| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir, Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 107 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4884) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 24 .01.2023 |
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, keşke teklif sahipleri bunların hepsini bir maddede yapmamış olsalardı. Mesela, 657'de disiplin cezalarına ilişkin hükümler var, 124'ten başlıyor 136'ya kadar. Madde 124, disiplin amiri ve disiplin cezaları; madde 125, disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller; madde 126, disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar; madde 127, zaman aşımı; madde 128, karar süresi; madde 129 yüksek disiplin kuruluna ilişkin hükümler; madde 130, savunma hakkı; madde 131, cezai kavuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi; madde 132, uygulama; madde 133, disiplin cezalarının bir süre sonra özlük dosyasından silinmesi; madde 134, disiplin kurulları ve disiplin amirleri; madde 135, itiraz; madde 136, itiraz süresi falan. Bu biçimde düzenlenseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum ama bunların tamamını tek bir maddede düzenlemişler. Bir eksiklik olduğu için söylemiyorum ama birden fazla maddede düzenlenebilirdi.
Şimdi, bir kısmı fiillerle ilgili yani birinci fıkra, diğerleri az evvel söylediğim düzenlemeler. Bu disiplin hükümlerine ilişkin şunları söyleyeyim: Önemli bir kısmında aslında ve özellikle hukuk devleti ilkesi açısından ayrıntılı değerlendirme yaptı İbrahim Hoca. Ben bunların bir sorun oluşturduğunu düşünüyorum ama şöyle bir şey var: Bunlar ilk değil, daha önce de disiplin yönetmeliklerinde benzer hükümler vardı, Devlet Memurları Yasası'nda benzer hükümler var, personel yasalarında benzer hükümler var. Ya, Türkiye'deki hiçbir disiplin hukukuna ilişkin düzenlemede özgürlükçü bir yaklaşım olmadığı için bunda da yok yani bütün kötüde birbiriyle benzeşiyorlar. Hani diğerleri iyi, bu kötü demiyorum, hepsi kötü, bir tane daha kötü olacak eğer bu yasalaşırsa. Özgürlükçü bir bakış açısıyla hazırlanmamış.
Bir kez daha söylüyorum: Evet, Anayasa Mahkemesi "Yasayla düzenlenmeli." dedi ama Anayasa Mahkemesi bunun esasına ilişkin bir inceleme yapmadı yani "Bu disiplin hükümleri Anayasa'ya uygundur." demedi, sadece yönetmelikle düzenlenmesini aykırı buldu ama yarın öbür gün içeriğini incelediğinde bir kısmıyla ilgili, hukuk devleti ilkesine aykırı olduğundan, öngörülemez olduğundan iptal kararı verebilir diye düşünüyorum.
Örneğin, mesela "Çalışmaların düzenini bozmak." Ya, bu, çok yuvarlak bir kavram. "İzinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş veya pankart asmak." Yani hangi yüzyılda yaşıyoruz, bir insan, bir üniversite öğrencisinin bildiri dağıtması için hâlâ izin istiyor olması, afiş, pankart yapıştırması için... Üniversite öğrencisinden bahsediyoruz ki 2547 sayılı Yasa'da açıkça üniversitenin amacı söyleniyor yani şimdi madde tam önümde değil, anımsamıyorum ama özgür düşünceye sahip bireyler yetiştirmektir yükseköğretimin amacı. Ya, izin almadan bildiri dağıtamayacak, izin almadan bir afiş asamayacak. Bir kişinin herhâlde özgür bir birey olarak yetişmesi beklenmemeli. "Huzuru bozucu eylemlerde bulunmak." Ya, bu, çok yuvarlak bir kavram veya "Disiplin soruşturmalarının usulüne uygun bir şekilde yürütülmesini engellemek." Ne demek bu? Yani usulüne uygun yürütülmesini, hakkında disiplin soruşturması yürütülen kişi nasıl engelleyebilir ki? Zamanında savunma vermedi veya hiç savunma vermedi, ne olacak? Bunun için ayrıca bir ceza mı vereceksiniz? Zaten fiilin kendisiyle ilgili cezai yaptırımı var. Veya "Kişilerin şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı eylemlerde bulunmak." Ya, bunlar ancak yargı kararıyla ortaya konulabilecek şeyler yani hani, bu şeref, haysiyet, bunu disiplin soruşturmasıyla nasıl ortaya koyacaksınız? Veya "İzin almadan toplantılar düzenlemek." Ya, öğrenciler izin almadan toplantı düzenlerse disiplin cezası öngörülüyor.
Şimdi, çok güzel bir madde var. Yalnız dikkatinizi çekerim buraya, şaka değil, teklif sahipleri aynen böyle yazmışlar. Diyorlar ki: "Örgüt üyesi olduğu için bir kişiye ceza veremezsiniz yani mahkeme kararı olmadan örgüt üyeliğinden bir kişiye ceza veremezsiniz. Bir kişiye örgüt üyeliğinden dolayı ceza vermeniz için mahkeme kararı da gerekmez, kesinleşmiş bir mahkeme kararı gerekir ama örgüt üyesi olmayan bir kişiye aynı cezayı verebilirsiniz." diyor. "Mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak" bundan ceza vermeniz için kesinleşmiş mahkeme kararı gerekiyor, "Suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına faaliyette bulunmak veya örgüte yardım etmek" suçlamasından dolayı "Ceza verebilirsiniz." diyor hiçbir yargı kararı olmadan. "Örgüt üyesine ceza vermeyin." diyor...
KAMİL AYDIN (Erzurum) - "Suç örgütü" diyor sanki orada.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Önemli değil. Kamil Hocam, bakın "Örgüt üyesine mahkeme kararı olmadan ceza veremezsiniz:" diyor ama "Örgüt üyesi olmayan birisine ceza verebilirsiniz." diyor; teklif sahibi, buyurun, okusunlar; (d) bendinde. Disiplin hükümlerine ilişkin söyleyeceğim bunlar.
Şimdi, diğer kısmıyla ilgili ben iyi düzenlendiğini düşünüyorum; usule ilişkin düzenlemelerde ciddi bir eksiklik yok maddenin (2), (3), (4), (5), (6), (7), (8), (9), (10), (11) ve (12)'nci fıkralarıyla ilgili ama birkaç eksiklik olduğunu düşündüğüm şeyleri söyleyeyim. Şunun tehlikeli olduğunu düşünüyorum: "Yükseköğretim kurumundan bir veya iki yarıyıl uzaklaştırma cezası ile çıkarma cezasını gerektiren suçlarda soruşturma açmaya yetkili amirin teklifi üzerine veya re'sen, rektörün kararıyla otuz günü geçmemek üzere öğrencinin yükseköğretim kurumu binalarına sokulmaması yönünde tedbir uygulanabilir." Yani zaten yaptırımın kendisi öğrenciyi okuldan uzaklaştırma ve tedbiren rektör kararıyla bir öğrencinin bu aşamada okula girişinin engellenmesini doğru bulmuyorum, peşin ceza vermek anlamına gelecek. Belki soruşturmanın sonunda ceza verilmesine hiç gerek olmadığına karar verilebilir.
Bir diğeri, 7201'in uygulanmasına ilişkin (11)'inci fıkrada bir düzenleme var ama aynı yerde (5)'inci fıkrada şöyle takdiri bir düzenleme yapılmış, bunun da yanlış anlaşılmaya yol açabileceğini düşünüyorum: "Hakkında disiplin soruşturması açılan öğrenciye isnat edilen suçun neden ibaret olduğu, savunmasını yapacağı tarihten en az yedi gün önce yazılı olarak bildirilir..." Bunda bir sorun yok ama diyor ki: "...ayrıca öğrenci bilgi sistemi üzerinden veya elektronik posta ya da kısa mesaj ile de bildirilebilir." Buradaki bu takdir yetkisinin doğru olmadığını düşünüyorum. Eğer bu uygulanacaksa en azından buraya da 7201 sayılı Yasa uygulanacak, Tebligat Kanunu'na ilişkin hükümler uygulanacağı söylenebilir.
Şimdilik söyleyeceğim bunlar.
Teşekkür ediyorum Başkanım.