KOMİSYON KONUŞMASI

SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Konuşmamı kısa keseceğim, anladım.

Şimdi, ben, öncelikle hepinize saygılarımı sunuyorum.

Açıkçası, kanun teklifini gördüğümde, ilk sayfaya, 2 sevdiğim, 2 değerli şahsiyetin imzasına baktım. Önce, bu sefer AK PARTİ muhtemelen Anayasa'ya aykırı olmayan, gerçekten herkesi kucaklayan bir kanun teklifi getirmiştir diye tam düşündüğüm anda, bir baktım maalesef hayal kırıklığına uğradım Sayın Hacı Ahmet Bey. Bu hayal kırıklığını giderebilecek bir zaman var mı? Var. Yani ben sizin gibi değerli bir şahsiyetin, sizin gibi gerçekten eğitimci bir insanın özellikle 2'nci maddeye nasıl imza attığını hakikaten anlamış değilim; ben gerçekten bunu çözemedim ve çok çok üzüldüm, onu da ifade etmek istiyorum hem şahsınızla ilgili hem Sayın Orhan Erdem'le ilgili. Ya, şimdi, evet, anlıyorum, AK PARTİ'nin meramını anlıyorum. Seçim yaklaşıyor, öğrencileri zapturapt altına almaya, tek tip öğrenci yaratmaya çalışıyor; onu da anlıyorum. Yani öğrenciler konuşmayacak, pankart asmayacak, toplantı yapmayacak, afiş asmayacak. Zaten arkadaşlar hukuki anlamda, teorik anlamda Anayasa'ya aykırılığını çok iyi bir şekilde zaten ifade ettiler, ben ona girmeyeceğim. Ama arkadaşlar, bugüne kadar bizim aşıyı neden bulamadığımızı bu kanun teklifinden anlayabiliyoruz. Öğrencilerimizin çoğu gidiyor. Evet, arkadaşlar, yani neden aşıyı bulamadığımızı... Evet, Togg arabası geldi ama Togg arabasının fabrikasının neden ülkemizde olmadığını artık bundan anlayabiliyoruz, gerçekten anlayabiliyoruz. Ya, öğrenciye diyorsunuz ki: "Öğrenci araştırmasın, öğrenci sorgulamasın, öğrenci eleştirmesin, öğrenci sadece ve sadece "Yaşasın reis!' desin, onun dışında başka bir şey demesin." Siz bunu istiyorsunuz.

Sayın Özdemir, şahsınızı da Sayın Erdem'i de hakikaten karakter olarak seviyoruz, daha önce birçok konuda istişare ettik. Peki, bu konuyla ilgili -sizin imzanız var- istişare edecek miyiz? Maddelere gelince, gerçekten 2'nci ve 4'üncü maddelerde özellikle istişare edebilecek miyiz? Yoksa "Biz bunu getirdik, bize bunu verdiler, biz de bunu buradan geçirmek zorundayız." diyorsanız, biz hiç konuşmayalım, biz kendimizi de yormayalım. Yani açıkçası bu hayal kırıklığını giderebilecek bir çalışma olacak mı, olmayacak mı? Ben sizden bu konuda olumlu bir cevap bekliyorum. Yani düşünebiliyor musunuz... Çalışmaların düzenini bozmak; neye göre bozacak, hangi çalışma düzeni? Ya da işte toplantı; hangi toplantı? Eğer AK PARTİ'nin lehine bir toplantı olursa legal olacak ama muhalefetin herhangi bir eleştirisi ya da "tweet"i olduğunda illegal mi olacak? Diyecek bir laf bulamıyorum. Bu konuyla ilgili maddede daha detaylı konuşacağız. Size dediğim gibi, yediden önce ben konuşmamı bitireceğim diye ben biraz daha kısa konuşacağım.

Şimdi, elbette, biz MİT personelinin donanımlı olmasını ülke güvenliği açısından önemli buluyoruz. Ancak biz hep şunu söylüyoruz: Akademiler kurulurken kurulma şeklini eleştiriyoruz. Madem kuracaksınız, o zaman YÖK Kanunu'na bir madde eklersiniz, ona göre de bunu kurarsınız. Ya, Anayasa'ya aykırı olduğunu bile bile... Ya, bunun da örneği var, bu maddelerle ilgili örneği olduğunu da Sayın Kaboğlu ifade etti. Ama yok, siz kanunu getirdiğiniz gibi geçirmeye çalışıyorsunuz, neticede de -Yıldırım ağabey de izah etti- Sayın Erdoğan'ın atadığı Anayasa Mahkemesi üyeleri bile reddetti. Bunu biz söylediğimizde hakikaten biz ülke için, öğrenciler için, gelecek için, milletimiz için bir kanun teklifi geçirelim diyoruz ama maalesef, siz her zaman bildiğimiz zihniyetle devam etmeye çalışıyorsunuz.

Son olarak şunu ifade edeceğim üniversite adlarının değişimi konusunda: Bunun altında yatan sebep nedir? Bunun izahatı hâlâ olmadı. Bunun izahatını bekliyoruz.

Diğer konu Türk-Japon Üniversitesiyle ile ilgili. Yani daha önce bir yolsuzluk oldu mu, denetlenebildi mi? Peki, daha önce eğer o konuda bir usulsüzlük var ise bunun hesabını kim soracak, nasıl soracak? Bunların cevaplarını bekliyoruz.

Ben son olarak, her 2 değerli milletvekilimizin imzalarının yeniden değerlendirilmesi konusunda, özellikle 2'nci ve 4'üncü maddeleri yeniden istişare edecekleri konusunda hâlâ ümitliyim, bekleyip göreceğiz.

Ben hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.