komisyon yazım ekibindeki uzmanlara burada söylüyorum, bu kısmın mutlaka Araştırma Komisyonu Raporu'nda yer alması gerekiyor. Uzmanlar arasında bir itirazı olan varsa şimdi söylesin, Komisyon devam ederken itirazını söylesin. Komisyon süresi tamamlanmaya yakın, uzmanlar kendi aralarında, kapalı kapılar ardında raporu yazmaya başladıktan sonra bize sürpriz bir şekilde raporu verdiklerinde eğer bu nokta, bu husus yer almıyorsa, o zaman bu raporu yazan uzman ekibin üzerine de büyük bir soru işareti düşer; bunu ifade edeyim.

Diğer taraftan, son olarak söylüyorum: Savcılık fezlekesinin 100'üncü sayfasında maden işçisi olarak çalışan Şenol Kaya'nın yaptığı bir açıklama var, aynen okuyorum: "Ocak içerisinde yapılacak olan havalandırma modernizasyonunu Mehmet Tural'dan 2022 yılı Eylül ayı içerisinde öğrendiğini; eğitim için kendisinden personel istediğini ancak işçi sayısının yetersiz olduğunu söylemesi üzerine ilerleyen günlerde havalandırma sistemlerinin değişeceğini ve ocaktaki faaliyetin on beş, yirmi gün duracağını söylediğini; havalandırma modernizasyonuyla ilgili sorumluluğun Müessese Müdürlüğüyle ilgili olduğunu düşündüğünü..." diyor; bir de ortada böyle bir vaka var. Şimdi bu vakada burada havalandırmayla ilgili her hâlükârda bir havalandırma sorunu olduğu ve ana etkenlerden başlıcasının havalandırma sorunu olduğu tam böyle Komisyonun ve bütün raporların ortasında duruyor. Yani 320 kotuna bağlanan -350-300 arası diyelim- nefeslik hattında bir sensör yok, o hat tamamen kirli hava dönüşü. 320 kotundaki 2 sensörün arasına bağlanan "battıçıktı" diye de ifade edilen, ifadelerdeki o alanda bir metan gazı birikmesi, gazların yüksek miktarda bir araya gelmesi ve arında yapılan patlatmadan gelen yani 1.69 seviyesine metanı çıkaran o yoğunlukla birleşmesiyle birlikte, 2 sensör arasında sıkışan, kalan ve biriken bir metan ve 1,5'ta kesilmesi gereken elektriğin kesilmemesi nedeniyle patlamış olması şu anda belgelere dayalı olarak en büyük ihtimaldir. Vekil arkadaşlarımızın ifade ettiği şekilde gerek bu aşamada savcılık fezlekesinin yayınlanması gerekse de yerinde inceleme yapılmadan bu fezlekenin hazırlanmış olması maalesef bu fezlekeyi de sıkıntılı hâle, eksik hâle getirmiştir. Bu bakımdan, bu doğrultuda da TTK'nin hâlâ yanıt vermesi gereken çok fazla soru var, bunlardan bir tanesini bir örnek olarak size söyleyeyim: Eksi 300 lağımında, o 1'inci eksi 300 lağımında Enerji Bakanlığının verdiği resmî Havalandırma Planı'na göre 2 tane hava kapısı görünüyor ama fezlekeye göre ve bilirkişi raporuna göre, burada 1 tane hava kapısı var. Bunların hepsi önemli detaylar, dolayısıyla fezlekeler, bilirkişi raporları, Enerji Bakanlığından gelen yanıtların hepsi bir araya getirilerek bu Komisyon görevini tamamlamadan önce tutarlı, mantıklı, doğru ve bilimsel bir noktada buluşmak zorundayız ve bugüne kadar yapılan, bize iletilen belgelerde hata yapan sorumlularla ve yetkililerle ilgili de bir inceleme yapmanızda fayda görüyorum.

Teşekkür ediyorum.